Haberler

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Açıklaması

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesindeki çeviri hatasına ilişkin, "Böyle bir görüşmede Sayın Cumhurbaşkanının elinde yazılı metin varken tercümanın başka bir şey söylemesi kabul edilebilir bir durum değil.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesindeki çeviri hatasına ilişkin, "Böyle bir görüşmede Sayın Cumhurbaşkanının elinde yazılı metin varken tercümanın başka bir şey söylemesi kabul edilebilir bir durum değil. Kazara olmayacağına ilişkin bizdeki şüpheleri güçlendiriyor." dedi.

Yılmaz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Suriye'deki gelişmeler ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Suriye'deki iç savaşın 7. yılına girdiğini anımsatan Yılmaz, Astana'da çatışmasızlık anlaşmasına ilişkin 4 Mayıs'ta metin imzalandığının ve 5 Mayıs'ta yürürlüğe girdiğinin açıklandığını anlattı.

Yılmaz, Suriye'deki görüşmelerin iki ekseninin, Astana ve Cenevre görüşmeleri olduğunu aktararak siyasi geçiş, yeni anayasa, seçim ve terörle mücadele konularının tartışıldığı sürecin devam ettiğini belirtti. Henüz doğrudan görüşmelere geçilmediğine işaret eden Yılmaz, BM Özel Temsilcisi uhdesinde ayrı odalarda, delegelerle ayrı ayrı görüşüldüğünü, Esad yönetiminin gönderdiği heyet olduğunu ve AK Parti'nin de desteklediği askeri, siyasi fraksiyonlardan oluşan yüksek müzakere komitesinin hazır bulunduğunu anlattı.

Suriye'de tarafların savaşmaktan yorulduğunu, bu durumun pozisyonlarında yumuşamayı da beraberinde getirdiğini, barışa yönelik perspektif açmak istendiğini ifade eden Yılmaz, Türkiye'nin ipin ucunu kaçırdığını savundu.

Yılmaz, Türkiye'nin siyasi geçişte muhaliflerle dile getirdiği "Esadsız geçişin" önemli ölçüde uluslararası toplumun gündeminden uzaklaştığını dile getirerek şöyle konuştu:

" Türkiye'nin halen bu konuda ısrarcı olması demek Cenevre'deki süreçte muhalifleri bu konuda sabit tutmak anlamına gelir. Bu da sürecin gidişatını, Suriye'nin toprak bütünlüğünü olumsuz etkileyecek bir gelişmeyi tetikleyebilir. Türkiye, özellikle AKP bu saplantıdan vazgeçmeli, tezini gözden geçirmeli."

"Yutturmaca"

Suriye'nin geleceğine halkının karar vereceğinin açıklandığını ancak bunun bir yutturmaca olduğunu öne süren Yılmaz, "Eğer karar veriyorsa o zaman Astana'da sunulan anayasa taslağı kimin eseri? Suriye halkının bir tercihi mi?" diye sordu. Yılmaz, Suriye'nin geleceğine halkın değil Bosna, Afganistan ve Irak'ta olduğu gibi uluslararası toplumun karar verdiğini bildirdi.

Yılmaz, Suriye'nin en kritik dönemine girdiğini, ya bölünüp parçalanacağını ve yükün Türkiye üzerine yığılacağını ya da mevcut politikayı değiştirip geç de olsa kötünün iyisi için çaba sarf edeceğini belirtti.

Türkiye'nin bir yol bulup, muhaliflerle Esad'ı barıştırması gerektiğini ileri süren Yılmaz, İran ve Rusya'nın da bu teze çok uzak durmadığını aktardı. Yılmaz, muhaliflerle Esad'ın çatıştığı ortamda Suriye'den bütünlük çıkmayacağını, bölüneceğini iddia etti. Yılmaz, bu görüşmelerin gerekirse Türkiye'de yapılmasını önererek Türkiye'nin bütün savaşan tarafları toparlayıp, diplomasinin bütün inceliklerini ve arazideki gücünü kullanıp bir kanal açması gerektiğini söyledi.

Yılmaz, Suriye'de yavaş yavaş bölünmenin kalıcılaştığını, AK Parti'nin hatasının Türkiye'nin meselesine dönüştüğünü savundu.

Tercüme hatası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretine de değinen Yılmaz, Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın görüşmesindeki çeviri hatasının çok konuşulduğunu ifade ederek şöyle devam etti:

"Böyle bir görüşmede Sayın Cumhurbaşkanı'nın elinde yazılı metin varken tercümanın başka bir şey söylemesi kabul edilebilir bir durum değil. Hem Türk kamuoyu kandırılmıştır hem de ABD kamuoyuna yalan söylenmiştir. Bir düzeltme de yapılmadığı görülüyor. Sayın Cumhurbaşkanının ifade ettiği cümle yanlış tercüme edilmişse o anda düzeltilmesi gerekiyordu. Edilmediyse daha sonra resmi kanallardan bir şekilde düzeltilmesi lazım. İki farklı şeyden bahsediliyor. Bunu yadırgadık. Kazara olmayacağına ilişkin bizdeki şüpheleri güçlendirdiğine inanıyoruz. Bu kadar kritik konuda hatta ziyaretin asıl hedefi haline dönüştürülen bu konuda tercüme hatası diye geçiştirilmesi doğru değil. Kritik bir konuda bu kadar cümle çarptırılıyorsa sonra düzeltilmiyorsa bundan ne anlamalıyız?"

Alman parlamenterlerin İncirlik Üssü'ne girmesine izin verilmemesine ilişkin soru üzerine Yılmaz, bu sorunun diyalogla çözülmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, Türkiye'nin üyesi olduğu NATO'ya Ürdün ve Kuveyt'in üye olmadığını kaydetti.

Kaynak: AA / Politika

Cumhuriyet Halk Partisi Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Suriye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title