Haberler

Küresel ısınma mı? Küresel soğuma mı?

Kübra Sezginer

Kübra Sezginer

Orman Mühendisi-Doğa Eğitmeni
04.10.2023 11:09

Gündemimizi oldukça meşgul eden küresel ısınma konusu uzun yıllardır oldukça önemli bir boyuta ulaşmıştır. Küresel ısınma, gezegenimizin karşı karşıya olduğu en büyük çevresel tehditlerden biridir. İnsan aktiviteleri sonucu artan sera gazları seviyeleri, dünya üzerindeki sıcaklıkları artırmakta ve çeşitli doğal afetlerin sıklığını ve şiddetini artırmaktadır.

Küresel ısınma, dünya üzerindeki ortalama sıcaklıkların artışı olarak tanımlanır. Bu artışın temel nedeni, insan aktiviteleri sonucu atmosferde biriken sera gazlarıdır. Karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve azot oksitler (NOx) gibi gazlar, güneşten gelen enerjinin atmosferde hapsolmasına neden olarak sıcaklıkların yükselmesine sebep olur. Fosil yakıt kullanımı, orman tahribatı, sanayi süreçleri gibi pek çok etken deniz seviyesinin yükselmesi, iklim değişikliği ve dolayısıyla ekosistem zararına sebep olmaktadır.

Peki küresel soğuma? Nedir bu küresel soğuma ve neden bu konu hakkında yeterli düzeyde araştırma yapılmamaktadır. Küresel ısınma mı bizi tedirgin etmeli yoksa küresel soğuma mı?

Küresel soğuma 1970'li yıllarda aerosollerin veya yörüngesel zorlamanın soğutma etkileri nedeniyle, Dünya'nın yakında soğumaya başlayacağı ve bunun sonucunda yoğun bir buzullaşma dönemine girileceği varsayımıydı. Küresel soğuma dünyanın ve atmosferinin sıcaklığının uzun süren dönem boyunca azalarak kıtasal, kutup ve alp buzullarının genişlemesi ve varlığını sürdürmesidir. Dünyanın iklimi, gezegende buzulların olmadığı sera dönemleri ile buzul çağları arasında gidip gelir.

Son dönemde küresel ısınmanın etkilerinin arttığına dair sinyallere rağmen yapılan bilimsel ölçümler tüm dünyada sıcaklıkların düştüğünü göstermektedir. Son olarak 16, 17 ve 18 Kasım'da Güney Kutbu'nda sıcaklık rekoru kırıldı. 18 Kasım'da sıcaklık 45,2 derece olmasına rağmen bu sıcaklık, 1987'nin aynı gününde ölçülen 44,7 derecelik soğuk rekorunu bile aşmış durumda. Ölçümlerin başladığı 1957'den bu yana 2020-2021 kışının en soğuk 6 aylık dönem olarak yaşandığı ortaya çıkmıştır.

Aslında duruma açıklık getirecek olursak, iklim değişikliği, gezegenimiz olan Dünya'nın iklim sisteminin uzun vadeli ve sistematik değişikliklerine atıfta bulunan bir terimdir. Bu değişiklikler, belirli bir coğrafi bölge veya küresel ölçekte ortalama sıcaklık, yağış, rüzgar desenleri ve diğer iklim parametrelerindeki değişiklikleri içerebilir. Yani kısaca; iklim değişikliği genellikle uzun yıllar veya yüzyıllar boyunca gözlemlenen değişiklikleri ifade eder.

Dünya, iklimdeki değişikliği dönem dönem yaşayan büyük bir döngü sisteminden oluşmaktadır. Uzun yıllar yaşanan küresel soğuma, sonrasında küresel ısınmaya dönerek ve yakın zamanda tekrar bir küresel soğumaya geçiş yaparak aslında dünya doğal döngüsünü devam ettirmeye çalışmaktadır. Burada önemli olan bu ekstrem küresel iklim değişikliğinin ısınma ve soğuma dönemlerinin, insan faktörünün olumsuz etkisi sebebiyle ne kadar uzun süre yaşandığıdır. Dolayısıyla bu süre zarfında ekolojik dengenin bozulmaması ve insan kaynaklı gerçekleşen doğa tahribatının minimum seviyeye indirilmesi için çalışmalar yapılması gerekmektedir. İklim değişikliği sürecinin doğal döngü süresi dışına çıkması taktirinde asıl o zaman bu konu tehdit unsuru oluşturmaktadır. Bu bağlamda Karbondioksit (CO2), metan (CH4), azot oksitler (NOx) ve diğer sera gazları, fosil yakıt yakma, ormansızlaştırma ve endüstriyel süreçler gibi insan faaliyetleri sonucu atmosfere yayılan bu sera gazlarının azaltılması amacıyla gerekli farkındalık çalışmalarının yapılması ancak doğaya duyarlı bir toplum yetiştirmekle mümkün olacaktır.

title