Trump’ın Seçimi ve Kur
İrrasyonel coşku (Irrational Exuberance) ilk defa eski FED başkanlarından Alan Greenspan tarafından kullanılmıştır. Genel olarak belirli bir piyasanın hızlı yükseldiği veya düştüğü dönemlerde yatırımcıların korunma güdülerini terk ederek ilgili piyasaya girmeleri veya çıkmaları manasında kullanılmış bir deyimdir.
İrrasyonel coşku korunma güdüsünün terki nedeniyle yatırımcının risk toleransının üzerinde bir düzey riske, piyasanın asla düşmeyeceği veya yükselmeyeceği güdüsü ile katılması sonucunu verdiğinden zararlıdır.
Örneğin ülkemizde 7 Haziran seçimlerinden sonra irrasyonel coşku döviz piyasalarında oluşmuş seçimin ertesi günü sabahında coşkuya kapılıp döviz alımı yapanlar zararlarını 3 ay beklemek suretiyle karşılayabilmişti.
Benzer etkiler dönemsel olarak gerçekleşmektedir. En son irrasyonel coşkunun kaynağı ise ABD başkanlık seçimi sonucunda yaşandı. Ortaya çıkan coşku bazı ülkelerde döviz bazılarında ise borsalarda etkili oldu. Coşku esasen belirsizlikten kaynaklanır. Belirsizlik yükselen veya düşen piyasada sonsuzluk hisse yaşatır.
Trump sonrası en büyük coşku Meksika’da yaşandı. Meksika Peso’sunun (MXN) %15’i aşan değer kaybı bir kaç saat içinde neredeyse tamamen toparlandı ancak ilk coşkuya kapılanlar kaybetmişlerdi bile. Özellikle saat dilimi olarak ABD’deki gelişmelerden ilk etkilenen Asya piyasalarında yaşanan coşku da ertesi gün piyasaların eski seviyelerine dönmesi ile ortadan kalktı.
Benzer bir coşku bizim döviz piyasalarımızda da gerçekleşti. Dolar kurunun 3,27 seviyesinden sonra geçen haftaki seviyesi olan 3,15 seviyelerine dönmesi çok kısa sürdü. Ancak piyasada coşkuya kapılıp alım yapanlar zarara uğramışlardı bile.
Coşkuyu verenler sizi piyasaya soktuğunda karı gerçekleştirmiş olurlar ve sizi öylece terk ederler. Coşku halinde standart bir yatırımcının kazanması neredeyse imkansızdır. Aşağı veya yukarı yönlü olsun coşku halinde sakin kalmalısınız.
Peki Trump neden sadece irrasyonel coşku ile sınırlı kaldı. Çünkü aslında Trump piyasa için iki adayın en iyisi idi. Çünkü piyasanın temel sıkıntısı FED’in faiz artırım planları ve beklentisiydi. Trump’ın ise mevcut FED politikası ve yönetimine çok sert muhalefet ettiği biliniyordu. Trump’ın FED karşısındaki pozisyonu, seçilmesi halinde faiz artırımının sona ereceği belki de faiz indirimine gidileceği manasına geliyordu. Yani likidite bolluğuna dönüş demekti.
Likidite bolluğuna dönüş, gelişmekte olan ekonomilere fon akışı demektir. Gelişmekte olan ekonomilere fon akışı yerel dövizin kuvvetlenmesi anlamına gelir. Üstelik gelişmekte olan ekonomilerin para politikasını merkez bankaları yerel döviz cinsinden değil yabancı döviz cinsinden gerçekleştirme imkanı bulur. Böylelikle enflasyonla etkin mücadele ortaya çıkar. Enflasyonun kontrolü yatırımların artırılması neticesi verir.
Yatırım, istihdam, büyüme ve devlet gelirlerinin artışıyla sübvansiyonlarda yükseliş ile bahar ortamına kavuşturur.
Trump’ın ekonomi için gerçek manası budur. Paranız varsa coşkulardan uzak durun.