Bir süredir piyasaların dillendirdiği Kabine revizyonu gerçekleşti ve belirsizlik yaratan bir spekülasyon unsuru daha ortadan kalkmış oldu. 15 Bakan’ın görevine devam ettiği, 6 Bakan’ın görevlerinin değiştiği ve 5 yeni Bakan’ın Kabine’ye girdiği revizyonun sonrasındaki fiyat hareketleri, piyasaların bu değişiklikleri olumlu yorumladığını göstermektedir.

Tepeden aşağıya doğru bakacak olursak; Başbakan Yardımcıları’nda önemli değişiklikler meydana gelmiş. Önceki hükümette Başbakan Yardımcılığı görevini yürüten Nurettin Canikli, Numan Kurtulmuş, Tuğrul Türkeş ve Veysi Kaynak yeni hükümette bu görevde bulunmayacaklar. Canikli Milli Savunma Bakanı, Kurtulmuş ise Turizm Bakanı olurken; Türkeş ve Kaynak Kabine’ye giremedi. Yeni Başbakan Yardımcıları Mehmet Şimşek, Bekir Bozdağ, Fikri Işık, Recep Akdağ ve Hakan Çavuşoğlu olurken eski Kabine’nin Başbakan Yardımcıları’ndan sadece Mehmet Şimşek yerini korumuş oldu. Bu bakımdan, piyasaların da oldukça sevdiği ve güvendiği bir isim olan Sn. Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetiminin direksiyonunda olacağını öngörebiliriz.

Ekonomi ile ilgili diğer bakanlıklara bakıldığında; Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın da yerlerinde kaldığını görüyoruz. Kulislerde son günlerde yoğunlukla dile getirilen isimlerden Ali Babacan ise yeni Kabine’de görev almadı. Benim açımdan dikkat çeken değişimler; Sn. Canikli’nin Başbakan Yardımcılığı görevinden Milli Savunma Bakanlığı görevine geçmesi ve Gıda, Yarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in yerini yeni bir isim olan Ahmet Eşref Fakıbaba’ya bırakması oldu. Son dönemde gıda fiyatlarının kontrol altına alınmasına yönelik çalışmaların yoğunlaştığını ve önemli adımlar atılmakta olduğunu düşünecek olursak; söz konusu değişiklik de önemli bir değişikliktir.

Yeni dönemde, Sn. Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetiminde yer almaya devam edecek olması, Türkiye’deki yatırım ortamı, yapısal reformların geleceği, ekonomideki genel bakış açısı ve sorunların saptanması konusunda iyi bir adım olacaktır. Piyasa da bunu beğenmiş olacak ki; Borsa’daki alımlar ikinci seansta %1,2’yi buldu. USDTRY’de ise kısa süreli bir dalgalanma ardından aşağı yönlü hareketin yeniden ağırlık kazandığını ve kurun 3,51’li seviyeleri bulduğunu görüyoruz. Kısa dönemde, konjonktürel fiyat baskısından dolayı yön aşağıdır; 3,50 ve 3,48 seviyelerine geri çekilme görebiliriz. 3,60’lı seviyelerin altında kalındığı sürece TRY adına riskler limitlidir. BİST’te geniş resimde hedefin 109 - 110K olduğunu görmekteyiz. Teknik açıdan 104 - 105K seviyelerinin korunması ile beraber ara ara soluklanmalar görülse bile kısa vadede, ABD 10 yıllıklarında çok ciddi bir yukarı yönlü hareket yaşanmadığı sürece veya kur 3,60'lı riskli seviyelerde seyretmediği sürece alımlar desteklenmeye devam edilebilir.