Haberler

Dağ Başında Bir Ressam; Şerife Arıkan

Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlı dağ köyü Gökbel'e yerleşen ressam Şerife Arıkan, sanat evi yapmayı hazırlandığı evinde açacağı "Resim Sergisi"ni her gün resim yaparak geçirip, doğa ile baş başa yaşıyor.1999 yılında Dalyan Beldesi'nin Dağ ve Orman...

Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlı dağ köyü Gökbel'e yerleşen ressam Şerife Arıkan, sanat evi yapmayı hazırlandığı evinde açacağı "Resim Sergisi"ni her gün resim yaparak geçirip, doğa ile baş başa yaşıyor.

1999 yılında Dalyan Beldesi'nin Dağ ve Orman Köyü olan Gökbel Köyü'ne geldiğini bildiren Ressam Şerife Arıkan; " 2004 yılında Dalyan Beldesi'ne geldim. Ortaca'nın tek dağ ve Orman Köyü olan Gökbel Köyü'ne gelmemin nedeni ise, doğayı seviyorum, doğada yaşamayı seviyorum. Gökbel Köyü'nün sadeliği ve güzelliği beni çekti. Benim yaşam felsefesi olarak aslında daha sade bir insan olmak, daha derinlerimdeki o güzelliği ortaya çıkartabilmek için biraz kendimi bulmak, evreni yeniden bakabilmek için, yeni bir gözle bakabilmek amacıyla buraya geldim. Ayrıca sanata da ayrı bir açıdan bakabilmek için Gökbel Köyü'nde yerleştim. Buraya geldiğimde burada küçük bir ev vardı. Ben epey çalıştım; küçük evi daha da güzelleştirebilmek ve estetik hale getirebilmek için, hemen hemen neredeyse 10 yıldan beri buradaki evimi güzelleştirmek için çokta çalışıyorum. Güzelleştirdiğim evi sanat evi olarak düşünebilirim ama öncelikle ben kendimi bir sanat insanı yapmayı çalışıyorum. Daha çok evrensel açıdan bakabilen, gerçekten yeterli bir insan haline geldiğim zaman her halde bir ışık olmayı karar verip, o düzeye geldiğimde belki. Şimdi şu anda ufak defek şeyler oluyor. Resim görmek isteyenler, fikir almak isteyen çocuklar olabiliyor, köylüler ve dışarıdan gelenler olabiliyor. Doğa gezilerine çıkabilen insanlar gelebiliyor" dedi.

"RESİM EĞİTİMİMİ CEMAL TOLLU ATÖLYESİ'NDEN ALDIM"

Ben resim eğitimini Cemal Tollu Atölyesi'nde Mimar Sinan Üniversitesi'nden mezun Esen Emekçil'den 1986 ve 1990 yılları arasında Antalya'da çalışarak aldığını açıklayan Arıkan, "Antalya'da Çevre Sanatçılar Derneği grubunu kurduk. Kendi sanatımla ilgili sanatçıların içinde bulundum. Sonra ANSAN'u kurduk. ANSAN'ın Kurucu üyesiyim. 1995 yılında Antalya'dan ayrılarak İstanbul'a yerleştim. İstanbul Taksimde yaşadım. İstanbul'da belirli bir sanatçı çevresiyle iletişimim oldu. Sanatta oldukça yeterli insanlarla kendi sanatımla ilgili iyi eleştirilerde aldım. Doğa içinde daha sakin bir yaşam içerisinde içimde evrene kucaklamak geldi. Şimdi buradayım" diye konuştu.

"HERKES BENİ YABANCI GÖZÜYLE BAKIYORDU"

"Gökbel köyüne geldiğimde bütün yabancılara herkesin baktıkları şekilde beni de baktılar" diyen Arıkan, "Biraz tedirgin, biraz sevgiyle, biraz uzak durdular. Zaman içerisinde bu; yer değiştirdi. Şimdi herkesle karşılaştıklarımda bir sorunları olduğunda 'ressam değimli siniz ? Siz bilirsiniz' diyerek yanıma geliyorlar. Taş kırmaktan, çocukların eğitimi ile ilgili her konuda bir ressamın yapabileceğini ve her konu hakkında yeterli olabileceğini düşünüyorlar. Sevdiklerini düşünüyorum. Bu köyde yaşayan çocukların bilgiye ve görmeye ihtiyacı var. Her hangi bir konuda yardım edecekleri insanları yok. Burada evler çok dağınık. Yazın okullar kapandığı zaman çocuklar boşlukta kalıyorlar. Çok fazla sosyal hayatları olmadığı için çocuklara resim konusunda; hem de diğer konularında, çamurlu heykeller yapım çalışması konusunda ve diğer ağaç oyma işleri çalışmaları yapıp, bende heykel çalışmasında kendimi yetiştirmeye ve onlara yardımcı olmak istiyorum. Buraya gelen çocuklar resim yapmaya deniyorlar. Çamurdan heykel yapmaya seviyorum; bunlar deneme aşamasında. Üç boyutlu şeyleri yapmayı seviyorum. Taşı balyozla kırmayı öğrendim. Duvar örerek bunu da öğrendim bu zamanla heykele dönüşecektir. Heykel yapmayı seviyorum Bunu da zamanla yapmak için deneyeceğim, hoşuma gidiyor" dedi.

"ÇÖPE ATILANLARA DEĞERLENDİRİYORUM"

Çöpe atılan malzemeleri değerlendirdiğini açıklayan Arıkan, "Halkın çöpe attıkları nar kabuklarını, portakal kabuklarını kurutup, üzerinde çalışma yaparak deniyorum. Narın dış kabuğu çok dayanıklıdır.

Hindistan Cevizinin içi nasıl oyuluyorsa, bende nar kabuğunun içini oyup,

üzerine desenler yaparak kullanabiliyorum; bunu denedim. Çocuklara da göstereceğim. İleriki zamanlarda turizmde de süs eşyası olarak satılıp, gelir getirebilir. Sanata dönüştürmek için Doğada o kadar malzeme var ki sanata dönüştürülüp, parada kazanabilecektir. Ben Gökbel Köyü'ne geldiğimde yiyeceklerimi doğal ortamda yetiştirip, kendi giyeceklerimi dikiyorum. Hemen hemen bütün ihtiyacımı evimin bahçesi'nde yetiştirip, kış yiyeceklerimi hazırlıyorum. Benim bahçemde her çeşit sebze ve diğer bitkilerİ yetiştiriyorum. Her tohumu deniyorum. İnsanın doğayı kirletmemesi açısından kendi yiyeceklerini kendisi üretmesidir. Benim buradaki felsefem bu. Burada araç kullanmamaya, yürümeye tercih ediyorum. Bunu da her kese öneriyorum" diye konuştu.

RESİM ÇALIŞMALARIM DEVA EDİYOR

Şuanda yoğun olmasa da resim çalışmalarına devam eden Arıkan, sözlerini şöyle tamamladı: "Beynimde resim her an var çünkü hiç gitmiyor. Beynimde resim o kadar dolu ki, burası çok güzel yer. Baktığım her yerin fotoğrafını beynime yer etmiş durumdayım. Tam başladığım zaman çok seri şekilde getirmeye çalışacağım. Dalyanda atölyem var. Zaman zaman çalışmalar yapıyorum. Gelen gidenleri Dalyan'da ve buradaki evimde de gösteriyorum. İstanbul ve Ankara'daki sergi için iyi bir hazırlık yaparak sergi açmayı düşünüyorum. İyi şeyler bekleyen insanlara iyi bir sergi olmasını istiyorum. Çok iyi resimlerle insanların karşılarına çıkmak istiyorum. Hazırlıklarım devam etmektedir. Dalyan'ın dünya'da çok özel bir yer olduğunu düşünüyorum. Dalyan'da bir sanat evinin olması şart. Dalyan sanat evinin yapılması için belirli insanlarla Fethiye'den tutun Bodrum ve Muğla'dan sanatçılarla toplanıp, bir dernek kurup, bir yer açmak istedik. Köyceğiz Kaymakamı bir yer açalım demişti ama bizim toplanacağımız bir yer bile olmadı. Eğer Dalyan'ın merkezi bir yerinde sanat evi olursa bütün ilçelerin işine gelecektir. Muğla'da yok, Ortaca'da yok. Köyceğiz'de olur ama Dalyan'da olması daha faydalı olacaktır. Dalyan'da sanat evi açılması için ben desteklerim. Hatta uluslar arası sergiler düzenleyebiliriz. Hatta burada bir müze bile oluşturabiliriz. Dalyan'a gelirde getirebilir. Ünlü ressamlardan resimler sergilediğimiz zaman, daha çok yerli ve yabancı turist akını olacaktır. Turizmin entektüel kısmını buraya çekecektir. Bizde yaptığımız resimlerimizi sergilemiş oluruz. Son yıllarda kendi atölyelerim oldu. Antalya'da, Muğla'da ve İstanbul'da bulunduğum zaman bazı yerlerde sergiler açtık. Şu anda sayısını hatırlamıyorum ama profesyonel olarak 10'nun üstünde sergi açtım. Sergi açmaktan önce, iyi resim yapabilmek önemlidir" - MUĞLA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel

İstanbul Antalya Ortaca Muğla Yerel Haberler

Pervin Buldan'dan Çiller'e: Senin eşin yatağında öldü, bizimkiler ise senin emrinle işkenceyle

Pervin Buldan'dan Çiller'e: Senin eşin yatağında öldü, bizimkiler ise senin emrinle işkenceyle

İktidar ve muhalefeti kara kara düşündürecek anket! 'Enflasyonu hangi parti çözer' sorusuna vatandaşların verdiği cevap bir hayli manidar

İktidar ve muhalefeti kara kara düşündürecek anket! "Enflasyonu hangi parti çözer" sorusuna vatandaşların verdiği cevap bir hayli manidar

Alevler evlere kadar ulaştı! Manisa'da orman yangını saatlerdir söndürülemiyor

Alevler evlere kadar ulaştı! Manisa'da orman yangını saatlerdir söndürülemiyor

AK Parti kampta! Erdoğan'ın 'Türkiye için felaket' dediği konuyu Emine Hanım ele alacak

AK Parti kampta! Erdoğan'ın "Türkiye için felaket" dediği konuyu Emine Hanım ele alacak

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title