İktidarda Kalmak İçin Korku Mekanizması Oluşturdular

Şehir Konferanslarının Ocak ayı konuğu Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay oldu.

Niğde Belediyesi'nin düzenlemiş olduğu şehir konferanslarının devam ettiğini ve her geçen gün ilginin arttığını belirten Niğde Belediye Başkanı Faruk Akdoğan; "Şehir konferanslarına her geçen gün katılımcı sayısı artıyor. Salonun hınca hınç dolduğunu, üst katının dolduğunu hatta ayakta bile arkadaşlarımızın, konuşmacılarımızı dinlemek üzere salona intikal ettiğini görüyorum. Bu da bizi sevindiriyor, iltifat marifete bağlıdır. İşte sizin iltifatınız bizim çalışma noktamızda her alanda faaliyet gösterme noktasında bizi gayrete sevk ettiğini rahat bir şekilde söyleyebilirim" dedi.

Prof. Dr. Yasin Aktay, dinleyicilere 'Korku ve İktidar' konusunda bilgi verdi. İktidardakilerin kitle veya toplumlar üzerinde yönetimlerini sağlamlaştırmak için bir korku mekanizması oluşturduklarını söyleyen Prof. Dr. Aktay, bu mekanizma ile iktidardakilerin güçlerini sağlamlaştırmaya çalıştıklarını söyledi.

Dünyanın birçok yerinde kitleler üzerinde korku mekanizmasının oluşturulduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Aktay, "Türkiye'de şu an geriye gitme ve irtica korkusu oluşturulmuş durumda. İrtica aslında İslam'ın katledilmesidir. İrtica hortladı denirken aslında katledilen İslam'ın öç almasından korkuluyor. Türkiye'de dönem dönem devlet içinde iç düşman oluşturularak kitleler istenildiği gibi yönetildi.

Devletin başındakiler insanları birbiriyle savaştırarak iktidarlıklarını sağlamlaştırdı. Türkiye böyle bir dönemler yaşandı. Kürt meselesinde de Türkler ile Kürtler karşı karşıya getirildi. Bu şekilde insanlar çok basit bir şekilde dışlandırılması sağlandı. Devletin düşmanları ve dostları ayrıştırılmalı denilerek, devletin elden gideceği korkusu insanlara empoze edildi. Devletin kendi vatandaşından korkması çok kötü bir durumdur. Böyle bir durumda yaşanması imkânsızdır" diye konuştu.

Prof. Dr. Aktay; "Türkiye'de aslında birçok konuda uygulanan siyaset bunun üzerine kurulu. Korkuyoruz o halde bazı insanların hürriyetlerini kısalım. Korkuyoruz o zaman bazı insanlar bazı yerlerden uzak dursunlar. Bu korku ve iktidar dengesi aslında ne kadar tuhaf geliyor değil mi? Bir gerekçe ile birilerinin özgürlüğünü kısıtlamayı talep etmek ne kadar tuhaf ne kadar saçma geliyorsa o kadar saçma gelmesi fiilen yaşanmakta olan birçok iktidarın kurulma biçimi ve sürdürülme biçimi bu tür korkulara dayanıyor.

Bu sadece Türkiye'de değil dünyanın birçok yerinde aynı şey yaşanıyor. Örneğin Türkiye'de yıllardır yaşadığımız şey mesela adam diyor ki korkuyorum neden korkuyorsun? Memleketi bölmesinden korkuyorum. Kimin bölmesinden korkuyorsun? Türkiye'de birileri bölecekler. Bölmeyi çağrıştıracak her düşünceye yasak koyabilirsiniz.

O düşüncelere sahip olduğunu düşündüğünüz birçok insanı her çeşit haktan mahrum bırakabilirsiniz. En doğal haklarından vatandaşlık haklarından mahrum bırakabilirsiniz. Bu bölünme korkusu hepimizin biraz daha hissettiği bir korku olabilir. İşte memleketi nere götürecekler iltica diyorsunuz mesela. İşte başörtüsü yasağı basit somut bir şey. Başörtüsü yasağını yıllarca gerekçelendirme biçimi bugün bile karşımıza çıkardıkları şey" şeklinde konuştu.

Güncel Haberler