Başbakan Recep Tayyip Erdoğan:

Politika Haberleri

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gemi İnşa Sanayi Gibi Zor Şartlarda Üretim Yapılan Bir Sektörün Kaydettiği İlerlemenin, İş Kazalarının Sebep Olduğu Olumsuz İklimde Boğulmasına İzin Vermeyeceklerini Söyledi. Erdoğan, "Sadece 47 Tane Tersanenin Olduğu Tuzla'mızda Eğer Ruhsatlara Baktığımızda Maalesef Parmak Sayılarını Geçmeyecek Kadar Ruhsat Olursa, Bu Bizi Düşündürür" Dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gemi inşa sanayi gibi zor şartlarda üretim yapılan bir sektörün kaydettiği ilerlemenin, iş kazalarının sebep olduğu olumsuz iklimde boğulmasına izin vermeyeceklerini söyledi. Erdoğan, "Sadece 47 tane tersanenin olduğu Tuzla'mızda eğer ruhsatlara baktığımızda maalesef parmak sayılarını geçmeyecek kadar ruhsat olursa, bu bizi düşündürür" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tuzla'da yaşanan iş kazaları konusunda bazı bakanlar ve Tersanecilik Sektörü temsilcilerinden oluşan yaklaşık 50 kişilik heyetle Dolmabahçe'deki çalışma ofisinde görüştü. Toplantıya, Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Tuzla tersaneleri konusunu araştırma amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Milletvekili Mehmet Domaç, komisyon üyesi milletvekili Fuat Bol, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve tersanecilik sektörü temsilcileri katıldı.

Toplantının açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, gemi inşa sektörünün son yıllarda önemli derecede büyüdüğünü belirterek, sektörün yaklaşık 100 bin kişiye istihdam sağladığını ifade etti.

Sektörün son aylarda başarıları kadar sorunları ile de gündeme geldiğine dikkat çeken Erdoğan, Tuzla bölgesinde geçtiğmiz yılın eylül ayından bu yana yaşanan ölümlü iş kazaları, dikkatleri sektöre ve bölgeye yöneltmiştir. Bu vesile ile hayatını kaybedenlere Allah tan rahmet diliyoruz. Bu olaylar bizi ziyadesi ile üzmüştür. Maalesef iş kazaları ve ölümler çerçevesinde başlayan tartışmalar sektörün başarılarını gölgeleyecek düzeye ulaşmıştır. Tuzla bölgesinde yer alan 47 asıl firma ve 563 alt işveren ile 20 bin çalışanın odağında olduğu bu tartışmalara seyirci kalmamız düşünülemez" dedi.

AK Parti'nin "Önce insan. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" diyen bir anlayış ile yola çıktığını söyleyen Erdoğan, "Sizlerin de bundan farklı düşündüğüne inanmıyorum. Ancak biliyoruz ki Türkiye'de gerçeklerle kamuoyunda oluşturulan hava orantılı olmayabiliyor. İlgili kurumlar bugüne kadar çeşitli çalışmalar yapmışlar. Çalışma bakanlığımızın bölgede yaptığı denetimler sonucu, uyarı, işyeri kapatma ve para cezası dahil pek çok yaptırımlar uygulandı. Bunların sonucu kamu oyu ile paylaşılmıştır. Ama bu bilgilerin kamu oyunu tatmin etmediği, tartışmaların hala sürdüğünü görüyorum. Bunun için bugün burada bütün taraflarla bir araya gelerek konuyu enine boyuna tartışacağız. Bu toplantının sorunun bütün boyutları ile ve gerçekçi biçimde ortaya konmasına katkı sağlayacağına inanıyorum. Sorunu doğru şekilde teşhis ettikten sonra çözüm yollarını da hep birlikte geliştireceğiz. Bizim ne hükümet ne siyaset anlayışımızda insan hayatı üzerinden demogoji veya prim yapma anlayışı asla yoktur. Konunun kendi mecrasında soğuk kanlılıkla, samimiyetle, bilimin ve aklın sınırları içinde konuşulup tartışılmasının ise çözümü kolaylaştıracak bir yöntem olduğuna inanıyorum. Gemi inşa sanayi gibi gerçekten zor şartlarda üretim yapılan bir sektörün kaydettiği takdire şayen ilerlemenin iş kazalarının sebep olduğu olumsuz iklimde boğulmasına izin vermeyeceğiz. Vermemeliyiz" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan Türkiye'nin son 5 yılda üretim, ihracat ve ticaret alanında büyük ilerlemeler kaydettiğini belirterek, Türkiye'nin yıllardır büyüme hızında dünya sıralamasında başlarda yer aldığını söyledi.

Erdoğan, bu hızlı büyümenin farklı alanlarda önceden öngörülemeyen, planlaması ve alt yapısı hazırlanamayan sonuçlar doğurduğunu kaydederek, böylesine hızlı bir gelişmenin dünyanın her ülkesinde benzer sorunları beraberinde getireceğini vurguladı.

İş kazasına bağlı ölüm ve yaralanma olaylarının dünyanın her yerinde olabileceğine dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi "Yani hiçbir kazanın olmadığı, ölümcül kazaların olmadığı bir gemi inşa sanayi dünyada yok. Ancak bizim üzerimize de düşen görevler var. Biz de tedbirlerimiz en güzel şekilde almamız gerekiyor. Yapmamız gereken neyse bunları yapmamız gerekiyor. Ruhsatlarına varıncaya kadar bütün ruhsatlarımız almamız gerekiyor. Ama sadece 47 tane tersanenin olduğu Tuzla'mızda eğer ruhsatlara baktığımızda maalesef parmak sayıların geçmeyecek kadar ruhsat olursa, bu bizi düşündürür. Bunu tabii ki çözmemiz gerekiyor. Bunu çözerken şüphesiz ki gerek buradaki girişimcilerin, gerekse ülkemizin şuandaki içeride dışarıda tüm bağlantılarını düşünerek bu adımları süratle atmamız gerekiyor. Buradan artık geri adım atmamız mümkün değil. Onun için de bugün burada sizlerle bizim bir takvimi belirlememiz gerekiyor. Ve bu takvim çerçevesind1 bizi ziyadesi ile üzmüştü'. Maalesef iş kazaları ve ölümler çerçevesindr. Maalesef iş kazalare bu adımı da atmak durumundayız" Türkiye'nin 90'lı yıllarla mukayese edildiğinde işçi ölümleri konusunda ilerleme kaydettiğini ifade eden Başbakan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Özellikle 2002 sonrasında her 100 bin kişide bin 385 olan iş kazası sayısı, istihdamdaki 2.5 milyonluk artışa rağmen 2006'da bin 11'e gerilemiştir. Rakamlar ve istatislikler ne derse desin bir tek insanımızın bile iş kazasında ölmesini ya da yaralanmasını doğal karışlamayız. Hedefimiz kendi insanımız için en ideal olan çalışma ortamını tesis etmek olmalı. Bu doğrultuda öngörülebilir ve önlenebilir iş kazaları konusunda bir ihmal ya da eksik varsa bunun gereğini yapmak zorundayız. Sorun mevzuatta ise onu değiştirmeyi, denetimde is onu düzeltmeyi, uygulamada ise onun çözümünü sağlamayı insana olan saygımızın gereği olarak görüyoruz. Dünya sanayileşmenin ilk dönemlerindeki vahşi çalışma şartlarını geride bırakalı çok oldu. İnsan odaklı olmayan bir sistem ne kamuda ne özel sektörde yürüyemez. Yürümesine müsaade edilemez. Şuanda tersanelerimiz içerisinde gerçekten örnek olan tersaneler yok mu. Biz de diyoruz ki o örnek olan tersaneler tüm tersanelerimiz için adete bir sıçrama tahtası oluştursun. Bütün arkadaşlar o tersaneleri kendine örnek alsın. 'Daha fazla para kazanacağım onun için bütün ilkeleri kenarı bırakacağım' dersek, arkadaşlar kusura bakmayın o vakit de biz karşınızda durmak durumundayız. Aldığımız vekalet bize bunu gerektiriyor. İnsana bakışımız bize bunu gerektiriyor. Bunu da beraber yapacağız. Hem işverenlerin hem çalışanlarımız açısında makul, kabul edilebilir ve uygulanabilir bir sonuca ulaşabileceğimizi ümit ediyorum".

(RC-ÖFA-Y)
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

, Haberler