Mustazaf-Der'den Pkk'ya Barış Çağrısı
Mustazaf-Der'in Genel Başkanı Yılmaz, Terör Örgütü PKK'ya Barış Çağrısında Bulundu.
Hizbullah ile arasında organik bağ olduğu iddiasıyla kapatılmasına karar verilen ve dosyası Yargıtay'da görüşülen Mustazaf-Der'in Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz, terör örgütü PKK'ya barış çağrısında bulundu. Bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın açıklamalarının ardından polisin kendilerini hedef aldığını savunan Yılmaz, "Geçmişin kin ve düşmanlığını bir yana bırakalım. Bu coğrafyada bir arada yaşamak zorundayız. Madem bir arada yaşayacağız, barışın dilini kullanmak zorundayız, çatışma dilini değil. Karalama, kötüleme propaganda dili olmasın. O zaman belki bir arada yaşamanın yolu açılır ve bu tuzak, oyunlar boşa çıkarılır. Bu memlekette zenci muamelesi görmekten bıktık" dedi. Mustazaflar ile Dayanışma Derneği (Mustazaf Der) Diyarbakır Şubesi, Hizbullah'a yakınlığı ile bilinen derneklere yönelik operasyonlara ilişkin panel düzenledi. Bir düğün salonunda gerçekleşen panele, Mustazaf-Der Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz, Doğruhaber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş, Kelhaamed Dergisi Koordinatörü Necat Özdemir ve Dua Yayıncılık Müdürü Ali Gönül konuşmacı olarak katıldı. Panele katılan 1500 kişi sık sık tekbir getirerek, slogan attı. Panelde konuşan Mustazaf-Der Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz, Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen dernek operasyonlarını, 'Sivil toplum kuruluşlarını sindirme operasyonu' olarak değerlendirdi. Farklı seslere tahammül gösterilmediğini, susturulmaya çalışıldığını belirten Yılmaz, "Operasyonlar kendi Kürdü'nü, kendi Müslümanını oluşturma amaçlıdır. Kendilerine biatte bulunmayan hiçbir yapıyı, hiçbir yapıya müsaade etmeme operasyonudur. CMK 102 tahliyeleri bahane, 2 yıl öncesinden telefon kayıtları alıyorlar. 2 yıl önceki teknik takipleri de çıkarsınlar. Ne var; 'Kutlu Doğum' etkinliklerine gitmiş. Ne var bunda. Mavi Marmara gemisinde şehit edilen insanların etkinlik ve mitinglerine katılmış ve etkinlikler düzenlemiş sahip çıkılmış" dedi. "KURTULUŞ İSLAM'DA" Sivil toplum örgütlerine karşı zulüm yapıldığını savunan Yılmaz, CMK'nın 102'nci maddesi kapsamındaki tahliye kararlarını hatırlatarak, 'Fırtınanın' peygamber sevdalılarının başına koparıldığını söyledi. 1 kaşık suda boğulmalarının istendiği savunan Yılmaz şöyle dedi: "Biz İslami hassasiyeti ön planda bulunan sivil toplum örgütleriyiz. Allah, Peygamber lafzını hayatımızın başına, davamızın, yaşantımızın ilk sırasına koymuşuz ve buna rağmen kendi içimizde ailemizde İslami bir yaşantı yaşamaya çalışıyoruz. Biz insanlığın kurtuluşunun İslam'da olduğuna inanıyoruz. Herkes 'Allah', 'Peygamber' diyebilir ama Mustazaflar hariç. Herkesin söylediği, yaptığı bir şeyi Mustazaflar'a yasak olacak ve altında başka bir yer arayacak. Bu hukuk değildir. Bunu yapan hukuk devleti değildir. Toplumda fakirlikle yoksullukla mücadele ediyoruz. Cehaletle mücadeleyi şiar edindik ve bunun için çalışıyoruz. Marifet silahıyla silahlanıyoruz, toplumumuzu inandırmaya ve toplumumuzu, insanımızı bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Toplumun en büyük sorunlarından birisinin ihtilaflar olduğunu biliyoruz. Toplumu yıkan temel şeylerden biri bu ihtilaftır. Bununla mücadele ediyoruz. Bu yapılanlar da toplumsal barışa hizmettir. Islah taraftarıyız. Bu toplumun ıslahı için varız. İfsat taraftarı değiliz. Yaptığımız bütün faaliyetler, çalışmalarımız ortada. Kimse 'Şu faaliyetlerinizle toplumun huzurunu bozdunuz. Toplumu ifsat ettiniz, yanlış yaptınız' diyemez. Hhizmetlerimiz ortada olmasına rağmen birileri toplumun huzurunu ve toplumsal barışı bozmak için sivil toplum kuruluşlarımızı hedef gösteriyor." "25 BİN KİŞİ YARGILANDI, YÜZDE 54'Ü ÇOCUK" Mustazaf-Der Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz, Emniyet verilerine göre, bu güne kadar Hizbullah operasyonlarında 25 bin kişi hakkında soruşturma yapıldığını bunların yüzde 54'nün 18 yaşın altında olduğunu savundu. Yılmaz, şöyle devam etti: "Emniyet raporlarına göre yakalanan 25 bin kişinin yüzde 54'ü çocuk. Kanunlara göre bunlar çocuk sayılır. İnsan hakları kuruluşlarımız, demokratlarımız, vicdan sahibi yazarlarımız neredeydi? Bu gün de aynı şey yapılıyor. 'Hukukun üstünlüğüne inanıyorum' diyen insanların hepsine, yazar- çizerlere, bürokratlara, vicdan sahibi herkese sesleniyorum; Bu haksızlıklara 'dur' deyin. Bu zulmü kınasınlar. Bu adil şahitliktir. Tarihte tarihe şahitlik etmektir" diye konuştu. "ÖCALAN KONUŞTU POLİS OPERASYON DÜZENLEDİ" PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın Hizbullah tahliyeleri ile ilgili açıklamalarını hatırlatan Yılmaz, PKK ve BDP'ye çağrıda bulundu. Yılmaz, Öcalan'ın, "Nasıl olur da halaylarla karşılanırlar. Öz savunma birlikleri devreye girsin" sözleri ardından polis baskın ve operasyonlarının başlatıldığını öne sürerken, "Öyle ki derneklerimize nefes aldırtmıyorlardı. Derneklerimiz kapatılmaya çalışılıyor. Bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Ben mi yanlış anladım. Öcalan, 'öz savunma birlikleri' demişti. Yoksa, 'Öcalan'ının öz savunma birlikleri devletin güvenlik güçleri' midir? Kim kendine bu vazifeyi nereden çıkardı? Devletin güvenlik güçleri mi?, Halkın legal çalışan insanların güvenliğini sağlayan güvenlik güçleri mi? Yoksa, PKK'nın öz savunma birlikleri mi? Bunan siz karar verin" dedi. PKK'YA "BARIŞ" ÇAĞRISI Yılmaz BDP ve PKK çizgisindeki çevrelere seslenmek istediğini, geçmişin kin ve düşmanlığının bir yana bırakılmasını gerektiğini söyledi. Mustazaf-Der Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz, şöyle devam etti: "Geçmişin kirli dilini kimse kullanmasın, bu herkes için geçerli. Bu toplumda, bu coğrafyada bir arada yaşamak zorundayız. Farklılıklarımızla, farklı düşüncelerimizle birbirimizin kutsallığına hürmet ederek, bir birimizin inancına saldırmadan ve inancına saygı göstererek, bir arada yaşamak zorundayız. Kimsenin bir yere gideceği yok. Ne biz bir tarafa gideriz buradan, ne de siz gidersiniz. Bu oyuna gelmeyin. Madem bir arada yaşayacağız, barış dilini kullanmak zorundayız, çatışma dilini değil. Kim kendini nasıl tanımlıyorsa ona o şekilde hitap edelim. Karalama, kötüleme propaganda dili olmasın. O zaman belki bir arada yaşamanın yolu açılır ve bu tuzaklar, oyunlar boşa çıkarılır. Devlete çağrım ise, sivil toplum kuruluşlarına örgüt muamelesi yapmaktan vazgeçin. Zülüm yapmayın. Bu memlekette zenci muamelesi görmekten bıktık. Yeter düşün yakamızdan. CMK tahliyeleri ve Habur karşılaması gösteriyor ki, sizin kötü dediğinize halk kötü demiyor. Bu coğrafyada yaşayan insanlar sizin suçlu gördüğünüzü suçlu görmüyor. Sistem kirlenmişse, tıkanmışsa tek bir yolu var. Hükümete çağrımızı ayrımsız genel bir af çıkarmasıdır. Geçmişe bir çezgi çekip temiz bir sayfa açalım. Terörler Mücadele Kanunu açıktır ve bu kanuna göre, Hizbullah silahı ve şiddeti bıraktığı için terör örgütü değildir. Devlet, Hizbullah'ı terör listesinden çıkartmalıdır."
- AK PARTİ
- AVRUPA BİRLİĞİ
- AZERBAYCAN
- BASKETBOL
- BELEDİYE
- BEŞİKTAŞ
- CHP
- ÇEVRE
- DEM
- DİPLOMASİ
- DOĞA
- DONALD TRUMP
- DEVLET BAHÇELİ
- EĞİTİM
- EKREM İMAMOĞLU
- ELON MUSK
- EMEKLİ
- EMLAK
- ENERJİ
- ENFLASYON
- ESNAF
- FENERBAHÇE
- FİKSTÜR
- FİLİSTİN
- FUTBOL
- GALATASARAY
- GASTRONOMİ
- GAZZE
- GÜNCEL
- GÜVENLİK
- GÖÇMEN
- HAKAN FİDAN
- HASTANE
- HAYVAN HAKLARI
- HIRSIZLIK
- HUKUK
- IRAK
- İNSAN HAKLARI
- İRAN
- İSRAİL
- İSTANBUL
- İŞÇİ
- İTFAİYE
- JANDARMA
- JOSE MOURINHO
- KAZA