Eskişehir: Bilgisayar Oyunları Çocuklara Şiddeti Özendiriyor

Eskişehir Anadolu Üniversitesi (AÜ) Reklamcılık Halkla İlişkiler Bölümü mezunu Fırat Aslan, çocukların ve gençlerin odalarına kadar giren bilgisayar oyunlarının gün geçtikçe daha fazla şiddet içerdiğini söyledi.

3. Ulusal İletişim Öğrencileri Sempozyumu'nda konuşan Aslan, teknolojinin yaygınlaşması ve ucuzlamasıyla birlikte bilgisayarın, çocukların ve gençlerin dünyasında çabuk yer edindiğini ifade ederek, "Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde zamanlarının çoğunu okulda ve evde geçiren çocukların en yakın arkadaşı bilgisayar oldu. Günümüzde bilgisayar oyunları, 90 milyar dolarlık pazarıyla dikkatle incelenmesi gereken büyük bir sektör haline dönüştü. İlk ticari bilgisayar oyunu olan Pong'un 1974 yılında üretilmesinde sonra özellikle grafik teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde bilgisayar oyunları oldukça gerçekçi hale geldi. Bugün birçok çocuk ve genç, zamanlarının önemli bir bölümünü oyun oynayarak geçirmektedir. Literatürde, çocukların ortalama oyun oynama süreleriyle ilgili daha önceden yapılmış bazı önemli çalışmalar yer almaktadır. Funk tarafından çocukların oyun oynama sıklıkları ve oyun tercihlerini belirlemek maksadıyla yapılan çalışmanın sonucuna göre, ortalama oyun oynama süresi haftada 4.2 saat olarak bulundu. Ortalama oyun oynama süreleri, çocukların yaşına ve cinsiyetine göre farklılaşmaktadır. Cinsiyetin oyun tercihleri üzerinde de etkisi olduğu gözlenmektedir. Sherry ve diğerlerinin çalışması, erkeklerin dövüş, shooter, spor, aksiyon, serüven oyun türlerini tercih ettiklerini, kadınların ise klasik oyun tahtası, oyun kağıdı, zar, bilgi yarışması ve bulmaca oyun türlerini tercih ettiklerini göstermektedir" diye konuştu.

Fırat Aslan, bilgisayar oyunlarının bugün çocukların ve gençlerin odalarına taşındığını ve gün geçtikçe daha fazla şiddet içerdiğinin altını çizerek, şunları söyledi:

"Bilgisayar oyunu, 1962 yılında ABD'nin araştırma laboratuarında doğdu. Uzay Savaşları adlı ilk oyun üretildi, ama piyasaya çıkmadı. 1990'lı yıllarda çatışma, savaş, kavga bir oyun haline dönüşerek, çocukların ve gençlerin odalarında şiddetin çağı başladı. 2000'lerde ses ve görüntü efektlerindeki olağanüstü gelişme, oyuncunun bilgisayar oyununun içine alınmasını sağladı. Böylece oyuncu, kellesini uçurduğu düşmanın çıkardığı sesi duyma ve beyninden boşalan kanı izleme olanağına kavuştu. Bilgisayar oyunlarının 35 yıllık tarihine baktığımızda bu oyunlar, büyük bir hızla yenileniyor, oyuncusuyla bütünleşip kişiselleşiyor, ses ve görüntü efektlerinin devreye girmesiyle daha fazla şiddet unsuru barındırıyor."

Elektronik oyunların bilgisayarların hızla yaygınlaşmasıyla yeni nesil tarafından her gün daha fazla oynandığını kaydeden Aslan, "Çocuklar ve gençler boş zamanlarının büyük bir bölümünü bilgisayar oyunu oynamakla geçirmekte, hatta bazen derslerine ayırmaları gereken zamanlarda bile bilgisayar oyunu oynayabilmektedir. Bilgisayar oyunu üreticileri geliştirdikleri yeni bir projeyle, şiddet içerikli oyunların yerini genç nesilleri dünya meseleleri hakkında bilinçlendirmeyi amaçlayan oyunların almasını hedeflemektedir. 'Darfur Ölüyor', 'Barış Müzakerecisi' adlı oyunlarla çocukların ve gençlerin dünya meselelerine karşı daha ilgili hale getirilip bilinçlendirilmeleri, sanal ortamda meseleye bire bir etki etme deneyimi yaşatılıp, gerçek dünyada gerektiğinde bilinçli bir müdahale isteği ve sosyal farkındalık kazandırmak hedeflenmektedir. Bu oyunların ortaya çıkmasında çocukların şiddet içerikli oyunlar oynamasından endişelenen ailelerin de önemli bir rolü vardır" şeklinde konuştu.

Fırat Aslan, tüketim kültürünün ben merkezli kendini gerçekleştirme mitinin giderek daha fazla insan tarafından kabul gördüğünü, insanların yalnızlaşmaya ve birbirlerine yabancılaşmaya başladığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sistemin okulda, evde, işte devamlı denetim altına aldığı birçok insan, hayatın zorlukları altında ezilmekte ve kendisine bir çıkış yolu aramaktadır. Özellikle sistemin birer yarış atına dönüştürmeye çalıştığı gençler ve çocuklar, yoğun rekabetin yaşandığı eğitim ve iş dünyasının zorluklarından biraz olsun sıyrılabilmek için farklı araçlara yönelmektedir. Bilgisayar oyunları da bu araçlardan biri olarak görülebilir. Stresten kaçmak, rahatlamak, zaman geçirmek gibi sebeplerle bilgisayar oyunu oynayan gençlerin ve çocukların, etik bilgisayar oyunları aracılığıyla dünya meseleleri hakkında duyarlı olmalarını sağlamak zor görünmektedir. Bugün bilgisayar ya da video oyunları, çocukları birbirine yabancılaştırmakta, sosyal değerlerini sanal ortamlarda yitirmektedir. Etik bilgisayar oyunlarının meydana getirebileceği olumsuz etkilerinden birisi, bu oyunlar aracılığıyla dünyada yaşanan meselelerin çözümü yönünde harekete geçmek, bu problemlerle yaşayan insanlara yardım etmek isteyebilecek çocukların ve gençlerin, bu taleplerinin sanal ortamda giderilerek gerçek meselelere duyarsızlığın daha da büyüyebilmesidir. Bugün yaşanan meselelerin çözülebilmesi ve insanlığın daha güvenilir bir dünyada yaşayabilmesi için çocukların ve gençlerin dünyada yaşanan problemler hakkında bilinçlendirilmesi ve bu meselelerin çözümü yönünde harekete geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu hususta sanal yollar kullanılarak oluşturulan çözümün yanında daha farklı çözüm yolları bulunmalı ve lerde ses ve görüntü efektleçözüm sanal alemde arandığı kadar geçek dünyada da aranmalıdır".

Haberler