2026 yılı bütçe görüşmelerinde son gün
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Her alanda değişimin, dönüşümün önünün açılması gerekir." dedi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Her alanda değişimin, dönüşümün önünün açılması gerekir." dedi.
2026 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde, DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ile Sezai Temelli, bütçenin tümü üzerinde partileri adına söz aldı.
Koçyiğit, 2026 yılı bütçesinin sermayeden, faiz lobilerinden ve silahlanmadan yana olduğunu iddia etti.
Halkın vergileriyle yapılan bütçenin sermayenin sorunlarını çözmekle meşgul olduğunu ileri süren Koçyiğit, bütçenin "halkın sorunlarına çözüm üreten bir bütçe" gibi sunulmasını kabul etmediklerini bildirdi.
Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili yürütülen politikaların bütçede karşılığının bulunmadığını savunan Koçyiğit, "Barış bütçesi, kaynakların çatışmacı politikalara değil eğitime, sağlığa, adalete, alınan ücretlere ve maaşlara ayrılması demektir." diye konuştu.
Yıllardır "Kürt sorunu" başlığı altında tartışılan "meseleyi", barışla kurulacak yeni ve demokratik bir geleceğin anahtarı gördüklerini ifade eden Koçyiğit, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bugün ihtiyacımız olan dil, yaşananları inkar etmeyen ama onu kader haline de getirmeyen, acıları yarıştırmak yerine paylaşan, iyileştirmeyi, onarıcı adaleti hedefleyen, ayrıştırmayı değil, ortak yaşamı büyüten bir dildir. Gelinen aşamada, acıları anlatmakla yetinemeyiz, asıl sorumluluğumuz, benzer acıların bir daha yaşanamayacağı bir geleceği, bir yaşamı, bunun hukukunu inşa etmektir. Yıllardır barışa, adalete, demokrasiye susamış halklarımıza yeni bir söz, yeni bir irade, yeni bir kurucu ve demokratik siyaset borcumuz vardır."
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun "meselenin" çözüm adresinin Meclis olduğunun "kabulü" şeklinde algılandığını ifade eden Koçyiğit, Komisyon heyetinin İmralı ziyaretini de "tarihi bir adım" olarak niteledi.
Koçyiğit, barış süreçlerinin, barışın aktörlerini yok sayarak değil hakikatin kabulüyle ilerleyeceğini ifade ederek, "Birlikte yaşamak istiyorsak bu sorunu birlikte çözmek zorundayız. Devlet aklıyla siyasal, toplumsal aklın buluşacağı yer tam da burasıdır, Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir, yani toplumun iradesini temsil eden kurucu siyasetin çatısıdır." ifadelerini kullandı.
Demokratikleşme için hak temelli yeni bir toplumsal sözleşmenin yapılmasını isteyen Koçyiğit, "Kalıcı barışın, güçlü demokrasinin, ortak ve eşit yaşamın hukuki güvenceye bağlanması bir zaruret olarak önümüzde durmaktadır." dedi.
Koçyiğit, "sürecin" hukuki gerekliliklerini yerine getirmek için devlet aklının siyaset ve hukuk aklıyla buluşması gerektiğini belirterek, gündelik siyasetin öncelikleriyle değil, 86 milyonun önceliklerine ve ihtiyaçlarına göre hareket edilmesini istedi.
"Sürecin kıyısında, köşesinde duranları, suya sabuna dokunmayanları da bu sürecin içinde, merkezinde bizzat öznesi, paydaşı olmaya çağırıyoruz." diyen Koçyiğit, şöyle devam etti:
"El ucuyla değil, tüm benliğimizle bu sürece sarılmamız gerekiyor çünkü halkın siyaset kurumundan en temel beklentisi budur. Silahlı çatışma iklimi bir daha dönülmemek üzere geride bırakılacağına göre çatışmalı dönemin siyasette, yargıda, bürokraside, idari sistemde ve ekonomide yarattığı 40-50 yıllık statükoyla bu ülke daha fazla yol alamaz. Her alanda değişimin, dönüşümün önünün açılması gerekir."
Koçyiğit, geleneksel yaklaşımların ve ezberlerin artık terk edilmesinin önemini değinerek, topyekun bir demokratikleşme hamlesinin başlatılması gerektiğini dile getirdi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit, şöyle devam etti:
"Dilde barış varsa elde barış olmalıdır. Barış hukukun içine oturmalıdır. Önümüzdeki dönemin temel anahtarı barış aklıdır, çözüm aklıdır. Barış ve çözüm aklının devlette de siyasette de bir dönüşüm süreci olarak kendisine yaşam alanı bulması gerekir. Artık sözden pratiğe geçilmesinin vakti gelmiştir."
"Enflasyon, bir yanıyla gizli vergilemedir"
DEM Parti Grup Başkanvekili Temelli, 2026 yılı bütçesinin neoliberal bir karaktere sahip olduğunu, bu anlayışla hiçbir yapısal sorunun çözümünün mümkün olmadığını savundu.
Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren Temelli, enflasyonla mücadele performansının bile bütçenin ne kadar "kifayetsiz" olduğunu gösterdiğini ileri sürdü.
Temelli, şöyle konuştu:
"Bütün dünyada enflasyon rekoru bizde. OECD, AB üyesi ülkelerle karşılaştırdığımızda Türkiye'de ciddi bir hayat pahalılığı var. Enflasyon devam ediyor. Enflasyon bir yanıyla da gizli vergilemedir. Yani enflasyon sadece mali tabloları bozmakla kalmaz, bu gizli vergileme nedeniyle de halkın üzerine yeni yükler getirir. Bir taraftan hayat pahalılığı bir taraftan, enflasyon vergilemesi. Yani bu fiyat istikrarsızlığı aslında halkın katlandığı büyük bir yük. Enflasyon sermaye için kardır. Sermaye enflasyonu sever. Bakmayın 'istikrar istiyoruz' diye konuşmalarına. Enflasyonu severler çünkü karlarına kar katıyorlar. Kar artışlarına baktığınızda bunu görmeniz mümkün."
Türkiye'deki vergi sistemini de eleştiren Temelli, halkın üzerindeki vergi yükü arttıkça adaletsizliğin de büyüdüğünü, vergi yapısında değişim yapılmadığını, dolaylı vergilerin payıyla dolaysız vergilerin payı karşılaştırıldığında yapısal sorunların neden çözülmediğinin ortaya çıktığını belirtti.
DEM Parti Grup Başkanvekili Temelli, hükümetin açıkladığı büyüme rakamlarına değinerek, şu ifadeleri kullandı:
"Büyüyor muyuz? Büyüyoruz, bunu inkar etmek mümkün değil. Kişi başına milli gelirin neredeyse 18 bin dolara ulaştığını söylediniz, bu da doğru. Peki, her büyüme iyi bir büyüme mi? Eğer bu büyüme sağlıklı bir gelişmeye vesile olsaydı, beraberinde bu yapısal sorunları çözerdi. Büyüdük, kişi başına geliri 18 bin dolara getirdik. Ücretler ne oldu? Ortalama ücretler bile asgari ücretin etrafında dolaşıyor ve asgari ücret açlık sınırında."
Tarımda küçülmeye bağlı yoksulluğun ortaya çıktığını ifade eden Temelli, bu koşullarda çiftçilik yapmanın anlamını yitirdiğini, çiftçilerin, sorunlarının çözülmesi gerekirken, daha çok borçlandırıldığını, bunun da şehirlere fiyat artışı ve gıda yoksulluğu şeklinde yansıdığını öne sürdü.
2026 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde, DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ile Sezai Temelli, bütçenin tümü üzerinde partileri adına söz aldı.
Koçyiğit, 2026 yılı bütçesinin sermayeden, faiz lobilerinden ve silahlanmadan yana olduğunu iddia etti.
Halkın vergileriyle yapılan bütçenin sermayenin sorunlarını çözmekle meşgul olduğunu ileri süren Koçyiğit, bütçenin "halkın sorunlarına çözüm üreten bir bütçe" gibi sunulmasını kabul etmediklerini bildirdi.
Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili yürütülen politikaların bütçede karşılığının bulunmadığını savunan Koçyiğit, "Barış bütçesi, kaynakların çatışmacı politikalara değil eğitime, sağlığa, adalete, alınan ücretlere ve maaşlara ayrılması demektir." diye konuştu.
Yıllardır "Kürt sorunu" başlığı altında tartışılan "meseleyi", barışla kurulacak yeni ve demokratik bir geleceğin anahtarı gördüklerini ifade eden Koçyiğit, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bugün ihtiyacımız olan dil, yaşananları inkar etmeyen ama onu kader haline de getirmeyen, acıları yarıştırmak yerine paylaşan, iyileştirmeyi, onarıcı adaleti hedefleyen, ayrıştırmayı değil, ortak yaşamı büyüten bir dildir. Gelinen aşamada, acıları anlatmakla yetinemeyiz, asıl sorumluluğumuz, benzer acıların bir daha yaşanamayacağı bir geleceği, bir yaşamı, bunun hukukunu inşa etmektir. Yıllardır barışa, adalete, demokrasiye susamış halklarımıza yeni bir söz, yeni bir irade, yeni bir kurucu ve demokratik siyaset borcumuz vardır."
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun "meselenin" çözüm adresinin Meclis olduğunun "kabulü" şeklinde algılandığını ifade eden Koçyiğit, Komisyon heyetinin İmralı ziyaretini de "tarihi bir adım" olarak niteledi.
Koçyiğit, barış süreçlerinin, barışın aktörlerini yok sayarak değil hakikatin kabulüyle ilerleyeceğini ifade ederek, "Birlikte yaşamak istiyorsak bu sorunu birlikte çözmek zorundayız. Devlet aklıyla siyasal, toplumsal aklın buluşacağı yer tam da burasıdır, Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir, yani toplumun iradesini temsil eden kurucu siyasetin çatısıdır." ifadelerini kullandı.
Demokratikleşme için hak temelli yeni bir toplumsal sözleşmenin yapılmasını isteyen Koçyiğit, "Kalıcı barışın, güçlü demokrasinin, ortak ve eşit yaşamın hukuki güvenceye bağlanması bir zaruret olarak önümüzde durmaktadır." dedi.
Koçyiğit, "sürecin" hukuki gerekliliklerini yerine getirmek için devlet aklının siyaset ve hukuk aklıyla buluşması gerektiğini belirterek, gündelik siyasetin öncelikleriyle değil, 86 milyonun önceliklerine ve ihtiyaçlarına göre hareket edilmesini istedi.
"Sürecin kıyısında, köşesinde duranları, suya sabuna dokunmayanları da bu sürecin içinde, merkezinde bizzat öznesi, paydaşı olmaya çağırıyoruz." diyen Koçyiğit, şöyle devam etti:
"El ucuyla değil, tüm benliğimizle bu sürece sarılmamız gerekiyor çünkü halkın siyaset kurumundan en temel beklentisi budur. Silahlı çatışma iklimi bir daha dönülmemek üzere geride bırakılacağına göre çatışmalı dönemin siyasette, yargıda, bürokraside, idari sistemde ve ekonomide yarattığı 40-50 yıllık statükoyla bu ülke daha fazla yol alamaz. Her alanda değişimin, dönüşümün önünün açılması gerekir."
Koçyiğit, geleneksel yaklaşımların ve ezberlerin artık terk edilmesinin önemini değinerek, topyekun bir demokratikleşme hamlesinin başlatılması gerektiğini dile getirdi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit, şöyle devam etti:
"Dilde barış varsa elde barış olmalıdır. Barış hukukun içine oturmalıdır. Önümüzdeki dönemin temel anahtarı barış aklıdır, çözüm aklıdır. Barış ve çözüm aklının devlette de siyasette de bir dönüşüm süreci olarak kendisine yaşam alanı bulması gerekir. Artık sözden pratiğe geçilmesinin vakti gelmiştir."
"Enflasyon, bir yanıyla gizli vergilemedir"
DEM Parti Grup Başkanvekili Temelli, 2026 yılı bütçesinin neoliberal bir karaktere sahip olduğunu, bu anlayışla hiçbir yapısal sorunun çözümünün mümkün olmadığını savundu.
Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren Temelli, enflasyonla mücadele performansının bile bütçenin ne kadar "kifayetsiz" olduğunu gösterdiğini ileri sürdü.
Temelli, şöyle konuştu:
"Bütün dünyada enflasyon rekoru bizde. OECD, AB üyesi ülkelerle karşılaştırdığımızda Türkiye'de ciddi bir hayat pahalılığı var. Enflasyon devam ediyor. Enflasyon bir yanıyla da gizli vergilemedir. Yani enflasyon sadece mali tabloları bozmakla kalmaz, bu gizli vergileme nedeniyle de halkın üzerine yeni yükler getirir. Bir taraftan hayat pahalılığı bir taraftan, enflasyon vergilemesi. Yani bu fiyat istikrarsızlığı aslında halkın katlandığı büyük bir yük. Enflasyon sermaye için kardır. Sermaye enflasyonu sever. Bakmayın 'istikrar istiyoruz' diye konuşmalarına. Enflasyonu severler çünkü karlarına kar katıyorlar. Kar artışlarına baktığınızda bunu görmeniz mümkün."
Türkiye'deki vergi sistemini de eleştiren Temelli, halkın üzerindeki vergi yükü arttıkça adaletsizliğin de büyüdüğünü, vergi yapısında değişim yapılmadığını, dolaylı vergilerin payıyla dolaysız vergilerin payı karşılaştırıldığında yapısal sorunların neden çözülmediğinin ortaya çıktığını belirtti.
DEM Parti Grup Başkanvekili Temelli, hükümetin açıkladığı büyüme rakamlarına değinerek, şu ifadeleri kullandı:
"Büyüyor muyuz? Büyüyoruz, bunu inkar etmek mümkün değil. Kişi başına milli gelirin neredeyse 18 bin dolara ulaştığını söylediniz, bu da doğru. Peki, her büyüme iyi bir büyüme mi? Eğer bu büyüme sağlıklı bir gelişmeye vesile olsaydı, beraberinde bu yapısal sorunları çözerdi. Büyüdük, kişi başına geliri 18 bin dolara getirdik. Ücretler ne oldu? Ortalama ücretler bile asgari ücretin etrafında dolaşıyor ve asgari ücret açlık sınırında."
Tarımda küçülmeye bağlı yoksulluğun ortaya çıktığını ifade eden Temelli, bu koşullarda çiftçilik yapmanın anlamını yitirdiğini, çiftçilerin, sorunlarının çözülmesi gerekirken, daha çok borçlandırıldığını, bunun da şehirlere fiyat artışı ve gıda yoksulluğu şeklinde yansıdığını öne sürdü.
Kaynak: AA / Politika
Gülistan Kılıç Koçyiğit, DEM Parti, Politika, Ekonomi, DEM Parti, Gülistan Kılıç Koçyiğit, Ekonomi, Politika, Haberler
- AK PARTİ
- AVRUPA BİRLİĞİ
- AZERBAYCAN
- BASKETBOL
- BELEDİYE
- BEŞİKTAŞ
- CHP
- ÇEVRE
- DEM
- DİPLOMASİ
- DOĞA
- DONALD TRUMP
- DEVLET BAHÇELİ
- EĞİTİM
- EKREM İMAMOĞLU
- ELON MUSK
- EMEKLİ
- EMLAK
- ENERJİ
- ENFLASYON
- ESNAF
- FENERBAHÇE
- FİKSTÜR
- FİLİSTİN
- FUTBOL
- GALATASARAY
- GASTRONOMİ
- GAZZE
- GÜNCEL
- GÜVENLİK
- GÖÇMEN
- HAKAN FİDAN
- HASTANE
- HAYVAN HAKLARI
- HIRSIZLIK
- HUKUK
- IRAK
- İNSAN HAKLARI
- İRAN
- İSRAİL
- İSTANBUL
- İŞÇİ
- İTFAİYE
- JANDARMA
- JOSE MOURINHO
- KAZA