Haberler

Kocaoğlu: Ankette Benim Durumum Şahane Çıkmış

Güncelleme:

İBŞB Başkanı Kocaoğlu, İzmir İl Çevre Müdürlüğü'nün İZSU'ya 483 bin 853 TL ceza kesmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

İzmir Büyükşehir Belediye (İBŞB) Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir İl Çevre Müdürlüğü'nün İZSU'ya 483 bin 853 TL ceza kesmesi ve Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı İzmir anketiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Başbakanın açıkladığı İzmir anketinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na oy vereceğini söyleyenlerle 'asla vermem' diyenlerin oranının yüzde 42'ye çıktığı ve İzmir'de AK Parti ile CHP arasındaki makasın daraldığı şeklindeki açıklamalarına, "Ben o işlerden anlamam. Benim yaptırdığım bir anket yok. Ama Sayın Başbakanın açıkladığı ankette benim durumum şahane çıkmış. Daha önce yüzde 14 çıkıyordu, şimdi yüzde 40 çıkması büyük başarı benim için. Teşekkür ediyorum" diye yanıt verdi.

İZSU'ya Büyük Kanal'daki tıkanıklık nedeniyle yaşanan sorunda haksız yere ceza kesildiğini belirten Kocaoğlu, İzmir İl Çevre Müdürü'nün görevini kötüye kullandığını belirterek yetkilileri göreve çağırdı.

Başkan Kocaoğlu, tepkisini, "Sözü mözü kim bakarsa baksın kim izlerse izlesin kim yetkiliyse yetkisini kullansın, Ahmet Hüseyin Mehmet, A B C makamı da demiyorum. Bu il çevre müdürünün İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne

karşı yaptığı davranışların hesabını ama yetkilisi ama Bakanı sorsun, ama ihbar kabul etsin benim bu sözlerimi Cumhuriyet Savcılığı sorsun. İzmir'de İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne karşı hasmane tutum içeren bu vatandaşın, bu arkadaşın bu görevini sağlıksız kullanan adamın hesabını sorsun" dedi. Talebinin isteğinin bu olduğunu belirten Kocaoğlu, şöyle konuştu: "Çevre konusundaki başarımıza gölge düşürmek için kurgulanmış bir senaryoyu uygulamak onun görevi değil. Onun görevi çevre konusunda -İBŞB kadar olması mümkün değil ama- bir nebze titrinde çevre müdürü olan kişinin çevreye bir nazar bakması gerekir. Kendi görevi çerçevesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi herkes taraftan denetlenen bir kurum, tabi denetlenecek. Çevre İl Müdürlüğünün dokunulmazlığı mı var, o da denetlensin. Ak koyun kara koyun belli olsun. Kendi görevini yapmış mı? İBŞB nin canhıraş çabalarına ceza yaparak mı görev yapıyor ya da görevi sadece İBŞB'ye ceza yazmak mıdır?"

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, İzmir İl Çevre Müdürü'nün haksız uygulamalarıyla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'a daha önce 'özel' bir mektup da yazdığını söyledi.

Kocaoğlu, kendi görevini yerine getirmediğini iddia ettiği çevre ve şehircilik il müdürünün 'hedef saptırdığını' savunarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Çevre Bakanı'na bu olaydan önce diğerleriyle ilgili özel mektup yazdım. Beni aradı sağolsun. Gerekli ikazı yaptı. Erdoğan Bayraktar beyin ne olduğunu, ne yaptığını biliyorum. Bu muhtereme gerekli ikazı yaptı. Ama ikaz savcılık boyutuna geldi. Yaptı. Bakan bey ile görüştüm. Zaten ben bu basın açıklamasını yapmam. Devlet hiyerarşisini bilen insanım. Bu boyuta gelmesini ister miyim? Bir yöntem uygulanıyor. Sizin eğer bir açığınız varsa, birşeyleri karıştırıp birşeyler çıkartmak isterseniz hedefi başka gösteriyorsunuz. Kendinizi kurtarmak için hedef belirliyorsunuz. Çevre İl Müdürlüğü görevini yapmıyor. İBŞB'ye topu atarak, ceza keserek, savcılığa vererek kendini aklamaya çalışıyor. Bizim üzerimizden kim geçerse geçsin biz hazırız. Bir de bu çevre müdürü ne yapmış, ona da bakın, dokunun. Türkiye'nin 3.'üncü büyük şehrinin belediye başkanı olarak ben ispiyonculuk yapmam, bıçak kemiğe dayanınca kalkarım kamuoyuna bu arkadaşın irdelenmesini, incelenmesini tüm kurumlardan talep ediyorum. Bunu gizli kapaklı da yapmıyorum. Aramasına da gerek yok. Ben burada açık olarak söylüyorum. Biz ne hatamız varsa çekmeye hazırız."

Başkan Kocaoğlu, bugüne kadar devlet terbiyesi gereği sustuklarını vurgulayarak, şöyle konuştu: "İhbarsa biz o konuda devlet terbiyemiz gereği hiçbir açıklamada bulunmadık. Bugüne kadar. Bunun tamir, tedavi edilmesi, gerekli iyileştirmenin yapılmasını bekledik, konuşmadık. Konuşmuyoruz da. Tutuyorsunuz orada bir şey yok. Oraya sebep olanlar ve çok büyük hata yapanlar hiçbir yaptırıma tabi olmuyor. Siz burada yaptığınız sistemde insan hastalanıyor tedavi oluyor. Arabada teknik hata oluyor büyük kanada tıkanıklık yaşanıyor, 3 bin 200 ton malzeme çıkarılıyor. Siz suç duyurusunda bulunup ceza kesiyorsunuz. Bunu yaparken de kendinizi iş ve görev yapmış addediyorsunuz. "

Büyükşehir belediyesindeki soruşturma ve savunmaların sürdüğünü ve hepsinden alınlarının akıyla çıktıklarını vurgulayan Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Bu arada her gün müfettişler, sorular yanıtlar, savunmalar. Buraya gelmeden önce savunma imzaladım. Sağolsunlar eksiklerini görmüyoruz. Ama bu kadar sayıları yüzleri aşan soruşturmalar, tekrar tekrar görevlendirmelerle incelemelerden bugüne kadar hep yüzümüzün akıyla çıktık. Kurallara uygun çalıştık. Biz çok büyük bir testten geçtik, geçmeye

de devam ediyoruz."

Başkan Kocaoğlu, çevre il müdürüne radyoaktif madde ürettiği iddia edilen Gaziemir'deki kurşun fabrikası olayında ve taş-maden ocaklarıyla ilgili ruhsat izinlerini konusunda görevini yerine getirmediğini belirtti.

Kocaoğlu,

şu soruları sordu: "İl çevre müdürü Gaziemir'de kurşun fabrikasında olaylar yaşanırken ilk 2 gün ne yaptı? İlk 2 gün bu işi İBŞB'ye yüklemeye çalıştı. Bunun iler tutar bağlantısı olmadığı için de ortalıktan kayboldu.

İzini bulan da yok. Bugün Gaziemir'deki bu çevre problemiyle ilgili kim ne yaptı, ne tedbir aldı? Hangi makam hangi yetkili ne tedbir aldı? 12 milyon liraya buradaki malzemenin taşınma maliyeti var dendi ve durdu. İnsan sağlığı 12 milyon lirayla mı ölçülüyor. Bu işten sorumlu devlet erkanı çevre müdürlüğünün uhdesinde olan ve 2görevini ihmal ettiği tespit edilen bu olayla ilgili müdürlüğe ceza kesildi mi savcılığa verildi mi soruşturuldu mu? Başta kentin kamu görevlilerine ve tüm yetkililere Ankara'dan İzmir'e kadar bu soruma cevap istiyorum. Çandarlı Sahili'nde mavi bayrak alındı. İki ay sonra petrol çamuru ile katlandı. Buna çevre müdürlüğü ne yaptı? Karaburun ve Seferihisar'da kurulmak istenen kıyıya yakın balık çiftlikleri konusunda ne yaptı? Çevre kirliliği yaratan taş ocaklarına karşı ne tedbir aldı? Bilmiyorsa örnek var, biz yaptık. Evet Çamlı Barajı kurallara uymadığı için İBŞB'den çalışma ruhsatı alamadı. Kanun değişti, bir haftada aldı. Kanun değişti."

Büyükşehir belediyesi olarak kendilerinden yetkileri alınıncaya kadar taş ocaklarında evrakları tamam olmayanlara GSM ruhsatı vermediklerini anlatan Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz bir yere birinci sınıf GSM vermek için yasaların belirttiği maddeleri istiyoruz, evraklar tamamlanınca veriyoruz. Evrakları tamam olana vermemek gibi lüksümüz yok. Bizde 6 ayda tamamlanmayan evraklar bir haftada tamamlanıyor ama çevre müdürlüğü veriyor. Belkahve'yi düzeltip ağaçlandırdık Batı Anadolu Çimento ile birlikte, taş ocaklarında sulu ve kapalı sisteme geçtik, şimdi orada toz toprak yok. Bizim elimizden alındı başka bir kuruma verildi. Eğer bizim elimizde kalsaydı şu anda güneydeki taş ocaklarının rehabilitasyonu da bitmişti. Hem bir taraftan önüne set çekiyorsunuz engelliyorsunuz. 6360 sayılı yasa çıkarken maden lobisi başarı kazandık, belediyelere verilmedi ruhsat o izni' diye boy boy fotoğraf çektirdi. Neyin başarısını kazandınız? Belediyelerden alınıp başka bir kuruma verildiği zaman neyin başarısını kazandınız? Doğayı ve çevreyi hor kullanma, kirletme, daha toleranslı, ruhsat almanın başarısını mı kazandınız? Gelecek kuşaklara ne bırakacaksınız? Sürdürülebilir çevreyi, doğayı - hadi siz para hırsıyla vahşi üretim istiyorsunuz- peki o ruhsatı verenler de düşünmüyor mu? Demek ki çevreyi ve insanı korumak giderek zorlaşıyor. Bir gün bir yetikli beni ziyarete geldi. bu konuda ÇED konusunda destek istedi. Dedim ki tabi, o bölgedeki görevinizi yapar, kirliliği önlerseniz iyi örnek olursanız bu kentin gelişmesinden kalkınmasından yanayız, sanayiden de her türlü üretiminden yanayız. Şunu halledebildin mi dedim halledemedim dedi. o zaman kapat dedim. 1200 işçi çalışıyormuş. Ben ne yapayım? Bu şekilde çevreyi nasıl koruyacaksınız. Tamam çalışsın insanlar. Bir şey dediğimiz yok ama vahşi üretim yapılmasın, çevre de korunsun."

Başkan Kocaoğlu, cezaları ödediklerini ancak karşı dava da açarak yasal haklarını kullandıklarını anlatarak, "Biz de dava açtık. Tabi açacağız, yasal hakkımızı kullanacağız. İş para boyutu değil. O ayrı bir şey. Önce cezaları kesmiş, sonra işi arttırmış. Bir boyut daha yukarıya çıkarmış, savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. İşi yarın nereye taşıyacak onu da bilmiyorum. Bir yanlış gidiş var. Cezalarla ilgili olarak cezanın ödenmesi ve verilmesini geçtik. Biz de ödeyip dava açıyoruz. Beş tane dava olmuş. Devletin İZSU'nun işi yok. Vatandaşın yaptığı şeyle uğraşıp mesai

harcayacağız. Açılan soruşturmalar ve onlara verilen yanıtlarla ilgili kağıtlara bile yazık. 150 kişi savunma veriyor, mahkemeye çıkıyor vs vs. Niye ceza yazıldı demiyorum. Bu pencereden hareket eden kişinin sorgulanmasını istiyorum. Toplantının amacı bu" dedi.

İZSU YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRDİ

Başkan Kocaoğlu, Vasıf Çınar'dan atık su kaçağının belirlendiği andan itibaren acil bakım ihalesine çıkıldığını belirterek, çalışmaların başlatıldığını ve toplamda 3 bin 200 ton malzeme çıkarıldığını belirtti.

Kocaoğlu, şu bilgileri verdi: "Önce bu spesifik konuyla ilgili 4 Şubat 2013'e Vasıf Çınar'dan atık su kaçağı olduğu belirleniyor, acil bakım ihalesi çalışmaları başlıyor. 7 Şubatta üç gün sonra bu durum basın bildirisiyle kamuoyuyla paylaşılıyor. 26 Şubat'ta Kamu İhale Kanunu ile acil ihale yapılıyor. 7-2 mart arasında ihale şartnamesinin tespiti. 26 Şubatta ihaleye çıkılıyor. 8 Martta bir tutanak düzenliyor çevre. 12 Martta ihale sözleşmesi yapılıyor ve temizlik çalışması başlıyor. 4 Mart'ta ceza tutanağı İZSUya tebliğ ediliyor. Şu anda 400 metre temizlik ve bakım yapıldı. 3 bin 200 ton malzeme çıkarıldı. Yeşildere'den gelen hatta çalışmalar sürüyor. O da bittikten sonra bu hatlar 2200'lük olarak çift hat olarak 2idiyor. Ondan sonra diğer hattı temizleyeceğiz. Çevre kanununun 8. maddesi kirlenmeyi durdurmak, kirlenme etkilerini gidermek ve azaltmak için ilgili idare gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Bu yükümlülük de İZSU tarafından yerine getirilmiştir."

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Türkiye'de toplam ileri biyolojik arıtmanın yüzde 25'ini yaptığını da kaydederek, şöyle konuştu: "Eğer büyükşehir belediyesine çevre konusunda ceza kesiliyorsa, sayın İzmir'deki il müdürüne bize baktığı pencereden diğer 81 il müdürü de aynı pencereden bakar ise ne olur, kimin ne kadar arıtması var kim ne yapıyor onu zaten istatistikler gösteriyor. Yüzde 25'ini bu kent yapıyor ileri biyolojik arıtmanın. İstanbul Ataköy'de. Yapılmadan önce biz yüzde 50'nin üzerindeydik. O büyük yatırımla beraber biz yüzde 25'e indik. Nüfus Türkiye'nin 4.8'i, arıtmada 5 katı, toplam arıtmanın yüzde 25'ini yapıyoruz. Biz ödül istemiyoruz, görevimiz zaten. Mükafat olarak da cezayla ve savcılığa verilmekle muhatap oluyoruz."

Başkan Kocaoğlu, seçimler öncesinde de belediyeye yönelik 170 civarında dava açıldığını anımsatarak, o süreci ve gelinen noktayı şöyle anlattı:

"Hepiniz hatırlarsınız, bir ara o aman bayındırlık il müdürlüğü idi, bu sayın il müdürü o zaman da görevdeydi. Hiçbir belediyede olmayan bombardıman gibi valilik planlarını bayındırlık gönderir orada incelenir. Davalar, 170 tane seri şekilde dava açılmıştı. Sonra bu arkadaş başka bir yere tayin oldu. O arada şu andaki valimiz Sayın Kıraç ile görüştük. O ayrı bir ekip kurup, bizim planları incelemeye başladı ve dava açma süreci durma noktasına geldi. O zaman biz neyin ne olduğunu anlayamıyorduk. Son dönemde yapılan il müdürünün İzmir'de görevlendirilmesinden itibaren biz konuyu geç de olsa -herkesi gibi kendimiz gibi düşündüğümüz için manipülasyona aklımız ermiyor-. Fekrek Çayı'nda bir ceza kesildi, 4.10.2012'de, 5.10.2012 de yine. 22.10.2012 de Çiğli İzmir hattıyla ilgili ceza kesildi, 804.2013 de kesildi. Çamur çürütme ve kurutma ile 353 TL ceza kesildi. Halilbeyli arıtmasıyla ile ilgili, bir de Cumhuriyet Meydanı için kesildi. Selçuk Doğal Arıtma ile kesildi. 482 ben 853 TL İZSU'ya Çevre ve İl Müdürü tarafından ceza kesildi. Ceza tutanağı 8.03.2013'te tespit yapılıyor, tutanak tutuluyor. Sonra bu çok hızlı bir şekilde Çevre İl Müdürlüğü tarafında aynı gün üst makama bildiriliyor. Vali yardımcısı tarafından 18 Mart'ta savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor. ve 2.04.2013 de İZSU genel müdürümüzün savcılığa ifadesi için yazı geldi. Buraya kadar her şey yasal işlem yapılıyor. Biz görevimizi yapıyoruz diyerek savunma yapılabilir."

Büyükşehir Belediyesi olarak arıtma konusunda Türkiye'nin en büyük yatırımlarını yaptığını da vurgulayan Başkan Kocaoğlu, İZSU ve büyükşehir belediyesinin görevini harfiyen yerine getirdiğini söyledi ve yapılanlar hakkında şu bilgileri verdi:

"Çevre ve arıtma konusunda İBŞB ne yaptı, ne yapıyor? Denizimizi suyumuzu nasıl koruruz? Temiz suda neler yaptık? İZSU bu dönemde ilk kez temiz su arıtması yaptı. Gördes Suyu'nun gelmesi için Manisa Nuriye bölgesinde Sarıkız mevkiinde bizim alacağımız suyu arıtacak bir arıtma yaptı. Su verilmeye başlandığında

su İzmir'e veriliyor. Sonra arıtmanın ne durumda olduğu İzmir'de malumunuz. Bir Büyük Kanal vardı, bir güneybatı arıtma vardı. Onun dışında rahmetli başkanımız tarafından da Tekeli Arıtma'nın temeli atılmıştı. Sonra yaptığımız arıtmalar malumunuzdur. ve İBŞB arıtma konusunda bir Yeni Foça hariç eski belde ve ilçelerimizde, 2014'te bağlanacaklar hariç arıtma konusunu bitirmiştir. Gediz'i Orman Bakanlığı pilot olarak belirlemişti. Oradaki çalışmalara kendi görevimizi dahilinde arıtmalarımızı bitirdik ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ancak Gediz'in kirliliği İzmir içinde çevre müdürlüğünün denetim yetkisinde oldu. Diğer illerde çevre müdürlüğünün denetiminde olan kirlilik körfeze akmaya devam ediyor. Ama İzmir ili

sınırları içinde ne Nif Çayı'nda ne de Menemen'de arıtmalar bitirildiği için İBŞB görevini harfiyen yerine getirmiş durumdadır."

Kocaoğlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin ve basın yayın organlarının temsilcilerinin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin il müdürünün 'tek başına mı hareket ettiği' şeklindeki sorusuna cevap veren Başkan Kocaoğlu, şunları söyledi: "Onu bilemem. Hafiyeliğim yok. Ama bir il müdürü eğer kendiliğinden bunu yapıyorsa, onu amirlerinin görmesi gerekir. Biz de yaptıkları doğru değil diye paylaşıyoruz. Herhalde amirleri açıklamamızdan sonra bakar. Belki ödüllendirir daha yüksek mevkilere getirir. Onu biz bilemiyoruz."

BİNALİ BEY İLE GÖRÜŞECEĞİM

Kocaoğlu, İZBAN hattına yeni çeker gönderilmesiyle ilgili konulara da açıklık getirdi. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'a eksik bilgi verildiğini belirten Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Binali Bey'in de zaman zaman böyle çıkışları oluyor. Hepiniz izliyorsunuz. Bu, tamamen eksik bilgilendirmeden kaynaklanıyor. Biz kimseyi suçlamadık. İstanbul'da çeker olup olmadığını biliyoruz. Ama ben gidip bakanımızla toplu olarak konuşacağım, bu konuları. Bizim siyasi yatırım yapmak, siyasi atmosfere girmek gibi bir durumumuz yok. Hatta ne kadar geciktirirsek kent için o kadar yararlıdır. Siyasetle işimiz yok. En kısa sürede gidip söyleyeceğiz. Çeker isteme gibi bir durumumuz yok. On tane verildi. Bu geldi, bu da gelse yolcu potansiyeli var çığ gibi artıyor, dedik. Bunda ne gibi biz de art niyet var. Biz siyasetten ve manipülasyondan anlamıyoruz. Sanırım haberler biraz amacından saptırılarak götürülüyor sayın Bakanımıza. Biz Binali bey ile 9 yıldır çalışıyoruz. Bizim ne adam olduğumuzu kesinlikle çok iyi bilmesi gerekiyor"

Gazetecilerin yağmur yağması ve med-cezir sırasında yaşanan su basmalarıyla ilgili sorularına da yanıt veren Başkan Kocaoğlu, şu açıklamayı yaptı: "Bir damla yağmur yağmadan Karşıyaka sahilini, Kordon'u su bastı. Haberler yapıldı. Yağmur yağdı mı? Yok. Nereden geldi su? İzmir'de med-cezir yani deniz kabarması 50-60 santim arasında. Hadi bir metre olsun toleransı. O olay olduğu zaman 1.20 denizin kabarması. Mavişehir'den senin pompalar şu gün şu saatte çalışmadı, geç devreye girdi, su tahliye pompaları. Pompa çalışıyor, deniz aşağı inmeden devamlı su geldiği için, onu pompa nasıl karşılasın? Pompanın da bir gücü ve kapasitesi var." - İZMİR

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Aziz Kocaoğlu Gaziemir Türkiye Politika Güncel Haberler

İspanya'nın ardından İrlanda ve Norveç de Filistin devletini resmen tanıdı

İspanya'nın ardından İrlanda ve Norveç de Filistin devletini resmen tanıdı

Bakanlık, Deniz Akkaya'nın kızını koruma altına aldı

Bakanlık, Deniz Akkaya'nın kızını koruma altına aldı

15 yaşındaki kızıyla ilişkiye girmek istediğini söyleyen adamı tek yumrukla öldürdü

15 yaşındaki kızıyla ilişkiye girmek istediğini söyleyen adamı tek yumrukla öldürdü

Ankara kulislerini sarsan iddia: En düşük emekli maaşı 12 bin 500 liraya çıkarılacak

Ankara kulislerini sarsan iddia: En düşük emekli maaşı 12 bin 500 liraya çıkarılacak

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title