Haberler

Ordu: 'Erozyon Ve Çevre' Ordu'da Tartışılıyor

Dünyanın en büyük sorunları arasında yer alan 'Erozyon ve Çevre' Ordu'da tartışılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve TEMA Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirilen ve 4 gün sürecek olan eğitim seminerine katılan bilim adamları dünyanın çevre durumunu gözler önüne seriyor.

Dünyanın en büyük sorunları arasında yer alan 'Erozyon ve Çevre' Ordu'da tartışılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve TEMA Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirilen ve 4 gün sürecek olan eğitim seminerine katılan bilim adamları dünyanın çevre durumunu gözler önüne seriyor.

75. Yıl Cumhuriyet Sahnesi'nde düzenlenen seminere Ordu'da bulunan okullarda görev yapan Fen Bilgisi, Sosyal Bilgiler, Biyoloji, Coğrafya ve sınıf öğretmenlerine yönelik olarak düzenlendi. Oldukça ilgi toplayan seminerde, giderek alan kaybeden ormanların durumu ve tahribata uğrayan eko sistem gözler önüne serildi. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Ömer Karagöz, dünyadaki tüm eko-sistemlerin insanların aşırı tüketim ihtiyaçları sebebiyle çökmek üzere olduğunu söyledi. Prof. Dr. Karagöz, "Dünyanın bütün ekosistemleri insanların aşırı tüketim tiryakiliğini karşılamak amacıyla yapılan girişimler sonucunda gittikçe küçülmüş ve 1970 yılından bu yana ekolojik sağlığının yüzde 35'ini kaybetmiştir" dedi.

Bu durumda ormanların korunması, rehabilite edilmesi ve yeniden kazanılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Karagöz, "Ormanlar 6 bin kullanım yeri olan odun hammaddesinin üretim kaynağıdır. Yenilenebilen enerji kaynaklarının en zenginidir. Vatan topraklarının bekçisi, erozyonun baş düşmanıdır. Yeşil ciğerli devlerin sempatik ordusudur. Oksijen üretim firmalarının en büyüğüdür. İklim rejiminin düzenleyicisi, su ekonomisinin regülatörüdür. Sel felaketlerinin önleyicisi, hidrolojik dengenin temel öğesidir. Doğa tarihi müzesi, doğal meteoroloji bültenidir" diye konuştu.

"ORGANİK TARIM HASTA ETMEZ"

Trakya Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Altın ise, organik tarımın önemine değindi. Kimyasal gübrelerin organik tarımı ortadan kaldırdığını ve gıdaların hormonlaştırıldığını belirten Prof. Dr. Altın, "Bugünkü tarım insanı göbeklendiriyor. Oysa organik tarıma önem verilse insanların hastaneye bile gitmeyeceğine inanıyorum. Günümüzde 15 bitki türü, dünya nüfusunun yüzde 90'ını beslemektedir. Buğday, pirinç ve mısır dünya tahıl üretiminin 3'te 2'sini oluşturmaktadır. ABD buğdaylarına arz olan pas hastalığı, Anadolu'dan getirttirilen yabani form buğday genleriyle ortadan kaldırılmış ve bu yolla ABD buğday üretimine yılda 50 milyon dolarlık katkı sağlamıştır. Bitkisel kökenli ilaçların yalnız ABD'deki günlük değeri 20 milyar doların üzerindedir. Mikro organizmalar 3 binden çok antibiyotiğin kaynağıdır. Yeryüzünün sağlığı konusunda tartışılmayacak tek gösterge biyoçeşitliliktir. Çünkü, geleceğin besinleri genetik çeşitliliğin ambarında saklıdır. Bugün sadece buğday için yapılacak ekonomik savaşların en etkili silahı, biyolojik çeşitlilik olarak kabul edilmektedir. Bugün hiç önemsenmeyen ve hiç tanınmayan küçücük bir bitki geleceğin en amansız hastalığını yenecek ilacın hammaddesi olabilir. Biyoçeşitlilik, yaşamın devamını sağlayan ekolojik dengenin temel öğesidir."

"KÜRESEL ISINMA TEHDİT EDİYOR"

TEMA Eğitim Bölümü Başkanı Celal Ergün de, küresel ısınma konusunda ilginç bilgiler verdi. Küresel ısınma sürecinin gelmiş geçmiş ekolojik afetlerin en tehlikelisi olarak kabul edildiğini belirten Ergün, bu olayın en tehlikeli yanının 'ısınmanın artık geri çevrilemez hale gelmiş olması' olduğunu ifade etti. Ergün, şunları söyledi:

"Çünkü sera gazlarının salınımı bugün durdurulsa bile, gezegenimiz on yıllarca ısınmaya devam edecektir. Isınma etkileri ise 50-100 yıl sürecektir. Yapılacak tek şey bu sürecin hızını yavaşlatmaktır. Küresel ısınmada meydana gelecek 1 ve 3 derecelik artışın gelecek 100 yıl içindeki zararlı etkileri şu şekilde tahmin edilmektedir; 2025 yılına kadar Avustralya ve Güney Afrika ormanları yok olacaktır. 2050 yılında suların yükselmesiyle 150 milyon insan göç etmek zorunda kalacaktır. 2070 yılında Kuzey Buz Denizi tüm canlıları ile yok olacak, Amazon Ormanları'ndaki zarar geri dönülemez noktaya ulaşacak, 5.5 milyar insan besin sıkıntısı çekecektir. Küresel ısınmanın başka bir tehlikeli yönü de, insanların bu olayı kavrayabilmesi için mevcut bilgi ve yetenekleri, bu ekolojik afetin gelişme hızının çok gerisinde kalmasıdır. Bütün bu olumsuzluklara karşın, Kyoto Protokolü'nün yürürlüğe girmesi tüm insanlık için bir ümit ışığı olmuştur. Bu ışığın büyümesine yardımcı olmak, tüm insanlığın en önde gelen görevi olmalıdır."

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

Eurovision'da LGBT+ propagandası! Nemo'ya birinciliği tüylü ceketi ve saten eteği getirdi

Eurovision'da LGBT+ propagandası! Nemo'ya birinciliği tüylü ceketi ve saten eteği getirdi

Özhaseki'nin Hatay'da vatandaşları kentsel dönüşüme ikna etmeye çalıştığı programın görüntüleri ortaya çıktı

Özhaseki'nin Hatay'da vatandaşları kentsel dönüşüme ikna etmeye çalıştığı programın görüntüleri ortaya çıktı

Restoranda suyun fiyatını gören yaşlı adam cinnet geçirdi

Restoranda suyun fiyatını gören yaşlı adam cinnet geçirdi

Eurovision'da LGBT propagandası yaparak birinci olan Nemo: Kupayı kırdım

Eurovision'da LGBT propagandası yaparak birinci olan Nemo: Kupayı kırdım

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title