Tüsiad: Ciddi Siyasal Kriz Var, En Doğrusu Çağlayan'dan Yükselen Ses

Ekonomi Haberleri

Tüsiad Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Çağlayan Mitingi'nde Yükselen 'Ne Şeriat Ne Darbe' Seslerinin Toplumun Yaşanan Krize Bakış Açısını Mükemmel Bir Şekilde Dile Getirdiğini Vurguladı.

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Çağlayan Mitingi’nde yükselen ’ne şeriat ne darbe’ seslerinin toplumun yaşanan krize bakış açısını mükemmel bir şekilde dile getirdiğini vurguladı.

"Çağlayan Mitingi, dile getirmeye çalıştığımız görüşlerin en özlü ifadesi olmuştur" diyen Yalçındağ, toplumun tüm kesimlerine sağduyu çağrısı yaptı.

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Çağlayan’dan yükselen ’ne şeriat ne darbe’ seslerinin toplumun yaşadığımız krize bakış açısını mükemmelen dile getirdiğini düşünüyoruz" dedi.

EN ÖZLÜ İFADE OLDU: Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) Samsun’daki toplantısında konuşan Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Ciddi bir siyasal krizle, karşı karşıyayız. Durumu doğru analiz ederek, bu krizi, tüm tarafların samimi katkısıyla, her türlü duygusal tepkiden uzak ve sağduyuyla çözmek zorundayız" diye konuştu. "Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklaması ile yaratılan fiili durum demokratik teamüllere uygun değil" demekle birlikte "Karşı karşıya olduğumuz fiili durumun kökeninde, iktidar partisinin, toplumda git gide yükselen ve TÜSİAD’ın da paylaştığı laik rejimi koruma kaygısını yeterince dikkate almamasının yattığını da" söyleyen Yalçındağ, "Çağlayan Mitingi, dile getirmeye çalıştığımız görüşlerin en özlü ifadesi olmuştur" dedi.

NE ŞERİAT, NE DARBE: Tandoğan’ın ardından bu mitinge katılanların da tek ses halinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik demokratik özünün korunmasının Türkiye’nin geleceği açısından ne kadar önemli olduğunu dile getirdiğine dikkat çeken Arzuhan Doğan Yalçındağ, sözlerine şöyle devam etti: "Çağlayan’dan yükselen ’Ne şeriat, ne darbe’ seslerinin, toplumun yaşadığımız krize bakış açısını mükemmelen dile getirdiğini düşünüyoruz. Biz şuna kuvvetle inanıyoruz: Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini laiklik ve demokrasinin ayrılmaz bütünlüğü oluşturmaktadır. Biri lehine diğerinden fedakárlık etmemiz düşünülemez. Türkiye, tansiyonu düşürerek ve millet iradesini yenileyerek bu süreçten sağlıklı bir biçimde çıkabilir. İşte bu nedenle, mevcut durumun demokrasiye zarar vermemesi için hemen erken genel seçime gidileceğinin ilan edilmesinin bir zorunluluk haline geldiğini söyledik. Genel seçimlerin, gerilimi yurt sathına yaymaması için bütün siyasi partilerin samimi bir gayret içinde olması şart."

SÜRECİN KOŞULLARI: "Bu sürecin sağlıklı geçmesinin, tüm gelişmiş demokrasilerde olduğu gibi ülke için bir yenilenme ve atılım vesilesi olabilmesinin belirli koşulları var" diyen Arzuhan Doğan Yalçındağ, bu koşullar yerine geldiği taktirde, Türkiye’nin, seçim sonuçlarından bağımsız olarak çok şey kazanacağını savundu.

Gidişe ’dur’ denildi

ARZUHAN Doğan Yalçındağ, "Türkiye sosyal açıdan ciddi bir gerileme tehlikesiyle karşı karşıyadır" derken, kadınların toplumdaki yerine dikkat çekti. TÜSİAD Başkanı, şunları söyledi: "21’inci yüzyılın başında, hálá, kız çocuklarını okutmayan, onları evine kapalı bir hayata yönlendiren, töre cinayetlerinin önüne geçemeyen, din kültürünü, kadının toplumdaki yerini bugünkünden daha geri bir noktaya itmek üzere kullanan zihniyetin toplum üzerindeki egemenliğinin, kırılmak şöyle dursun, daha da artmasından endişe eder hale geldik. Cumhuriyet ideallerinin en önemlisinin kadının toplumdaki yerini yükseltmek olduğunu unutmuş gözüküyoruz. Daha yirminci yüzyılın başında kadına her türlü hakkı tanıyan birinci kuşak Cumhuriyet kadrolarının çabalarına, aradan geçen 80 yılda biz ne kattık, şapkamızı önümüze koyup düşünelim."

AB üyeliği saplantı değil somut hedef

ARZUHAN Doğan Yalçındağ, önümüzdeki 6-7 yılın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurgularken, ilk somut hedefin "1 Ocak 2014’te Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini sağlamak" olması gerektiğini kaydetti. "Bu bir saplantı veya ölçüsüz bir hayal değil, ülke için somut bir hedeftir" diyen Yalçındağ, "Ulusal çıkarımız, bu süreci yalnızca ekonomik değil, siyasal ve sosyal olarak da reformsüreci olarak tanımlamak ve buna paralel başarılı müzakere süreci yürütmektir" dedi.

TÜRKONFED: Seçime gidin demokrasiye inancı tazeleyin

TÜRK Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Celal Beysel, hem hükümeti hem de ana muhalefet partisini eleştirirken, "Son bir kaç yıldır, AB standartlarında bir demokrasiyi yerleştirme çabası içine girmiş olan ülkemizde, hangi gerekçeyle ve ne kadar iyi niyetli yaklaşımlarla olursa olsun, seçilmiş hükümete hálá muhtıra verilebiliyor olmasını, demokrasi açısından içimize sindiremiyoruz" dedi. TÜRKONFED bildirisinde de şu değerlendirmelere yer verildi: "İktidar partisinin, parti içi dengeleri, ülke dengelerine tercih etmesi ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeterince uzlaşma arayışı sergilememesi, bugünkü sıkıntılı durumun temel sebepleri arasındadır. Ana muhalefet partisinin, Cumhurbaşkanlığı seçimi hususunda gerginlikten siyasi rant elde etme çabası da aynı şekilde yadırgatıcı. Şimdi yapılacak tek şey, hemen erken seçime başvurarak, milli iradenin yeniden oluşmasını, acilen sağlamak, bu yolla toplumun demokrasiye inancını tazelerken yıpranan, güven yitiren siyasi kadroların değişebilmesine olanak sağlamaktır."

Boyner: Ulusal kadın istihdam politikası şart

TÜRKONFED Başkanlar Konseyi Toplantısı’nda konuşan Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, ekonomide kadının yerine değindi. "Toplumun yarısının ekonomik potansiyelinden yararlanamayan bir ülke olmaktan kurtulmalıyız" diyen Boyner, "ulusal kadın istihdam politikası"nın gerekliliğini savundu. Boyner, Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranıyla OECD’de en altlarda olduğunu belirtti.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Ekonomi

, Haberler