Hedef- beyin ilişkisi

Hedef, geleceğe dönük düşüncelerimizi gerçekleştirmek için oluşturduğumuz somut bir yaşam planıdır.

Hedef, strateji üretir, motivasyon sağlar.

Hedef, yaşantılarımızda bizleri sonuca yaklaştıran, çalışmalarımıza anlam katan temel bir dinamiktir. Bu noktada belirlediğimiz hedefler hem fizyolojik hem de psikolojik süreçlerle iç içedir.

Yapılan araştırmalara göre hedef belirlemek beynimizin işleyişini değiştirir ve beynimizin yeniden yapılandırılmasını sağlar.

Hedef belirlediğimizde işleyişin yeniden optimize olmasını beynimizin nöroplastik özellikleriyle açıklayabiliriz. Peki bu nasıl oluyor ?

Öncelikle beynimizin duygu yaratan kısmı (amigdala) hedefin önemini değerlendirir, sonrasında problem çözen kısım (ön lob) hedef için neler yapılması gerektiğini tanımlar. Sonuçta beynimizin duygu yaratan kısmı ile problem çözen kısmı birlikte çalışır.

Konuyla ilgili Texas Üniversitesindeağır hastalık geçiren insanlar üzerinde bir araştırma yapıldı. Bu araştırmada kendilerine bir sağlık hedefi belirleyen hastaların, belirlemeyenlere oranla daha hızlı iyileştiği görüldü.

Bir başka araştırmaya göre de hedefleri güçlü bir şekilde arzuladığımızda beynimiz engelleri daha önemsiz olarak algılar. Bu noktada hedefe ulaşma arzusu, engellerin yıkıcı etkisini gölgeler.

Journal of Applied Psychology'de yayınlanan bir başka araştırmaya göre de iddialı hedefler kolay elde edilebilir hedeflere göre daha motive edicidir, daha çok güdüler.

Bu yüzden yaşam serüvenimizde motivasyon kaynaklarını etkili bir şekilde kullanabilmek ve kararcı beyni etkin bir şekilde kullanabilmek için kendimize mutlaka kısa, orta ve uzun vadeli hedefler belirlemeliyiz.