Siyasal İslam Neo-con Eseri

Dünya Haberleri

The Guardian'daki Bir Yorum, ABD'deki Yeni Muhafazakar Politikaların Müslüman Ülkelerde Yarattığı Paradoksu Gündeme Getirdi. Buna Göre Neo-con'lar Ortadoğu'da Liberalizm ve Demokrasiyi Hedefledi.

The Guardian’daki bir yorum, ABD’deki yeni muhafazakar politikaların Müslüman ülkelerde yarattığı paradoksu gündeme getirdi. Buna göre Neo-con’lar Ortadoğu’da liberalizm ve demokrasiyi hedefledi. Ancak demokrasi siyasal İslam’ı günçlendirdi. Yani siyasal İslam terörle değil, sandıkla geliyor.

MÜSLÜMAN ülkelerde rejimleri tehdit eden siyasal İslam’ı, ABD’deki Neo-con (Yeni muhafazakar) politikaların güçlendirdiği ileri sürüldü. İngiliz Guardian gazetesinde William Dalrymple imzasıyla yayınlanan "Siyasal İslamın itici gücü terör değil, demokrasi" başlıklı yazıda ABD’deki yeni muhafazakar politikaların Ortadoğu’da liberal düşünceyi desteklemeyi hedeflediği, ancak sonuçta bu yaklaşımın dinci partilerin işine yaradığı ve bu politikaların, radikal dinciler tarafından kullanıldığı belirtiliyor.

11 Eylül terör saldırılarından altı yıl sonra, İslam dünyasında siyasal İslam’ın yükselişe geçtiği belirtilen makalede, asıl şaşırtıcı olanın, bu yükselişin bombalarla değil, demokrasi yoluyla gelmesi ve sandıktan çıkması olduğu vurgulandı. Yazıda, özetle şu görüşler öne sürüldü:

PANZEHİR DEĞİL

"Demokrasinin, Neo-conların öngördükleri gibi İslamcılar’ın panzehiri olmadığı ortaya çıktı. Afganistan ve Irak’ın işgalinden bu yana, Müslümanlardan birbiri ardına benzer tercihler geldi. Lübnan, Filistin, Pakistan, Mısır, Türkiye ve Cezayir’de seçmenler daha önce hiç olmadığı kadar yüksek oranda dinci partilere oy verdiler."

Makaleye göre, Beyaz Saray, Irak’ı işgal ettikten sonra 2004 yılında, Ortadoğu’da demokrasiyi desteklemenin dış politikalarının önemli hedefleri arasında yer alacağını açıklamıştı. Ancak bugün gelinen noktada, Washington hariç her yerde, artık bu politikanın başarısız olduğuna inanıldığı ifade ediliyor. Makalede devamla şöyle deniyor:

YOKSULLAR SEÇİYOR

"Buradaki ironi şu: Yeni muhafazakarların öngördüğü gibi liberal laik partileri desteklemek yerine Müslümanlar, Amerikan müdahalelerine karşı çıkan partilerin peşinden gitmeyi tercih ettiler.

Yani bu dinci partiler, başka bir deyişle, aslında dinle ilgili olmayan nedenlerle işbaşına geldiler. Bu dini partiler, yoksulların gözünde, öyle ya da böyle, adaleti, dürüstlüğü ve kaynakların hakça dağıtımını temsil ediyor. Biz cihadı bastırmaya odaklanırken, asıl olguyu gözden kaçırıyoruz. İslam’ın Batı Avrupa’yı ele geçirme olasılığı, hayalden başka birşey değil. Ancak aynı şeyi İslam Dünyası için söyleyemeyiz. ABD’nin Ortadoğu’daki sakar ve zalim politikaları, devrim niteliğinde değişikliklere neden oluyor."
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Dünya

, Haberler