Haberler

Korusak mı Korumasak mı?

Dr. Hakan Çınar

Dr. Hakan Çınar

04.03.2021 03:32

Pandemi idi, kriz idi, korumacılık idi, Brexit idi; 2020 geride kaldı, 2021'de çok farklı seyretmiyor. Her zamanki gibi yine globalleşmenin etkilerinden söz etmeye çok da engel olmuyor aslında gelişmeler. Biden'lı dönemde ABD'nin de diğer ülkelerin de korumacılığı nasıl sürdüreceklerini özellikle pandemi sonrasında daha net izliyor olacağız. Garip bir çelişki yaratan bir durumda ihracatçılarımızın her zamankinden daha uyanık, her zamankinden daha girişken olması gerektiğinin önemle altını çizmek gerekiyor. Bir tarafta ticaret tüm hızı ile artışını sürdürürken, diğer tarafta bu büyüme ülkelerin iç ticaretlerini ve cari dengelerini de tehdit etmekte ki ticaret savaşları gündemden hiç düşmüyor. Ancak, her ne olursa olsun ülkeler arası ticaret hız kesmeden artmakta ve bu artış da olanca hızı ile sürmekte.

Ülkemizde oyuncu, dünyada da ulusal oyuncu olabilmeyi sürdürmek yahut rol alabilmek isteyen her kurumun veya girişimcinin, bu konuda derin bir bilgiye sahip olması şart. Dış ticaretin içerisinde yer almayan bir firmanın artık ulusal pazarda dahi dezavantajlı olacağını rahatlıkla söyleyebilirim. Üstelik dış ticaretin standart ticaret yolunun yanında, e-ihracat ile de mümkün hale geldiğini düşündüğümüzde, herkesin bu oyunun bir parçası haline gelmesi son derece mümkün. Yeter ki dış ticaretten korkmayıp, bilgi sahibi olarak hareket edelim. Mevcut virüs tehditi ile başlayan bu enteresan dalgalanma aslında ülkemiz ihracatçıları açısından, her ne kadar bunu ölümlerle sonuçlanan bir hastalık sebebiyle bize buruk bir dille söyletiyor olsa da önemli bir fırsatı da beraberinde getirdi. Başta tekstil ve hiç şüphesiz maske üreticileri olmak üzere, pek çok firma bir anda tasavvur dahi edemeyeceği siparişler ile karşı karşıya kaldı. Düşündürücü olan, bu kalıcı bir durum mu, yoksa gelip geçici mi meselesi.

İhracat ülkemizin hep önemli gündemi olmaya devam edecek. E-ihracat da keza öyle. Ama çok dikkatli olmak ve bazı noktaların üzerinde durmak gerekiyor. Firmalar, ihracata başlamadan önce kendi ihracat potansiyellerini, yapılarını ve ürün veya hizmetini dikkate alarak doğru bir başlangıç yapmalılar. Hedef pazarı değerlendirmek ve tanımlamak için detaylı bir pazar araştırması yapılması da son derece önemli. Gelişmiş ülkelerde bu iş emin olun böyle yürüyor ve o yüzden de kalıcı markalar yaratabiliyorlar. Bu araştırmalar esnasında ağırlıklı olarak şunları incelemek gerekiyor: Sanayi yapısı, ürün ya da hizmetiniz için tahmini bir talep, pazara nasıl uyum sağlanacağının ve rekabetçi bir ortamda nasıl varlık gösterileceğinin planlanması, ürün ya da hizmetinizin satılabilir olması için ne tür değişiklikler yapmanız gerektiği. Bu çalışmaların hemen ardından da bu yeni pazara nasıl gireceğinizi tanımlayan bir ihracat planlaması yapmalısınız. Ve elbette şu unsurlara sahip olup olmadığınızı göz önünde bulundurmalısınız: Uluslararası ticarete başlamanız için uygun bir pazarlama stratejisi, gerekli finansal kaynaklar ile ihracatın finansmanı konusundaki kazanımlara ilişkin bilgiye sahip olmak, yeni ihracat pazarları geliştirecek doğru insanlar, seçtiğiniz pazarın ihtiyaçlarına ilişkin doğru, yerel ve yeterli bilgi sahibi olmak ve yerel standartlar ve uluslararası kurallarla örtüşen paketleme.

Korumacılık bir yandan bizim açımızdan tehdit gibi görünse de, gerçekte zorunlu olarak "koruma" yani ithalata geçit ver diyen ülkeler sayesinde ihracat potansiyelimizi arttırmak için çok önemli bir fırsatı da emin olun beraberinde getiriyor.

title