Haberler

Türkiye Barış Meclisi 'Demokratikleşme Paketi'ni' Değerlendirdi

" Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından beklediğimiz gibi olmasada önemli unsurlar var."CHP ve BDP tarafından meclise sunulan demokratikleşme önerileri de dikkate alınarak, paket Akil İnsanlar Heyeti'nin raporlarında dile getirilen öneri ve...

" Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından beklediğimiz gibi olmasada önemli unsurlar var. Bu unsurları küçümsemek, yok saymak barış ve demokrasi mücadelesine katkı sunmadığını düşünüyorum"

"Türk Ceza Kanunu'nda ve Terörle Mücade Yasası'nda yapılması beklenen değişiklikler, Alevi sorununa hiç değinilmiyor olması, Heybeliada Ruhban Okulu'na değinilmiyor olması, anadilde eğitimin kamusal alanda okullarda resmi dil olarak verilmiyor olması, hiç değinilmemesi, anayasa üzerine de hiç konuşulmaması dikkat çekici ve kaygılara yol açan bir durumdur"

"Demokratikleşme Paketi çözüm sürecinin ilerlemesi konusunda pek az umut veriyor"

"CHP ve BDP tarafından meclise sunulan demokratikleşme önerileri de dikkate alınarak, paket Akil İnsanlar Heyeti'nin raporlarında dile getirilen öneri ve talepler ile evrensel hukuk insanları çerçevesinde genişletilmelidir" Haber: Serpil KIRKESER - Kamera: Özgür ARSLAN / İSTANBUL DHA

Türkiye Barış Meclisi, Demokratikleşme Paketi'ne ilişkin görüş ve önerilerini Beyoğlu'nda bulunan Cezayir toplantı salonunda açıkladı. Düzenlenen basın toplantısına Türkiye Barış Meclisi dönem sözcüsü Hakan Tahmaz ile Prof. Dr. Levent Korkut ve Doç. Dr. Ayşen Candaş katıldı. Hakan Tahmaz, Demokratikleşme Paketi'nin önemli unsurlar içerdiğini belirterek, "Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından beklediğimiz gibi olmasada önemli unsurlar var. Bu unsurları küçümsemek, yok saymak barış ve demokrasi mücadelesine katkı sunmadığını düşünüyorum" dedi. Tahmaz, "İlkokullarda andın kaldırılmış olması, kamu alanında başörtü yasağının kaldırılması, siyasi partilere devlet yardımının kapsamının genişletilmesi, eşbaşkanlık düzenlemesi, farklı dil ve lehçelerde özel okullarda okutulması ve propaganda serbesliği, nefret suçları ve ayrımcılıkla ilgili düzenleme, Nevşehir Üniversitesi'nin isminin Hacı Bektaşı Vali Üniversitesi olarak değiştirilmesi, Mor Gabriel Manastırı'nın arazisinin vakfa iade edilmesi, Roman Dil ve Kültür Enstitüsü'nün kurulmasını Türkiye'nin toplumsal yapısı, yaşamı ve demokratikleşmesi açısından önemsenmesi gereken gelişmelerdir. Ancak önemli bir kesim tarafından Türk Ceza Kanunu'nda ve Terörle Mücade Yasası'nda yapılması beklenen değişiklikler, Alevi sorununa hiç değinilmiyor olması, Heybeliada Ruhban Okulu'na değinilmiyor olması, anadilde eğitimin kamusal alanda okullarda resmi dil olarak verilmiyor olması hiç değinilmemesi, anayasa üzerine de hiç konuşulmaması dikkat çekici ve kaygılara yol açan bir durumdur" diye konuştu.

"KALICI ÇÖZÜME ŞEFFAF KATILIMCI BİR YÖNTEMLE ULAŞILABİLECEĞİNİ HER DEFASINDA DİLLENDİRDİK" Türkiye Barış Meclisi'nin çözüm süreci başladığından beri iki konuyu ısrarla dile getirdiklerini söyleyen Tahmaz, "Bunlardan bir tanesi Kürt sorununda kalıcı çözüme gidebilmek için hükümetin, Kürt sorunun kavrayışında bir değişime ihitiyaç olduğuu düşünüyoruz. Bir idrak probleminin aşılması gerektiğini düşünüyoruz. İkincisi ise çözüm sürecinin 'ben yaptım, ben yaparımla' yürümeyeceğine, kalıcı çözüme şeffaf katılımcı bir yöntemle ulaşılabileceğini, bunun barışın zeminin yaratmakta daha doğru yol olduğunu her defasında dillendirdik. Bugünde halen temel sorunun bu iki unsur olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum" ifadelerini kullandı.

"DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ'NİN ÇÖZÜM SÜRECİNİN İLERLEMESİ KONUSUNDA PEK AZ UMUT VERİYOR"

"Demokratikleşme Paketi'nin çözüm sürecinin ilerlemesi konusunda pek az umut veriyor" diyen Hakan Tahmaz, "Bugün özellikle bir tıkanma atmosferinin olduğu yerde çok az umut içeriyor. Bu yönüyle pek çok eksikliği var" dedi. Paket açıklanmadan önce hükümet yetkilileri tarafından herkesin şaşıracağı yönünde açıklamaların yapıldığını söyleyen Hakan Tahmaz, "Türkiye'de kalıcı barış için, demokratikleşmesi için gerçekten Türkiye insanın şaşırmaya ihtiyacı var. Biz şaşırmak isteriz. Yaratılmış beklentilerin karşılanması açısında baktığımız da çok yeterli bir zemin sunmuyor. 10 aydır ölümlerin durduğu bir süreç yaşanıyor. Bu süreç hangi yol ve yöntemlerle geliştirildiyse bu sonuca nasıl varıldıysa bize Türkiye'nin demokratikleşmesi ve barışa ilişkin de ışık tutuyor diye düşünüyorum. Bu yol diyolog ve görüşmeyle olmuştur. Hükümetin 'Ben yaptım, ben yaparım tutumu, ben belirlerim tutumuyla' bizim toplumsal dönüşümü, değişimi sağlama olasılığımızın zayıf olduğunu görülmelidir. Bu nedenle aynı yoldan yürümenin sorunun muhataplarıyla konuşarak çözüm aramanın kalıcı çözüm için, barışın ilerlemesi için daha doğru yol olduğunu düşünüyorum. Başbakan konuşmasında 'Bu paket üzerine kimseyle müzakere edilmedi, kimseyle görüşmedik, PKK ile görüşmedik', bu bir marifet olarak söyleniyor. Bundan vazgeçilmelidir. Demokratik siyaset, sorunların muhataplarıyla tartışarak, müzakere ederek, diyalogla çözülür. Bu yaklaşım terk edilmelidir" şeklinde konuştu.

ÖNERİLERİNİ AÇIKLADILAR

Çözüm sürecine ilişkin atılması gereken adımlar olduğunu söyleyen Hakan Tahmaz sözlerine şöyle devam etti: TCK ve Terörle Mücadele Kanunun değiştirilmesi, anadilde eğitimin kamusal alanda da kapsayarak çözülmesine ilişkin laf edilmiyor. Bunların diyalogla düzenlenmesi gerekir diye düşünüyorum. Sayın Başbakan'a, hükümete, parti liderlerine, sivil toplum örgütlerine bir çağrı yapmak istiyoruz. Bu paket bir tartışma zemini. Türkiye'nin önündeki engelleri kaldırmak için ilk adım olarak değerlendirilmeli. Mecliste bulunan partiler, AK Parti başta paketin parlemontada genişletilmesi gerekir. CHP ve BDP tarafından meclise sunulan demokratikleşme önerileri de dikkate alınarak, paket Akil İnsanlar Heyeti'nin raporlarında dile getirilen öneri ve talepler ile evrensel hukuk insanları çerçevesinde genişletilmelidir. Bunun için sorunun muhataplarının, Akil İnsanlar Heyeti'nin, sendikaların, meslek örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının sürece etkin katılımları için gerekli zeminler yaratılmaldır. Ana muhalefet partisi başta olmak üzere partiler ve sivil toplum örgütleri iktidar partisinin tutum ve davranışlarını bahane ederek sürecin gelişmesini zorlaştıracak tutum ve yaklaşımlardan uzak durmalıdır. Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Uzun süredir çalışma yapılıyor, süreç tıkanmıştır. Meclisteki partilerin demokratik bir ülkenin ve kalıcı barışın yolunu açmak için yeni anayasa hazırlığı konusundaki tutumlarını gözden geçirmelidir. Yeni bir tutum belirlemeliler. Ak Parti bir paket sunmuştur. Bunun gelişmesi için hep birlikte mücade edeliyiz diye düşünüyorum."

"AÇIKLANAN PAKETİN ÖNEMLİ ADIMLAR İÇERİYOR"

Doç. Dr. Ayşen Candaş da barış sürecine girildikten sonra kan dökülmediğini bunun önemli olduğunu söyleyerek, "Bunun bozulmaması için herkesin aktif şekilde gayret göstermesi gereken bir kazanım. Barışın kalıcı hale gelmesi ve Türkiye'nin demokratikleşmesiyle yakından bağlantılı. Ne zamanki Kürtler, Aleviler, kadınlar, yoksullar, çalışan kesimler, LGBT bireyler, Romanlar ve adını zikredemediğim her türlü grup, kesim ve halk eşit haklara ve eşit söz hakkına sahip olacaklar işte o noktada barış kalıcı hale gelmiş olacak. O noktada demokrasi geri dönülemez şekilde oturmuş hale gelecek" diye konuştu. Demokratikleşme Paketi'nin önemli bir başlangıç adımı olduğunu söyleyen Candaş, daha yapılması gereken çok şey olduğunu, paketin arkasının gelmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Levent Korkut da açıklanan paketin siyasi deklarasyon olduğunu söyledi. Demokratikleşme Paketi'ndeki eksikliklerin hızlıca tamamlanması gerektiğini vurguladı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title