Haberler

QRAS Giyim'in kurucusu Sümeyra Teymur'dan kadın girişimcilere altın değerinde tavsiyeler

Güncelleme:

QRAS Giyim ortakları Sümeyra Teymur ve Hicran Kaya, Aynur Karabulut'un sorularını yanıtladı. QRAS Giyim'in başarı hikayesinin konuşulduğu röportajda Teymur, kadın girişimcilere de altın değerinde tavsiyelerde bulundu.

Başarı konularını ele alan Fikrini Söyle, giyim şirketi olan QRAS'ın ortakları Sümeyra Teymur ve Hicran Kaya'yı konuk aldı. Aynur Karabulut'un gerçekleştirdiği röportajda, QRAS Giyim'in başarı öyküsü konuşuldu. Başarılı ortaklardan Sümeyra Teymur, girişimci kadınlara tavsiyelerde de bulundu.

"Başarılı olacağım diye şartlı hedefler koymuyorum" diyen Teymur, "Hedeflerimi kademeli olarak oluşturuyorum. Hedeflerim hem beni, hem işimi geliştirecek şekilde olmalı. Ama hiçbir zaman başarılı oldum mu? Olmadım mı? diye de ölçmedim. Önemli olan başarılı olsam da, olmasam da beni ne kadar geliştirdiğidir" ifadelerini kullandı.

Röportajı yapan Aynur Karabulut ile Sümeyra Teymur'un dostlukları ortaokul yıllarına dayanıyor. Röportajın giriş metnine "Sevgili Sümeyra Teymur ile birbirimizin en samimi, en doğal, en güzel, en özel anlarına şahit olduk" diyerek Başlayan Karabulut, şöyle devam etti: "Yıllarca kendini geliştirmek için ne kadar çok çalıştığını ve emek harcadığını yakından izledim. Gurur duydum. Başarıdan başarıya koşması asla tesadüf değil. Ortağı Hicran KAYA ile birlikte yönettiği yeni markaları olan QRAS ödül üzerine ödül alıyor. Muhteşem ikili Sümeyra Teymur ve Hicran KAYA ile hem moda hem dijital dünyaya ilişkin çok keyifli, samimi, sohbet tadında bir söyleşi gerçekleştirmek için QRAS SHOWROM'da buluştuk. Biz çok eğlendik, keyif aldık. Sizinde keyifle okuyacağınızdan eminiz."

İşte o röportajdan kesitler;

Sizi tanıyabilir miyiz?

Sumeyra Teymur: On üç yıldır dijital yayıncılık yapıyorum. haberler.com ve sondakika.com 'un ceo'yum. Ayrıca QRAS markasında 1.5 yıldır Hicran Kaya ile bir ortaklığımız var. QRAS' ta sosyal kadınlara hitap eden şık, dinamik, minimal elbiseler tasarlıyoruz. Bütün tasarımlar ve üretimler ortak fikirlerimizle çıkıyor. Hem yurtiçi hem yurtdışına pazarlıyor ve satışını gerçekleştiriyoruz.

Sizi tanıyabilir miyiz? Sorusuna normalde klasik verilecek cevaplar böyledir. Birde bilmediğimiz yönlerinizi öğrenelim. Sumeyra veya Hicran neleri severler. Nelerden hoşlanırlar. Dünya felsefeleri nelerdir. Hayata nasıl bakarlar, korkuları nelerdir?

Sumeyra Teymur: Dört yaşında bir kızım var. Adı Reyyan biraz tatlı biraz da tatsız bir iletişimimiz var. Bu aralar Reyyan'dan çok korkuyorum dermişim (gülüşmeler) benim hayat felsefem kendini geliştirme üzerine kurulu. Kendim olarak yaşamayı sevdiğim için özelliklerimin kapalı olduğu bir kişiliğim yok. Gördüğünüz neyse aslında gerçekte de oyum. Seyahat etmeyi, sanatsal faaliyetleri takip etmeyi, üretmeyi, aktif olmayı, sosyal olmayı yani kısaca dışarda hayatın içinde olmayı seviyorum.

Hicran Kaya : Sumeyra ile birlikte ortaklığımız olan QRAS markamızı yönetiyoruz. Aynı zamanda One Two Sock ismi ile bir çorap markamız da var. Bu markanın Pazarlama & Satış ve Kurumsal Marka işlerini yürütüyorum. Renkli ve bir hikayesi olan çoraplarımızla global bir marka oluşturduk. Dünyaya satıyoruz. Aynı zamanda Hakla ilişkiler ve reklamcılık okuyan bir öğrenciyim. Hayata üç koldan sarıldım. Seyahat etmeyi seviyorum. Öyle ki 2019 yılında iki ayda bir olan seyahat programımı 2020 yılı için ayda bir olarak planladım.

Fikrini Söyle'nin konuğu Sümeyra Teymur ve Hicran Kaya oldu

Başarıyı nasıl tanımlıyorsunuz?

Hicran: Bana göre uzun veya kısa vadede koyduğum bir hedefi gerçekleştirdiğimde o başarıdır. Koymuş olduğum hedefleri "yapıldı" şeklinde işaretlediğimde başarıya ulaşmış olarak düşünüyorum. Örneğin; QRAS' ta koleksiyonun belirlenmesi, daha fazla lokasyonda bulundurmak vs. kademeli olarak bir bütünü oluşturan basamaklardır. Ama parça parça düşünüldüğünde büyük başarılardır.

Sumeyra : Başarılı olacağım diye şartlı hedefler koymuyorum. Hedeflerimi kademeli olarak oluşturuyorum. Hedeflerim hem beni, hem işimi geliştirecek şekilde olmalı. Ama hiçbir zaman başarılı oldum mu? Olmadım mı? diye de ölçmedim. Önemli olan başarılı olsam da, olmasam da beni ne kadar geliştirdiğidir.

Dijital dünyayı nasıl tanımlıyorsunuz?

Fiziksel dünyanın çok ötesinde bir dünya. Hızla büyümeye, gelişmeye devam eden, korkutucu ama bir yandan da ümit vadeden bir alan. Nasıl kullandığınız ile ilgili aslında. Global olarak düşündüğümüzde ve iyi yönde kullanıldığı takdirde insanlık yararına çok yapıcı ve muhteşem bir dünya iken kötü amaçlı kullananlar için belki insanlığın sonunu getirecek kadar korkutucu bir dünyaya dönüşebiliyor.

Dijital dünyada kadın gücünü veya varlığını neden hissedemiyoruz?

Dijitalde kadın varlığı gerçekten de çok düşük. Çünkü doğrudan teknoloji ile ilişkili olduğu için. Aslında dijital sadece teknoloji demek değil fakat teknolojiden doğduğu için ağırlıklı olarak teknolojiyi ifade ediyor. Oysa dijitalin içinde moda, ticaret, yaşam, gezi ne ararsanız var. Teknoloji erkek egemen bir sektör olduğu ve dijitalde teknolojiden beslendiği için hala erkek egemenliğinde ilerliyor. Kadınlar için çok güzel fırsatlar barındırıyor içinde. Sınırları yok edip sınırsız bir alan sunuyor. Dışarı bile çıkmadan bir çok yere ulaşmak, iş bitirmek pekâlâ mümkün. Sosyal vakalarda da kadının sesini duyurabilmesi açısından çok gelişti. Kadınlara güç kattı bir yerde. Kullanmasını bilene (kadın/erkek fark etmez) Dijital Dünya bir derya. Fayda ve zararları kullanıcı belirliyor.

Bu soruyu ikinize de soruyorum. En sevdiğiniz teknolojik eşya nedir?

Hicran: Telefonumu çok seviyorum. Apple Watch'ten vazgeçemiyorum

Sumeyra: Telefon, Apple Watch, Home cihazlar

Fikrini Söyle'nin konuğu Sümeyra Teymur ve Hicran Kaya oldu

Yapay zeka hakkında neler düşünüyorsunuz?

Sumeyra: Yapay zeka hayatımızın her alanına girmiş aslında haberler.com' un alt yapısında da kullandığımız bir çok yapay zeka yazılımı mevcut. Yapay zeka birçok işi kolaylaştırıyor. Eskiden birçok şeyi manuel yaparken şimdi yapay zeka sayesinde dijital ortamda yaparak zamandan da tasarruf etmiş oluyoruz. Dolayısıyla bizim için yapay zeka oldukça faydalı bir alan. Diğer taraftan yapay zekanın şöyle bir durumu var "makine öğrenmesi" dedikleri konu, bir gün makinalar insanlığı ele geçirir mi gibi safsatalar. Fakat doğrusu bu bana çok ütopik geliyor. Çünkü "makine öğrenmesi" dediğimiz şey aslında insan makinaya ne öğretirse onu öğreniyor. Yani insan aklı hepsinin üzerinde ve hep öyle kalacak gibi geliyor bana.

Tasarımcı olmaya ve giyim sektörüne girmeye nasıl karar verdiniz?

Hicran: Karardan ziyade kendi kendine gelişen bir serüven oldu aslında. Yaşadıklarımızın hayatımıza getirdiği bir ödül gibi. En azından benim açımdan öyle oldu. Üniversite sınavına hazırlandığım dönemde; kendi içimde yaşadığım bir boşlukta, aktif olarak gittiğim tek yerin dershane olduğu bir dönemde, kendi İnstagram hesabımdan insanlara deneyimlerimle alakalı bilgiler vermeye başladım. Bu bilgiler benim markalarla tanışmamı sağladı. Bu dönemde Sumeyra' nın abisi Seyithan ile tanıştım. One Two Sock Çorap projesi üzerine çalışıyordu. O projede ufak bir danışmanlık vermiştim ve proje sonrası beraber çalışmaya devam ettik. One Two Sock iki yıl oldu.Gözümüzün önünde büyüdü resmen. Wakko , Boyner gibi seçkin mağazalarda ve ayrıca dokuz Avrupa ülkesinde aktif bir şekilde yer alıyoruz. Çok iyi tepkiler görüyoruz. Bu süreçte Sumeyra ile sık sık çalışıp görüşüyorduk zaten ve onunda bu yönde düşüncesi olduğunu, onunda benim düşüncemi bildiği için de beraber QRAS markasını kurduk. Ben kendi alanımda o kendi alanında uzmanlığını ortaya koyunca kısa sürede başarılı bir marka süreci oluştu. Aslında birbirinden bağımsız gibi görünen iki alan birbirini besleyerek büyüdü.

Sumeyra: Modaya ilgim, giyinmeye merakım, kendime ait bir tarzım vardı ama bunu hiç iş olarak düşünmemiştim. Sadece tüketiciydim. Bir elbisenin üretim aşamasındaki hiçbir detay hakkında bilgim yoktu. Teknoloji, dijital medya, bir markanın yönetimi ve geliştirilmesi konusunda iyiydim. Tekstil ayağında da Hicran çok iyi olunca iki alanı birleştirip kısa sürede ses getiren, hızla büyüyen bir marka oluşturduk .

Moda dünyası gelişmeye devam ettikçe son zamanlarda bir çok tasarımcının doğmasına sebep oldu. Sizi diğer markalardan ayıran farkınız nedir?

Sumeyra: QRAS'ı çok güçlü bir vizyonla kurduk. Bizim amacımız hiçbir zaman hızlı şekilde para kazanmak olmadı. Türkiye Tekstil de güçlü bir ülke ama kendisine ait ürettiği bir markası yok. Dışarıdan markalara hizmet veriyor. Global markaların üretimleri Türkiye'de gerçekleşiyor. Bu bir anlamda iyi ama çok riskli çünkü kendine ait güçlü bir markan yok. Bu global markalar bir gün çekildiği zaman tekstil sektörü çok ciddi bir şekilde zarar görecektir. Dolayısıyla madem ki Türkiye tekstilde çok iyi o zaman Türkiye'nin bir global markası olmalı dedik. Gerçekten en önemli amaçlarımızdan ve hedeflerimizden bir tanesi bu. Evet Global bir marka kurmak oluşturmak için çok çalışıyoruz. Diğer taraftan iki kadın girişimci olarak; kadınların birbirini desteklemesini çok değerli buluyoruz ve aynı zamanda kadınlara hizmet eden bir marka olmasını da istiyoruz. Kurulduğumuz günden beri üreten kadınlarla bir araya gelerek birbirimizi ciddi anlamda destekliyoruz. Beraber sosyal sorumluluk gerektiren projeler üretiyoruz. Workshoplar düzenliyoruz. Bizi biz yapan ve ayrıştıran da budur bence.

Hicran: 2020 hedeflerimiz arasında workshopları çoğaltıp bu sinerjiyi arttırmak istiyoruz. Hem sosyal, hem yeniliğe açık, hem modern, rahat, şık, sosyal kıyafetler üreterek hizmet veren kaliteli bir marka olmak istiyoruz.

Sumeyra: İşin sosyal sorumluluk kısmı gerçekten bizim için çok önemli. Çünkü çok kaliteli işler ürettiği halde seslerini duyuramadığı için tanınmayan girişimci kadınlar bu anlamda çok sıkıntı çekebiliyorlar. Girişimci, üreten kadınların birbirini desteklemesini önemsiyoruz. Bir markanın güçlü bir şekilde kadınların yanında durması onu değerli kılar diye düşünüyorum.

Fikrini Söyle'nin konuğu Sümeyra Teymur ve Hicran Kaya oldu

Koleksiyonlarınızın oluşum sürecini anlatır mısınız? Nelerden etkileniyorsunuz? İlham kaynağınız nereden geliyor?

Hicran: Markamızla ihtiyaçlara çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken tabiki modadan faydalanıyoruz. Modadan faydalanma noktası ise şöyle gelişiyor. Dünyada neler yapılmış, yılın renkleri nasıl ve ne olarak belirlendi şeklinde trendleri topluyoruz ve bu topladığımız trendleri ihtiyaçlarla bütünlüyoruz. Örneğin bir bayan elbise giyiyorsa abdest almasını zorlaştırdığını biliyoruz bunu kolaylaştırmak için bu ihtiyaca yönelik olarak pratik çözümler sunuyoruz. Ya da yaka kısmında başörtünün açılması sonrası boynun açılmasının verdiği bir stres veya tedirginlik halinin giderilmesi gibi ve bunları ancak tecrübe ederseniz çözüm üretirsiniz. Bizde tecrübemizi dünya trendleri ile birleştirip pratik , minimal, şık çözümler olarak sunuyoruz. Seyahatler koleksiyon oluşturmanın en önemli yapı taşı benim için. O yüzden sık sık seyahat edip deneyimleyerek gözlem yapıyorum.

Sümeyra: Bir modelimiz son kullanıcı öncesi bir çok deneme ve testten geçip son anda bile değişikliğe uğrayabiliyor. Doğadan, yaşamdan, dünyanın bize sunduklarından ilham alıyoruz. Ve evet seyahat bize gerçekten bir çok detay ile birlikte fikir sunuyor.

İlginç hikayesi olan bir modeliniz veya detayınız var mı?

Hicran: Babamın bir ceketinin arkasında ki bir detayı elbisemizin ön kısmına uyarladık ve bu uyarlama adım atılmasında rahat etmesini sağladığı için en çok tercih edilen modellerimizden oldu.

Kumaş sizin için ne ifade ediyor?

Hicran: Çok güzel bir kıyafet tasarlıyorsunuz. Belki de dünyanın en güzel tasarımı ama doğru kumaşa uyarlayamadığınız takdirde fiyasko ile sonuçlanabilir. Doğru kumaş kadar doğru kumaşın kalitesi de çok önemli. Kumaşın dokunduğu iplikten tutun da ipin veya kumaşın boyasına kadar çok önemli. Kumaş testleri bizim en önemsediğimiz aşamalardır. Bu aşamaları titizlikle yürütüyoruz.

Kumaş model üzerinde bir etkiye sahip mi?

Hicran: Mutlaka, çünkü küçük bir detayın bile hangi kumaşta nasıl duracak bilmeniz lazım. Bu konuda gerçekten teknik bilgi yanı sıra tecrübe gerekiyor.

Aksesuar tercih ediyor musunuz? Ne sıklıkla kullanıyorsunuz? Aksesuar elbisenin önüne geçmesin diye düşünenlerden misiniz?

Hicran: Kumaşa sonradan dahil edilen her şey bizim için bir aksesuar. Düğmeden, fermuara, telasına kadar. Göze hitap eden aksesuardan bahsedecek olursak elbisenin önüne geçecek aksesuarları pek tercih etmiyoruz.

Sümeyra: Minimal bir çizgide ilerlediğimiz için hiçbir zaman gösterişli aksesuar kullanmıyoruz. Sınırlı sayıda kullanıyoruz. Sadece şık, küçük bir detay tercih ediyoruz.

Tasarımlarınızı gece-gündüz diye ayıracak olursak genelde hangi tarz çalışıyorsunuz?

Sümeyra: Günlük ve spor gibi düşünülse de elbiselerimizi farklı yerlerde kullanılacak şekilde tasarlamayı daha çok seviyoruz. Modellerimizin çoğunluğunu bir çok kombinle, farklı amaçlara yönelik ve farklı zaman dilimlerinde, birbirinden alakasız mekanlarda çok rahat tercih edebilirsiniz. Bu geçişleri ufak, pratik detaylarla gerçekleştirebilirsiniz.

Hicran: Sabah giydiğim bir elbise ile okula gidip oradan çıkıp ufak bir değişiklikle bir toplantıya katılıp ardından bir akşam yemeğine gidebiliyorum. QRAS sosyal kadınlara yönelik tasarlandığı için zamanı olmayan ve birden fazla yerde olması gereken kadınlara pratik çözümlerle şıklık katıyor.

Yeni tasarımlar çıkarırken geçmiş tasarım veya başka tasarımların etkisinde kalıyor musunuz?

Sümeyra: Her koleksiyon bir tecrübe. Bir koleksiyonda ki bir ürün çok sattıysa bunu değerlendiriyoruz. Hangi özellik tercih sebebi kıldı diye. Müşteriler çok satanda hangi özelliği sevdi satmayan modelde neyi sevmedi? Bunları öğrenerek bir sonraki koleksiyonu buna göre çıkarmış oluyoruz. Ebetteki bir önceki çalışma bir sonraki için tecrübe oluyor ve etki bırakıyor.

Hicran: geçmiş bir koleksiyonda denizci yaka tercih ettik bu model çok tercih edilince yaka detayını insanların sevdiğini fark edip başka modellerde yakalar geliştirdik. Ve bu yakaları portatif kullandık takıp çıkarabilirler.

QRAS markanızın hızla büyüyüp gelişmesi noktasında bir takım tecrübeler edindiniz. Bu tecrübeler size neler kazandırdı?

Sümeyra: Sıfırdan bir marka oluşturmanın hiç kolay olmadığını öğrendik.(gülüşmeler) Çok emek vermek gerekiyor. Gerçekten gece gündüz çalıştık. Bir gün ilgilenmezsen geriliyorsun öğrendik.

O zaman şöyle diyebilir miyiz? Başarı hiç kimsenin kapısını çalıp ben geldim ben artık seninim demiyor.

Sümeyra: Gerçekten tırnaklarınız ile kazıyarak tırmanmanız gerekiyor. Bizde öyle yaptık. Çok çalıştık. Emek verdik.

Modanın gelişimi takip edilemeyecek hızda gelişip, tüketiliyor maalesef. Moda dünyasının bulunduğu şu anda ki konumunu ve nasıl ilerleyeceğini değerlendirebilir misiniz?

Sümeyra: Üzücü şekilde çılgınca bir tüketim söz konusu. Bu tüketim bütün yönleri ile sektörü olumsuz etkiliyor. Sadece maddi kayıp değil, ürünler hızla tüketildiği için kalitesi de düşük oluyor. Tüketiciler eskisi gibi kaliteye önem verip uzun süre giyerim mantığında değil artık. Sadece bu sezon giyerim düşüncesi ile almış oluyor. Üreticilerde bu talebe cevap vermek için kaliteyi düşürüyor. Doğaya, çevreye verdiği korkunç zararlara değinmiyorum bile. Dehşet içerisinde izliyorum bu tüketimi. Bu durumda üretici olarak aylarca emek verdiğiniz bir modeli doğru dürüst sunamıyorsunuz bile. Sürekli bir sezonu yetiştirme, koşuşturma, rakiplere yetişme derdinde oluyorsunuz maalesef.

Hicran: Biz bu noktada bir tık şanslıyız çünkü QRAS müşterileri gerçekten bilinçli olarak tüketiyorlar. Kaliteden emin, nerede, nasıl, hangi vadede giyeceğini bilerek tercih ediyor. Karşısına çıkacak ürünün ne olduğunun farkında. İnsanlarla kolay iletişim kurabiliyoruz çünkü müşterilerimiz iletişime açık. Bir sorun çıksa bile hızlıca çözebiliyoruz çünkü müşteri kaliteden emin.

Geçmişte ve gelecekte asla moda dünyasında olmamalı dediğiniz bir detay var mı? Mesela ben asla topuklu ayakkabı olmamalıydı diye düşünüyorum ya siz?

Hicran: Bundan beş yıl önce bir balıkçı filesini modada kullanmayı asla düşünmezdim ama son iki yıldır fileyi her yerde görür oldum. Tarlatan ve korse detayının geçmiş olması çok sevindirici. Sümeyra: Bolero korkunçtu. Bir dönem inanılmaz modaydı. Allah'tan modası geçti ve umarım hiç geri dönmez…

Moda dünyasında gelecekte neler olacak? Ön görünüz nedir?

Hicran: Yakın gelecekte özellikle doğa ile iç içe kullanılan kıyafetleri bu yaz çok sık göreceğiz ve bir dönem yükselerek devam edecektir. Dönüştürülmüş aksesuarlardan modaya uyarlanacak fazlaca detay ile çok sık karşılaşabiliriz. Bir Alman işbirlikçimizin geri dönüştürülmüş ipliklerden çoraplar ürettikleri projelerini ilgiyle dinlemiş ve merak etmiştim. Hatta örnek istedim. Yakında o çoraplar test için elimde olacak ve test etmek için sabırsızlanıyorum. Bir çok büyük markanın bu sistemi kullanacağından haberdarız. Bunlar bizi heyecanlandırıyor.

Sümeyra: Dijital yaşam sosyal yaşamımızı çok etkiledi. Kültürler bile fazlasıyla iç içe geçti. Global modanın da birleşeceğini düşünüyorum. Dünyanın bir çok yerinde benzer kıyafetlerin giyilmeye başlandığını görebilirsiniz. Bu daha da artacaktır ama öte taraftan kültürel ögeler de tekrar işin içine girecektir. Her ne kadar iç içe geçmiş kültürler olsa da kendi kültüründen bir detay aranıyor moda dünyasında. Mesela bizim kültürümüzde etnik desenler yaygın ve bu detay daha cazip daha sıcak gelebiliyor bize. Dünyada da bu böyle olacaktır. Aslında moda akımları sosyal hayatın nasıl şekilleneceği ile ilgili gelişiyor.

Sümeyra hanım bu sorum size.. özellikle Dijital dünyasında göstermiş olduğunuz başarının temellerinin nerede atıldığını ve nasıl başladığını düşünüyorsunuz?

1990'lı yıllarda abim bilgisayar mühendisliğinde öğrenciyken ve Türkiye'de internet daha çok yeni olduğu dönemde antoloji.com'u kurdu. İnsanlar antoloji.com'da sosyalleşiyorlardı. O zamanlar her hangi bir sosyal medya platformu yoktu. O platformda tanışıp evlenen, gruplar oluşturup dışarda sosyalleşen bir çok insan vardı. Daha sonra ortağı ile beraber Bilgiyarışması.com diye bir proje üzerine çalıştılar. Geliştirip bu platformu bir yatırımcıya sattılar. Abim kendi payı ile haberler.com domainini alıp bu platformu inşa etti ortağı ise bir BMW aldı ve bu olaydan 7-8 yıl sonra bu ortağı bizim yanımızda işe girip çalışmaya başladı. BMW ile işe gidip geliyordu. Böylede bir hikayesi var bu dijital platform başarısının. Böyle başladı abimin başarısı bize etkisi ise 1990'lı yıllarda beraber okuduğumuz dönemden sende bilirsin zaten. Kolay kolay kimsenin evinde, hatta çoğu iş yerinde bile bilgisayar yokken bizim evde bilgisayar vardı. Abim bu işlere meraklı ve çok ilgiliydi. Bir yandan kendisi gelişirken bize de bilgisayar göndererek gelişmemizi sağladı. O dönemde bilgisayar çok kıymetliydi neredeyse bozulmasın diye kullanılmazdı. Abim herkes öğrenecek deyip üstelediği için bozarız diye korkmadan, kurcalayarak öğrendik. Eğitim almamız için önümüzü açıp bizleri destekledi. Ve şimdiki başarımızı kesinlikle o zamanlara borçluyuz. Gerçekten çok büyük emek var bu platformdaki işlerimizde. Böyle geçmiş ve altı dolu, bilinçli bir ortamda büyüyünce o dönemde temeller atılmış oluyor diye düşünüyorum.

Çok keyifli ve samimi bir söyleşi oldu benim için. Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Sümeyra: Bizde çok keyif aldık. Çok samimi, sohbet havasında bir söyleşi oldu. İyi ki geldin.

Hicran: İyi ki geldin. Keyif aldık. Dijital ve tekstilin olduğu farklı bir sohbet oldu.

Kaynak: Haberler.com / Ekonomi

Türkiye Moda Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title