Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)

Politika Haberleri

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Daha düne kadar yargıyı yedek kuvvet gibi kullananlar, bugün İstanbul'a ve şehrin kaynaklarına karabasan gibi çöken bir suç şebekesinin hukuki akıbetini hiç utanmadan siyasi kumpas olarak yaftalıyorlar.

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Daha düne kadar yargıyı yedek kuvvet gibi kullananlar, bugün İstanbul'a ve şehrin kaynaklarına karabasan gibi çöken bir suç şebekesinin hukuki akıbetini hiç utanmadan siyasi kumpas olarak yaftalıyorlar." dedi.
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, partisi ile ana muhalefet arasında devasa bir farkın bulunduğunu belirtti.
"CHP Genel Başkanı ve yol arkadaşları siyaset namına sadece yalan ve polemik üretirken, kendilerinin saatte 23, günde 550 yeni konut ürettiklerini" ifade eden Erdoğan, "Bizler iktidar ve İttifak olarak ülkeye ve millete hizmet için, sorunları çözmek için koştururken ana muhalefet cenahı kendi ikballerinin, hırslarının, şahsi hesaplarının peşinde koşuyor. Bizimle yarışacak hizmet desen yok, bizimle aşık atacak eser desen yok, bizim ufkumuzu açacak öneri desen yok. Milletin sorunlarına çözüm üretecek vizyon desen, o da yok. Peki bunların yerine ne var? Bolca hakaret, küfür, siyasi nezaketsizlik var. Tehdit ve zorbalıkla aykırı her sesi susturma çabası var." diye konuştu.
Dün gerçekleştirilen CHP TBMM Grup Toplantısı'nda bir video izlettirildiğini anımsatan Erdoğan, ana muhalefetin yine AK Parti'yi taklit ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tabii ortada millete gösterilecek tek bir eser ve hizmetleri olmayınca ellerinde sadece yolsuzluk dosyaları kalıyor. Allah var, CHP'lilerin yolsuzluk, rüşvet, irtikap dosyaları üzerinden giderlerse, videosunu yapacak malzeme bulmada hiç sıkıntı çekmezler. Baklava kutularından para kulelerine, villalardan valizlere kadar onlara en az birkaç sene yetecek malzeme var. Allah akıl fikir versin, diyorum. Türkiye'nin ana muhalefet partisinin bu tükenmişlik sendromundan süratle kurtulmasını temenni ediyorum. Kurasını çektiğimiz yeni konut ve iş yerlerinin tekrar hayırlı olmasını diliyor, Rabb'imden evlerine kavuşan her bir kardeşimizin hanesine huzur, güven ve bereket vermesini niyaz ediyorum."
AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nın gerçekleştirildiği salonda, "CHP'li belediyelerin yönettiği büyükşehirlerde yaşanan sorunlar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in söylemleri ile AK Parti iktidarları dönemlerinde hayata geçirilen projeler ve deprem bölgesine yönelik yatırımlara" ilişkin video izletildi.
Videonun ardından konuşmasına devam eden Erdoğan, AK Parti'nin yelkenlerini milletin rüzgarının doldurduğunu dile getirerek, Türkiye'nin son çeyrek asrına damga vuran siyasetlerinin gücünü milletten aldıklarını, milletin duası ve desteğiyle bugünlere ulaştıklarını vurguladı.
"Bu hesap, yargı mensuplarını hedef alarak da kapatılamaz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletten aldıkları güçle nice badireleri salimen atlattıklarının, hile ve kumpasları aştıklarının, darbe ve vesayet heveslerini boşa çıkardıklarının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Yargıyı siyasi bir kondisyon alanı olmaktan yine biz kurtardık. Ama 23 yıllık bu çabalarımızda karşımızda statükoyu bulduk, statükonun temsilcisi CHP'yi bulduk. İmtiyazlarını kaybetmek istemediler, milletle yargı önünde eşitlenmek istemediler. Tarafsız ve bağımsız yargıyı bir türlü kabullenemediler. Daha düne kadar yargıyı yedek kuvvet gibi kullananlar, bugün İstanbul'a ve şehrin kaynaklarına karabasan gibi çöken bir suç şebekesinin hukuki akıbetini hiç utanmadan siyasi kumpas olarak yaftalıyorlar. Kabahat samurdan kürk olsa kimse üstüne almazmış, bunu anlıyoruz. Fakat CHP Genel Başkanı'nın niçin bizi ısrarla ve inatla bu davaya taraf yapmak istediğini anlayamıyoruz. Bu davanın avukatlığı Sayın Özel'e hayırlı uğurlu olsun. Şebekenin başıyla aralarındaki vekalet ilişkisi zaten biliniyordu. Ancak Sayın Özel şunu unutmasın; biz ne partilerinin içindeki mikro iktidar savaşlarının ne de yüz kızartıcı ithamlarla dolu bu davanın tarafıyız. Biz bu davada sadece adaletin samimi duacısıyız. Talep ve beklentimiz adil ve tarafsız bir yargılamayla gerçeklerin bir an önce ortaya çıkarılması, suçu sübut bulanlardan hukuk önünde hesap sorulmasıdır.
Bu hesap siyasi hokkabazlıkla, inkarla, pişkin hırs misali suç bastırmakla, 'en iyi savunma saldırıdır' kurnazlığıyla kapatılamaz. Bu hesap, yargı mensuplarını hedef alarak da kapatılamaz. Bir yandan hak, hukuk, adalet serenatları yapıp, diğer taraftan adaleti nalıncı keseri gibi kendinize yontamazsınız. Bu davanın bir numaralı sanığı sizin belediye başkanınız veya başkanlarınızdır. Sadece o değil, bu davanın ihbarcıları da sizin adamınız, itirafçıları da sizin adamınız. Biz bu davanın hiçbir yerinde yokuz ve olmadık."
Ana muhalefet partisinin bu davayı en başından beri siyasallaştırmaya gayret ettiğini, iddiaların vahamet ve ciddiyetini bilerek sulandırmaya çalıştığını millet gibi kendilerinin de gördüğünü kaydeden Erdoğan, "Ancak yargı mercilerini, kendi doğal mecralarında, yasal ve anayasal sınırları içinde çalışır halde tutmak, müşterek hassasiyetimiz olmalıdır. Açık ve net söylüyorum; görevini yapan yargı mensuplarına ve yargının meşruiyetine bu kadar acımasızca saldırmanın, bunları örselemenin kimseye bir faydası olmaz. CHP yönetiminin giderek çirkinleşen, hırçınlaşan üslubunu hiç kimseye değil, aziz milletime havale ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Devletin başı olarak, işini doğrulukla, kanunlar ve nizam çerçevesinde cesaretle yapan bütün yargı mensuplarımızın yanındayız" ifadesini kullanan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel'in artık oturduğu koltuğa yakışır bir olgunlukla hareket etmesini beklediğini dile getirdi.
Erdoğan, "Sizlerden de CHP'nin saldırgan diline prim vermemenizi, bunların oyunlarına asla aldanmamanızı rica ediyorum." diye konuştu.
"Gönül coğrafyamıza, insanlığa, insani değerlere de sırtımızı dönme lüksümüz yok"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak 23 yıldır kesintisiz iktidarda olduklarını ve millet için aşkla çalıştıklarını belirtti.
Osmanlı Devleti'nin 30 Ekim 1918'de imzaladığı ateşkes anlaşmasıyla Birinci Dünya Savaşı'ndan mağlubiyetle ayrıldığını hatırlatan Erdoğan, "Bir İstiklal Savaşı verdik, Cumhuriyetimizi kurduk. 1000 yıldır üzerinde yaşadığımız toprakların vatan hüviyetini kanımızla, canımızla bir kez daha teyit etmiş olduk. Biz burada Anadolu ve Trakya üzerinde müstakil devletimizi kurarken Osmanlı bakiyesi topraklar üzerinde de çok sayıda yeni devlet inşa edildi." dedi.
Erdoğan, 1000 yılı aşkın süredir bir arada yaşadıkları, yüzyıllar boyunca kader birliği yaptıkları dost ve kardeş milletlerle aralarına fiziki sınırlar çizildiğine dikkati çekerek, "Milletimin her bir ferdinin, özellikle genç kardeşlerimizin bilmesini, idrak etmesini gönülden arzu ederim; gençler unutmayın, biz, devletlerden bir devlet değiliz, biz milletlerden bir millet değiliz." ifadesini kullandı.
Selçuklu ve Osmanlı gibi iki büyük cihan devletinin mirasını ve tecrübesini kanında, canında, ruhunda, zihninde hala diri tutan bir milletin fertleri olduklarına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizim, millet olarak kökleri milattan önceki asırlara giden bir ordu tecrübemiz, devlet kurma, devlet idare etme tecrübemiz, medeniyetler inşa etme tecrübemiz var. Tarih bize son derece tabii olarak sahip olduğumuz tecrübelerle bir miras yüklüyor. Biz bir gece yatıp sabah bütün irtibatlarından, kardeşlik hukukundan, mirasından, mesuliyetlerinden azade olmuş bir millet olarak uyanamayız. Bu mümkün değil. Hiç kimse bu sözlerimi farklı yerlere çekmeye yeltenmesin. Her zaman ifade ediyorum: bizim hiçbir ülkenin topraklarında gözümüz yoktur, olamaz. Hiçbir ülkenin iç işleri bizi ilgilendirmez. Her ülkenin bağımsızlığına sonsuz derece saygılıyız. Ancak bizim ecdadımızdan gördüğümüz üzere gönül coğrafyamıza, insanlığa, insani değerlere de sırtımızı dönme lüksümüz yok."
Bir Erzurum türküsünün sözlerini okuyan Erdoğan, Yemen, Cezayir, Üsküp, Manastır, Selanik, Musul, Kerkük türkülerine dikkati çekti. Erdoğan, "Bu aziz millete fiziki sınırlar çizebilirsiniz ama gönül coğrafyasına sınır çizemezsiniz, o gönül coğrafyasını bu aziz milletin hafızasından silip atamazsınız." değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)