Turhan Çömez: "Terör Örgütünün Elebaşının 'Özgürlüğü'nden, 'Umut Hakkı'ndan Bahsediyorlar. Buna Şiddetle İtiraz Ediyoruz"

Güncel Haberler

İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, "Terör örgütünün elebaşının 'özgürlüğü'nden, 'Umut Hakkı'ndan bahsediyorlar. Buna şiddetle itiraz ediyoruz. 'Bunun kabul edilebilir bir tarafı yoktur, kendinize gelin' diyorum. Bu alçaklar, milletin karşısına çıkıp, modern silahlarla tehdit ederken, hiç kimse teröristbaşının cezaevinden çıkacağını ümit etmesin" dedi.

(ANKARA) - İyi Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, "Terör örgütünün elebaşının 'özgürlüğü'nden, 'Umut Hakkı'ndan bahsediyorlar. Buna şiddetle itiraz ediyoruz. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yoktur, kendinize gelin diyorum. Bu alçaklar, milletin karşısına çıkıp, modern silahlarla tehdit ederken, hiç kimse teröristbaşının cezaevinden çıkacağını ümit etmesin" dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, TBMM'de basın toplantısı düzenledi.  Çömez, şunları kaydetti:
"Sığır eti, tavuk eti, yumurta üretiminde Avrupa birincisiyiz; ne güzel. Bunu söyleyen Sayın Erdoğan ne zaman söylemiş? Haziran 2025'te. Fakat bu ifadeye rağmen dünyanın en yüksek gıda enflasyonu, dünyanın en yüksek et fiyatıyla karşı karşıyayız. Peki o günden beri ne oldu? O günden beri Türkiye hayvan ithalatına devam etti. Harıl harıl hayvan ithalatına devam etti. Ve tabii ithal edilen hayvanlarla artık yerli ırklar tamamen yok olma noktasına geldi ve Türkiye'deki hayvan hayvan popülasyonu tamamen ithal hale geldi. Onların doğaya adapte olması, beslenmesi, bakımı tamamen farklı ve bize ait olmayan bir hayvan popülasyonuyla karşı karşıyayız.
2002'de AKP iktidara geldiğinde yerli ırk yüzde 37'ydi oran olarak sığır sayısı içerisinde bugün artık yüzde 5'lerin altına düştü ki bu hakikaten çok büyük bir tehlike. Tabii rakamlara baktığımız zaman 2014'te yerli hayvancılığa 1.1 bir milyar dolar destek veren iktidar, ithalata 120 milyon dolar harcamışken bugün yerli hayvana 490 milyon dolar destek verirken ithalata harcanan para 1.4 milyar doları buldu. Biz ne kadar ikaz etsek, ne kadar hatırlatsak da bu hayvan ithalatından bir türlü vazgeçmediler. Sayın Erdoğan geçtiğimiz aylarda hatırlayacaksınız. Bakanıma talimat verdim, 'hayvan ithal etsin dedim' dedi. Peki ne oldu hayvan ithal ederken? 7-8 tane et çetesi, yandaş et çetesi semirdi. Hayvan ithal edilen ülkelerdeki hayvan yetiştiricisi zengin oldu. Türkiye en pahalı eti yemeye devam etti ve Türk hayvan yetiştiricisi yerli üretici yok olup gitti.
Tabii biz bunu söylerken maalesef AKP iktidarı aynı şeyleri yapmaya devam etti. Burada TÜİK'in istatistikleri var elimde. Hayvan ithalatına baktığımızda son 14 yıl içerisinde 12 milyar dolardan fazla para ödemişiz hayvan ithalatına. Bugün itibarıyla yıllık 1 milyar dolardan bahsediyoruz, korkunç bir rakam. Peki bu hayvanlar gelirken nasıl geliyorlar? Yani sadece et olarak mı geliyorlar? Sorunlarıyla beraber mi geliyorlar? Adım adım takip ediyorum. Nasıl geldiler? Nereye gittiler? Kimler bu işten zengin oldu? Neticesi ne oldu diye?
Yaklaşık 10 gün kadar önce bir duyuruda bulundum. Dedim ki 'Türkiye hayvan ithalatında hız kesmiyor.' Şu anda İspanya'dan gelen bir ithalat gemisi Bandırma Limanı'nda hayvanlarını boşaltacak. Bunlar boşaldı. Şap hastalığı o kadar yaygın ki maalesef yani bundan 20-25 yıl önce eradika olmuş tamamen kökü kazınmış şap hastalığı yeniden hortladı Türkiye'de. Her yer şu anda karantina altında. Kaçak giren hayvanlar, ithal edilen hayvanlar maalesef bu şap hastalığını her yerde hortlattı ve Türk hayvan yetiştiricisi kan ağlıyor. Şimdi bu İspanya'dan gelen gemideki hayvanlar Balıkesir'in Erdek İlçesi'nde bir yere kapatıldı. Binlerce hayvan bekliyor. Neymiş efendim? Şap kontrolü yapılacakmış.
"Batı Afrika'da küçük bir adadan hayvan ithal ediyoruz"
O arada başka bir bilgi daha aldık. Gördük ki Batı Afrika'da küçük bir adadan hayvan ithal ediyoruz biz. Adanın adı da Mindelo Adası. Adını bile duymadık değil mi? İşte buradan Türkiye binlerce hayvan ithal ediyor. Adını bile duymadık değil mi? İşte buradan Türkiye binlerce hayvan ithal ediyor. Şu ventilatörü kapatalım lütfen. Hayvan ithal eden gemiyi de buldum. Kocaman bir gemi içinde binlerce hayvan söz konusu ve Bandırma'ya yola çıktılar. Adım adım takip ettim. Bu hayvanların akıbeti diye. Ve korkunç bir skandalla karşı karşıya kaldım. Bakın böyle bir rezalet, böyle bir skandal, böyle bir ihmal, böyle bir beceriksizlik, aymazlık, ihanet adına ne derseniz deyin. Dünyanın hiçbir ülkesinde olamaz da. Olduğunu farz edelim. O ülkenin bakanı, ilgilisi, sorumlusu bir gün dahi görevde kalamaz.
"Ülkenin hayvancılığını bitirdiler"
Ülkenin hayvancılığını bitirdiler. Batı Afrika'dan küçük bir ada olan Mindalo'dan binlerce hayvanı ithal ettiler ve gemi Bandırma'ya gelince bir de gördüler ki kandırılmışlar. Niye kandırılmışlar biliyor musunuz? Afrika'dan hayvanlar bu gemiye yüklenirken başka hayvanların pasaportları verilmiş ama gemiye başka hayvanlar yüklenmiş. İçinde hastalıklı olan var mı? Problemi olan var mı? Bilmiyoruz. ve biz bunu ifşa edince denetim sıkı bir şekilde yapıldı ve skandal ortaya çıktı.
Peki şimdi hayvanlar nerede? Bu hayvanlar 10 gündür bekletiliyor, Bandırma Limanı'nda. Tam 10 gündür bu hayvanlar bu geminin içerisinde hayvan haklarına, insan haklarına her şeye aykırı olarak tutuluyor. Hayvanların dışkıları gübreleri nereye boşaltılıyor bilmiyoruz. Denetim yapılmıyor çünkü. Acaba bu dışkılar denize mi boşaltılıyor bilmiyoruz.
Bandırmalı hemşehrilerim bandırmada yaşayamaz hale geldi. Her taraf alerjik reaksiyon. Çocuklar hastanelere gidiyor. Sinek bastı Bandırma'yı. Kokudan dışarı çıkamaz hale geldiler. 10 gündür bu ülkeye devlet eliyle kaçak getirilmiş hayvanlarla mücadele ediyoruz. Ve bakın gemilere saman götürüyorlar. Çünkü hayvanları indiremiyorlar. Biz takip ediyoruz. Bu hayvanların akıbetini takip ettiğimiz için indiremiyorlar aşağıya. Gemilere saman götürüyorlar. Şu ülkenin geldiği hale bakın. Atatürk bu ülkeyi kurduğunda ilk yaptığı işlerden bir tanesiydi. Yerli hayvan ırkı. Yok ettiler, telef ettiler. Yabancıyı beslediler, işte alın neticesi. Hastalıklı olup olmadığı belli olmayan binlerce hayvan geminin içerisinde hapsediliyor. Gübreleri, dışkıları nereye boşaltıldı belli değil. Bandırma korkunç bir koku altında gemiye dayamışlar kamyonları. Samanlarla beslemeye çalışıyorlar.
"Türk milleti dünyanın en pahalı etini yiyor"
Milyonlarca lira, milyarlarca dolar hayvan ithalatı yapılırken birilerinin cebine peşkeş çekiliyor, bir taraftan doğa tahrip ediliyor, hayvan popülasyonumuz yok ediliyor, hayvan üreticimiz kan ağlıyor, Türk milleti dünyanın en pahalı etini yiyor ve AKP rejimi de gününü gün ediyor.

Buradan bütün Türkiye'ye sesleniyorum. Bu şekilde hayvan politikasıyla bu ülkeyi bir yere götüremezsiniz, kendinize gelin. Tarım Bakanı'nın bu korkunç skandal ki buna benzer, bunun gibi daha onlarca şey ifşa ettik. Bir gün dahi görevde yapamaz. Bir gün dahi bu görevini sürdüremez.

Bu ülkeye kaçak giren, denetimsiz giren, hastalıklı olup olmadığı belli olmayan hayvanların girdiği bir ülkede sen Tarım Bakanlığı yapamazsın. Git Bandırma'yı kurtar. Şu anda bandırma, korkunç bir koku, korkunç bir sinek istilası altında gemide binlerce hayvan şu anda ya telef olacak ya da bu milleti hasta edecek."


"Bir tek terörist kalmayacak dediğin teröristler ne geziyor Türkiye'de? Bunlara cevap yok"


Terör örgütü PKK'nın Türkiye sınırlarını içindeti tüm silahlı güçlerini çekme kararına ilşxkin de görüşlerini açıklayan Çömez, şöyle devam etti:


"Geçtiğimiz günlerde alçak terör örgütü PKK'nın Kandil'deki uzantılarının elebaşlarından bir tanesi basın toplantısı yapmış. Dedi ki 'Biz Türkiye çerisinde bulunan militanlarımızı, teröristlerimizi geri çekeceğiz.' Anladık ki hala Türkiye'de teröristler varmış. Erdoğan ne demişti 10 önce? 'Operasyonlar sayesinde PKK'yı ülke içinde  eylem yapamaz, sınırlarımıza yaklaşamaz hale getirdik.' E ne oldu Sayın Erdoğan? Sen PKK Türkiye'de eylem yapamaz, sınırlarımıza yaklaşamaz hale geldi' dedin. E terörist ele başı terör örgütünün çete başı diyor ki 'eylem yapmamaları için biz örgüt üyelerimizi teröristleri geri çekeceğiz.' Kaç tane? 50, 100, 500, bin bilmiyoruz.

Peki nasıl çekilecekler? Onu da bilmiyoruz. Pasaportla mı çıkacaklar dışarıya? Bilmiyoruz. Hangi güzergahtan gidecekler? Bilmiyoruz. Silahların balistik incelemesi yapılacak mı? Bilmiyoruz. Mühimmatlar da gidecek mi? Bilmiyoruz. Türk güvenlik birimleri nezaret edecek, denetleyecek mi? Bilmiyoruz. Nereye gidecekler? Nerede konuşlanacaklar? Bilmiyoruz. Meğer ülkemizde sayısın bilemediğimiz ama eski İçişleri Bakanına sorduğumuzda 'ayakkabı numaralarını dahi biliyoruz' dediği bir terör ordusu veya terör güruhu varmış, ortaya çıktı.
Bakın yine girin şu  anda web sitesine girin Süleyman Soylu'nun hala duruyor. Süleyman Soylu kendi reklamını yaparken web sitesine koymuş. Diyor ki 'Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında dağlarda bir tek terörist kalmayacak.' Ben söylemedim bunu. İçişleri Bakanı söyledi. Hala da resmi sitesinde var bu. E iyi de 'bir tek terörist kalmayacak' dediğin teröristler ne geziyor Türkiye'de? Bunlara cevap yok.
Meclis Başkanı da diyor ki; 'Bir elin silahta, bir elin sandıkta olmaz. Ne olursunuz gereğini yapın.' Böyle söylemeyeceksin Sayın Meclis Başkanı, komisyonda feryat edeceksin. Sen o Komisyonun Başkanı'sın. Terör örgütünün elebaşları, üyeleri ellerine aldığı modern silahlarla boy gösteriyor, sen de 'Olmaz böyle' diyorsun. Asıl böyle olmaz. Örgüt üyelerinden birinin basın toplantısı sırasında elindeki silah Kanas, suikast silahları. Bunlarla milletin karşısına çıktılar ve basın toplantısı düzenlediler. Meclis Başkanı da hala kuşlardan, çiçeklerden, böceklerden bahsediyor, diğer yetkililer de demokrasiden, hukuktan, terör örgütüyle tırnak içerisinde yapılacak barıştan bahsediyorlar. Buna şiddetle itiraz ediyoruz. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yoktur."
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, "Terör örgütünün elebaşının 'özgürlüğü'nden, 'Umut Hakkı'ndan bahsediyorlar. Buna şiddetle itiraz ediyoruz. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yoktur, kendinize gelin diyorum. Bu alçaklar, milletin karşısına çıkıp, modern silahlarla tehdit ederken, hiç kimse teröristbaşının cezaevinden çıkacağını ümit etmesin" dedi.