Mülkiyeliler Birliği: "Türban, Özgürlük Değil Baskı Sorunu"

Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu tarafından, Türkiye'de türbanın bir özgürlük sorunu değil, bir baskı sorunu olduğu kaydedilerek, "Asıl sorun, başın örtülmesinin özgürlük kapsamına alınması değil, başını örtmek istemeyenler üzerinde yaratacağı baskının önlenmesidir. Sivil Anayasa adı yakıştırılan metin dinsel ve neo-liberal bir sivil darbedir" denildi.

Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, üniversiteye gelene kadar aile, tarikat ve cemaat büyüğü erkekler tarafından örtünmesi konusunda zorlanan kızların yetişkin hale geldiklerinde bilinçli bir seçimle örtünmeyi benimsediklerini ileri sürmenin bu toprakların sosyolojisinden habersiz olmakla mümkün olduğu kaydedildi. Bu nedenle türbanın bir özgürlük sorunu değil, bir baskı sorunu olduğu vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:

"Asıl sorun, başın örtülmesinin özgürlük kapsamına alınması değil, başını örtmek istemeyenler üzerinde yaratacağı baskının önlenmesidir. Bir mezhebin örgütüne dönüşmüş Diyanet İşleri Başkanlığının durumu gözden geçirilmeden, zorunlu din dersleri kaldırılmadan, imam hatiplerin sayısı ihtiyaç ölçüsüne çekilmeden, devlet eliyle Kur'an kursları açılarak bir mezhebin inançlarının öğretilmesi ve örgütlenmesi engellenmeden, bir kimsenin reşit olsun olmasın bir dinin ibadetine katılmaya ya da dinsel nedenlerle örtünmeye zorlanması kim tarafından yapılırsa yapılsın suç kabul edilmeden, kısaca laiklik gerçek ve tam anlamıyla güvence altına alınmadan türban ya da başörtüsünün özgürlük sorunu olarak sunulması tam anlamıyla bir aldatmacadır"

Açıklamada iktidarın, erkek egemen toplumsal yapının dönüşmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda ekonomik, sosyal, hukuksal hiçbir düzenleme yapmadığı kaydedilerek, "Şimdi türbanı özgürlük ve eşitlik sorunu olarak tartışmaya çalışması olsa olsa kara mizah örneği olabilir" denildi.

AKP'nin türban özgürlüğünü anayasal düzenleme haline getirerek Anayasa Mahkemesi kararlarını yok saydığı ifade edilerek şu görüşlere yer verildi:

"Bu girişimler, AKP iktidarının yalnızca yüzde 46.5 oy nedeniyle şımarmasının değil, aynı zamanda egemenlik ve demokrasi kavrayışının çarpıklığını ortaya koymaktadır. Çoğunluğun dilediğini yapma hakkı bulunan rejim çoğulcu değil, ancak çoğunlukçu olarak nitelendirilebilir ve insanlığın başına en büyük belaları da bu faşizan rejimler açmıştır. Bugün 'sivil anayasa' yapma iddiasını taşıyanların önünün iki darbe ile açılmış olması, tarihin doğru okunması gerektiğini ve 'sivil anayasa' adı yakıştırılan metnin dinsel ve neo-liberal sivil darbenin altyapısı olduğunun görmezden gelinemeyeceğini ortaya koymaktadır."

Açıklamada, üniversitede kılık-kıyafetin bir sorun olmaktan çıkarılmasının ancak laikliğin tam anlamıyla güvence altına alınmasıyla sağlanabileceği belirtilerek, "Tüm emek ve demokrasi güçlerini sağlık, eğitim, sosyal güvenlik ve çalışma yaşamında geniş toplumsal kesimlerin uğrayacağı hak kayıplarını gizleyen türbanın bu niteliğini deşifre edecek bir mücadele hattını örgütlemeye çağırıyoruz" denildi. (ANKA)

(AS/ZG)

Haberler