Haberler

İstanbul'da düzenlenen Filistin Sempozyumu'nda uzmanlar yeni medya diline ihtiyaç olduğunu belirtti

Güncelleme:

İstanbul'da gerçekleştirilen Filistin Sempozyumu'na katılan uzmanlar, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının sona ermesinin ardından yeni ve güçlü bir medya diline ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Sempozyumda, medyanın Filistin konusundaki rolü ve Batı medyasının tutumu ele alındı.

İstanbul'da gerçekleştirilen "Filistin Sempozyumu"na katılan uzmanlar, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelin saldırılarının sona ermesinin akabinde yeni ve güçlü bir medya diline ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

İstanbul'daki İbni Haldun Üniversitesi tarafından düzenlenen ve çok sayıda uzman ve akademisyenin katıldığı sempozyum etkinlikleri kapsamında "Anlatıyı Şekillendirmek: Medyanın Filistin Konusunda Rolü" paneli yapıldı.

Eş-Şark Forumu Başkanı Vaddah Hanfer, panelde, Batı medyasının, Batılı temellere bağlı olduğunu ve özellikle Filistin meselesiyle ilgili konumunu değiştirmesini beklememek gerektiğini ifade etti.

"Batı'yı Filistin davası konusunda haklı olduğumuza ikna etmeye çalışıyoruz ancak, söylediğimiz şeyler her zaman onlar için ikna edici olmuyor, bu yüzden kendimizi bu durumdan kurtarmalıyız." diyen Hanfer, Filistin meselesine destek veren basının da bu meseleyi uluslararası toplumun gündeminde tutmayı başaramadığını kaydetti.

"Filistinlilerin, ortak bir davaya sahip olduğunu, Araplar ile Müslümanların da Filistin meselesinin ulusal güvenlik meselesi olduğunu ve İsrail'in eylemlerinin tüm bölgenin istikrarını sarstığını idrak etmesi gerektiğini" vurgulayan Hanfer, Gazze'nin, Arap ile Müslümanları birleştirmesi gerektiğini dile getirdi.

Kışlakçı: "Kitaplar yazılmalı, filmler ve belgeseller çekilmeli"

Gazeteci ve yazar Turan Kışlakçı ise Filistin davasının güncelliğini korumasında tarihi hafızanın önemine değindi.

"Gazze, 1917'de -şu an İsrail'in yaptığı gibi- İngiliz uçakları tarafından yerle bir edildi. Osmanlı Gazze'de yüz bine yakın askerini kaybetti ama bu savaştan kimsenin haberi yok." diyen Kışlakçı, bu savaşa dair resim, belge ve askerler tarafından yazılmış mektupların üniversitelerde ele alınmadığını aktardı.

Kışlakçı, "Bölgedeki basının ve akademisyenlerin daha üretken olması gerekiyor. Zira Holokost'tan bu yana 250 İsrail filmi ve çok sayıda belgesel çekildi. Peki Filistin ve Gazze ile ilgili kaç film çekildi? Bizler toprakların satılmasından bahsederken Siyonist anlatı dünyada güncelliğini koruyor. Bölge halkı tarihi hafızasını kayıt altına alamadı. Kitaplar yazılmalı, filmler ve belgeseller çekilmeli." dedi.

"Alternatif medya artık bizim yararımıza işliyor"

TRT Arapça muhabiri Sümeyye Ebu Iyta, saldırıların başlamasının ardından 2 ay boyunca yaşananları aktarmak için Gazze'de kaldığını anlatarak, "Şu an gazetecilerin orada nasıl yaşadığını düşünmek bile istemiyorum." diye konuştu.

Gazze'de görev yapan basın mensuplarının büyük sıkıntılar çektiğini, 132'sinin İsrail güçlerince öldürüldüğünü, hayatta kalanların ise sürekli tehdit edildiğini kaydeden Ebu Iyta, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Saldırıların ikinci haftasında yasaklı fosfor bombası saldırılarına maruz kaldık. Bu olay, Ukrayna'da yaşanmış olsaydı bütün dünya bunu konuşurdu ama bizim yaşadığımız bu olay gündeme getirilmedi bile."

Tahran Üniversitesinden Muhammad Marandi ise genel eğilimin değiştiğine ve öldürülen 6 yaşındaki kız çocuğu Hind'in Batı medyasında yer aldığına işaret etti.

Marandi, "Batı bölünmeye başladı ve Amerika'da insanlar artık medyaya güvenmiyor. Sosyal medyanın kısıtlanmasına rağmen alternatif medya artık bizim yararımıza işliyor. Alternatif medyanın önemli bir rolü var." dedi.

Kaynak: AA / Güncel

İstanbul Filistin İsrail Gazze Uluslararası İlişkiler Medya Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title