2026 Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Namık Tan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a, "Eğlence platformlarında adınıza hayran sayfaları açılıp, hakkınızda unvanınızla bağdaşmayan içerikler üretiliyor. Ciddiye alınan ülkelerin Dışişleri Bakanları hakkında böyle PR kampanyaları yapılamaz. Yapılıyorsa da engellenmesi lazımdır. Bu abesliği bir an önce kontrol altına almalısınız. Zira biz sizi, ciddiye alınan ülkelerin Dışişleri Bakanları ile aynı ligde görmek istiyoruz. İnternet üzerinden ona buna sataşan İsrail Dışişleri Bakanı Katz’la aynı pozisyonda kalmayı size yakıştıramıyoruz" dedi.
Haber: Duygu Nil ÖZER
(TBMM) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Namık Tan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a, "Eğlence platformlarında adınıza hayran sayfaları açılıp, hakkınızda unvanınızla bağdaşmayan içerikler üretiliyor. Ciddiye alınan ülkelerin Dışişleri Bakanları hakkında böyle PR kampanyaları yapılamaz. Yapılıyorsa da engellenmesi lazımdır. Bu abesliği bir an önce kontrol altına almalısınız. Zira biz sizi, ciddiye alınan ülkelerin Dışişleri Bakanları ile aynı ligde görmek istiyoruz. İnternet üzerinden ona buna sataşan İsrail Dışişleri Bakanı Katz'la aynı pozisyonda kalmayı size yakıştıramıyoruz" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Dışişleri Bakanlığı'nın 2026 bütçesi ve kesin hesabının görüşmeleri başladı.
CHP grubu adına söz alan CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Namık Tan, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde çalışan bazı kişilerin sicilinde sorunlar olduğunu ya da bakanlıktan yetişmeyen kişilere üst düzey görevler verilmesini eleştirdi. Tan, "Adli sicilinde 'yaralama' ve 'tehdit' suçları bulunan bir kişi hala Cezayir'de görevde. Hepsini size önergelerimizde sorduk. Yalnızca birisine alay eder gibi dört satırla yanıt verdiniz. Sicili sorunlu şahısların büyükelçi olarak görevlerini sürdürmelerine göz yumamazsınız. Dilerim böyle profilleri Dışişlerinde görevlendirmemesi hususunda Cumhurbaşkanından talepte bulunacak kadar ağırlığınız vardır" diye konuştu.
Dışişleri Bakanlığına, Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan çok sayıda personel getirildiğini belirten Tan, iki kurumun yapısının, işleyişinin ve kültürünün farklı olduğunu söyledi ve "Dışişleri'nde MİT kökenli genel müdür, daire başkanı ve hatta büyükelçinin görev yaptığını biliyoruz. Bu ısrarınızdan bir an önce vazgeçmenizi sizden talep ediyoruz" dedi.
Tan: "İsrail Dışişleri Bakanıyla aynı pozisyonda kalmayı size yakıştıramıyoruz"
Sosyal medyada Bakan Fidan hakkında yapılan paylaşımlara da değinen Tan, şunları söyledi:
"Eğlence platformlarında adınıza hayran sayfaları açılıp, hakkınızda unvanınızla bağdaşmayan içerikler üretiliyor. Bu sayfalarda sizi, meşhur bir televizyon dizisinin karakterleriyle kıyaslıyorlar. Hepinizin adını bildiği bu yapım, devlet içinde örgütlenen organize suç çetelerini övüyor. Bu dizinin korkunç etkisi yüzünden sokaklarda elinde silahla sağı solu tehdit eden, külhanbeyliğine özenen gençler yetişti. Bu diziyle anıldığınız zaman sizin adınıza biz utanıyoruz. Ciddiye alınan ülkelerin Dışişleri Bakanları hakkında böyle PR kampanyaları yapılamaz. Yapılıyorsa da engellenmesi lazımdır. Amerika'da Başkan Donald Trump medya önünde istediği çılgınlığı yapıyor olabilir, ama Marco Rubio'nun bunu yapması beklenmez. Bu abesliği bir an önce kontrol altına almalısınız. Zira biz sizi, ciddiye alınan ülkelerin Dışişleri Bakanları ile aynı ligde görmek istiyoruz. İnternet üzerinden ona buna sataşan İsrail Dışişleri Bakanı Katz'la aynı pozisyonda kalmayı size yakıştıramıyoruz."
"Milli ekonomimiz Amerikan sermayesi için sömürü pazarı haline getirilecek"
"Terörsüz Türkiye" sürecinin Trump'ın Orta Doğu'daki manevra alanını genişletmeye yönelik bir şekle evrildiğini söyleyen Tan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"ABD'nin kurduğu üçlü masada alınan karar da bu gerçeği teyit ediyor; biz açıkçası bu sürecin 'Terörsüz Türkiye' değil, Trump'ın yeni Orta Doğu dizaynı olarak adlandırılacağı bir yere evrilmesinden son derece endişeliyiz. Sadece güvenlik konusunda mı ABD tahakkümü kuruldu? Osmanlı hayranlığıyla bildiğimiz Erdoğan, Osmanlı devletinin zamanında başka devletlere verdiği kapitülasyonları bir bir yeniden hayata geçiriyor. Nitekim Erdoğan'ın ve sizin son ziyaretleriniz de Türkiye'nin ABD'ye teslimiyetinin nişanesi oldu. Bütün dünyayı gümrük vergilerine boğmakta olan Trump'ın ABD'sine gümrük engelleri kaldırılıyormuş. Milli ekonomimiz Amerikan sermayesi için sömürü pazarı haline getirilecek.
"Dış politikayı Bahçeli ve Erdoğan mı yönetiyor?"
Dış politika kararları, maalesef eskiden olduğu gibi kurumların tecrübesine ve ortak karar alma süreçlerine dayanmıyor. Meşruiyetini de artık TBMM'den almıyor. Her şey Erdoğan'ın keyfine bırakılmış. Erdoğan ise Ankara'nın güvenlik dosyalarını adeta Trump'a emanet etmiş. Terörle mücadele ile doğrudan ilgili olan Suriye politikasının tutarlı biçimde oluşturulması gerekiyor. Yani, dışarıda çok taraflı diplomasi, içeride ise parlamenter denetim zemininde yürütülmesi icap ediyor. Yüce Meclisimiz milleti oyalama yeri olmadığı gibi Erdoğan'ın keyfi kararlarının tescil mercii de değildir. Koalisyonunuzun küçük ortağı Bahçeli'nin, Erdoğan'ın bile anlam veremediği Türkiye-Rusya-Çin açıklaması, ardından KKTC seçim sonuçlarını hazmedemeyen ama Erdoğan'dan destek alamayan çıkışı, iktidar içerisindeki uyumsuzluğu açık seçik gösteriyor. Şimdi sormamız lazım; dış politikayı kim yapıyor Erdoğan mı, Bahçeli mi? Erdoğan yapıyorsa, Bahçeli kime ne mesaj veriyor? Bahçeli yapıyorsa, Erdoğan dünya lideriyim diye kimi kandırıyor?"
Beştaş: "Bütçe güvenlik söylemleriyle değil, halkın ihtiyaçlarıyla belirlenmeli"
DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş şunları söyledi:
"Aslında harcamaların ötesinde savaş ekonomisi bir zihniyeti yansımadır. Toplumsal kaynakların eğitimden, sağlıktan, yerel yönetimlerden kesilerek silah teknolojisine yöneldirilmesidir. Her yeni askeri yatırım halkın sofrasından eksilen bir lokmadır. Halkın siyasal denetim gücü zayıflarken güvenlik endüstrisi büyür. Bu itiraz sadece ekonomik bir itiraz değil. Bu aynı zamanda dış politikanın nasıl kurulduğuna dair bir itirazımızdır. Bu mesele sadece mali tercihler meselesi değil, bir rejim meselesidir, umut meselesidir, demokrasi ve özgürlükler meselesidir. Bu nedenle bir savaş ekonomisinin karşısına barış ekonomisine koyuyoruz. ve bütçe halkın gerçek ihtiyaçlarını planlamalıdır.
Biz kadınlar toplumun yarısını oluşturuyoruz ve toplumsal cinsiyete dayalı bütçe meselesini çok önemsiyoruz. Şüphesiz toplumsal barışın temeli kadın özgürlüğüdür. Bu nedenle bizim için dış politika aynı zamanda toplumsal cinsiyet rejiminin dışa vurumudur. Dünya Ekonomik Forumu 2025 raporuna göre toplumsal cinsiyet uçurumu kategorisinde maalesef 148 ülke arasında Türkiye 135. sırada. Dış politikamız erkeklere emanet, bunu kabul etmiyoruz. Buranın en az yarısı kadın olmalı.
"Keşke kardeşiz dediğiniz halkın temsilcilerine sarılsanız"
Böyle bir dönemde çözüm ve barış döneminde sınır ötesi operasyon hakkı üç yıl daha uzatıldı. Tezkere kabul edildi ve bu güvenlik politikalarını devam ettirme iradesidir. Sayın Bakan sizin El Şara'ya sarılmanızı izledim, doğrusu ne diyeceğimi bilemiyorum. Sarılmayın demiyorum, üzerine 10 milyon dolar ödül konulan dünün suçlusu, bugünün en muteber kişisine sarılın. Ama keşke aynı sarılmayı gerçekten kardeşiz dediğiniz halkın temsilcileriyle de yapsanız. İlham Ahmed'le niye bir araya gelmiyorsunuz? Kürtlerin dostuysanız orada 5 milyon Kürt yaşıyor. Sizin dostluk perspektifiniz oraya barış, huzur getirir. Türkiye'ye de katkısı çok büyük olur."
Dış Politika, Hakan Fidan, Namık Tan, Güvenlik, Ekonomi, Güncel, İsrail, Medya, İsrail, İnternet, Namık Tan, Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı, Medya, Güvenlik, Ekonomi, Dış Politika, Güncel, Haberler
- AK PARTİ
- AVRUPA BİRLİĞİ
- AZERBAYCAN
- BASKETBOL
- BELEDİYE
- BEŞİKTAŞ
- CHP
- ÇEVRE
- DEM
- DİPLOMASİ
- DOĞA
- DONALD TRUMP
- DEVLET BAHÇELİ
- EĞİTİM
- EKREM İMAMOĞLU
- ELON MUSK
- EMEKLİ
- EMLAK
- ENERJİ
- ENFLASYON
- ESNAF
- FENERBAHÇE
- FİKSTÜR
- FİLİSTİN
- FUTBOL
- GALATASARAY
- GASTRONOMİ
- GAZZE
- GÜNCEL
- GÜVENLİK
- GÖÇMEN
- HAKAN FİDAN
- HASTANE
- HAYVAN HAKLARI
- HIRSIZLIK
- HUKUK
- IRAK
- İNSAN HAKLARI
- İRAN
- İSRAİL
- İSTANBUL
- İŞÇİ
- İTFAİYE
- JANDARMA
- JOSE MOURINHO
- KAZA