MERKEZ BANKASI MERKEZDEKİ YERİNİ KORUYABİLECEK Mİ?
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Merkez Bankası temel olarak para ve kur politikalarını düzenlemek ve banknot dolaşımını sağlamaktan sorumludur. 11 Haziran 1930 tarihinde bir anonim şirket olarak kurulmuş bulunan Merkez Bankasının temel amacı, fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka ayrıca, finansal sistemde istikrarın sağlanması ve para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almakla da görevlendirilmiştir. Merkez Bankası, özellikle küresel dengesizliklerden kaynaklanan makro finansal riskleri kontrol altında tutmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, finansal istikrar Merkez Bankası için destekleyici amaç niteliğindedir.
Dünya genelinde de bağımsız bir kuruluş olarak hareket edip, kendi yetki alanında politikalar üreterek ülke istikrarına katkı sağlamaktadır. Kurum olarak son bir kaç dönemdir, hükümetle bilhassa da cumhurbaşkanıyla ciddi fikir ayrılıkları yaşamaktadır. Genel hatlarıyla dünya genelindeki gelişmelerin ülke içindeki siyasi riskleriyle birlikte değerlendirildiğinde daha soğukkanlı hareket eden bir merkez bankası yönetimi söz konusu bir kaç dönemdir. Hükümet ise yakalanan büyüme ivmesinin hızlı bir şekilde devamı ve attığı adımları güçlendirecek hamleler beklemektedir.
Genel değerlendirme de bir kaç önemli nokta hariç merkez bankası aldığı kararlarla bu zamana kadar üzerine düşen görevi yerine getirmeye çalışmıştır. Hem bağımsızlığını koruması hem de ülkenin konjektürel gelişmeler karşısında en hazarla atlatması için çaba sarf etmiştir. Ülkemizin stratejik konumu sebebiyle içinde bulunduğu riskleri de göz önüne aldığımızda belki de dünya üzerinde bu kadar dinamik hareket etmek zorunda kalan tek merkez bankasıdır.
Hükümetse atacağı adımlara paralel kararlar beklentisi içine girmektedir. Oysa merkez bankasının bağımsızlığı bir ülke için temel taşıyıcı kolon vazifesindedir. Bir hükümet ortağı gibi hareket etmesi zeminin kaymasına sebebiyet vereceği aşikardır. Bu bağlamda yine merkez bankasının zorlanacağını tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.
Yeni başkan Murat Çetinkaya'nın 1 aylık görev süresince attığı adımlar, şu an için daha ılımlı görüntü çiziyor olarak değerlendirilebilir. İlerleyen dönemlerde eski başkanlar gibi, baskılara karşı nasıl bir tavır takınacağı, uygulayacağı politikalarda alacağı tepkiler ve baskılara karşı direncinin nasıl olacağını göreceğiz.
En büyük beklenti faiz konusunda atacağı adımlar olarak karşımıza çıkıyor. Hükümetin faiz oranlarıyla ilgili, gelişmiş ülkelerdeki seviyelere çekilmesi noktasındaki hedefleri, merkez bankasının da para politikalarıyla nasıl bir düzlemde buluşacağı merak konusudur.