Ülke olarak zorlu bir süreçten geçtiğimizi, yaklaşık 10 yıldır doğu sınırlarımızda kargaşa hakim olduğunu, son dönemde yaşanan terör olaylarında ağır bedeller ödediğimizi, yakın zamanda darbe girişimi yaşadığımızı görmemiz ve iyi analiz etmemiz gerekiyor. Bunlar yaşanırken gelişmekte olan bir piyasayı canlı tutmak ve ekonomik hedefleri yakalamak çok daha zordur.

Güvenlik temelli bu temel sıkıntılar beraberinde, kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimiyle Türkiye ekonomisine fiili veya maddi olarak yatırım yapmak isteyen bilhassa yabancı yatırımcıların gözünü korkuttuğunu görüyoruz. Buna faiz ve döviz üzerinde yaşanan sert dalgalanmaları da eklediğimizde piyasalarda çatlak seslerin yükselmesine sebebiyet vermiştir. Son dönemde gelen büyüme, enflasyon ve diğer ekonomik veriler de ekonomik anlamda zor bir süreçte olduğumuzu teyit etmiş oldu.

Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim üzere, geçmişte yaşanan küresel ve bölgesel ekonomik sıkıntılarda, ekonomik enstrümanlarımızı çok iyi kullandığımızı ve jeopolitik ilişkilerimiz geliştirerek çok sağlam sonuçlar aldığımızı görmekteyiz. Yaşanılan krizleri en az hasarla atlatılıp fırsatlara çevrildiğini gördük. Bu anlamda büyük tecrübelere sahip olduğumuzun altını çizmekte fayda var.

2017 ile birlikte son dönemde yaşadığımız ekonomik durgunluğa neşter vurulmaya başlanmıştır. Merkez Bankası'nın döviz üzerindeki köpüğü almaya yönelik hareketiyle birlikte, daralma yaşanan sektörlerin hareketlenmesi için geçici süreli vergi indirimleri, genel teşviklerin artırılarak devam edilmesi, SGK primlerinin ertelenmesi, indirimli vergi oranları ve atılması muhtemel diğer adımları da yakın zamanda uygulanacağını hep birlikte göreceğiz.

Kendi içimizdeki dinamiklerin harekete geçmesiyle birlikte, piyasanın hareketlenmesine paralel yabancı yatırımcıların dolaylı veya direk yatırımlarıyla ekonomik durgunluğun son bulması hız kazanacaktır. Yabancı yatırımcı da şuan itibariyle yakın zamandaki referandum sonucu ve OHAL sürecinin son bulmasını bekliyor. Bu süreçlerinde atlatılmasıyla ekonomik yatırımların istenilen seviyeye ulaşacağını düşünüyorum.
Atılan sektörel bazlı desteğin, geçen sene sıkıntılı bir yıl geçiren turizm sektöründeki beklentiyi de üst düzeye çıkardı. Devam etmesi beklenen desteğin başta turizm ve tarım sektörlerine yönelik olması çok yerinde bir karar olacaktır.