Hisseli tapu sahipleri dikkat! Bunu yapmayan hakkını tamamen kaybediyor

Emlak Haberleri

Hisseli tapularda satış sonrası devreye giren "ön alım hakkı (şufa hakkı)", noter bildiriminin ulaşmasıyla başlayan 90 günlük kesin süre içinde kullanılmadığında tamamen kaybediliyor. Uzmanlar, süreci kaçıran hissedarların satışa itiraz etme imkanının bir daha doğmayacağı konusunda uyarıyor.

Hisseli tapuya sahip vatandaşları yakından ilgilendiren "ön alım hakkı" (şufa hakkı), birçok kişi tarafından halen bilinmiyor. Ortaklar arasındaki satışlarda devreye giren bu hak, noter bildiriminin ulaşmasıyla başlayan 90 günlük kesin süre içinde kullanılmazsa tamamen kaybediliyor.

ÖN ALIM HAKKI (ŞUFA HAKKI) NEDİR?

Paylı mülkiyete konu taşınmazlarda, hissedarlardan birinin hissesini dışarıdan bir kişiye satması halinde diğer hissedarlara bu satışı öncelikli olarak satın alma hakkı tanınıyor. Hukukta "şufa hakkı" olarak bilinen bu uygulama, satışın noter aracılığıyla hissedarlara bildirilmesiyle resmen işlemeye başlıyor.

SÜRE 90 GÜN

Noter bildiriminin hissedara ulaşmasının ardından 90 günlük yasal süre başlıyor. Bu süre içinde Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvuruda bulunmayan hissedarlar, kanunen ön alım hakkından feragat etmiş sayılıyor. Uzmanlar, "Süre geçtikten sonra yapılan hiçbir başvuru hukuken geçerli değildir" uyarısında bulunuyor.

HUKUKİ SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?

Ön alım hakkını kullanmak isteyen hissedar, satış bildiriminin ardından taşınmazın bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi'ne dava açarak itirazda bulunabiliyor. Dava dilekçesinde satış bedelini ödemeye hazır olduğunu beyan eden hissedar, mahkemenin onayıyla ilgili payı kendi üzerine alabiliyor. Bu noktada en kritik unsur, sürenin kesintisiz ve uzatılamaz oluşu.

SÜRE DOLDUĞUNDA TÜM HAKLAR KAYBEDİLİYOR

Satışın noter vasıtasıyla hissedarlara bildirilmesi halinde ön alım hakkı için yalnızca 90 gün süre bulunuyor. Bu süre içinde mahkemeye başvurulmadığı takdirde hissedarın satışa itiraz hakkı tamamen ortadan kalkıyor.

Uzmanlar, hak kaybı yaşanmaması için sürecin başından sonuna kadar dikkatle takip edilmesi ve gerekli hukuki adımların zamanında atılması gerektiğini vurguluyor.