Bankacılıkta Yerli Yabancı Sermaye Birleşti
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (Tüsiad) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Bankacılık Sektörünün, Yabancı Oyuncularla Yerli Oyuncuların Bütünleştiği Bir Sektör Olduğunu Belirterek, Bu Tecrübenin Hızla Artacağından, Başka Sektörlere Genişleyeceğinden Hiç Şüphesi Olmadığını Kaydetti.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, bankacılık sektörünün, yabancı oyuncularla yerli oyuncuların bütünleştiği bir sektör olduğunu belirterek, bu tecrübenin hızla artacağından, başka sektörlere genişleyeceğinden hiç şüphesi olmadığını kaydetti.15. Ulusal İnsan Yönetimi Kongresinin açılışında konuşan Yalçındağ, geleneksel iş yöntemlerinin küreselleşme ile birlikte yerlerini yeni global yöntemlere bıraktığını, internet ve diğer iletişim araçlarının iş dünyasındaki sınırları ortadan kaldırdığını söyledi.Yalçındağ, “ Bu durum bizi her geçen gün daha fazla rekabetle ve belirsizlikle karşı karşıya bırakıyor” dedi.Yalçındağ, değişimi öngöremeyen ve bu sürece ayak uyduramayan, diğer bir deyişle, gerekli küresel liderliğe sahip olmayan şirketlerin, yeni dönemde sahnedeki yerlerini değişime ayak uydurabilenlere bırakmak zorunda kalacaklarını vurguladı.Şirketler ve bireylerin, artan bir şekilde karmaşık ve çok kültürlü hale gelen bu iş ortamında daha başarılı ve etkili olmak için yeni yollar bulmak zorunda olduğunu ifade eden Yalçındağ, şunları kaydetti:“Yapılan araştıralar, ülke kültürünün liderlik tarzını, yaklaşımını ve beklentilerini ciddi anlamda şekillendirmekte olduğunu gösteriyor. Küresel bir lider olmak için iş zekasına, teknik bilgilere ve yönetim tecrübesine sahip olmak artık yeterli değil. Kişisel başarı ve kurumsal rekabette anahtar nokta, artık bireylerin davranışlarını kültürel anlamda doğru anlamaktan geçiyor.”Yalçındağ, çok kültürlülük ile ilgili olarak farkındalık, bilgi ve beceri geliştirmenin, küresel liderler için profesyonel bir zorunluluk olduğu kadar aynı zamanda bir fırsat olarak da görülmesi gerektiğini söyledi.Liderliğin hangi hedefe doğru gidileceğini belirlemeyi gerektirdiğine işaret eden Yalçındağ, lider gerekli vizyonu çizdiğinde, yönetimin bu vizyonu değerlendirerek, hedefleri gerçekleştirmek için en iyi yolun hangisi olduğuna karar verdiğini, bu ayrımın iyi yapılmasının kuruluşlarda verimliliğin sağlanması açısından büyük önem taşıdığını kaydetti.KÜRESEL LİDERLİK...Kendi ülkesinde ya da kurumunda başarılı olan bir liderin, farklı bir kültüre sahip bir ortamda aynı başarıyı gösteremeyebileceğini, küreselleşme sürecinin liderlik vasfını daha karmaşık hale getirdiğini söyleyen Yalçındağ, “Küresel liderlik için yeterli enerji, sağlam bir sinir sistemi ve zaman farklılıklarına uyum gibi özellikler sandığımızdan çok daha fazla önem taşıyor. Global liderler, temel liderlik vasıflarının yanı sıra farklı kültürlere ve tüm dünyadan en iyi uygulamalara daha açık olmalı” dedi.Yalçındağ, global liderin, çok kültürlü takımlar kurarak, farklı kültürlerden kişileri aynı vizyon etrafında motive etmesinin, başarıya ulaşmasında büyük rol oynadığını belirtti.Arzuhan Doğan Yalçındağ, “Ben gerek ülkemiz gerekse şirketlerimiz için koyduğumuz hedeflere ulaşmada, kültürel değerlerimizin bize katma değer sağlayacağını düşünüyorum. Bizi biz yapan, bizi ileriye taşımış ve taşıyacak, 'imece' mirasımızın takım çalışmasındaki rolü, bir başka deyişle belirsizlik içinde başarılı olma tecrübemiz, kuruma ve misyona sadakat ve uyumlu olma gibi değerlerimizi küresel eğilimlerle harmanlayarak çok daha başarılı olacağımıza inanıyorum” diye konuştu.BELİRSİZLİK YÖNETİMİ...Bu konuda yakın geçmişte çarpıcı bir örnek yaşandığını ifade eden Yalçındağ, şunları kaydetti:“Türk bankacılık sektörü dünyayla birleşme sürecinde en önde giden sektörümüz. Bankacılık sektörünün, belirsizliğin çok yoğun olduğu dönemler geçirmiş olması, belirsizlik yönetimi konusunda tecrübeli bir kurumsal yetenek ve hafıza oluşturdu. Bu birikim şimdi, Türk Bankacılık sektörüne alımlar yoluyla giren yabancı bankalar için bir değer haline geldi. Bu birleşme sürecinde, sektöre giren yabancı oyunculardan da bizim bankacılık kültürümüze risk yönetiminden, yönetim know how'ına kadar geniş bir alanda bilgi aktarımı sağlanıyor. Bankacılık sektörü yabancı oyuncularla yerli oyuncuların iç içe girip bütünleştiği ve karşılıklı kültür alışverişi sayesinde herkesin daha başarılı olduğu bir sektör. Bu tecrübenin hızla artacağından, başka sektörlere genişleyeceğinden hiç şüphem yok.”“TÜRKİYE İNSAN SERMAYESİ GÖSTERGELERİNDE ZAYIF”Başarıya ulaşmada küresel vizyonu şekillendirecek liderler kadar insan kaynaklarının da önemli olduğuna işaret eden Yalçındağ, sürdürülebilir büyüme ve kalkınmada, eğitimin gerekli ancak yeterli olmadığını, eğitimin teknoloji, fiziki yatırım, iyi yönetişim, doğrudan yabancı sermaye yatırımları, sosyal sermaye ve rekabet gücü ile bir bütün oluşturması gerektiğini belirtti.Arzuhan Doğan Yalçındağ, “Söz konusu değişkenlerde iyileşme sağlanmaksızın sadece eğitimli insan gücünü artırmaya yönelik politikaların uygulamaya konulması beyin göçüne ve eğitimli işsizler ordusunun büyümesine neden olacaktır” dedi.Diğer bir çok ülkeyle kıyaslandığında Türkiye'de insan sermayesi göstergelerinin zayıf olduğun söyleyen Yalçındağ, bilgisayar okur-yazarlığı gibi günümüzde aranan insan sermayesi bileşenlerinde de önemli sorunlar bulunduğunu anlattı.Ekonominin ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikli insan gücünü yetiştirmenin refahın, ilerlemenin olmazsa olmaz şartı olduğunu vurgulayan Yalçındağ, “Ama eğitimden istenen sonucu alabilmek çok daha kapsamlı ve eşgüdüm içinde çalışan bir kalkınma stratejisi ve kurumları oluşturursak mümkün. Bunun başarılı örneği Avrupa'nın en fakir ekonomilerinden biriyken en zengin ekonomilerinden biri olmayı başaran İrlanda” dedi.EĞİTİMLE VERİMLİLİK ARASINDAKİ BAĞI GÜÇLENDİRMEK...Ekonomide eğitimle verimlilik arasındaki bağı güçlendirilmek isteniyorsa, kurumsal inisiyatif alınmasını ve toplumun farklı kesimlerinin bir arada çalışmasını sağlamak gerektiğini söyleyen Yalçındağ, şunları kaydetti:“Bireyler bazında ele alındığında, bilgi ve beceriyi esas alan istihdam, terfi ve ücret politikası, firmalar bazında ele alındığında, bilgiye yatırım yapanları ödüllendiren ekonomik ve sosyal ortam; ülke düzeyinde ele alındığında ise yeniliklere açık, yaratıcı ve takım çalışmasına yatkın bireyler yetiştiren bir eğitim sistemi, Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme ve kalkınma evresine geçişinde ve küresel rekabet ortamında başarıyı yakalamasında hayati önem taşıyor.”Bu arada konferansın açılışında, Prof. Dr. Erdal İnönü için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
- AK PARTİ
- AVRUPA BİRLİĞİ
- AZERBAYCAN
- BASKETBOL
- BELEDİYE
- BEŞİKTAŞ
- CHP
- ÇEVRE
- DEM
- DİPLOMASİ
- DOĞA
- DONALD TRUMP
- DEVLET BAHÇELİ
- EĞİTİM
- EKREM İMAMOĞLU
- ELON MUSK
- EMEKLİ
- EMLAK
- ENERJİ
- ENFLASYON
- ESNAF
- FENERBAHÇE
- FİKSTÜR
- FİLİSTİN
- FUTBOL
- GALATASARAY
- GASTRONOMİ
- GAZZE
- GÜNCEL
- GÜVENLİK
- GÖÇMEN
- HAKAN FİDAN
- HASTANE
- HAYVAN HAKLARI
- HIRSIZLIK
- HUKUK
- IRAK
- İNSAN HAKLARI
- İRAN
- İSRAİL
- İSTANBUL
- İŞÇİ
- İTFAİYE
- JANDARMA
- JOSE MOURINHO
- KAZA