Haberler

"İstihbarat Yeni Strateji Geliştiriyor"

Güncelleme:

Bülent Arınç, istihbarat birimlerinin terörle mücadelede her gün yeni stratejiler geliştirdiğini söyledi.

Bakanlar Kurulu sonrasında açıklamalarda bulunan Başbakan yardımcısı Bülent Arınç, artan terör olaylarını ve son olarak da CHP milletvekili Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasını değerlendirdi.

"ÇİRKİN VE VAHİM, ŞİDDETLE KINIYORUZ"

Arınç, şöyle konuştu:

"2012 yılını kendileri için adete bir ölüm kalım yılı olarak ilan etmiş olsa bile örgüt, Türkiye'nin de bir devlet olarak bütün kurumlarıyla buna karşı aldığı tedbirler vardır; kimsenin endişe etmesine de gerek yoktur. Sayın Aygün'ün kaçırılması gerçekten çok çirkin ve terörün hangi boyutlara ulaşacağını göstermesi bakımından fevkalade vahim bir durumdur. Bir milletvekilimizin, halkın reyleriyle parlamentoya gelmiş bir arkadaşımızın bir akşam özgürlüğünden mahrum edilmesi ve amacı ne olursa olsun şu ana kadar serbest bırakılmaması fevkalade vahimdir, çirkindir, bunu şiddetle kınadığımızı ifade etmek istiyorum"

Olayla ilgili olarak Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in Bakanlar Kurulu'na bilgi sunduklarını belirten Bülent Arınç, olayın görgü tanıklarının ve bir gazetecinin verdiği bilgilerin, valiliğin söyledikleriyle örtüştüğünü belirtti. Arınç, "Çalışmalar sayın Başbakanımız tarafından ciddiyetle takip edilmektedir" dedi.

"İSTİHBARAT BİRİMLERİ HERGÜN YENİ STRATEJİ GELİŞTİRİYOR"

Arınç, bir gazetecinin, 15 Ağustos tarihinde yeni eylemlerin olup olmayacağı yönünde bilgiler olup olmadığını sorması üzerineyse şunları söyledi:

"İstihbarat kurumlarının hem bu yıl hem de geçtiğimiz yıllar hem de önümüzdeki perspektif için örgütün faaliyet alanını, yaptıkları çalışmaları, stratejilerini analiz ediyor, bunlara göre her gün, her an yeni tedbirler ve stratejiler geliştiriyor. Hüseyin Aygün'ün kaçırılması, 15 Ağustos'a yönelik bir eylem midir? Bütün bunlar başka ihtimallerle birlikte değerlendiriliyor ama ortada bir sonuç var, o sonuç da sayın milletvekilimizin özgürlüğünden mahrum edilmesi ve kaçırılmasıdır.

Şüphesiz örgütün 2012 yılına yönelik daha çok ses getirecek eylemler, kişilere, gruplara, siyasi partilere yönelik bir takım eylem tasavvurları bulunabilir. Bunları tek tek açıklamam herhalde doğru olmaz. Ancak iyi bir istihbaratla, iz takibiyle pek çok eylemin de çok önceden önlenebildiğini biliyoruz, özellikle patlayıcılar, uyuşturucu nakilleri, hedef alınan kişiler ve kurumlara karşı koruma tedbirlerimiz sürekli geliştiriliyor"

HÜSEYİN ÇELİK'İN SÖZLERİ

Arınç, CHP'nin, Meclis'in olağanüstü toplanması teklifine Hüseyin Çelik'in verdiği cevabı da değerlendirdi. Çelik "Birkaç Mehmet ölüyor diye Meclis toplanmaz" demişti. Arınç, bu sözlere şöyle açıklık getirdi:

"Hüseyin Çelik beyin konuşmasının tamamını aldığınız zaman böyle yanlış bir anlam çıkarılması mümkün değildir. Meclis'in toplanması ve Cumhuriyet Halk Partisi tarafından olağanüstü toplantıya çağrılmasının gereksizliğini anlatırken çok önemli birkaç cümle kurmuş sayın Hüseyin Çelik. Bence bunların tamamını aldığınız zaman Mehmetçiği veya Mehmetleri veya şehit olan kardeşlerimizi küçümsemek gibi bir anlam kesinlikle çıkarılamaz"

SURİYE İLE İLİŞKİLER

Arınç, Türkiye jetinin düşürülmesi ve yaşadığı iç karışıklar dolayısıyla Suriye'deki durumdan da bahsetti.

Arınç, hasta ve refakatçılar da dahil olmak üzere Türkiye'de şu an 59 bin 166 Suriyeli'nin bulunduğunu kaydetti. Arınç, Türkmen köylerine yapılan saldırıların ardından bu sayının daha da artabileceğini söyleyerek "Biz, özellikle Halep'te yaşanan son gelişmelerden ve Bayırbucak Türkmenlerine yönelik son tecavüzlerden sonra bu sayının daha da artabilceğini öngörüyoruz. Şu anda Gaziantep, Karkamış, Nizip ve Osmaniye cihetlerinde yine barınmacılar için hazırlıklar yapılmaktadır. Umarım ki düşüncelerimizin aksi gerçekleşir ve Suriye'den sığınmacı olanlar Türkiye'yi bir kurtarıcı olarak görmezler ve orada da sukunet, huzur ve istikrar avdet eder" diye konuştu.

Düşürülen uçakla ilgili olaraksa Arınç, şunları söyledi:

"O günden bu yana özellikle bazı gazetelerde, bir veya iki gazetede iki şey söylenip yazılıyor. Bir; TSK, hükümeti yanılttı. En masumane tabiriyle. Yani buna inandırdı ve hükümette bunun üzerinde ısrarcı oldu. Böyle birşey kesinlikle söz konusu değil. Türk Silahlı Kuvvetleri'ni temsilen yapılan açıklamanın yanında sayın Başbakanımız ve hükümetimiz de böyle bir şeyin kesinlikle söz konusu olmadığını ifade ediyor.

Yine de bir veya iki gazetemizde düşürülen uçağın Suriye havasahasında veya karasularında düşürüldüğü iddia ediliyor. Bizim elimizdeki bilgilerin aksini kanıtlayacak hiçbir resmi bilgi ve belge yok. O da şudur; uçağın rotası bellidir, vurulduğu yer ve uçağın düştüğü yer de kilometre olarak bellidir. Bütün bunların aksine yorumlar yapmak suretiyle ve bir hayali rapordan bahsedilmek suretiyle bu uçağın aslında Suriye karasularında veya havasahasında düştüğü ifade ediliyor. Bunlar kesin verilere bağlanmış ve bizim radarlarımızın veya elimizdeki belgelerin aksini gösterecek nitelikte hiçbir resmi yanı olmayan yorumlardan ibaret, sözler ve hareketlerdir.

Bize göre vurulan yer, düşülen yer bellidir. ve biz kendi radarlarımızın kaydettiği görüntülerin dışında bize katkı sağlayacak başka üçüncü ülkelerin de kayıtlarını elde etmeye çalışıyoruz. Bunların ulaşabildiklerimiz var, ulaşamadıklarımız var. Ama eğer bunun aksi olsaydı, yani uçağmıız Suriye havasahasında düşürülmüş olsaydı bu Suriye'yi haklı göstermek için yeterlimiydi? Çünkü, havasahasının ihaleli her ülkede kolaylıkla olabilmektedir. Özellikle jet uçaklarının kendi süratleri dikkat edildiğinde, Rusya'nın Türkiye havasahasını, Suriye'nin Türkiye'nin havasahasını, Yunanistan'ın Türkiye'nin havasahasını veya bizim onların havasahalarını zaman zaman ihlal ettiğimiz söz konusu olabilir. Ama bu konuda yapılacak şey, hemen füzeyle veya bir başka şeyle düşürmek değil, öncelikle ikaz etmektir. İkazın arkasından uçakları göndermektir. Onun arkasından başka eylemde bulunmaktır. En sonunda da bir tecavüz durumu varsa o uçağın bir şekilde düşürülmesidir.

Bunların hiçbirisine gitmeden Suriye'nin uçağımızı düşürmüş olmasını, meşru, haklı, makul kabul edebilir misiniz? O yüzden, 'yok orada değil, burada düşürülmüştür' şeklinde bir senaryoyu önümüze getirenlerin öncelikle buna da cevap vermeleri gerekir. Sorunun cevabı belki şununla bitmelidir; Elimizde bulduğumuz uçağa ait parçalar üzerinde çalışmalar henüz sonuçlanmamıştır. Sonuçlandığı takdirde de elbette hükümetimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri bunun sonuçlarını açıklayacaktır"

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

hüseyin çelik bülent arınç türkiye Suriye Politika Güncel Haberler

Eurovision'da LGBT+ propagandası! Nemo'ya birinciliği tüylü ceketi ve saten eteği getirdi

Eurovision'da LGBT+ propagandası! Nemo'ya birinciliği tüylü ceketi ve saten eteği getirdi

Özhaseki'nin Hatay'da vatandaşları kentsel dönüşüme ikna etmeye çalıştığı programın görüntüleri ortaya çıktı

Özhaseki'nin Hatay'da vatandaşları kentsel dönüşüme ikna etmeye çalıştığı programın görüntüleri ortaya çıktı

Restoranda suyun fiyatını gören yaşlı adam cinnet geçirdi

Restoranda suyun fiyatını gören yaşlı adam cinnet geçirdi

Eurovision'da LGBT propagandası yaparak birinci olan Nemo: Kupayı kırdım

Eurovision'da LGBT propagandası yaparak birinci olan Nemo: Kupayı kırdım

title