Haberler

İnternet ve sosyal medyada öne çıkan günün spor haberleri

MHK Başkanı Zekeriya Alp: Ülkemizde hakemlik yapmak zor bir görev"Nihat Özdemir ve yönetim kuruluna verdikleri destekten dolayı teşekkür ediyorum""Biraz sabır edilebilirse, meyveleri yakın zamanda toplayacağımıza inanıyoruz""Hakemlerimizin maç yönetirken kişiliklerini rencide edici her...

MHK Başkanı Zekeriya Alp : Ülkemizde hakemlik yapmak zor bir görev

"Nihat Özdemir ve yönetim kuruluna verdikleri destekten dolayı teşekkür ediyorum"

"Biraz sabır edilebilirse, meyveleri yakın zamanda toplayacağımıza inanıyoruz"

"Hakemlerimizin maç yönetirken kişiliklerini rencide edici her türlü harekete karşıyız

"Tüm çabalarımız en az hatayla maçların yönetilmesi, VAR'ın Uluslararası standartlarda Türk futboluna katkı sağlayacak şekilde uygulanmasıydı"

"VAR Sistemi adaleti sağlamak için getirildi"

"İlk yarıda VAR'dan 738 pozisyon kontrol edildi"

"Eleştiriye tabi ki açığız. Yeter ki, eleştiri saygı çerçevesinde olsun, hakaret içermesin"

"Ben Zekeriya Alp olarak bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da her kulüp başkanı ile Başkanımız Nihat Özdemir'in olduğu ortamda her zaman görüşmeye hazırım"

"Orada yaptığımız tüm işlerde adil ve tarafsız olduğumuzu, herkese eşit yaklaştığımızı ifade ettim"

"Fenerbahçe-Beşiktaş maçı sonrasında, 5 hakemle görüştük. Sadece Tarık Ongun'u çağırmadık"

"Ben hakemlerimle tabi ki görüşürüm, her mekanda görüşürüm. Bunun için kimseden izin de almam, talimat da almam"

Serhan Türk / İstanbul, - Merkez Hakem Kurulu Başkanı Zekeriya Alp, 2019-2020 sezonunun ilk yarısının tamamlanmasının ardından basın toplantısı düzenledi. TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri Orhan Saka Konferans Salonu'nda yapılan toplantıya Merkez Hakem Kurulu üyeleri de katıldı.

Sezon başından beri birçok konuda tartışmalar yaşandığını kaydeden Zekeriya Alp, henhangi bir açıklama yaarak bu  tartışmaların parçası olmak istemediklerini dile getirdi. Prensip olarak göreve geldiklerinlerinden bu yana basın toplantısı veya açıklama yapmamaya özen gösterdiklerini vurgulayan Zekeriya Alp, "Bizim bu kararımızdan dolayı, bazı kesimlerce farklı algılar oluşturuldu. Her sene devre arasında rutin olarak yaptığımız basın toplantısını, bu tür tartışmalara açıklık getirmek için bir fırsat olarak değerlendirdik ve bugün bir arada olmanın faydalı olacağını düşündük" dedi.

"NİHAT ÖZDEMİR VE YÖNETİM KURULUNA VERDİKLERİ DESTEKTEN DOLAYI TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir ve yönetim kuruluna verdikleri destekten dolayı teşekkür eden Zekeriya Alp, "Hakem camiasına önderlik etmiş, birbirinden değerli, tecrübeli ve Türk hakemliğine önemli hizmetlerde bulunmuş kurul arkadaşlarımla birlikte derhal çalışmalara başladık. 6 ay gibi kısa sürede; Türk hakemliğinin geleceğini belirleyen ve görünmeyen birçok işe imza attık. Şimdi bunları sizlerle paylaşmak istiyorum. Çok kısa sürede bir önceki sezondan gelen mevcut verilerle yeni klasmanları belirledik. MHK Eğitim Danışmanı Jaap Uilenberg ile yeniden sözleşme imzaladık. Yardımcı Hakem Eğitimcisi olarak Giovanni Stevanato'yu, Hakem Gelişim Danışmanı olarak da Burçin Keskin'i göreve getirdik. UEFA gözlemcisi Jorn West Larsen ve FIFA Hakemi Danny Makkalie gibi isimlerle eğitim kadromuzu güçlendirdik. Eğitim kadromuzdaki bu arkadaşlarımızla birlikte hakemlerimiz için 'koçluk geliştirme grubu' oluşturduk, bireysel koçlar atadık. Hakem gelişim kampları, Jaap Uilenberg ve UEFA Gözlemcisi Jorn West Larsen'in yaptığı uygulamalı maç izleme çalışmaları hakemlerimize ciddi katkılar sağladı. Ayrıca, eski FIFA hakemlerimizden oluşturduğumuz bir Scouting Ekibi ile MHK tarafından belirlenen genç hakemlerin takibini sağladık.  VAR sisteminin ikinci yılında VAR sayımızı artırmak için çok önemli bir proje hayata geçirdik. 2. Lig'de görev yapan klasman hakemlerinin tamamı taradık. Teorik eğitimler, video testler, simülatör çalışmaları, saha uygulamaları ve canlı maç organizasyonları sonrasında 10 VAR ve 3 AVAR hakemi daha ligin ikinci yarısında görev yapabilecek duruma getirdik. Bilimsel çalışmalarımız kapsamında haftalık 'Birlikte Çalışalım Projesi'ni başlattık. Oyun kuralları konusunda güncel kalmaları için her hafta hakem ve gözlemcilere 5 sorudan oluşan "Oyun kuralları testi" gönderiyoruz ve Türkiye genelindeki 5 binin üzerindeki hakem ve gözlemciden online olarak cevaplarını alıyoruz. Bu verileri, hem katılanlara hem de İl Hakem Kurulları'mıza ileterek eksikleri gideriyoruz. Talimatlarda yapılan değişikliklerle, kadın hakemlerin erkek liglerinde maç yönetmesinin önü açıldı. Kadın hakemlerimiz 2. lig ve 3. lig maçlarında görev almaya başladılar. Sırada ise "Kadın Hakem Gelişim Kampı-Kadın CORE" projesi var. Ligin ikinci yarısında bu projeyi de hayata geçireceğiz. Ayrıca, hakemlere maçlarda yaşanan tartışmalı pozisyonların videolarının gönderilerek yorumlarının alınması, eğitim çalışmalarımız kapsamında Jaap Uilenberg tarafından aylık toplantılar, eski futbolcuların hakemliğe kazandırma projesi kapsamında Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği iş birliğinde Aday Hakem Kursu ve "eğitimcinin eğitimi" seminerleri düzenlenmesi,  Hakem Fiziksel Gelişim Ekibi genişletilerek yenilenmesi gibi çalışmalara imza attık" diye konuştu.

"BİRAZ SABIR EDİLEBİLİRSE, MEYVELERİ YAKIN ZAMANDA TOPLAYACAĞIMIZA İNANIYORUZ"

Zekeriya Alp, geleceğe yönelik yaptıkları ve çok önemli gördükleri çalışmalar ile ilgili olarak ise "Kadromuzda Türk hakemliğine önemli hizmetlerde bulunan çok tecrübeli isimler bulunuyor. Ancak bu hakemlerimiz yaş haddinden dolayı kariyerlerinin sonuna gelecekler. Bu nedenle genç hakemlerimize verdiğimiz önem itibariyle birçok yeni isme görev verdik. Mutlak surette MHK olarak yeni bir jenerasyonu hazırlamak zorundayız ve bunun adımlarını sezon başından itibaren atmış bulunuyoruz. Az görev alan hakemlerimizi kazanma yolunda adımlar attık. Bu çabalarımızla her maçın altından kalkacak daha geniş bir hakem havuzunu oluşturmayı hedefledik. Biraz sabır edilebilirse, bunun meyvelerini de yakın zamanda toplayacağımıza inanıyoruz. Bir hakem için Uluslararası temsil çok önemlidir. FIFA kokartlı hakemlerimizin bu sezon daha çok maç yönetmesi bizleri gelecek adına daha da umutlandırdı. 1 Temmuz'dan bu yana şu ana kadar UEFA'dan hakemlerimize gelen maç sayısı 35, gözlemcilerimiz ise 38 maç aldı. Elit kategorideki hakemimiz Cüneyt Çakır ile birlikte 1. Kategoriye yükselen Ali Palabıyık kardeşimiz bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde görev aldı. İnşallah o da Cüneyt gibi uzun yıllar bu ligde ülkemizi temsil edecek.  Sizlerin ve kamuoyunun dikkatini çekmek istediğim birkaç konu daha var. En önemli hassasiyetimiz; saha içerisinde futbolcuların, kenar yönetimde bulunan teknik adamlar ve görevlilerin, saha kenarından hakemin vermiş olduğu herhangi bir karar sonrası, sözle veya el kol hareketleriyle yaptığı aşırı itirazlarla sahaya müdahil olmaları, bulundukları alanı terk etmeleri, seyirciyi ateşleyen ve galeyana getirdikleri tutum ve davranışlar, asla tasvip etmediğimiz ve hakemlerimize kesin talimat verdiğimiz en önemli konu.  Hakemlerimizin maç yönetirken kişiliklerini rencide edici her türlü harekete karşıyız. Bu manada asla taviz vermeyeceğiz. İlk yarıda çoğunlukla bunun müspet sonuçlarını gördük" şeklinde konuştu.

"VAR SİSTEMİ ADALETİ SAĞLAMAK İÇİN GETİRİLDİ"

Tüm bu çalışmalarının ve tüm çabalarının en az hatayla maçların yönetilmesi olduğunu ifade eden Zekeriya Alp, VAR'ın Uluslararası standartlarda Türk futboluna katkı sağlayacak şekilde uygulanmasını istediklerini belirtti. Alp, "VAR Sistemi adaleti sağlamak için getirildi ve VAR'ın futbola katkısı inkar edilemez bir gerçek. 2 yılda geldiğimiz noktayı özellikle Avrupa'yla karşılaştırdığımızda çok olumlu buluyorum. Bugün Avrupa'nın birçok ülkesinde VAR kaosu yaşanıyor. Gerek teknik direktörler gerekse yöneticilerden sürekli şikayet ediyor. VAR henüz yeni bir sistem, tam olarak yerleşmedi. Bu da tartışmalara yol açıyor. Özellikle VAR konusunda geldiğimiz aşamayı anlatması açısından geçen yıl ile bu yılki bazı verileri sizlere anlatmak istiyorum. İlk yarıda VAR'dan 738 pozisyon kontrol edildi. Bu rakam geçen yıl 881'di ve 143 azalma dikkat çekiyor ki, bu da hakemlerimizin daha az pozisyonda şüphe duyması anlamını taşıyor. En önemli gelişimi inceleme sayısında görüyoruz. 2018-2019 sezonunun ilk devresinde 70 olan kontrol sayısı, 43'e indi. Yani VAR'a başvurma konusunda UEFA standartlarına doğru ilerlediğimizi görüyoruz. Sahada yapılan inceleme sonucunda geçen yıl 23 karar değişirken bu sayı bu sezon 4 olarak gerçekleşti. Hakemlerimiz böylece 1 yılda gereksiz VAR incelemesinden vazgeçerken sistemi daha verimli kullanma yolunda önemli bir adım attı. VOR, yani saha kenarı incelemesi sonucu düzeltilen karar ise 23'ten 26'ya yükseldi. Yine 93 olan toplam müdahale sayısı da 69'a düştü. Burada bir detaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Geçen yılki 23 gereksiz incelemeyi çıktığınız zaman sayı 73'e 69 oluyor ki bu da "Bu sene VAR hiçbir şeye karışmıyor" algısının yanlış olduğunu gösteriyor. Yani hakemlerimizin bir yılda doğruyu bulma konusunda büyük bir gelişim gösterdiğini görüyoruz. VAR ortalamalarına bakarsak hafta başına müdahale ortalamasının 5.47'den 4.05'e gerilediğini, 1.64 olan maç başına müdahale ortalamasının 2.22'ye yükseldiğini görüyoruz. Bunlar VAR'daki gelişimin belgesi olarak değerlendirebileceğimiz rakamlar.. Bu sene saha incelemesi ortalamasının 127.27 saniyeden 131.84, VOR incelemesinin de 93.09 saniyeden 101.15'e çıktığını gözlemliyoruz. Bunun temel nedeni ise özellikle sezon başında yaşanan spesifik pozisyonlar ve yeni VAR hakemlerimizin tecrübe kazanma sürecinde olması. Bu sayılar her geçen hafta daha da düzeliyor. Yine 54.52 olan topun oyunda kalma süresinin 54.18'e indiğini görüyoruz. Bunun da inceleme süresinin artmasının etkisiyle gerçekleştiğini söyleyebiliriz.  Özetle doğru kullanım konusunda mesafe kat ettik ancak oyunun soğuması problemini tam anlamıyla çözemedik. Bu konu Premier Lig başta tüm liglerde yaşanan bir sorun. Bu sorunu da zamanla gidereceğiz" dedi.

"ÜLKEMİZDE HAKEMLİK YAPMAK ZOR BİR GÖREV"

Türkiye'de hakemlik yapmanın zor bir görev olduğunu söyleyen MHK Başkanı Alp, "^Bu görevi üzülerek söylüyorum ki, futbolun tüm paydaşları olarak daha zorlaştırdık ve zorlaştırıyoruz. İlk yarısı geride kalan ligimizde, belki de; hakem hataları hiç bu kadar tartışılmamış, bir taç, bir korner, bir penaltı, bir faul için hiç bu kadar açıklamalar, bildiriler yayınlanmamış, sosyal medyada özellikle senaryolar üretilmemişti.  Ne acıdır ki, futbol ailesi olarak hatayı en aza düşürmesi için getirdiğimiz teknolojiyle hakemlerimizi daha tartışılır hale getirdik.  Dünya kupası standardında, aynı firmaya bağlı ekip tarafından çizilen çizgide bile kusur aradık. Tribün baskısı, sosyal medya baskısı, kamuoyu baskısı, kuralların ve aklın önüne geçti. Protokolü sabit, çerçevesi belli uygulamalar, uluslararası platformda kabul görmüş her karar, ölçüsüz, orantısız ve kural tanımaz boyutta irdelendi. Gri her pozisyon, kurgulanmış senaryoya dönüştü. Ne üzücüdür ki, bize iletişime açık olun diyenler, futbolun içindeki paydaşları temsil eden kişilerle yapılan bir görüşmeyi farklı üsluplarla yorumlayanlar, arkasında akıl almaz şeyler arayanlar, oysaki bu görüşme ile yanlış bilgilerin düzeltildiğini hiç düşünmedi, aklına getirmedi. Maalesef, öyle anlar oldu ki sorumluluğumuz altındaki hakemlerimizle bir araya geldiğimiz için neredeyse suçlu ilan edildik. Ortalığı yangın yerine çevirenler, suyu bulandırmak isteyenler sadece ve sadece hakemliğe değil Türk futboluna zarar veriyor. Soruyorum sizlere; bizlerin hakemlere adil maç yönetin söyleminin dışında ne söylemi olabilir, bir hakemimizin dürüstçe maç yönetmekten başka ne amacı olabilir? İlla herkesi mutlu edecek bir kural icat etmek mi gerekiyor. Eleştiriye tabi ki açığız. Yeter ki, eleştiri saygı çerçevesinde olsun, hakaret içermesin. Şunu unutmayın ki, hakemlerin başarısı, futbolun tüm paydaşlarının desteği ile mümkün. Başkanlarımız, yöneticilerimiz, teknik direktörlerimiz, futbolcularımız ve medyamız hep birlikte hareket edersek çözümün anahtarını da bulmuş oluruz. Diliyorum böyle bir tablo oluşur ve ligin ikinci yarısı daha huzurlu bir ortamda oynanır" diye konuştu.

"BEN ZEKERİYA ALP OLARAK BUGÜNE KADAR OLDUĞU GİBİ, BUNDAN SONRA DA HER KULÜP BAŞKANI İLE BAŞKANIMIZ NİHAT ÖZDEMİR'İN OLDUĞU ORTAMDA HER ZAMAN GÖRÜŞMEYE HAZIRIM"

Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Zekeriya Alp, TFF Başkanı Nihat Özdemir ile Fenerbahçe Başkanı Ali Koç arasında yapılan görüşme ve Fenerbahçe-Beşiktaş maçının hakemleri ile yaptığı görüşmeyi ise şöyle anlattı: "Değerli Federasyon Başkanımızın daveti ile Fenerbahçe Kulübü başkanı Sayın Ali Koç ve Sayın Semih Özsoy'la gerçekleşen görüşmede MHK Başkanı olarak benim bulunmamın ana sebepleri, yazılı ve görsel basında; kural hatası, IFAB raporu, atamalarda hakemlere sonraki hafta görev verilip verilmemesi ve penaltıların tekrar edilip edilmemesi gibi konuların gündem haline getirilmesi ve özellikle bunların herkes için rahatsız edici boyutlara ulaşmasıydı. Alanya-Fenerbahçe maçıyla ilgili... O maçta 2 defa kural hatası yapıldığı iddiasıyla Fenerbahçe kulübünün başvurusu olmuştu. Önce Sayın Ali Koç, konularla ilgili tüm çekincelerini bu görüşmede anlattı. Maçın ertesi günü Oğuz Sarvan ve Ünsal Çimen ile oturup pozisyonlara baktık. Bu konuyla ilgili kural hatası olmadığında hem fikir olduk. Saat 11.00 gibi de gazeteci arkadaş aradı, kural hatası konusunu sordu. O esnada Fenerbahçe kulübünün atmış olduğu konuyla ilgili herhangi bir başvurusu yoktu, ben de iyi niyetli bir şekilde kural hatası olmadığını söyledim. IFAB görüşüne gelince... Bizde rutin olarak teknik arkadaşlar bu tür ekstra durumlarda IFAB'a bilgi amaçlı sorarlar, böyle bir mail söz konusu. Yeni kural olduğu için de özellikle soruldu. Bu yeni kurallarda ve gelişen ekstra durumlarda rutin bir işlemdir. Yıllar önce bir Kasımpaşa maçında da söz konusu olmuştu. Ben elimde Türkçe ve İngilizce olan bu maili Türkçe olarak anlattım. Kuralı yazan David Ellarey'den gelen görüşü okudum. Yazıda açık şekilde kural hatası olmadığı ifade ediliyordu. Sayın Semih Özsoy, taçla ilgili IFAB görüşünü sordu. Kural hatası kapsamında olmadığı için o pozisyonun sorulmaya bile gerek duyulmadığını anlattım. Fenerbahçe'nin maçlarını yöneten hakemlerin sonraki hafta atamaları ile ilgili iddialar konusunda ise atama sistemimizi anlattım. Orada hakemlerin sonraki hafta VAR'da görev almasını dikkate almamışlar. Her hakeme her hafta görev vermemiz mümkün değil. Vermediğimiz hakemlere de VAR görevi veriyoruz. Bunun tabi ceza boyutu da var. Gerek VAR gerek sahada siyah beyaz hata varsa hakemler cezaya giriyorlar. Bu bizde yanlış algılandı. Ödül ceza sistemi bize has bir durum değil, Avrupa'da her yerde var. Yurt dışında bir uygulama varsa, VAR'A gidip karar düzeltiliyorsa ve hakem ceza alıyorsa, biz bunu niye uygulamayalım. O günkü toplantıda gözlemci not sistemi, penaltı tekrarları dahil tüm konuların hepsini anlattım. Sayın Ali Koç kendisi, "İkna oldum, teşekkür ederim" dedi. Ben Zekeriya Alp olarak bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da her kulüp başkanı ile Başkanımız Nihat Özdemir'in olduğu ortamda her zaman görüşmeye hazırım. Orada yaptığımız tüm işlerde adil ve tarafsız olduğumuzu, herkese eşit yaklaştığımızı ifade ettim. Toplantının yeri konusundaki eleştirilere tabi ki saygı duyarım, ama adaletin mekanı olmaz. Hakemlerle yaptığımız görüşmeye gelecek olursak... Fenerbahçe-Beşiktaş maçı sonrasında, 5 hakemle görüştük. Sadece Tarık Ongun'u çağırmadık. Zira bizim üzerinde durduğumuz pozisyonuna çok uzaktaydı. Otorite zaafına karşı o kadar uyarmamıza rağmen orada gerekli müdahale hakemlerimiz tarafından yapılmadı. Maçın diğer pozisyonlarını da rutin olarak değerlendirdik. Zaten biz hakemlerimizle pozisyonları her zaman tartışırız, konuşuruz, değerlendiririz. Özellikle standart kararları sağlamak için bunu yaparız. Bu görüşmeler de son derece doğal. Bizi üzen bu rutin görüşmenin sorgulama, baskı, cezalandırma olarak yansıtılması... Ben hakemlerimle tabi ki görüşürüm, her mekanda görüşürüm. Bunun için kimseden izin de almam, talimat da almam" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Zekeriya Alp'in açıklamaları

DGS KODU: 03.01.2020 - Haber Kodu : 200103115

DGS KODU: 03.01.2020 - Haber Kodu : 200103117

DGS KODU: 03.01.2020 - Haber Kodu : 200103119

DGS KODU: 03.01.2020 - Haber Kodu : 200103128

DGS KODU: 03.01.2020 - Haber Kodu : 200103145

==============================

MHK Başkanı Zekeriya Alp: VAR kayıtlarını biz bile bilmiyoruz

Fenerbahçe'nin puan kaybettiği maçlardaki hakemlerin atanması konusu

"Fırat Aydınus ve Bülent Yıldırım'ın FIFA kokartlarını almak zorundaydım"

"Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinin hakemini değiştirdik"

"Koç Holding ile çalışıyor olmamız bence etik"

"VAR hakemi maçın hakemini çağırıyorsa gitmek zorunda"

Serhan TÜRK / İSTANBUL, - Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Zekeriya Alp, "VAR kayıtlarını biz bile bilmiyoruz ve öğrenmek de istemiyoruz ama acil bir durum söz konusu olursa bizimle de paylaşılmasını isteriz. Uzaktan-yakından kayıtlarla alakamız yok" dedi.

MHK Başkanı Zekeriya Alp, Süper Lig'in ilk yarısını değerlendirmek amacıyla basın mensuplarıyla bir araya geldi. TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri Orhan Saka Konferans Salonu'ndaki toplantıda Zekeriya Alp, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

FENERBAHÇE'NİN PUAN KAYBETTİĞİ MAÇLARDAKİ HAKEMLERİN ATANMASI KONUSU

Fenerbahçe'nin kazandığı maçları yöneten hakemlere bir sonraki hafta görev verilmediği, kaybettiği maçların hakemlerinin ise görevlendirildiği yönündeki iddialarla ilgili açıklamalarda bulunan Zekeriya Alp, şunları kaydetti:

"Fenerbahçe maçlarıyla ilgili bir liste var. Fenerbahçe-Gazişehir maçında hakem siyah-beyaz bir karar vermiş ve cezaya girmiş, bir sonraki hafta dinlendi. Halil Umut Meler, Başakşehir-Fenerbahçe maçında 85 puanın üstünde aldığı ama VAR pozisyonu olduğu için dinlendirildi. Alanyaspor- Fenerbahçe maçında Halis Özkahya iyi bir not almış ve ertesi hafta Beşiktaş-Başakşehir maçında VAR görevine atandı. Fenerbahçe-Ankaragücü maçında Abdülkadir Bitigen iki tane bariz hata yapıyor, aldığı not çok düşük ve iki hafta dinlendirildi. Galatasaray-Fenerbahç maçında Cüneyt Çakır harika bir maç yönetiyor, en üst düzeylerde bir not alıyor ve ertesi hafta Göztepe-Kayserispor maçında görev aldı. Denizlispor-Fenerbahçe maçında Fırat Aydınus'a ertesi hafta VAR'da görev verdik. Fenerbahçe-Konya maçında Ali Şansalan, çok iyi not almış ve ertesi hafta Galatasaray- Çaykur Rizespor maçında VAR görevi vermişiz. Kayserispor-Fenerbahçe maçını yöneten Arda Kardeşler'e bir sonraki hafta da maç verdik, çok iyi yönettiği için. Malatyaspor-Fenerbahçe maçında Mete Kalkavan bu maçtan sonra cezaya girdi. Göztepe-Fenerbahçe maçında Abdülkadir Bitigen iki bariz hata yaptı ve dinlendi."

"FIRAT AYDINUS VE BÜLENT YILDIRIM'IN FIFA KOKARTLARINI ALMAK ZORUNDAYDIM"

2014 yılında Fırat Aydınus ile Bülent Yıldırım'ın FIFA kokartlarını almak durumunda kaldığını yoksa FIFA'dan yaptırım gelebileceğini söyleyen Zekeriya Alp, "Fırat Aydınus ve Bülent Yıldırım'ın kokartlarını almak zorundaydım. Eğer FIFA alsaydı sayımızı da düşürebilirdi. Dolayısıyla bunu kendilerine anlattım ve üzülerek FIFA kokartlarını aldık. Halis, doğrudur, 2 ay önce koşamadı ve 10-15 gün sonra koşu için davet edildi ve tamamladı. O koşunun ardından da 2-3 maça çıktı. Hassasiyetle bu konuların üzerinde duruyoruz. Sıkıntımız çok büyük. Alt liglerden hakem bulma şansını yaratmamız lazım. Bu emeği büyük ölçüde veriyoruz. Üzerinde durduğumuz 9 hakemi de Antalya'daki seminere davet ettik" dedi.

"FENERBAHÇE-BEŞİKTAŞ DERBİSİNİN HAKEMİNİ DEĞİŞTİRDİK"

Ligin ilk yarısında oynanan Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi için Halil Umut Meler'i hazırladıklarını ancak daha sonra Cüneyt Çakır'ı atadıklarını açıklayan Alp, "Doğrudur çıkan haberler. Biz, Fenerbahçe-Beşiktaş maçının 4-5 hafta öncesinde derbilerde hangi hakemi verebileceğimizi haftalar öncesinde belirliyoruz. Halil Umut o maça hazırlandı evet. Bir hafta öncesinde iki takımın yenilgisi ve basında yer almasından dolayı o maçta böyle bir durum olunca kararı değiştirdik. Nedeni de şu; Cüneyt Çakır ve ekibini bu maça verelim, daha rahat bir maç yönetsin diye. Halil Umut genç bir hakemimizdi ve onu da zor durumda bırakmak istemedik" ifadelerini kullandı.

"KOÇ HOLDİNG İLE ÇALIŞIYOR OLMAMIZ BENCE ETİK"

Sahibi olduğu ticari şirketin Koç Holding ile çalışıyor olmasında bir sorun görmediğini belirten Alp, "Koç Holding ile 30 yıldır çalışıyorum ve bununla da gurur duyuyorum. Bunu Nihat Başkan'a da sezon başında söyledim ve 'Bir sıkıntı yok' dedi. ve ben görevi bu şekilde kabul ettim. Ali Koç ile hiçbir zaman karşı karşıya gelmedim ve o toplantıda karşılıklı görüş alışverişinde bulundum. Bu neden toplumu bu kadar ilgilendiriyor. İş yaptığımız firmam, üç gün önce kurulmadı. 41 yıllık firmamda 30 yıldır Koç ile çalışıyorum. Bence etik" açıklamasında bulundu.

"VAR HAKEMİ, MAÇIN HAKEMİNİ ÇAĞIRIYORSA GİTMEK ZORUNDA"

Hakemler üzerinden bir algı yaratılmaya çalışıldığını vurgulayan Zekeriya Alp, "VAR hakemi çağırıyorsa hakemin kesinlikle o pozisyonu izlemek için ekrana gitmesi gerekiyor. İş maçın kritiğinden çıkıp hakeme gidiyor. Özellikle belli yayınlarda bu şeyler oluyor. Biz burada onore edilecek bir hareket beklerken saldırıya uğruyoruz. Bunun sebebi de reyting. Hakemler üzerinden büyük paralar kazanıyorlar. Gerçekler söylensin. Zamanımızın büyük bölümünü buraya ayırdık. Her ay seminerimiz var, her hafta atamalarımız var. Varsa bildiğiniz bir şey benimle ilgili, açık açık söyleyin. Bize moral verecek hareketlere ihtiyacımız var. Biz önde sadece figüranız. Biz genç bir nesil kazandırmak için buradayız ve sonuna kadar gideceğiz" dedi.

"VAR KAYITLARINI BİZ BİLE BİLMİYORUZ"

VAR kayıtlarını kurul olarak bilmediklerinin altını çizen MHK Başkanı Zekeriya Alp, "VAR kayıtlarını biz bile bilmiyoruz ve öğrenmek de istemiyoruz ama acil bir durum söz konusu olursa bizimle de paylaşılmasını isteriz. Uzaktan-yakından kayıtlarla alakamız yok" şeklinde konuştu.

Öte yandan Alp, Beşiktaş'ın VAR kayıtlarının açıklanmaması durumunda konuyu yargıya taşıyacağının hatırlatılması üzerine ise "Bu konu Futbol Federasyonu'nu ilgilendiriyor" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Zekeriya Alp'in açıklamaları

DGS KODU: 03.01.2020 - Haber Kodu : 200103139

==============================

Uğurcan Özer: 8 yaşında rehabilitasyon amaçlı yüzme sporuna başladım

"Ülkeme ne kadar iyi olabileceğimi göstermek için elimden geleni yaptım"

"2020 için çok yoğun geçen bir antrenman programımız var"

Mustafa AKIN - Ali Danaş / İstanbul, - Yüzmede Avrupa Şampiyonası ve Akdeniz Oyunları'nda final, Kıtalararası Boğaz Yarışı'nda 4 yıl üst üste birincilik, Balkan Şampiyonası'nda 3 altın madalyanın sahibi olan, triatlonda ise dünya kupasında 8'incilik elde eden milli paralimpik triatlon ve paralimpik yüzücü Uğurcan Özer, Demirören Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. Sol kolunda olan 22 santim kısalıktan dolayı 8 yaşında rehabilitasyon amaçlı yüzme sporuna başladığını ifade eden Uğurcan Özer, "Yüzme sporuna başladıktan sonra 13 yaşımda ilk profesyonel yüzme yarışıma katıldım, sonra da 16 yaşımda milli takıma girdim. Ülkemi Brezilya, İtalya, Almanya, Portekiz, İspanya, Yunanistan, Belarus ve daha birçok Uluslararası yarışta temsil ettim. Son 1 yıldır da paratriatlon ile uğraşmaktayım. Her 2 branşta da milli takıma girdim ve ülkemi yurt dışında temsil edeceğim" dedi.

"ÜLKEME NE KADAR İYİ OLABİLECEĞİMİ GÖSTERMEK İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPTIM"

Akdeniz Oyunları'nda paralimpik yüzme branşında final yüzdüğünü dile getiren Uğurcan Özer, "İrlanda Dublin'deki Avrupa Şampiyonası'nda yine kendi kategorimde final yüzdüm. Ülkeme bu seviyede ne kadar iyi olabileceğimi göstermek için elimden geleni yaptım. Kıtalararası Boğaz Yarışı'nda paralimpik branşta 4 yıl üst üste 1'inci oldum. Balkan Şampiyonası'nda da 3 altın madalyayla ülkeme dönüş yaptım. Kelebek, sırt, kurbağa ve serbest branşlarında da Türkiye rekorlarının sahibiyim" diye konuştu.

"2020 İÇİN ÇOK YOĞUN GEÇEN BİR ANTRENMAN PROGRAMIMIZ VAR"

2020 Tokyo Paralimpik Oyunları ve Olimpiyaları için hazırlıkların iyi gittiğini söyleyen Uğurcan Özer, "Dolayısıyla 4 yılda bir yapılan bu şampiyonlar yüzünden çok yoğun geçen bir antrenman programımız var. Kondisyon, yükselti kamplarımız olsun, yurt dışındaki yarışlara hazırlık kapsamında yaptığımız kamplar olsun, en zor yıl bu yıl. Umarım iyi bir yıl geçirip, ülkemi en iyi şekilde temsil edeceğimi düşünüyorum. 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları'nda ülkeme Paratriatlon branşında ilk madalyayı getirmek istiyorum. Onun akabininde gerçekleştirilecek olan uluslararası şampiyonalarda ülkemi en iyi şekilde temsil edip, bayrağımızı dalgalandırmak istiyorum" şeklinde konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Havuzda antrenman

-Uğurcan Özer'in açıklamaları

-Fitness yapması

DGS KODU: 03.01.2020 - Haber Kodu : 200103065

==============================

"Süper babaanne" milli sporcu torununu Dünya Şampiyonası'na hazırlıyor

Sude Yaren Uzunçavdar: Benim ailem tekvandocu. 1 yaşından beri bu sporun içindeyim. Babam, babaannem ve halam antrenörlerim. Bu aileden kaynaklı bir spor ve ben 3'üncü kuşak tekvandocuyum. İlk adımlarımı spor salonunda attım

65 yaşındaki babaanne Kibar Uzunçavdar: Antrenmana girdiğimiz zaman Sude benim için bir torun değil, öğrenci

Doğan GÜNDOĞDU - Osman BAKIR/İSTANBUL, - Avrupa Şampiyonu Milli Tekvandocu Sude Yaren Uzunçavdar (15), babaannesi sayesinde tanıştığı tekvandoda hedef yükselterek, Dünya Şampiyonluğu için çalışmalara başladı. Eski milli tekvandocu olan babaannesi ve milli takım antrenörü babası Serkan Uzunçavdar eşliğinde hazırlıklarını sürdüren Sude, 1 yaşından itibaren tekvando sporuyla ilgileniyor. Babaanne Kibar Uzunçavdar, "Antrenmana girdiğimiz zaman Sude benim için bir torun değil, öğrenci" dedi.

Milli Tekvandocu Sude Yaren Uzunçavdar, babaannesi Kibar Uzunçavdar ve babası Serkan Uzunçavdar Demirören Haber Ajansı'na özel açıklamalarda bulundu.

Maltepe Belediyesi'nin de bir dönem desteklediği Milli sporcu Sude, babaannesi Kibar Uzunçavdar, babası Serkan Uzunçavdar ve halası Serpil Uzunçavdar sayesinde tekvandoya başladı. Her gün ailecek spor salonunda çalıştıklarını ifade eden Sude, Ramazan ayında bile iftar öncesi hep birlikte spor yaptıklarını söyledi.

Avrupa Şampiyonu genç sporcu ayrıca, kazandığı başarıların kılavuzunun 'aile disiplininden geldiğini vurguladı. 65 yaşındaki babaanne Kibar Uzunçavdar ise kendisi ve ailesi için tekvandonun olmazsa olmaz olduğunu ifade etti.

Sude Yaren Uzunçavdar, "Benim ailem tekvandocu. 1 yaşından beri bu sporun içindeyim. Babam, babaannem ve halam antrenörlerim. Bu aileden kaynaklı bir spor ve ben 3'üncü kuşak tekvandocuyum. İlk adımlarımı spor salonunda attım" dedi.

"AVRUPA ŞAMPİYONLUĞUNU HAYAL EDİYORDUM"

Avrupa Şampiyonası'na gitmeden önce Dünya Başkanlık Şampiyonası'nda yakaladığı başarıyla kota aldığını ifade eden genç sporcu, "Hep Avrupa şampiyonu olmayı hayal ediyordum. Kendi kendime, 'Avrupa Şampiyonluğu'na az kaldı' diyordum. Avrupa Şampiyonası'nda ilk maçlarda çok heyecanlıydım ama ilk maçları kazanarak kendime geldim. İlk maçta bir sakatlık yaşadım ancak babam, 'kızım biz buraya altın madalya için geldik' dedi. Şampiyonada motive olmamdaki en önemli sebep tribünlerdeki 'Türkiye' sesleri idi" şeklinde o an minderde yaşadığı duygularını dile getirdi.

TÜRK BAYRAĞI İLE MOTİVE OLDU

Sude Yaren Uzunçavdar, altın madalyaya giden yolda final müsabakasında Rus rakibi karşısında geriye düşmesine rağmen kazandığı anları ise şöyle anlattı;

"İlk rauntta öndeydim ancak bir sakatlık yaşadım. Bu isnada Deniz Türe hocam beni motive etti. 3. raunt ise rakibim 9-6'lık skorla öne geçti. Sonrasında kolumdaki Türk bayrağını gördüm, skorboarda ki Türk bayrağına da baktım ve o sırada 6 saniyem kaldığını gördüm. Kendime güvenim geldi, inandım ve de yüz bölgesine bandal vuruşu yapıp 3 puan alarak durumu eşitledim. Son 2 saniye kala yopçagiyi vurup maçı kazanarak Avrupa Şampiyonu oldum. Seremonide asker selamı verdim. Bu da bayağı gündem oldu. Cumhurbaşkanımız ile görüştüm. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gittim. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile de bir araya geldi. Yaşayacağım her şampiyonluk sonrasında yine asker selamı vereceğim."

"BAŞARIMIN SEBEBİ AİLEM"

Başarılarının sebebi olarak ailesini gösteren Sude, "Annem, babam, babaannem, halam... Yani hepimiz burada antrenman yapıyoruz, birlikteyiz. Çok disiplinli yetiştik. Ağladığım günler de oldu ama o şampiyonluğu tattığınızda, kürsüye çıktığınızda İstiklal Marşı okunduğunda onun tadı bambaşka oluyor" diye konuştu.

"TEKVANDO OLMAZSA OLMAZLARIMDANDIR"

65 yaşındaki babaanne Kibar Uzunçavdar da, kendisinin erkek çocuğu gibi yetiştiğini vurgulayarak, "Dövüş sporlarını çok seviyordum. En çok da tekvando ilgimi çekiyordu. Tekvando olmazsa olmazlarımdandır. Eski milli sporcuyum ve 40 yıldır bu sporun içindeyim. Milli takım antrenörlüğü yaptım. Milli hakem olarak da devam ettim ancak bu sene antrenörlüğe geri döndüm" diye konuştu.

"SUDE, 1 YAŞINDAN BERİ TEKVANDO YAPIYOR"

Sude çocukken birlikte antrenmanlara geldiklerini söyleyen babaanne Uzunçavdar, "Biz sürekli Sude ile beraberdik ve birlikte idmanlar yapıyorduk. Sude, 1 yaşından itibaren tekvando yapıyor ve onu yanımdan hiç ayırmadım. Antrenmana girdiğimiz zaman Sude bir torun değil benim için, öğrenci. Çünkü öyle olması gerekiyor. Maçlara ve müsabakalara girdiği zaman ise sadece ülkemi ve bayrağımı düşünürüm. Çünkü hedeflerim var. Çok şükür Avrupa Şampiyonu oldu ve birçok turnuvada da birincilikleri var. Rabbim nasip ederse Sude'den Dünya ve Olimpiyat Şampiyonlukları bekliyorum. İstiklal Marşımızı okutup bayrağımızı dalgalandırmasını istiyorum. Sude benim gözbebeğim, her şeyim" şeklinde konuştu.

"AİLECEK TEKVANDO SPORUNA AŞIĞIZ"

Sude'nin babası, eski milli tekvandocu ve milli takım antrenörü Serkan Uzunçavdar ise, "Biz annemizden başladık bu spora. Bizler de çocuklarımıza aynı şekilde öğrettik. Ben de eski milli sporcuyum, aktif olarak da milli takım antrenörüyüm. Sude, son olarak Avrupa Şampiyonu oldu. Öncesinde de birçok başarısı var. Biz ailecek tekvando sporuna aşığız ve bu nesiller boyu böyle sürecek" ifadelerini kullandı.

Sude Yaren Uzunçavdar, 2019 yılı Ekim ayında Avrupa Tekvando Birliği (WTE) tarafından İspanya'da düzenlenen Avrupa Yıldızlar Tekvando Şampiyonası'nda altın madalya kazandı. Sude, finalde Rus rakibi Snezhana Kirianiva'yı mağlup ederek Avrupa Şampiyonluğu'na ulaştı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Anons

Sude Uzunçavdar açıklamaları

Kibar Uzunçavdar açıklamaları

Serkan Uzunçavdar açıklamaları

Sude'nin antrenman görüntüleri

Madalyalardan detay görüntüler

DGS KODU: 03.01.2020 - Haber Kodu : 200103085

==============================

Minik Sudenaz, Kayserispor'un hiçbir maçını kaçırmıyor

İlyas KAPLAN/KAYSERİ, - İSTİKBAL Mobilya Kayserispor taraftarı Sudenaz Çınar (10), son 3 senedir sarı-kırmızılı ekibin hiçbir iç saha maçını kaçırmıyor. Kapalıkale Taraftar Grubu Bünyesindeki Kaos Tayfa'nın mensubu Sundenaz'a tribün arkadaşları, 'Kaos'un Prensesi' diye sesleniyor.

Kayseri'de ilkokul 4'üncü sınıf öğrencisi Sudenaz Çınar, metal aksesuar tasarımı yapan babası Gökhan Çınar'dan aldığı Kayserispor aşkıyla, 3 senedir takımının tüm iç saha maçlarını tribünden izliyor. Sudenaz'a zaman zaman kardeşi Sümeyye (8) de eşlik ediyor. Fırsat buldukça deplasman maçlarına da gittiğini belirten Sudenaz Çınar, en son Gaziantep Futbol Kulübü ile oynadıkları deplasmanda tribünde olduğunu söyledi.

"BANA 'KAOSUN PRENSESİ SUDENAZ' DİYORLAR"

Tribün sevgisini, babası ve tribündeki ağabeylerinden aldığını söyleyen Sudenaz, "Babam maçlara gidiyordu, bende gitmek istedim beraber gitmeye başladık. Maçlara gittikçe besteleri öğrendim. Kayserispor galip geldiği zaman çok mutlu oluyorum. Yenildiği zaman üzülüyorum. Küme düşecekmişiz gibi üzülüyorum, ama düşmeyeceğiz. Kapalıkale Grubu'ndan Kaos Tayfa'da bulunduğum için taraftar grubu lideri Ahmet Dirgenali bana 'Kaos'un Prensesi' adını taktı. benimde hoşuma gitti. Tribünde kavga olmadığı zaman çok güzel oluyor. Kavga olduğu zaman hiç güzel olmuyor. Lütfen kavga etmesinler" dedi.

Sudenaz ayrıca, kulübün kadın Başkanı Berna Gözbaşı'nı da çok sevdiğini belirtti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Sudenaz Çınar'ın odasında röportaj

Sudenaz'ın Kayserispor taaraftarıyla tesislere geldiği ve meşale yaktığı görüntüsü

Genel detay

DGS KODU: 03.01.2020 - Haber Kodu : 200103071

==============================

Otizmli Arda'nın gururu

Cavit AKGÜN - Aykut KURT/MUĞLA, - MUĞLA'da, Okul Sporları Organizasyonu'nda Genç A Erkek Basketbol Final Grubu müsabakasında, otizme farkındalık oluşturmak için otizmli lise öğrencisi Arda Mardin (18) forma giydi. Takım arkadaşlarıyla mücadelede yer alan Arda Mardin, "Bana bu imkanı sunan herkese teşekkür ediyorum. Çok mutluyum" dedi.

İl Milli Eğitim ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü iş birliğinde Muğla'da 2019-2020 Okul Sporları Organizasyonu düzenlendi. Menteşe Spor Salonu'ndaki eleme maçlarının ardından Genç A Erkek Basketbol Final Grubu maçlarına geçildi. Ula Hüseyin Ercan Ermaş Lisesi ile Ayşe Gülsevim- Ali Rüştü Kaynak Anadolu Lisesi arasında oynanan karşılaşmada duygusal anlar yaşandı. Ula ekibinde forma giyen 12'nci sınıf öğrencisi otizmli Arda Mardin, takımı ile sahaya çıktı. Sahada arkadaşlarıyla uyumu dikkat çeken Mardin, faul atışından takımına sayı kazandırmanın mutluluğunu yaşadı. Mardin'e Türkiye Basketbol Milli Takım forması hediye eden Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer İlman, "Takımın bir parçası olarak sahaya çıktı. Maçın içinde değil hayatın içinde yer aldı. Bu kardeşlerimizin gelecekte sporla iyi bir yerlere gelebilmesi önem taşıyor. Muğla'nın ilk Görme Engelliler Spor Kulübü'nü kurduk. Her gün engellilerimize yönelik çalışmalarımız sürüyor" dedi.

ARDA: BANA BU İMKANI SUNDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER

Arda Mardin ise "Bana bu imkanı sunan herkese teşekkür ediyorum. Maç biraz zorlu ve yorucuydu. Çok fazla sayı atamadım. Bitkin düştüm ve dinlendim. Karşılaşmada görev aldığım için mutlu oldum. Basketbolu seviyorum. Okulum dışında artan zamanlarımda, geziyorum ve spor yapıyorum. Maçta oynadığım için çok mutluyum" ifadelerini kullandı.

Anne Zeynep Mardin (55), "Oğlum sabah evden çıkarken çok heyecanlıydı. Kendisini burada izlemek bize moral oldu. Eğitim ve emeğin önemini bir kez daha görmüş olduk. Emeği geçenleri yürekten kutluyorum" diye konuştu.

Baba Cemal Mardin (55) de böyle bir etkinliğe katılmanın kendileri için mutluluk verici olduğunu söyledi.

Arda Mardin'in forma giydiği Ula Hüseyin Ercan Ermaş Anadolu Lisesi, rakibi Ayşe Gülsevim- Ali Rüştü Kaynak Anadolu Lisesi'ne 26- 107 mağlup oldu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Arda Mardin'in maçta mücadele ederken görüntüsü

Arda Mardin'in faul atışını sayıya çevirmesinden görüntü

Arda Mardin'in yedek kulübesinde otururken görüntüsü

Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer İlman'ın Arda Mardin'e milli takım forması hediye etmesi

Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer İlman ile röportaj

Arda Mardin ile röportaj

Anne Zeynep Mardin ile röportaj

(Haber: Cavit AKGÜN - Kamera: Aykut KURT / MUĞLA,

DGS KODU: 03.01.2020 - Haber Kodu : 200103090

==============================

Buzun Sultanları, Dünya Şampiyonası'na hazırlanıyor

Turgay İPEK/ERZURUM, - TÜRKİYE'nin 10 yıl önce tanıştığı curling sporunda Kadın Milli Takımı büyük başarıya imza attı. Avrupa'da düzenlenen B klasman maçlarında ikinci olarak A klasmanına yükselen A Milli Kadın Curling Takımı, Dünya Şampiyonası'na hazırlanıyor. Büyük bir başarıya imza atan buzun sultanları, "Dünya bizi izlemeye devam etsin" dedi.

Tarihi 1500'lü yıllara dayanan curling ile Erzurum'un 2011 yılında ev sahipliği yaptığı Dünya Üniversiteler Kış Oyunları'yla tanışan Türkiye, bu spor dalındaki başarısı dünyanın dikkatini çekiyor. 2011 oyunlarıyla birlikte oluşturulan kadın ve erkek milli takımları, 2014 yılından sonra düzenlenen şampiyonalarda başarı grafiğini yükseltti. A Milli Kadın ve Erkek Curling Milli Takımları son olarak İsveç'in Helsingborg kentinde 16-24 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Avrupa Curling Şampiyonası B Klasmanı maçlarına katıldı. Başantrenörlüğünü Tony Zummack ve yardımcı antrenörlüğünü Sadık Topaloğlu'nun yaptığı Kadın Curling Milli Takımı, finalde İtalya'ya 5-2 mağlup oldu. B klasmanında gümüş madalya kazanan kadın milliler, bu başarısıyla Avrupa'da A klasmanına yükseldi. Şampiyonaya A klasmanına çıkma hedefiyle katılan Erkek Curling Milli Takımı ise dördüncü oldu.

HEDEF DÜNYA ŞAMPİYONLUĞU

Erzurum'da düzenlenen 2011 UNIVERSIAD'da curling branşının da olacağını öğrendiklerini söyleyen Kadın Curling Milli Takım Yardımcı Antrenörü Sadık Topaloğlu, oyunlarla birlikte Türkiye'nin bu sporla tanıştığını söyledi. Aslınca curling'in 1500 yıllardan beri oynandığını hatta bazı ülkelerin ata sporu olduğunu ifade eden Topaloğlu şunları söyledi:

"Bizim curling'le geçmişimiz 10 yıllık. Bu kadar kısa bir geçmişte çok büyük başarılara imza attık. Gittiğimiz her ülkede her turnuvada son 4 yıl içerisinde madalyalarla döndük. En son gittiğimiz turnuvada 16-23 Kasım 2019 tarihinde İsveç'te düzenlenen Avrupa Curling B Klasmanı maçlarına 10 ülke katıldı. Şampiyonada Kadın Milli Takımımız ikinci oldu. Dünya Curling Federasyonu'nun koymuş olduğu uygulamada ilk ikiye giren takımlar Dünya Curling Şampiyonası elemelerine katılmaya hak kazanıyor. Biz de bu şampiyonada ilk defa mücadele edeceğiz. Bu turnuvaya 8 ülke katılıyor. 8 ülke arasından ilk ikiye girersek Dünya Şampiyonası'nda oynama şansına sahip olacağız. Bu sporda en yeni olan ülke biziz. Geçmişimiz 10 yıllık. Bize en yakın ülkenin 60-70 yıllık bir geçmişi var. İskoçya'da 1511 yılından beri oynanan bir oyun. İskoçların ata sporu. Kanada, dünyada en fazla başarısı olan ülkelerden birisi. İskoçya'da yaşayan insanlar Kanada'ya göç ediyor. Bu branşı da yanlarında götürerek Kanada da bu işte çok iyi. Kanada ve İskoçya ile karşılaştık. Fakat sonuçları bizi üzdü. Galibiyetimiz olmadı. Ama gün gelecek onları da yeneceğiz."

ÖĞRENCİLERİN ROL MODELİ

Erzurum'un Köprüköy ilçesinde beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapan A Milli Kadın Curling Takımı sporcusu Öznur Polat da, 2011'de düzenlenen Dünya Üniversiteler Kış Oyunları'nda yarıştığını söyledi. Oyunlardan önce curling'i hiç duymadığını belirten Polat, "Çok çalıştık. Haziran'dan beri gerek kondisyon gerekse buz kamplarında sıkı bir çalışma ile bu başarıyı hak ettiğimizi düşünüyorum. Şimdi gideceğimiz Dünya Şampiyonası Elemeleri'nde de ilk üç dereceye girip Kanada'da yapılacak olan Dünya Şampiyonası'na katılmak istiyoruz. Daha ilerleyen zamanlarda puan toplayıp olimpiyatlara katılmak en büyük hedefimiz. Bunun için de takım arkadaşlarımız ve ben elimizden gelen her şeyi en iyi şekilde yapıyoruz. Okuldaki öğrencilerim benim curling sporcusu olduğumu biliyor. Onlar için bir rol modelim. Curling sporunu onlara da anlatıyorum. Çoğu, 'Hocam biz de sizin gibi olmak istiyoruz" diyorlar. Arada bir Erzurum'a getirip maçlarımızı izletiyorum" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

A Milli Kadın Curling Takımı antrenman yaparken

Milli sporcu Öznur Polat ile röportaj

Yardımcı antrenör Sadık Topaloğlu ile röportaj

Sporcularla röportaj

(Haber: Turgay İPEK / Kamera: Zafer KUMRU / ERZURUM,

DGS KODU: 03.01.2020 - Haber Kodu : 200103106

==============================

Tamer Tuna Antalya'da

Tolga YILDIRIM/ANTALYA, - Teknik direktör arayışında Hikmet Karaman'dan ekonomik sebeplerden dolayı vazgeçen Antalyaspor, rotayı Tamer Tuna'ya çevirdi. Tecrübeli teknik adamla, prensipte anlaşan kırmızı beyazlılar Antalya'da yapılacak son toplantının ardından Tamer Tuna ile 1.5 yıllığına sözleşme imzalamayı planlıyor.

Süper Lig ekiplerinden Antalyaspor, teknik direktör arayışında sona yaklaştı. Hikmet Karaman ve Tamer Tuna ile görüşen Antalyaspor yöneticileri son kararı dün akşam gerçekleştirdiği yönetim kurulu toplantısında verdi. Toplantıda Hikmet Karaman'ın maddi şartlarının kulübün ekonomik yapısına uygun olmaması nedeniyle Tamer Tuna ön plana çıktı. Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk'ün de görüştüğü Tamer Tuna, bugün Antalya'ya gelecek. Antalyaspor yönetiminin Tamer Tuna ile yapacağı son görüşmede tarafların anlaşması halinde sözleşme imzalanacak. Kırmızı beyazlı yönetimin Tamer Tuna ile kısa süre içerisinde imza atıp takımın yarın başlayacağı kamp çalışmalarımda yer alması hedefleniyor.

==============================

Göztepe'den da Costa atağı

Onur ATIŞ / İZMİR, - Süper Lig'de 2'nci yarıda yeni stadına geçecek olan ve hedefini üst sıralar olarak belirleyip transferde birçok yıldız oyuncuyu listesine ekleyen Göztepe, defansa da takviye yapma kararı aldı.

Forvet için Remy, Robinho ve Adebayor gibi dünyaca ünlü yıldızlarla temasa geçen sarı-kırmızılıların tecrübeli stoper Manuel da Costa ile de ilgilendiği ifade edildi. Suudi Arabistan Pro Ligi ekiplerinden Al İttihad'da aradığını bulamayan ve kulüple yollarını ayıran Faslı oyuncuya sarı-kırmızılı formayı giydirmek için çalışmalara başlayan yönetimin deneyimli stoperden olumlu yanıt aldığı ifade edildi. da Costa'nın çok fazla maliyetinin bulunmadığı ve transferin gerçekleşme ihtimalinin çok yüksek olduğu vurgulandı.

Süper Lig'e Demir Grup Sivasspor ve Medipol Başakşehir formalarını terleten 33 yaşındaki oyuncu, iki takımda toplam 86 resmi maça çıkıp 12 gol attı. Kariyerine Fransa'nın Nancy ekibinde başlayan da Costa, farklı ülkelerde PSV Eindhoven, Fiorentina, Sampdoria, West Ham United, Lokomotiv Moskova, Nacionel ve Olympiakos'ta da oynadı. Fas Milli Takımı'nda ise 26 müsabakaya çıkan tecrübeli stoper 1 kez ağları sarstı.

İzmir ekibi, 2'nci yarı hazırlıklarına yarın Urla'da başlayıp 8 Ocak'ta Antalya'da kampa girecek.

==============================

Filenin Sultanları'ndan olimpiyat elemeleri öncesi DHA'ya özel açıklamalar

Naz Aydemir Akyol: En iyi performansı göstermemiz gerekiyor

"Umarım Tokyo'ya gidiş biletini biz alırız"

Simge Aköz: Süreci güzel atlattığımızı düşünüyorum

"Çekindiğimiz bir rakip yok"

"Kötü düşünmek istemiyorum"

Kaan ÜLKER / İSTANBUL, - Hollanda'nın ev sahipliğinde Apeldoorn şehrinde 7-12 Ocak tarihlerinde düzenlenecek 2020 CEV Tokyo Olimpiyat Oyunları Avrupa Kıta Elemeleri'nde mücadele edecek Filenin Sultanları, karşılaşmalar öncesi Demirören Haber Ajansı'na özel açıklamalarda bulundu.

B Grubu'nda Almanya, Belçika ve Hırvatistan ile karşılaşacak olan A Milli Kadın Voleybol Takımı'nda forma giyen Naz Aydemir Akyol, DHA'ya özel yaptığı açıklamada, "Eksiklerimizi görüp, son videolarımızı da izleyip Almanya'ya hazır bir şekilde turnuvaya başlamak istiyoruz. 10-15 gün bir hazırlık süreci geçirme fırsatımız oldu. Bu tabii ki çok iyi bir sistem yaratmak için yeterli bir zaman değil ama biz son Avrupa Şampiyonası'ndaki başarıdan sonra hepimiz birlikte olmayı, sahada yer almayı özlemişiz. Geçirdiğimiz kamp döneminden oldukça keyif aldık. Verimli bir kamp süreci geçirdiğimizi düşünüyorum. Bu sahaya yansıyacaktır muhakkak. Her takım bizimle aynı süreci yaşadı. Hiçbir takımın 2-3 ay gibi bir hazırlanma süreci olmadı. Çok zorlu bir turnuvada. Bu kadar kısa sürede senenin en önemli turnuvasına hazırlanmak oldukça güç. En iyi performansı göstermemiz gerekiyor. Bunun için de hem sağlıklı olarak turnuvaya başlamaya çalışıyoruz hem de çok iyi bir teknik ekibimiz var. Bize çok iyi bir şekilde yok göstereceklerine inancımız tam" diye konuştu.

"UMARIM TOKYO'YA GİDİŞ BİLETİNİ BİZ ALIRIZ"

Gruptaki rakiplerinden Almanya'nın her zaman zorlu bir ekip olduğuna dikkat çeken deneyimli sporcu, "Özellikle de ilk maçı oynayacağımız rakibimiz olduğu için hiç hafife alınacak bir ekip değil. Maçın başından sonuna kadar aynı dikkat ve disiplinle performans gösterebilen bir ekip. Almanya maçının belirleyici unsuru; bizim kendi sahamızda yapacağımız hatalar ve göstereceğimiz performans belirleyecek. Sonrasında Hırvatistan ile oynayacağız. Son Avrupa Şampiyonası'nda 3-2'lik bir galibiyet almıştık onlara karşı ve hiç kolay olmamıştı. Üstüne de Belçika ile oynayacağız. Onlarla da büyük bir şans olarak değerlendiriyorum; şampiyona başlamadan önce hazırlık maçı oynama şansımız olacak. Bizim gurubumuz da çok zor, karşı grup da çok zor. Bu mini bir Avrupa Şampiyonası. Kolay bir maç yok. Adım adım düşünmeyi planlıyoruz. Umarım sonunda da Tokyo'ya gidiş biletini biz alırız" ifadelerini kullandı.

SİMGE AKÖZ: SÜRECİ GÜZEL ATLATTIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM

Milli voleybolcu Şebnem Simge Aköz ise DHA'ya yaptığı özel açıklamada, hazırlıkların gayet güzel geçtiğini dile getirerek, "Yaklaşık 10 günlük bir kamp dönemimiz oldu. Birçok oyuncu sezondan hazır gelmiş bulunmakta. Güzel, hızlı bir giriş yaptık hemen. Diğer takımlara nazaran bizim daha fazla çalışma imkanımız oldu. Bu süreci güzel atlattığımızı düşünüyorum. Hollanda biletimizi aldık, gidiyoruz" dedi.

"ÇEKİNDİĞİMİZ BİR RAKİP YOK"

Çekindikleri bir rakip olmadığının altını çizen Aköz, "Mücadele edenin her zaman kazandığı bir turnuva bu. Almanya çok iyi mücadele eden bir takım. Şimdiye kadar hep bizim galibiyetimizle sonuçlandı maçlar, umarım yine böyle olur. Hırvatistan ve Belçika da iyi mücadele eden bir takım. Özellikle Hırvatistan bizi zorlamıştı. Dinamik bir kadroya sahipler. Umarım grup maçlarını sorunsuz atlatırız" diye konuştu.

"KÖTÜ DÜŞÜNMEK İSTEMİYORUM"

Soluksuz bir milli takım dönemi geçirdiklerini belirten tecrübeli oyuncu, "Avrupa Şampiyonası bitti, küçük bir sezon arası vermiş gibi olduk kulüplerde. Sonrasında da inanılmaz hızlı şekilde bu turnuva için başladık. Defalarca aslında oynadığımız takımlara karşı oyun sergilemek üzereyiz. Grup maçlarında zorlanabiliriz ama hiç kötü düşünmek istemiyorum, şimdiye kadar da hiç düşünmedim. Umarım bunu da güzel bir şekilde atlatacağız" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Naz Aydemir Akyol'un açıklamaları

Şebnem Simge Aköz'ün açıklamaları

Oyunculardan detay görüntüler

DGS KODU: 03.01.2020 - Haber Kodu : 200103047

==============================


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Spor

Zekeriya Alp Fenerbahçe Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title