Haberler

Kara para aklama

Av. Sinan Keskin

Av. Sinan Keskin

Avukat
20.12.2023 09:40

Son zamanlarda gündemimize bomba gibi düşen ve uygulamadaki adı kara para aklama ve kanunda düzenlenen şekli ile aklama suçunu bu yazımızda tüm detaylarıyla ele alacağız. Her şeyden önce her kanuni düzenleme bir menfaati korur. Kara para aklanması suçunun işlenmesi ile birlikte emeği ile çalışan insanların ekonomik sisteme güveni azalır, ekonomi büyük zarara uğradığı gibi suça çanak tutar hale gelir. Ayrıca aklanan paranın sisteme kazandırılmasıyla birlikte vatandaşlar da suça iştirak ettiklerini düşünerek alışveriş yaparken çekimser davranırlar, bununla birlikte gelir dağılımındaki denge bozulur ve ekonomik olarak elde edilen veriler gerçeği yansıtmamaya başlar. Toplumu oluşturan her kesimden insan, aklama suçunun faillerinin rahat ve lüks yaşantılarını görerek helal para dediğimiz emek sonucu elde edilen paranın değerinin düştüğü kanaatine haklı ve tabi olarak varabilirler. Tüm bu sebeplerden aklama suçu insan emeğini korumak ve suç konusu paranın sisteme girmemesi amacını taşımaktadır.

Aklama suçu, gayrimeşru yollardan kazanılan gelirin değerini mümkün olduğunca koruyarak ve kanuni gerekçe kazandırarak meşru hale getirme işlemi olup bu suç, Türk Ceza Kanunu'nun 282. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre alt sınırı 6 ay hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini yurtdışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutan kişi 3-7 yıl hapis cezası ve 20 bin güne kadar adli para cezasına ve suç işleme fiiline katılmasa bile suç konusunu oluşturan varlığın aklandığını bilerek ki bu fıkra bakımından bilme unsuru çok önemlidir, satın alan kabul eden bulunduran kişi 2-5 yıl hapis cezasına çarptırılır.

Kanun hükmünden anlaşıldığı üzere aklama suçu seçimlik hareketli bir suçtur dolayısıyla suç gelirini yurtdışına çıkarma veya gayrimeşru kaynağı gizleme veya meşru bir yolla elde edildiğine dair kanaat oluşturmak maksadıyla çeşiti işlemlere tabi tutma fiillerinden herhangi birini işleyen kişi, öncül suçun da varlığıyla birlikte aklama suçundan sorumlu olur. Suç kaynağının yurtdışına çıkarılması banka, kargo, menkul değere çevirme, 3. Kişiye devir gibi legal yollardan olabileceği gibi illegal yollardan da yapılabilir.

Buna ek olarak bu suçun nitelikli halleri kendini örgüt ve işleyen kişinin kamu görevlisi olmasında gösterir. Bu halde örgüt halinde işleyen kişilerin cezası 1, kamu görevlisinin işlemesi halinde verilen ceza yarı oranında artırılır. Bu bakımından kamu görevlisi ve örgüt halinde işlenme kavramlarının açıklanması gerekli olup kamu görevcisinden kasıt kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla sürekli veya geçici olarak katılan kişidir. Bu kişilere örnek olarak memur, asker, polis gösterilebilir. Bununla birlikte suçun örgüt şeklinde işlenmesi hali için de kanun bazı özel şartlar aramıştır. Bunlar üçten fazla kişiden oluşması, süreklilik arz etmesi, elverişli hareketler yapılması ve hiyerarşik ilişkidir. Ancak bu şartlar varsa suçun nitelikli hali oluşur ve cezada artırıma gidilir. Ayrıca hem nitelikli halinde hem basit halinde suçun zamanaşımı 15 yıl olup bu suç re'sen araştırılır, yani şikayete bağı suç değildir.

Demek ki, her şeyden önce 6 ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suç hasıl olmalıdır buna öncül suç denir. Öncül suçlara ek olarak ve esasen aklama suçu deyince çoğumuzun aklına gelen 6 aydan fazla hapis cezasını gerektiren suçlara örnek olarak ; yağma, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, resmi evrakta sahtecilik verilebilir. Ancak her ne kadar uygulamada karşımıza bu suçlar çıksa da sadece anılanlar değil alt sınırı 6 ay hapis cezasını gerektiren her türlü suç öncül suç olabilir. Kanun koyucu bu konuda herhangi bir sınırlama getirmemiştir.

Öncül suçun varlığı çok önemlidir yoksa veya öncül suçtan beraat kararı alındıysa aklama suçunun tipe uygunluk unsuru gerçekleşmediğinden aklama suçu mevcut olmaz. Öncül suç zamanaşımına uğrasa bile aklama suçuna ilişkin yargılama yapılır. Hukuka uygunluk veya kusurluluğu etkileyen sebeplerin öncül suç bakımından bulunması ve öncül suçun yargılamasının yapılmaması veya cezalandırılmaması halinde bile aklama suçundan yargılama yapılıp cezalandırılabilir ki bu aklama suçunun önemini anlamak bakımından önemli bir husustur. Aklama suçu öncül suçtan farklı bir hukuki yarar korur ki bunlar suçun finansmanının önlenmesi, organize suç ve uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele etmek ve faillerin ekonomik güçlerinin azalmasıdır. Nitekim Yargıtay içtihatları da bu hukuki menfaatlere işaret etmektedir.

Bununla birlikte öncül suça dair bir yargılama varsa aklama yargılamasını yapacak mahkemenin öncül suçun yargılamasını beklemesine gerek yoktur burada önemli olan ve dikkat edilmesi gereken husus öncül suçun sabit olmasıdır, öncül suç sabitse mahkeme yargılamaya başlayabilir. Velev ki öncül suça ilişkin bir yargılama yapılmamışsa aklama suçuna bakan mahkeme öncül suça ilişkin de yargılamaya başlar. Aklama suçunda yetkili mahkeme ise Asliye Ceza Mahkemesi'dir.

Ve son olarak yine vatandaşın kafasını karıştıran vergi kaçakçılığı suçuna değinmek istiyorum. Çünkü topluma mal olan kara para aklama olaylarının hep ticari işletme üzerinden yapıldığını gördük ve çoğunlukla aklama ve vergi kaçakçılığı suçları birlikte bulunduğundan karıştırılıyor ancak ikisi farklı suçtur vergi kaçakçılığı suçu Vergi Usul Kanunu'nda düzenlenmiş olup vergi kaçakçılığı suçunda ana para gayrimeşru yollardan elde edilmez dolayısıyla aklama suçunun unsurlarından olan öncül suç oluşmaz bu bakımdan iki suç birbirinden ayrıdır.

Tüm bu hukuki bilgiler ışığında, aklama suçunda mağdur toplumdur. Ve toplumun korunması her menfaatin üzerindedir. Para aklama olaylarının cezalarının caydırıcı hale gelmesi ve denetimin sıkılaşması toplumu yani esasen emeğiyle para kazanan vatandaşın korunması bakımından önemlidir.

title