Akib'den Ekonomi Değerlendirmesi

Akdeniz İhracatçılar Birliği (AKİB) Başkanlar Kurulu Başkanı Bülent Aymen, Türkiye'nin son dönemde ihracat konusunda önemli atılımlar gerçekleştirdiğini belirterek, "OCD ülkeleri arasında ihracatımızla bir sürü şampiyonluk yaşıyoruz. Hem büyüme hızımızla hemde ihracatımızla dünyanın en fazla ihracat yapan 18. ülkesiyiz. Önceden haftalık, aylık kaydettiğimiz ihracat rakamları, bugün 1 saate sığmış durumda. Türkiye, yaklaşık 28 yıldır ihracat dünyasındaki yerini almış ve son 8 yılda önceki 20 yılda kaydettiğinden daha fazla ilerleme kaydetmiştir" dedi.Düzenlediği basın toplantısında Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri değerlendiren Aymen, sanayileşme süresi içindeki Türkiye'nin çok genç bir toplum olduğunu belirterek, ülkemizdeki sanayileşmenin 1980'lerden sonra başladığını hatırlattı. İhracatın 1981 ve 1982 yıllarında 2.5 milyar dolarlarda iken 2007 yılı itibari ile 106 milyar dolara yükseldiğini kaydeden Aymen, "Son sene itibariyle de ihracat 120 milyar doları buldu. Bu yüzde 4 bin 200'lik bir artışı ifade etmektedir. 1986 yılının tümünde gerçekleşen ihracat bugün 1 ayda yapılmaktadır. 2002'de gerçekleşen toplam 40 milyar dolarlık ihracat miktarını, bu yılın ilk 5 ayında gerçekleştirdiğimiz 55 milyar dolarlık ihracatla çoktan geride bıraktık" diye konuştu.55 milyar dolar ihracatın, AB'ye üye Yunanistan'ın, Romanya'nın ihracatının toplamının 2.5 katı kadar olduğunu ifade eden Aymen, "OCD ülkeleri arasında ihracatımızla bir sürü şampiyonluk yaşıyoruz. Hem büyüme hızımızla hem de ihracatımızla dünyanın en fazla ihracat yapan 18. ülkesiyiz. Önceden haftalık, aylık kaydettiğimiz ihracat rakamları, bugün 1 saate sığmış durumda. Türkiye, yaklaşık 28 yıldır ihracat dünyasındaki yerini almış ve son 8 yılda önceki 20 yılda kaydettiğinden daha fazla ilerleme kaydetmiştir. Türkiye son 5 yılda hem ihracat hem de GSMH bazında dünya ortalamasının çok üzerinde bir büyüme elde etmiş, OECD ülkeleri arasında, ihracat artış oranı en hızlı ülke olmuştur" şeklinde konuştu.İhracatın ithalatı karşılama oranının gittikçe yükselmekte olduğunu da hatırlatan Aymen, 2007'de yüzde 60.5'e yükselen bu oranın yılın ilk 5 ayında yüzde 66'ya çıktığını belirterek, " Ekonomik göstergelerimiz, Türkiye ekonomisinin kırılganlığını henüz üzerinden tamamen atamadığını işaret etmektedir. Bu nedenle iyimserliğimizi korurken, bir yandan da önlemlerimizi almak zorundayız. Türkiye'nin tekstil, otomotiv, ilaç ve makine sektörlerinin uluslararası tasarım üssü olması, dünyadaki sayılı pazarlama merkezlerinden biri haline gelmesi, sanayinin dünya destinasyonlarından birine dönüşmesi, 2023'te 500 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşabilmesi biz ihracatçıların, Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılı olan 2023 için koyduğu hedeftir" dedi.Açıklamasında, Türkiye geneli ihracatı sektörel olarak inceleyen Aymen, 2008 Mayıs ayında ihracatımızın bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 34.48'lik artışla 12 milyar 281 milyon dolar olarak gerçekleştiğini ifade ederek, şu bilgileri verdi; "2008 yılının ilk beş ayındaki ihracat yüzde 36.36 artışla 55 milyar 73 milyon dolara ve son 12 aylık ihracat ise yüzde 28.42 artışla 120 milyar 650 milyon dolara ulaştı. Tarım ve hayvancılık sektörü ihracatı mayıs ayında yüzde 32.52 artışla 1 milyar 39 milyon dolar olarak gerçekleşti. 12 aylık dönemde ise tarım ve hayvancılık sektörü ihracatı yüzde 22.89 artışla 12 milyar 510 milyon doları geride bıraktı." 2008 yılının Ocak-Mayıs dönemi ihracat rakamlarına bakıldığında sevindirici bir gelişme yaşandığını vurgulayan Aymen, " 2007 yılında 23.5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmiş olan Yunanistan bu ihracatla bizim 5 ay içerisinde gerçekleştirdiğimiz ihracatın yalnızca yüzde 47'sini yapabilmiş, 2007 yılı ihracatımız ise Yunanistan'ın 4.5 katı olmuştur. Aynı şekilde 2007 yılında yaptığımız ihracatla, aynı yıl içerisinde 14.6 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Bulgaristan'ın 7 katı, 33 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Romanya'nın 3 katı, Romanya-Bulgaristan ve Yunanistan ihracat toplamının 1.5 katı ihracat gerçekleştirdik. İhracat rakamı 32.1 milyar dolar olan Irak ve 63.1 milyar dolar olan İran bizim oldukça gerimizde kalmış ve ekonomimiz dünyanın en büyük ilk yirmi ekonomisi arasındaki yerini almıştır" diye konuştu.Konuşmasında bölge ihracatıyla ilgili de bilgi veren Aymen, bölge ihracatının uyumlu bir seyir izlediğini belirterek, "2005 yılında AKİB üyesi firmaların verileri göz önüne alınarak yapılan değerlendirmemizde 3.057 milyar dolar olan ihracatımız 2006 yılında yüzde 19.4 artarak 3.767 milyar dolara, 2007 yılında bir önceki yıla göre yüzde 11.1 artarak 4.125 milyar dolara çıkmış ve bu rakamla Türkiye genelinde yapılan ihracatın yüzde 4'üne imza atmıştır. Bu veriler göz önüne alındığında bölgemiz ihracatının Türkiye geneli ile uyumlu bir seyir izlediğini ifade edebiliriz. 2008 yılının Ocak-Mayıs döneminde ihracatımız 2007 yılının aynı dönemine göre yüzde 34 oranında artarak 2.1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir" şeklinde konuştu. Aymen, bölge ihracatına sektörel olarak bakıldığında narenciyenin ön plana çıktığını, bunu hububatın izlediğini kaydetti.İhracattaki sevindirici gelişmelere rağmen bölge olarak yadsınamaz sorunların olduğunu söyleyen Aymen, "Bugün 1 milyon 700 bin nüfusa yaklaşan Mersin'in belki de en önemli sorunu şehrin yüksek potansiyeline rağmen aşırı düzeydeki işsizlik oranı. Bugün tarım dışı işsizlik Türkiye İstatistik Kurumuna göre Adana ve Mersin'de yüzde 18-19. Bu yüzden Mersin bugün en büyük il sıralamasında 8. sırada olmasına rağmen kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasılada 16. sırada yer almaktadır. Bu sorunun çözümü ise bölgeye yatırım yapılmasından geçmektedir. Bölge, sahip olduğu tüm artı değerlere rağmen, limanları, kara ve hava yolu bağlantıları, serbest bölge, organize sanayi bölgeleri ve ticareti bilen, bu konuda deneyimli insan potansiyeli olarak sıralayabiliriz, gerekli yatırımı çekememiştir" dedi.Mersin hem ekonomisinde hem de sosyal yaşamının orijininde tarımsal üretim olan bir şehir olduğunu belirten Aymen, "Tarımsal üretim de tıpkı sanayi ürünlerinde olduğu gibi Ar-Ge çalışmaları gerektirmektedir. Teknoloji nasıl takip edilmesi gereken bir sektörse tarımsal ürünlerde de takip edilmesi gereken bir tüketim ve standardizasyon trendi bulunmaktadır. Tarımsal ürünlerdeki en büyük problem dünya pazarları için üretim yapılamamasıdır. Dünya pazarlarının tüketim alışkanlıklarının, her geçen gün değişen kalite ve sağlık standartlarının tarımsal ürünlerin pazarlanmasında rolü büyük olacaktır. Tarımsal üretimde ciddi bir yeniden yapılanmaya ihtiyaç vardır ve bunla ilgili çeşitli adımlar atılmaktadır. "Ulusal Turunçgil Konseyi", "Narenciye Tanıtım Grubu" gibi yeni oluşumlar ile tarım sektörünü gündeminin en başına alan RIS Mersin Projesi gibi girişimler bu konuda sevindiricidir. Organize Tarım Bölgesi Projesi ise bu oluşumlardan çok daha önce adı anılmaya başlanan ancak henüz somut bir adımın atılmadığı sektör ihtiyaçlarının başında gelmektedir" ifadelerini kullandı.Bütün bunların dışında Mersin'in limanın özelleşmesi problemini çözdüğünü ve bunun faydalarını hissetmeye başladığını dile getiren Aymen, şöyle devam etti; "Bildiğiniz gibi PSA-Akfen grubu 2007 yılında Mersin Limanı ihalesini kazanarak işletme hakkını devraldı. Daha öncesinde ihracatçılarımızın limanla ilgili büyük sorunları vardı, ancak yeni yönetim ve yeni yatırımlarla bu sorunlar hızla azalmaya başladı. Biliyorsunuz ihracatta öne çıkan bir kent için liman dışa açılan kapı yani olmazsa olmazdır. İyi işleyen bir liman hem Mersin'in hem de tüm bölgenin çıkarınadır. Yeniden yapılandırma sürecinde yaşanılan problemlerin aşılacağı ve Mersin International Port'un Doğu Akdeniz bölgesindeki en büyük limanlardan biri haline geleceğine inanıyorum. Tabii ki bölgemizde ve Mersin'de ihracat konusunda yaşanan sıkıntılar, tüm Türkiye'de yaşananlardan farklı değildir. Değerli YTL, ucuz döviz ihracatı engellemese de kısıtlayıcı bir faktördür. Her şeyden önce, firmalarımızın maliyet kalemleri çoğunlukla YTL'dir. Satışlar ise euro ya da dolar cinsinden. Bu bakımdan maliyeti yüksek ama satışı ucuz ürünler karşımıza çıkmaktadır ki, bu da firmalarımızın rekabet gücünü azaltmaktadır. Başkanlar Kurulu Başkanı olduğum AKİB olarak biz, müdahale edebileceğimiz kısım olan maliyet kalemlerini azaltma konusunda gerekli çalışmaları yapıyoruz. Firmalarımın ihtiyacı olan, yapılar, laboratuarlar, sertifikalar gibi maliyet kalemi olabilecek konularda, devlet nezdinde gerekli girişimlerde bulunuyor ve gerektiğinde finansal destek de sağlıyoruz.Diğer bir sorun ise dış ticaretteki vizyon eksikliğidir. "Ucuz mal üreteyim, sürümden kazanayım" terimi artık çok da geçerli değildir. Devir markalaşma devridir. Hatırlayacaksınız, Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizlerinde ülke çok büyük yaralar aldı. Merkezimiz olan Mersin'de gelişmiş olan tekstil sektöründe o zaman için yaptığımız araştırmalarda 495 konfeksiyon atölyesi varken, bugün yalnızca 14 tane kaldı. Yalnız çok ilginçtir, tekstil firmalarımız geçmişe göre adet olarak daha az ürün satmakla beraber daha fazla gelir elde etmeye başlamıştır. Bu, markalaşma sürecinin bölgemizde de yavaş yavaş başladığına işarettir." (MUÇ-HK-Y) 25.06.2008 17:07 TSİ

Akib'den Ekonomi Değerlendirmesi

Yerel Haberler

Akdeniz İhracatçılar Birliği (Akib) Başkanlar Kurulu Başkanı Bülent Aymen, Türkiye'nin Son Dönemde İhracat Konusunda Önemli Atılımlar Gerçekleştirdiğini Belirterek, "Ocd Ülkeleri Arasında İhracatımızla Bir Sürü Şampiyonluk Yaşıyoruz.

, Haberler