Haberler

Beyaz baston: Görme engellilerin bağımsızlık sembolü

Emre Taşgın

Emre Taşgın

Kurucu Başkan engelli hakları aktivisti öğretmen / Eğitimde Görme Engelliler Derneği
13.10.2023 12:23

15 Ekim Dünya Beyaz Baston Körler ve Güvenlik Günü, görme engelli bireylerin yaşadıkları zorluklara ve sahip olduğu haklara dikkat çekmek için değerlendirilen uluslararası bir gün. Gerçekten de bu gün, görme engellilerin çevrelerini güvenli bir şekilde keşfederek bağımsız hareket etmelerinde önemli bir araç olan beyaz bastonun önemini vurgulamak için bir fırsat sunuyor. Biz de bu yazıda 15 Ekim'i fırsat bilip beyaz bastonun neden körler için simgesel bir öneme sahip olduğu üzerinde duracağız.

Görme engelliler, beyaz bastonlarını kullanarak çevrelerindeki engelleri algılayabilir ve bu engellerden kaçınacak tedbirleri alarak güvenli bir şekilde hareket edebilirler. Bu yönüyle beyaz baston, görme engelliler için bir bağımsızlık ve güvenlik sembolüdür.

Beyaz bastonun tarihi, 1921 yılında Londra'da trafik kazası sonucu kör olan fotoğrafçı James Biggs'in çevresindekilerin kendisini fark etmesi için bastonunu beyaza boyamasıyla başlar. Biggs, beyaz bastonuyla daha görünür hale gelerek, sürücülerin ve diğer yayaların kendisine dikkat etmesini sağlamıştır. Biggs'in bu fikri kısa sürede tüm dünyada kabul görmüş ve beyaz baston kullanımı yaygınlaşmıştır.

Beyaz baston, görme engelli bireylerin yaşamında oldukça önemli bir yere sahiptir. Beyaz baston sayesinde görme engelli insanlar, çevrelerindeki engelleri fark edebilir, yönlerini bulabilir, istedikleri yere bağımsız biçimde ulaşabilir ve sosyal hayata katılabilirler. Dolayısıyla Beyaz bastonun görme engelli bireylere özgüven, bağımsızlık ve özsaygı kazandırdığı söylenebilir. Ne var ki görme engelli bireyler beyaz bastonla hareket ederken erişilebilirlik düzenlemelerinin uygulanmamasına bağlı çevresel etkenler nedeniyle birçok zorlukla karşılaşmaktadır. Kör bireyler trafik ışıklarında sesli uyarı sistemi bulunmaması veya var olanların çalışmaması nedeniyle karşıdan karşıya geçerken etraftaki kişilerden destek almak zorunda kalmaktadır. Arabaların kaldırıma park etmesi veya yaya geçitlerini işgal etmesi nedeniyle görme engelli kişilerin kaldırımlarda rahat ve erişilebilir biçimde yürümeleri engellenmektedir. Görme engellilerin takip etmesi için oluşturulan hissedilebilir yüzeylerin bulunmaması, var olanların ağaç ve direk gibi tehlikelere yönlendirmesi veya kalitesiz malzemelerle yapılan çizgilerin tahrip olması önemli bir sorundur. Özellikle bu çizgileri takip ederek beyaz bastonuyla hareket eden görme engelliler doğru yönlendirme olmadığında yaralanmalara maruz kalmaktadır.Öyle ki görme engelli kişiler arasında hissedilebilir yüzeylere yönelik "bu haliyle mevcut bulunmasındansa hiç yer almaması daha iyidir" düşüncesi dillendirilmeye başlamıştır. Ağaç, elektrik direği, trafik levhası gibi nesnelerin belirli bir düzene göre konumlandırılmaması, görme engellilerin kaldırımlarda güvenli biçimde yürüyebilmesinin önündeki bir diğer engeldir. Ayrıca kamu kurumları, iş yerleri, eğitim kurumları, alışveriş merkezleri gibi yerlerde yasalarla güvence altına alınan erişilebilirlik standartlarının uygulanmaması veya eksik olması, görme engellilerin bağımsız yaşam becerilerini kullanmalarının önündeki diğer bariyerler arasındadır.

Bu zorlukların yanında görme engelli insanlar toplumun önyargılı tutumlarıyla da mücadele etmektedir. Toplumda halen görme engellilerin zavallı, acınacak, bağımlı ve yardıma muhtaç insanlar olduğu, bu kişilerin tuvalete gitmek, tek başına yemek yemek gibi temel özbakım becerilerini başka biri olmadan yerine getiremeyeceği, bir işte çalışamayacağı, engelsiz akranlarıyla aynı müfredatı takip ederek eğitim alamayacağı, evlenip çocuk sahibi olamayacağı, spor salonlarını kullanamayacağı, bir sanat dalında başarılı olamayacağı gibi yaygın inanışlar mevcuttur. Bu önyargılar görme engelli bireylerin ötekileştirilmesine , ayrımcılığa uğramasına ve haklarının ihlal edilmesine neden olmaktadır. Söz konusu önyargıların giderilmesi için toplumun engellilik alanında bilgi seviyesini arttıracak etkinlikler düzenlenmesi, geleneksel ve sosyal medyada farkındalık içerikleri geliştirilmesi gibi çalışmalar önemli olacaktır.

15 Ekim Dünya Beyaz Baston Körler ve Güvenlik Günü vesilesiyle görme engelli insanların sorunlarına ve taleplerine dikkat çekilmeli, farklı alanlarda kendilerini geliştiren görme engelli kişilerin hikayeleri yaygınlaştırılmalı ve bir arada yaşam olanaklarının iyileştirilmesine dönük çalışmalara hız verilmelidir. Ayrıca BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme ve Engelliler Kanunu'nda tanımlanmış erişilebilirlik düzenlemeleri gerçekleştirilmeli, bu düzenlemeleri hayata geçirmeyen kişi ve kurumlara yönelik caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Bu konuda hem merkezi hükümete hem de yerel yönetimlere büyük sorumluluk düşmektedir.

Bir arada yaşamak, erişilebilirlikle mümkün…

title