2026 Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda... Dem Partili Demir: Destekleme Planınız Ancak Çiftçiliği ve Çiftçiyi Bitirir

Güncel Haberler

DEM Parti Ağrı Milletvekili Nejla Demir, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesinde; "Bir dekar buğdayın masrafı 4 bin 42 TL. Çiftçinin elde ettiği gelir 4 bin 420 TL. Çiftçiye burada kalan 378 TL. O çiftçi eğer sertifikalı tohum ekmişse 366 TL veriyorsunuz. Masrafların yaklaşık yüzde 11'ini destekliyorsunuz. Bu destek programları kime göre, neye göre, nasıl yapılıyor, ne baz alınarak hesaplanıyor? Destekleme planınız ancak çiftçiliği ve çiftçiyi bitirir" dedi.

(TBMM) - Dem Parti Ağrı Milletvekili Nejla Demir, Tbmm Plan Ve Bütçe Komisyonu'ndaki Tarım Ve Orman Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesinde; "Bir dekar buğdayın masrafı 4 bin 42 TL. Çiftçinin elde ettiği gelir 4 bin 420 TL. Çiftçiye burada kalan 378 TL. O çiftçi eğer sertifikalı tohum ekmişse 366 TL veriyorsunuz. Masrafların yaklaşık yüzde 11'ini destekliyorsunuz. Bu destek programları kime göre, neye göre, nasıl yapılıyor, ne baz alınarak hesaplanıyor? Destekleme planınız ancak çiftçiliği ve çiftçiyi bitirir" dedi.
Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçe teklifi ve kesin hesap görüşmeleri devam ediyor.

Tarımsal sorunların ve çiftçi krizinin katlanarak derinleştiğini belirten DEM Parti Ağrı Milletvekili Nejla Demir, sorunlara çözüm üreten bir yaklaşım yerine sorunları öteleyen ve giderek ağırlaştıran bir anlayışın sürdüğüne dikkat çekti. Demir ayrıca; tarım desteklerinden su politikalarına, GES'lerden maden ocaklarına, ÇED raporlarından mera alanlarına, gıda güvenliğinden pestisitlere, ithalattan ihracata kadar yanlış uygulanan politikaların silbaştan yeniden ele alınması gerektiğini de ekledi.

"Sizin niyetiniz çiftçiyi gözden çıkarmak"

Demir şöyle devam etti:

"Tarım destek miktarı sağlıklı ve yeterli üretim için destek oranı en azından gayrisafi milli hasıla yüzde 1'i olması gerekirken, bakanlığınızın politikaları neticesinde oran her yıl daha da düşürülerek maalesef yüzde 0,3'e gerilemiş durumda. Sizin niyetiniz çiftçiyi gözden çıkarmak. Pamukta 2002'ye kadar verilen destek çiftçilerin maliyetinin yüzde 35-37'sini karşılıyorken şimdiki destekleme miktarı maliyetin ancak yüzde 9'unu karşılayabiliyor.

Ağrı'da buğday üreticisi bir dekar alana 8 litre mazot harcar, ortalama 50 kilogram gübre harcar. Mazot 472 TL, gübre minimum bin 600 TL, ilaçlama ortalama 200 TL -ekstra bir sorun, bir hastalık çıkmazsa tabii- Tohum ortalama bin 170 TL. Bir dekar buğdayın masrafı 4 bin 42 TL. Çiftçinin elde ettiği gelir 4 bin 420 TL. Çiftçiye burada kalan 378 TL. O çiftçi eğer sertifikalı tohum ekmişse 366 TL veriyorsunuz. Çiftçi 4 bin 42 TL masraf yaptı. Sizin verdiğiniz destek 366 TL. Siz masrafların yaklaşık yüzde 11'ini destekliyorsunuz. Bu destek programları kime göre, neye göre, nasıl yapılıyor, ne baz alınarak hesaplanıyor? Destekleme planınız ancak çiftçiliği ve çiftçiyi bitirir. Bu tablo karşısında tabii ki gençler çiftçilik yapmak istemez. Tabii ki temel göç sebeplerinden biri de geçim sıkıntısı olur. Tabii ki sermayedarlara pay edilen bütçeler için üreticiler isyan eder.

Yoksulluk bu halka dayatılıyor. Nüfusun yüzde 70'i, 80'i tarımla geçinen illerde üretim şartlarını zorlaştırmanın başka bir anlamı olamaz. Sonra da tarlasını sürüp ekemeyen çiftçilere sanki sorumlusu kendileriymiş gibi 'Tarlanızı ekinsiz bırakırsanız, iki yıl boş bırakırsanız tarlanızı elinizden alır, bir sermayedara toplu kiraya veririm' diyorsunuz.

"Tohumcuya borçlu bu çiftçi, gübreciye borçlu bu çiftçi, yemciye borçlu, veterinere borçlu..."

Çiftçi borçları çığ gibi büyüyor. Bu yıl itibariyle 1 trilyon 94 milyarı buldu. Çiftçiler her üretim sezonu başında sudoku çözer gibi sürekli rakamlarla boğuşuyor. Çiftçi 2024 yılının desteğini değer kaybede kaybede ancak 2025 yılında aldı. Ekim, dikim, bakım, besleme için yaptığı giderleri borçlanarak ancak yapabildi. Tohumcuya borçlu bu çiftçi, gübreciye borçlu bu çiftçi, yemciye borçlu, veterinere borçlu. Dolayısıyla bankalara borçlu. Yemden gübreye yıllık fiyat artışı oranları yüzde 40 ile yüzde 90 arasında değişiyor. Yani enflasyon artıyor, fiyatlar uçuyor ama sizin ödemesini sonraki yıla bıraktığınız destek rakamları ancak yüzde 17 artışla birlikte ödenebiliyor.

Hayvancılığın tarımsal destekleme bütçesinden aldığı pay her yıl sürekli azalıyor. 2023'te yüzde 24,2 seviyesinde, 2025'te yüzde 20,1 seviyesinde düşecek. Süt ucuz olduğu için süt inekleri hala kesime gidiyor maalesef. Bakın yıllık buzağı ölümleri hayvan varlığının yüzde 10'u. Bu yaklaşık olarak ortalama 547 bin buzağı kaybı demek yani 2024 yılında planlanan 600 bin hayvan ithalat rakamına yakın bir buzağı kaybı var. Bu buzağı kayıplarının buzağı ölümlerinin önüne geçerseniz aslında ithalata da gerek kalmayacak.

Sigorta her çiftçinin rahatlıkla yatabileceği bir hale getirilmelidir. Ülkede üretimi arttırmanın temel şartlarından biri çiftçinin ya don olursa ya dolu yağarsa ya herhangi bir şap hastalığı ya da pandemik bir hastalık peyda olursa gibi endişelerinin önüne geçip güvence vermek. Yani çiftçiyi mağdur edilmeme garantisi verebilmekten geçer."