Türkiye ve Mısır OPG toplantısı ortak bildirisinde Doğu Akdeniz'i refah ve istikrar bölgesi olarak gören ortak vizyona vurgu yapıldı
Türkiye ve Mısır Ortak Planlama Grubu (OPG) toplantısının ardından yayımlanan ortak bildiride, iki ülke arasındaki ilişkilerin olumlu ivmesini güçlendirme ve daha da geliştirme konusundaki kararlılık ve bağlılığın teyit edildiği belirtilerek, Doğu Akdeniz'i refah ve istikrar bölgesi olarak...
Türkiye ve Mısır Ortak Planlama Grubu (OPG) toplantısının ardından yayımlanan ortak bildiride, iki ülke arasındaki ilişkilerin olumlu ivmesini güçlendirme ve daha da geliştirme konusundaki kararlılık ve bağlılığın teyit edildiği belirtilerek, Doğu Akdeniz'i refah ve istikrar bölgesi olarak gören ortak vizyona vurgu yapıldı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Mısır Arap Cumhuriyeti Dışişleri, Göç ve Yurtdışı Mısırlılar Bakanı Bedir Abdulati, Ortak Planlama Grubu (OPG) vesilesiyle 12 Kasım'da Ankara'da biraraya geldi. Tplantısının ardından ortak bildiri yayımlandı. Bildiride, Türkiye ve Mısır Cumhurbaşkanları tarafından 14 Şubat 2024 tarihinde Kahire'de imzalanan ortak bildiri sonucu dışişleri bakanlarının eş başkanlığında yürütülen OPG mekanizmasının Türkiye ve Mısır Cumhurbaşkanlarının eş başkanlık edecekleri bir sonraki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) toplantısının zemininin hazırlanması amacıyla öngörüldüğü belirtildi. Türk ve Mısır makamlarının OPG toplantısında ikili ilişkileri derinleştirmeye ve kapsamını genişletmeye odaklandığı ve iki ülkenin ilgili makamları arasında müzakere edilmekte olan anlaşmaları gözden geçirdiği kaydedildi. Dışişleri Bakanı Fidan ve Mısırlı mevkidaşı Abdulati'nin baş başa görüşmeleri ve heyet toplantılarında Türkiye ile Mısır arasındaki ikili ilişkilerin olumlu ivmesini güçlendirme ve daha da geliştirme konusundaki kararlılık ve bağlılıklarını yeniden teyit ettikleri vurgulanan bildiride, Türkiye Cumhuriyeti ile Mısır Arap Cumhuriyeti arasında 2024 yılının Eylül ayında Ankara'da düzenlenen YDSK toplantısının sonuçlarının ele alındığı, ekonomik ve ticari ilişkiler ile endüstriyel iş birliğinin güçlendirilmesi için her iki ülkenin ilgili makamları arasındaki koordinasyonu sürdürme konusunda kararlılığın yinelendiği, her iki ülkede daha elverişli bir yatırım ortamı sağlanmasını teminen daha fazla teşvik oluşturması ve işlemlerin hızlandırılması için olabilecek idari engellerin aşılmasına yönelik çözümler üzerinde çalışılması yollarını ele aldıkları kaydedildi. İki bakanın ikili ve bölgesel düzeyde bütüncül bir yaklaşımla ekonomik ve güvenlik ilişkilerini daha da geliştirmek için gerekli adımları atmayı kabul ettikleri belirtilen bildiride, 2025 yılının Türkiye ile Mısır arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 100. yıl dönümü olduğu da hatırlatıldı. İki ülke dışişleri bakanlarının belirtilen iş birliği alanlarında ilerleme sağlamak ve iki cumhurbaşkanı tarafından bir sonraki YDSK toplantısının başarılı ve verimli geçmesi için verilen görevi yerine getirmek amacıyla verimli ve etkili bir koordinasyon sağlamak için gerekli tüm önlemleri alacaklarını ve bu yönde her türlü çabayı göstereceklerini teyit ettikleri kaydedildi. İki bakanın ayrıca ortak ilgi alanına giren bölgesel meseleleri de görüştüğü belirtilen bildiride şu ifadelere yer verildi:
"Bu bağlamda bakanlar, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald J. Trump'ın liderliğini ve Gazze'deki savaşı sona erdirmek için gösterdiği samimi çabaları takdir etmiş ve bölgede barışı sağlama konusunda ABD ile ortaklığın önemini vurgulamışlardır. Bakanlar, 29 Eylül 2025 tarihli Gazze'de ihtilafı sonlandırmak için kapsamlı planın ardından 13 Ekim 2025 tarihli Şarm El-Şeyh Barış Zirvesi'nde elde edilen kazanımları memnuniyetle karşılamış ve bu başarıları sürdürme taahhütlerini yinelemişlerdir. Filistin halkına güçlü desteklerinin altını çizmiş ve uluslararası toplumun Mısır'ın 2025'te ev sahipliği yapması beklenen Gazze'nin Erken Toparlanması ve Yeniden İmar Konferansı'na aktif katılım ve katkı sağlaması çağrısında bulunmuş ve Mısır'ı bu önemli konferansı düzenlediği için tebrik etmişlerdir. Gazze'deki acıları hafifletmek için güçlü desteklerini yinelemiş ve Gazze Şeridi'nde ihtiyaç sahiplerine insani yardım ulaştırma konusunda iş birliğini sürdürme kararı almışlardır. Batı Şeria ve Gazze'deki Filistin topraklarının birliğini teyit etmiş ve Filistin Yönetimi'nin rolünü vurgulamışlardır. Ayrıca Filistin Yönetimi'nin koşullar elverdiğinde Gazze Şeridi'ndeki sorumluluklarını yerine getirmeye dönüşünü kolaylaştıracak şekilde yapılmakta olan reformları takdir etmişlerdir. 1967 sınırları temelinde iki demokratik ve egemen devletin güvenli ve tanınmış sınırlar dahilinde barış ve güvenlik içinde yan yana yaşadığı ve Doğu Kudüs'ün Filistin Devleti'nin başkenti olduğu iki devletli çözümün gerçekleştirilmesinin gerekliliğini vurgulamışlardır. Tutarlı, eş güdüm içerisinde ve ilkeli bir iş birliği geliştirerek ve bu amaçla anlamlı uluslararası çabaları destekleyerek, nerede ve kim tarafından işlenirse işlensin terörizmin her tür ve tezahürüyle mücadelenin önemini vurgulamışlardır. Kardeş Suriye halkının barışçıl, güvenli ve müreffeh bir geleceğe kavuşması için kapsayıcı bir siyasi sürecin başarıyla sonuçlandırılmasına yönelik çabalarına karşılıklı desteklerini yinelemişler ve terörizmin her tür ve tezahürüyle mücadele ederek, Suriye topraklarının komşu ülkelerin ve bölgenin güvenliği ile istikrarı için bir tehdit kaynağı haline gelmemesini sağlarken, Suriye'nin egemenliği, toprak bütünlüğü ve birliğinin korunması temelinde ülkede istikrar ve güvenliğin sağlanmasının önemini vurgulamışlardır. Suriye halkının sahadaki yaşam koşullarını iyileştirmek için insani yardım, erken toparlanma ve yeniden imar yardımlarını artırma hususunda uluslararası topluma çağrıda bulunmuşlardır. Afrika Boynuzu'nda istikrarın korunmasının önemini vurgulamışlardır. Somali Federal Cumhuriyeti'nin birliği, egemenliği ve toprak bütünlüğüne olan kararlı desteklerini ve terörle mücadelesinde Federal Hükümete desteklerini yinelemişler; tüm ilgili uluslararası ortakları AUSSOM'un sürdürülebilir ve öngörülebilir finansmanını temine teşvik etmişlerdir. Sudan'da devam eden ve ülke genelinde yıkıcı insani sonuçlara yol açan çatışmaya ilişkin üzüntü ve endişelerini dile getirerek, Sudan'ın egemenliği, toprak bütünlüğü ve kamu düzenine olan bağlılıklarını yinelemişlerdir. Türk tarafı, Sudan'da barış ve istikrarın sağlanması için QUAD'ın gösterdiği çabaları memnuniyetle karşılamıştır. Libya'nın istikrarını, güvenliğini ve egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini korumak için ortaklaşa çalışacaklarını ve başta BM Yol Haritası olmak üzere bu konudaki uluslararası çabaları destekleyeceklerini teyit etmişlerdir. Doğu Akdeniz'i refah ve istikrar bölgesi olarak gören ortak vizyonlarını yeniden vurgulamışlardır. İkili ve bölgesel bağlantısallığın artan önemini kabulle mevcut iş birliğini geliştirme ve enerji ile ulaştırma alanlarında yeni projeleri destekleme konusundaki iradelerini teyit etmişlerdir." - ANKARA



















