Haberler

'Poyrazköy'de Ele Geçirilen Mühimmat" Davası

"Kafes eylem planı'', ''Amirallere suikast'', ''Gölcük'te ele geçirilen belgeler'' ile ÇYDD ve ÇEV yöneticileri hakkındaki iddialara ilişkin dosyaların birleştirildiği davada, 5'i tutuklu 87 sanığın yargılanmasına devam edildi.

"Kafes eylem planı", "Amirallere suikast", " Gölcük'te ele geçirilen belgeler" ile ÇYDD ve ÇEV yöneticileri hakkındaki iddialara ilişkin dosyaların birleştirildiği davada, 5'i tutuklu 87 sanığın yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nce adliyenin büyük salonunda yapılan duruşmaya, tutuklu sanıklar emekli Binbaşı Levent Bektaş, Ercan Kireçtepe, Erme Onat, Eren Günay ve Hüseyin Hançer, aralarında başka suçtan tutuklu emekli koramiraller Feyyaz Öğütçü ve Kadir Sağdıç'ın da bulunduğu sanıklar ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı.

Duruşmada, TUBİTAK'tan gelen rapor ve taleplere ilişkin söz alan tutuklu sanıklar Levent Bektaş, "Dershane tartışmaları çıkmasaydı kimse feryadımızı duymayacaktı. Dershanelerin kapanmasına kim karar verdiyse Allah ondan razı olsun. Bu dershane kavgası çıktı, belli bir cemaate hizmet eden polisleri, hakimleri, savcıları fark ettiler. 4 yıldır aynı şeyleri söylüyoruz, 4 yıldır söylediğimiz şeylerin doğru olduğu şimdi devletin üst düzey yöneticileri tarafından söylenir oldu. Allah'ın kainatı 6 günde yarattığı söyleniyor. Türkiye Cumhuriyeti'nde gerçeklerin ortaya çıkması 5 yıl sürüyor" diye konuştu.

"Görevden alınan polisler, bizim hakkımızda da soruşturma yapmışlar"

"Sayın Başbakan, sayın İçişleri Bakanı, sayın Adalet Bakanı polisin içinde belli kişilere hizmet eden çetelerin olduğunu söylüyor" diyen Bektaş, sadece söylemekle kalmadıklarını binlerce polisin yerini değiştirdiklerini ifade ederek, bu değiştirilenler arasında 2009'da kendileri hakkımızdaki soruşturmayı yapanların tamamının da olduğunu söyledi.

Levent Bektaş, dosyadaki raporların kumpasın kesin delilleri olduğunu belirterek, "Siz bu raporları dikkate almadığınız için, biz 4 yıldır, 5 yıldır her yerde linç edildik. Toplumun gözünde çocuklara katliam yapacak kadar cani gösterildik. Sayın mahkeme TÜBİTAK'ı yetkili bilirkişi kabul etti. TÜBİTAK'ın raporunda 'delil bütünlüğü korunmamıştır' diyor. Bunu dikkate almadınız, almıyorsunuz" dedi.

Başka suçtan tutuklu emekli Tuğamiral Fatih Ilğar ise, "Üç yıldır yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen benim için kardeşten öte olan Cem Aziz Çakmak amiralim ciddi bir rahatsızlık nedeniyle şu anda Yedikule Hastanesi'nde tedavi görüyor. Kendisine bu acıyı yaşatanları daha fazla sevindirmesin. Biran evvel düştüğü yerden kalksın. Acil şifalar diliyorum" dedi.

Tutuklu sanıklardan Albay Hüseyin Hançer ise 5 No'lu hard diskin bulunduğu yerden alınarak başka bir yere takıldığı ve her aşamada yüklemeler yapıldığı son TÜBİTAK raporunda yer aldığını ifade etti. Gölcük Donanma Komutanlığı'nda arşiv maksatlı muhafaza edilen 5 No'lu hard diskin hukuki geçerliliğinin olmadığını iddia eden Hançer, "Savcıda, emniyette olması gereken hard disk, emniyet birimlerinden önce başka birimler tarafından incelenmiştir. Yani oraya gidenler ne bulacaklarını bilerek gitmişlerdir. 5 No'lu harddiskin içinde 510 bin belge var. Bu belgeleri sadece açıp kapatmak bir yıldan fazla süre alır. Gölcük Donanma Komutanlığında arama yapan savcı (Fikret Seçen)  nasıl oluyor da donanma komutanına, 'Merak etmeyin sizinle ilgili bir şey yok' diyebiliyor?" ifadesini kullandı.

Hançer, Gölcük Donanma Komutanlığı'ndan ele geçen belgelerin soruşturma savcısı Murat Yönder tarafından 28 Ocak 2011'de emniyet bilirkişi ve uzman heyetine teslim edildiğini, ancak dönemin İstanbul TEM Şube Müdürü Yurt Atayün'ün evrakların 21 Ocak 2011'de teslim alındığına dair tutanak tuttuğunu anımsatarak, "Bu durumda emniyet incelemeyi rekor sürede hem de evrakları teslim almadan bir hafta önce tamamlamış oluyor. Dönemin İstanbul TEM Şube Müdürü Yurt Atayün'ün, dönemin soruşturma savcısı Murat Yönder'in, Başbakanın başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın tanık olarak dinlenmesini talep ediyorum" diye konuştu.

"Sizden tahliye talep etmiyorum"

Tutuklu sanıklardan Binbaşı Erme Onat ise 5 yıldır Kafes Eylem Planı'nın sahte olduğunu ve emniyet, yargı, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde hainlerin olabileceğini söylediklerini belirterek, "(Hakimlere )Sesimizi Türkiye duydu, siz duymadınız. Ne oldu? 17 Aralık rüşvet operasyonlarından sonra başka bir yapılanma olduğu başbakan ve üst düzey yöneticiler tarafından dile getirildi. Bu ifadelerin mahkemeniz için bir değeri olmadığını söyleyemezsiniz. Fatih Ilğar, 'Emniyette çete var' dediği için savcı hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istemişti. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da 'Paralel yapılanma var' diyor. Savcı, Sayın Başbakan için de aynısını yapacak mı? Bağımsız bir yargı istiyorum. Bu mahkeme benim gözümde meşruiyetini kaybetmiştir. Sizden tahliye talep etmiyorum. İstediğim tek şey hukukun namusunu korumanız" diye konuştu.

"Başbakan'ın bir bildiği vardır"

Tutuklu sanık Yarbay Ercan Kireçtepe de Yalçın Akdoğan ve Başbakan Erdoğan'ın tanık olarak dinlenmesini istedi. Tahliyesini isteyen Kireçtepe, "Sayın Başbakan'ın elinde MİT var, emniyetin bir kısmı var. 'Çete' diyorsa bir bildiği vardır da söylüyordur" dedi.

Başka suçtan hükümlü (Balyoz davası) Albay Ali Türkşen ise TÜBİTAK raporunun Balyoz davasına bakan 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne de gönderilmesini istedi. Hiçbir belgede, eylem planında imza olmadığını, ancak 2 kez müebbet hapis istemiyle yargılandığını belirten Türkşen, "İmzasız verilerle bizi yargılıyorsunuz. Polislere soruyorum, İncirtepe'de 3 bin dönümlük arazide 1,5 günde gömülü mühimmatı nasıl buldunuz?" diye konuştu.

"17 Aralık'tan sonra başka bir Türkiye"

Türkşen sözlerini şöyle sürdürdü:

"17 Aralık'tan sonra başka bir Türkiye'ye girildi. Daha önce hiç bir talepte bulunmayacağım diye kendime söz vermiştim ama süreç nedeniyle bir talepte bulunacağım. Başka sanıklar hala size bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Kendilerini tebrik ediyorum. Hala anlatma derdindeler. TÜBİTAK'ın raporuyla bunların hiç bir anlamı kalmamıştır.

TÜBİTAK'a o hard diski nasıl gönderdiğiniz hayret ediyorum. Nasıl yaptınız Allah sizden razı olsun. Mehmet Ali Şahin Yargıtay'daki bir dosyanın, okyanus ötesine gönderildiğini söyledi. Başbakan 'çete' dedi. Size ve savcıya söylüyorum. ya Suç duyurusunda bulunun ya da 'yargıda böyle bir şey yoktur' deyin.

Sizin karşınıza kırmızı tişörtle geldim, size saygım kalmadım. Biz devlet terbiyesi biliyoruz. Eskiden ceket ilikli gelirdim. Artık böyle gelmiyorum. Bunu siz temin ettiniz. Bu arkadaşlarımızın bir gününü dahi nasıl vereceksiniz geriye. 5 sene geçti. Hepsi yalan dedik onu geçin, Ali Tatar'ın hayatını geri verebilecek misiniz ? İddianameyi yazan savcı Ercan Şafak, kalp krizi geçirdi. 5 tane hap kullanıyorum buraya gelmeden. 3 senedir Balyoz'dan yatıyorum. Gelin bir gece bizle Hasdal'da kalın. İftiradan geçtim, artık özgürlük istiyoruz. Sayın Erdoğan tanık olarak dinlensin. Görmediklerinizi artık lütfen görün. Bitsin artık sizinle görüşmek istemiyorum."

Duruşma talep konuşmalarıyla devam ediyor. - İstanbul

Kaynak: AA / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Poyrazköy İstanbul Gölcük Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title