2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda... İyi Partili Taşcı: "Hiç Kimse Başbuğ'un Terörün Siyasi Uzantılarına Muhabbetini Kanıtlayamaz"
İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşcı, "Bugün hiç kimse Başbuğ'a yeni evlat, bize de kardeş uyduramayacak. Hiç kimse Başbuğ'un terörün siyasi uzantılarına muhabbetini kanıtlayamaz. Ama ben size hem de burada Türkiye Büyük Millet Meclisi TV'de terörün siyasi uzantıları için ne dediğini kanıtlayabilir. 'Bunlar da terörist' demiştir. Nokta" dedi.
(TBMM) - İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşcı, "Bugün hiç kimse Başbuğ'a yeni evlat, bize de kardeş uyduramayacak. Hiç kimse Başbuğ'un terörün siyasi uzantılarına muhabbetini kanıtlayamaz. Ama ben size hem de burada Türkiye Büyük Millet Meclisi TV'de terörün siyasi uzantıları için ne dediğini kanıtlayabilir. 'Bunlar da terörist' demiştir. Nokta" dedi.
TBMM Başkanvekili Celal Adan'ın başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu'nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi görüşüldü. Grubu bulunan siyasi partilerin temsilcileri maddeler üzerindeki görüş ve önerilerini dile getirdi.
Doğan: "20 yıl önce sadece Amerika filmlerinde görmüş olduğumuz sahneleri bugün şehirlerimizin mahallelerinde yaşıyoruz"
Kanun teklifinin yedinci maddesi üzerine konuşan Saadet Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan, iktidara ve AK Partili milletvekillerine yönelik "Siyaseten abdestiniz bozuktu. Siyaseten kıbleniz de sıkıntılıydı ama toplumu öyle tahrik ettiniz, öyle tahrik ettiniz, duygularla öyle oynadınız ki, son defa bu yetki size verildi. Bunu size hatırlatmak isterim. Milletvekillerimizi dinlerken bazen gerçekten büyük bir şaşkınlık yaşıyorum. Öyle iddialı cümleler kullanıyorlar ki, cevap vermekte bile sıkıntı çekiyoruz işin gerçeğine" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, bakanlara ve milletvekillerine seslenen Doğan, şöyle konuştu:
"23 yıllık iktidarımız döneminde kanunlara göre suç olan, inancımıza göre günah olan, geleneklerimize göre ayıp olan bir konu söyleyin ki azalma olmuş olsun. Ben de sizi ayakta alkışlayayım. Mesela 23 yıl içerisinde yolsuzluklar mı azaldı? Hırsızlıklar mı azaldı? İsraf mı azaldı? İntiharlar mı azaldı? Madde bağımlılığı genç sayısı mı azaldı? Boşanma mı azaldı? Kadın cinayeti mi azaldı? Samimiyetimle söylüyorum. Bir tane numunelik örnek söyleyin. Ben sizi ayakta alkışlayacağım. Ama ama bildiğimiz bir şey var. Bildiğimiz bir şey var. Görmemezlikten gelseniz de duymamazlıktan gelseniz de anlamamazlıktan gelseniz de büyük sorunlarımız var. Bunları özet olarak ben tekrar size hatırlatmak isterim. Bakın, yeraltı kaynakları bakımından, coğrafi özellikleri bakımından, tarihi geçmişi bakımından, genç nüfusu bakımından, dünyanın en muhteşem özelliklerine, güzelliklerine, zenginliklerine sahip bir ülkede her gün işsizliği konuşuyor isek, her gün geçim sıkıntısını konuşuyor isek her gün elektrik faturasını konuşuyor isek, her gün doğal gaz faturasını konuşuyor isek ne yaparsanız yapın büyük sorunumuz var demektir. Örf, adet, gelenek ve inançları bakımından muhteşem bir altyapıya sahip olan bu ülkede 20 yıl önce sadece Amerika filmlerinde görmüş olduğumuz sahneleri bugün şehirlerimizin mahallelerinde, sokaklarında ve evlerinde yaşıyor isek kabul etseniz de etmezseniz de derin sıkıntılarımız var demektir."
Taşcı: "Başbuğ Alparslan Türkeş'in ailesi bellidir"
İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşcı, yürütülen "Terörsüz Türkiye" sürecini eleştirerek şu ifadelere yer verdi:
"Bir masa kurdunuz. Terör örgütünün ulaklarını, avukatlarını, şahsi menfaatlerini müstevlilerin emelleriyle tahvil edenleri etrafına oturttunuz. Yasama iradesini gasbetmek pahasına gittiniz, geldiniz, oturdunuz, güldünüz, eğlendiniz. Üzerinize dikilen kostümü öyle benimsediniz ki kendinizi devlet sandınız. Ortaklaştığınız ihaneti millet iradesine eşitlediniz. Hele bazılarınız yapımcının gözüne girmek, yeni roller kapabilmek için senaryoyu da aşan tiratlarda bulundunuz. Merak etmeyin. En büyük puntolarla yazıldığınız tarihe hiç ama hiç unutulmayacaksınız.
Yaptıklarınızın 'teröre taviz yok' diye oy topladığınız, Türk milletinin vicdanında kabul görmediğini ve görmeyeceğini, dün 'hain, katil, bölücü' dediklerinizi bugün bağrınıza basmanızın, Türk milletinin nezdinde itibar zerresi bırakmadığını gördüğünüzde de ayıbınızı bizim mübareklerimizle perdelemeye kalkıştınız. Vatan, bayrak, şehitler, gaziler, barış, demokrasi, hukuk, Atatürk, cumhuriyet ve şimdi de milyonlarca Türk evladının Başbuğ Alparslan Türkeş... İstismar edilmesine, çiğnenmesine, çiğnetilmesine vesile olacağınız daha neyimiz kaldı, neyimiz kaldı burada? Barış, nasıl ki kimsenin elinin kirini temizleme aparatı değilse, Başbuğ Alparslan Türkeş de kimsenin eline bulaşan kanı kirini temizleme aparatı değildir. Başbuğ Alparslan Türkeş'in ailesi bellidir. Onun bir soy evlatları vardır, kim olduğu bellidir. Onun can evlatlarından biri olarak andım olsun. Sırf birileri yaptıklarının utancını taşıyamıyor diye. Bilinç hatlarında geçmişlerinden, gerçekte ait oldukları sosyolojiden üzerlerine bir karabasan gibi çöküyor diye o utanç.
"Terör bir insanlık suçudur dedirtebildiniz mi?"
Ailelerindeki şehitler, gaziler bir zamanlar teröre birlikte karşı durdukları dava arkadaşları, Ankara'da Cebeci'de, İstanbul'da Hergele'de, PKK'lılar Türk bayrağını indirmesin diye nöbet tutan evlatları yüzlerine bakmıyor diye bugün hiç kimse Başbuğ'a yeni evlat, bize de kardeş uyduramayacak. Hiç kimse Başbuğ'un terörün siyasi uzantılarına muhabbetini kanıtlayamaz. Ama ben size hem de burada Türkiye Büyük Millet Meclisi TV'de terörün siyasi uzantıları için ne dediğini kanıtlayabilir. 'Bunlar da terörist' demiştir. Nokta. Merak edenler izleyebilir. Sümüğünü silmekten aciz bir teröristten, siyaset öğrenmeye çalışanların devleti getirdiği yeri 15 Temmuz'da görmüşken kim, kimi ve nasıl? Şimdi bir başka aciz terörist de devlet meselesi, millet bekası üzerine müzakere ikna etti. Ben bilmiyorum. Ama ant olsun ki biz o tefecilerin elinden sizi de Türk milletini de Türk devletini de kurtaracağız. Defalarca tekrarladık burada. Biz 'terörsüz Türkiye' dendiğinde terörlü Türkiye demedik, demeyeceğiz. Peki siz her sözlerinin altına imza attığınız terör sevicilerine 'terörsüz Türkiye' dedirtebilecek misiniz? 'PKK bir terör örgütüdür' dedirtebildiniz mi? Terör bir insanlık suçudur dedirtebildiniz mi?"
MHP'li Küçük'ten İYİ Parti sıralarına: "Türk milliyetçilerinin tek partisi vardır. O da Milliyetçi Hareket Partisi'dir"
MHP Gümüşhane Milletvekili Musa Küçük ise konuşmasının bir bölümünde İYİ Parti sıralarına bakarak, "Rahmetli Başbuğ'un kurduğu partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi'dir. Türk milliyetçileri ve ülkücülerine iki emaneti vardır. Birisi Milliyetçi Hareket Partisi, bir diğeri Ülkü Ocakları'dır. Başbuğ'un kendi ifadesiyle söylüyorum; 'Bana diyorlar ki ben ülkücüyüm ama falan partideyim, falan yerdeyim.' Başbuğ'un onlara tek sözü var; 'Hadi oradan.' Türk milliyetçilerinin tek partisi vardır. O da Milliyetçi Hareket Partisi'dir. Biz dün Başbuğ'umuzun arkasında nasıl ölümüne durdursak, liderimizin de arkasında öyle duracağız" ifadelerini kullandı.
"Sayıştay raporları dahil olmak üzere bu aktarmaların hangi ölçütlere göre yapıldığı net biçimde ortaya konulamamıştır"
CHP Milletvekili Ayça Taşkent ise konuşmasında 2 trilyon lirayı aşan bütçe açığının, iktidarın mali disiplin söyleminin "içinin ne kadar boş" olduğunu gösterdiğini söyledi. Taşkent, şöyle konuştu:
"Bu açık üretim artışıyla ya da adil bir vergi sistemiyle değil, doğrudan borçlanma yoluyla finanse edilmiştir. Kamu borç stoku, 2025'e girerken tarihi yüksek seviyelere ulaşmıştır. Bu borçlanma; sanayiye, tarıma ya da teknolojiye yönelmemiştir. Büyük ölçüde faiz ödemelerine ve verimsiz harcamalara aktarılmıştır. Yani borç artmış, ancak ülkenin üretim kapasitesi artmamıştır. Kesin hesapta dikkat çeken bir diğer temel sorun ise yedek ödenek kullanımındaki keyfiyettir. 2024 yılında yedek ödenek kaleminden çok yüksek tutarlarda kaynak aktarılmış, hatta Merkez Bankası'nın yedek ödenekleri bile Meclis'in denetimi dışında farklı kurumlara yönlendirilmiştir. Sayıştay raporları dahil olmak üzere bu aktarmaların hangi ölçütlere göre yapıldığı net biçimde ortaya konulamamıştır.
CHP'li Taşkent: "2024 bütçesi, kadınları ve çocukları açık biçimde öncelik dışı bırakmıştır"
Bu durum, bütçe hakkının fiilen Meclis'ten alınarak yürütmenin keyfi tasarrufuna bırakıldığını göstermektedir. Yedek ödenek, mali bir esneklik aracı olmaktan çıkmış; siyasal bir dağıtım mekanizmasına dönüşmüştür. Bütçenin toplumsal sonuçlarına da bakmak zorundayız. 2024 bütçesi, kadınları ve çocukları açık biçimde öncelik dışı bırakmıştır. Kadınların iş gücüne katılımı hala düşük seviyelerde seyrederken, kadın istihdamını artırmaya ve bakım yükünü kamusal olarak üstlenmeye yönelik harcamalar bütçede sınırlı ve dağınık kalmıştır. Kadına yönelik şiddetle mücadelede Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi nominal olarak artmış olsa da enflasyon karşısında reel bir iyileşme sağlanamamıştır. Sığınma evleri, psikososyal destekler ve koruyucu-önleyici hizmetler artan ihtiyaçlara yanıt vermekte yetersiz kalmaktadır."
Gökçek: "Ankara'da göreve geldiğinizde borç 3 milyar TL iken bugün borcunuz 23 milyar TL'ye ulaştı"
AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediyelerinin bütçelerinin altı bakanlıktan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesini ise 13 bakanlıktan büyük olduğunu belirterek "Şu anda 'Belediye bütçeleri' denince akla gelen şey rüşvet, para ile ruhsat verme, vurgunlar, adrese teslim ihaleler, akrabaları işe koymak, İstanbul'da iktidara geldiğinizde borç 26 milyar liraydı. Şimdi borç 264 milyar lira. Ankara'da göreve geldiğinizde borç 3 milyar TL iken bugün borcunuz 23 milyar TL'ye ulaştı. Ayrıca Ankara'da AK Parti döneminde üretilen bugünkü rayici ile 55 milyar liralık gayrimenkulü ve arsayı sattınız" diye konuştu.
"Sevgili CHP'liler, bu vurgunlar yüzünüzü kızartmıyor mu?"
Gökçek, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın "10 binin üzerinde personelin hatır gönül ilişkisiyle benden önce işe alınmış" dediğini belirterek şöyle konuştu:
"Bu ne demektir? On binlerce kişi işe alınmasına rağmen evet işçilerin maaşı ödenmemiş, çöpler toplanamamış, arıtma tesisi kurulamamış, İzmir lağım kokusuna mahküm edilmiştir. Hatırlar mısınız? Eski Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu demişti ki eğer biz belediyeleri kazanırsak her yer İzmir gibi olacak demişti. Çöpler toplanmıyor. Barajlarda sular bitti. Çeşmeden sular akmıyor. Yollar delik deşik. Her yağmurda kentleri su basıyor. Metrolar devamlı arıza yapıyor. Ankara'da teleferik kapatılıyor. Cumhuriyet Halk Partili verilen belediyelerde verilen sözler de tutulmadı. Cumhurbaşkanımız, asrın lideri Recep Tayyip Erdoğan 350 bin tane deprem konutunu teslim ederken siz 100 bin tane konut üreteceğiz deyip sıfır tane konut ürettiniz. 630 km metro yapacağız dediniz. Yapmadınız. Ankara'da 'suları ucuzlatacağız' dediler. Türkiye'nin en pahalı suyunu kullanıyoruz. Değerli CHP'liler, 5 milyon TL'lik Ebru Gündeş'i 69 milyon TL'ye, 4.8 milyon TL'lik faturayı 42 milyon TL'ye, 4-5 milyonluk konserleri 74 milyona, 116 milyona, 96 milyona bu milletin sırtına yıktınız.
Değerli CHP'liler, 234 tane konser ihalesinin sadece bir tanesini açık ihale yaptınız. Hiç utanmıyor musunuz Allah aşkına? Evet. Ankara'da Hıdırlıktepe'ye iki tane direk diktiniz. 2.2 milyar TL o kazıklar yüzünden vatandaşa fatura kestiniz. Ayriyeten Efendim? Şimdi vurgun deyince CHP'li belediyeler akla geliyor. Sadece İstanbul'da hafriyat gelirinden 31 milyar TL'ye götürdüğünüz ortaya çıktı. Naylon faturalar, sahte alımlar, hayali ihaleleriniz tek tek ortaya çıktı. Belediyede iş verdiğiniz firma sahibi İmamoğlu'nun 50 milyon liralık villasını 15 milyon TL'ye üstüne geçirdi. Yine utanmadınız. Belediye başkanınız İmamoğlu'nun 50 milyon dolarlık villasının önü kapanmasın diye 156 milyon TL'ye TL'ye önündeki araziyi kamulaştırdınız ama yine utanmadınız. Sevgili CHP'liler, bu vurgunlar yüzünüzü kızartmıyor mu? Allah aşkına soruyorum. Cumhuriyet Halk Partisi'nin adını avantaya çıkarttınız. Avanta almaktan utanmıyor musunuz? Bu hakikatleri yüzünüze vuran erkek CHP'lileri partiden atmaya utanmıyor musunuz? Allah aşkına bir cevap verin. Son söz olarak şunu söylüyorum. Ey CHP'liler, hem götürüp hem de bas bas bağıramazsınız."
CHP'li Günaydın: "Böyle bir bütçenin neyinden söz edecekler? Ellerinde kalan tek şey CHP'ye saldırmak oluyor"
Milletvekillerinin konuşmalarının ardından partilerin grup başkanvekilleri söz aldı. CHP'nin Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, şöyle konuştu:
"Bugün bütçe görüşmelerinin 13'üncü günü. Yani bütçe yarın sona erecek. Partiler konuşmacılarını belirlemiş, kürsüye göndermiş. Ancak AK Partili tek bir milletvekili bütçeden söz etmedi. Neden biliyor musunuz? Çünkü bütçede faize ayırdıkları para, 8 bakanlığın bütçesinden daha fazla. Bu bütçenin neyinden bahsetsinler? Borçların faizini ödeyebilmek için dışarıdan yeni borç almak zorunda kalıyorlar. Faiz dışı açık veriyorlar. Böyle bir bütçenin neyinden söz edecekler? Dolayısıyla ellerinde kalan tek şey Cumhuriyet Halk Partisi'ne saldırmak oluyor. Evet, gerçekten saldırdınız. Arkadaşlarımıza yolsuzlukla yetmediniz; terörizmle, casuslukla suçladınız. Nazi dönemlerinde olduğu gibi utanmadan tek sıra dizdiniz. Polis kardeşlerimize fotoğraflarını çektirdiniz, yandaş basına servis ettiniz. Burada olduğu gibi her gün iftira atmaya yandaş kanallarınızdan devam ediyorsunuz. Peki neden kimseyi inandıramıyorsunuz? Çünkü vatandaş şöyle bakıyor: 'Melih Gökçek tutuklanmadıysa, diğer belediye başkanlarının üzerine gitmenin bir anlamı yoktur.' Bunu dışarıya çıkın sorun, size herkes aynı şeyi söyleyecektir. Ortada şöyle bir tablo var: AK Partili, MHP'li pek çok belediyeyle ilgili sayısız iddia var. Bunların üzerine gitmiyorsunuz. CHP'li belediye başkanlarını tutuklayıp buradan bir yolsuzluk hikayesi anlatmaya çalışıyorsunuz. Ankara'ya çıkın, vatandaşa sorun: Mansur Yavaş mı dürüst, Melih Gökçek mi? Hatta bunu sadece normal vatandaşa değil, AK Partili vatandaşlara da sorun. Onların da vereceği cevap bellidir.
Günaydın'dan Şırnak Üniversitesi rektörüne: "Ben sana 'Rektör olamazsın' demedim; ben sana 'Adam olamazsın' dedim"
Bakın, buradan bir yere varamayız. Millet bizi seyrediyor. Herkesin mal varlığı var. Benim bir tane evim var. 2013 yılında banka kredisiyle aldım, 10 yıllık kredi çektim, 2023'te bitti. Sen bir ev yaptırıyorsun, 600 milyon lira deniliyor. Diyorsun ki '600 değil, 400; bedelini hemen vereyim.' Peki o 400 milyon lirayı nereden buldun? Bakın, ben size bir şey söyleyeyim: Bunların hepsini bırakın. Ben bir tane kanun teklifi verdim. Geriye kalan her şey lafıgüzaf. Dedim ki: Milletvekili seçilen kişi, seçilmeden önceki beş yıllık mal varlığını MASAK saptasın. Seçildikten sonra her yıl mal varlığı yeniden tespit edilsin ve bunlar internette yayımlansın. Biz Trump'a gidilmeden önce bunların tek tek yapılacağını söyledik. Sonra hepsi oldu. Bunu bize kim hatırlattı biliyor musunuz? Kovduğunuz NTV muhabiri. O muhabire sordular: 'İçeride ne oldu, Türkiye ne aldı?' Adam çıktı dedi ki: 'Özür dilerim, biz de babayı aldık' dedi. Utanmıyorsunuz, bir de üstüne konuşuyorsunuz. Burada bir de üniversite meselesi var. Şırnak Üniversitesi Rektörü Abdürrahim Altış şöyle diyor: 'Rektörünüz olarak sizden tam itaat istiyorum. Tam itaat ve sadakatle bana bağlananları terfi ettireceğim'. Bunu söyleyen bir rektör. Ey Abdürrahim Altış. Seni Cumhurbaşkanı atadı, siz atadınız. Ben sana 'Rektör olamazsın' demedim; ben sana 'Adam olamazsın' dedim."
CHP'li Günaydın'ın sözlerini bitirmesinin ardından AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Emin Akbaşoğlu, "Son gününü yarın inşallah hep beraber yaşayacağımız bir bütçe maratonu olacak. Burada bütün arkadaşlarımız, milletvekillerimiz, bakanlarımız bütçeden söz ettiler. Enerjiden sağlığa, tarımdan sanayiye, sağlıktan savunmaya, her konuda müderner bir şekilde gerçekten doyurucu, çok net ifadelerle Türkiye'nin nereden nereye geldiğini ve faiz bütçesi değil, yatırım bütçesiyle, ümit var bütçeyle, geleceği tekrar AK Parti ve Cumhur İttifakı'yla şekillendirecek olan siyasi iradeyi milletvekili arkadaşlarımız en güzel şekilde kürsüden ifade ettiler. Bu konuda gelip burada bütçeden söz etmediler sözünün asla ve hatta gerçeği yansıtmadığını, peşi sıra gelen cümlelerin de gerçeği yansıtmadığını ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
Gökçek: "Doğum gününde odana jöle göndermedim mi?"
Sataşma gerekçesiyle söz alan AK Partili Gökçek, "Şu anda sayın Gökhan Günaydın'ın evimle ilgili söylemiş olduğu evimle ilgili konuyu fiyatının doğru olmadığı yönünde gerçeği kanıtlamak için kendimi Gölbaşı Mahkemesi'ne mahkeme verdim. Sevgili Gökhan Günaydın ben kendimi mahkemeye verdim ki sizin yalanlarınız ortaya çıksın diye. Şimdi sana diyorum ki sen 200'den fazla İstanbul Belediyesi'nin arabasıyla buraya girmediyse buraya girmediysen istifa ediyor musun? Hadi söyle bakayım. Haydi, ben sana Sayın Gökhan Günaydın belediyenin yardım kartlarını kullanma diye sana mayıs ayında doğum gününde odana jöle göndermedim mi? Sen dedin bu jöleyi al milletin parasını kullanma demedin mi? Sen yardım kartlarından dolayı başına jöle sürmeye utanmıyor musun? Ha? Sen belediyenin arabasına binip buraya 200'den fazla gelmediysen hadi gel" ifadelerini kullandı.
Günaydın: "Seni kaçtığın yere kadar takip edeceğim Osman"
CHP Grup Başkanvekili Günaydın, AK Partili Gökçek'in sözleri üzerine söz alarak "Hırsıza hırsızlığını unutturursan sana ahlak dersi vermeye çalışır. Bu adamın hakkında İstanbul'da açtığım Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 3 tane tazminat davası açtım. Hakkımızda yaptığı iftiralardan dolayı Sakarya'da açılan davalar halen devam etmektedir. Seni kaçtığın yere kadar takip edeceğim Osman" dedi.
Bakan Tekin: "Her bir çocuğun can güvenliği, kendi çocuklarımızın can güvenliği kadar değerlidir ve önemlidir"
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, milletvekillerinin MESEM'lere ilişkin sorularını şu sözlerle yanıtladı:
"Çocuklarımızın can güvenliği ile ilgili risk söz konusu ise protokoller iptal edilir. Bu yıl 25 bin civarında protokol iptali yapılmış. Öğrencilerimiz için; mesleki ve teknik eğitim veren okullarımızda ve MESEM'lerde bir öğretmenimiz koordinatör öğretmen olarak görevlendirilmiştir. Koordinatör öğretmenler, rutin aralıklarla ve en fazla 10 günlük periyotlarla iş yerlerine giderek; iş sağlığı ve iş güvenliği açısından gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığını, imzalanan protokole uygun davranılıp davranılmadığını, çocukların beceri anlamında gerekli eğitimi alıp almadıklarını yerinde inceleme ve değerlendirmeye tabi tutar. Herhangi bir eksiklik ya da aksaklık tespit edilmesi halinde durum raporlanır ve gerekli görüldüğünde protokol derhal iptal edilir. Her bir çocuk bize emanettir. Her bir çocuğun can güvenliği, kendi çocuklarımızın can güvenliği kadar değerlidir ve önemlidir. Bu nedenle müsterih olun. Biz, çocuklarımızın hem işletmelerde nitelikli beceri eğitimi almalarını hem de sağlıklı ve güvenli ortamlarda eğitim görmelerini arzu ediyoruz."
Görüşmelerin ardından TBMM Genel Kurulu'nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7'nci maddeleri kabul edildi.
Bütçe maratonunun son günü olan yarın 2026 yılı Bütçesi Kanun Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerinde son konuşmalar yapılacak ve bütçe görüşmeleri tamamlanacak.































