Giresun1ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Chp Ve Mhp'yi Eleştirdi

'HAYIR DERKEN NEDEN HAYIR DENİLMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEYEMİYORLAR'

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, muhalefet partilerinin referandumda hayır oyu istediğini ancak bunun nedenini vatandaşa anlatamadığını belirterek, "Şimdi meydanlarda dinliyoruz. Ne ana muhalefet partisi lideri, ne MHP lideri 'hayır' derken, neden 'hayır' denilmesi gerektiğini söyleyemiyorlar. Çünkü söyleyecek bir şeyleri yok. Onların varsa yoksa söyleyeceği şey 'Recep Tayyip Erdoğan ve AKP gitsin'. Gitsin de babam ne getireceksin onu söyle. Bu bir genel seçim değil. 50 milyon seçmenin hepsinin gönlünde siyasi tercihler vardır. Bu Türkiye'nin geleceğinin seçimi. Türkiye darbelerle, demokrasisinin kesintiye uğramasıyla üçüncü sınıf ülke olarak mı anılacak, yoksa demokrasisini birinci sınıfa çıkarmış, darbe yapmaya kimsenin yeltenemeyeceği bir Türkiye mi olacak? Bunu oyluyoruz" dedi.

BENİM SESİM KISILDI AMA KEMENÇENİN HİÇ KISILMADI

Helikopterle Erzincan'dan Giresun'a gelen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ı liman sahasında Vali Mustafa Yaman ve diğer ilgililer karşıladı. Giresun Valiliği'ni ziyaret eden Yıldırım, ses tellerindeki rahatsızlık nedeniyle yüksek sesle konuşamadığını ve sesinin kısık olduğunu söyledi. Vali Mustafa Yaman da Bakan Yıldırım'a fındık biblosu ve üzerinde fındık ile Türk bayrağı bulunan rozet, ardından da kemençe hediye etti. Bakan Yıldırım, "Kemençe'nin sesi ne zaman çıkacak" şeklinde soru soran muhabirlere, "Benim sesim kısıldı ama kemençenin sesi hiçbir zaman kısılmadı. Hep gür çıktı" diye yanıt verdi.

CAMİYİ HİZMETE AÇTI

Bakan Yıldırım, valiliğin ardından Çıtlakkale mevkiinde yapımı tamamlanan Seyyid Mehmet Paşa Camisi'nin açılışına katıldı. Karadeniz Sahil Yolu inşaatını gerçekleştiren müteahhit firmalardan Limak-Kolin konsorsiyumu tarafından yaptırılan caminin açılışında konuşan Binali Yıldırım, "Buranın bir hatırası var. Sahil yolunun projelerini müteahhitlerle kontrol ederken, yaptığımız bir toplantı sırasında bu sahildeki bir caminin yetersiz olduğunu dile getirdiler. Kısa bir süre etrafa bakındık, birbirimize baktık ve sonunda çözümü hemen bulduk. Yanımızda Karadeniz sahil yolunun iki önemli müteahhidi vardı. Bunlardan birisi Limak inşaat Nihat Özdemir, diğeri de Kolin inşaat Celal Koloğlu'ydu. Kendilerine şöyle bir baktım. Onlar da, 'Bakanım tamam bir şey söylemenize gere yok. Biz mesajı aldık. Bu bakışın anlamı bu işi halledin demektir. Biz gereğini yapacağız' dediler. Bugün de gördüğünüz bu güzel eseri, Çıtlakkale sakinlerine kazandırmaktan bahtiyarlık duyuyoruz. Emeği geçen başta Limak -Kolin inşaat olmak üzere, derneğe ve buraya maddi manevi katkı sağlayan tüm Giresunlular'a teşekkür ediyorum"dedi. Yapılan duanın ardından törene katılanlarla birlikte bin 400 kişilik camiyi gezen Bakan Yıldırım, caminin içinde düzenlenen plaket törenine katıldı. Yıldırım törende caminin yapımında katkıda bulunanlara plaketlerini verdi.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, daha sonra Giresun Kız Teknik ve Meslek Lisesi ile Uygulama Sınıfı'nın açılışına katıldı. Yöresel kıyafet giymiş 2 yaşındaki Kardelen isimli bir kız çocuğunu seven Yıldırım, küçük kıza oyuncak bebek hediye etti.Yıldırım törende yaptığı konuşmada, AK Parti hükümetinin eğitime milli savunmadan bile fazla bütçe ayıran ilk Cumhuriyet hükümeti olduğunu belirterek, eğitimle ilgili yatırımlardan bahsetti. Yıldırım daha sonra okulun açılışını gerçekleştirdi ve incelemelerde bulundu.

REFERANDUM DEĞERLENDİRMESİ

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, daha sonra AK Parti Giresun İl Başkanlığı'nı ziyaret ederek partililere hitaben bir konuşma yaptı. Sesinin kısık olduğunu yineleyen Bakan Yıldırım, "Sesimiz çıkmasa da hizmetlerimiz devam ediyor. Önemli olan kuru gürültü değil iş yapmak. İş yapan bir hükümet var. Laf yapan muhalefet var. Türkiye'nin genel tablosu böyle. 12 Eylül Anayasası ile ilgili en kapsamlı değişikliği AK Parti hükümeti gerçekleştirdi. Genel Kurul'da ne büyük mücadeleler vererek bu süreci tamamladığımızı biliyorsunuz. ve nihayet biz istedik ki bu demokrasi ve özgürlük vaat eden değişim, bütün partilerimizden, milletimizden destek alarak, uzlaşarak olsun. Bunun için de çok mücadele ettik. O günlerde partilerin yaklaşımlarını hatırlayın. Anladık ki bunlarla bu işi yapamayacağız. Yine iş başa düştü. Girdik bu yola. Yaptıkları bütün tezgahlar, bütün kirli oyunların hepsi boşa çıktı" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Tabi Anayasa Mahkemesi'ne gittiler. Ana muhalefet partisi orayı su yolu yaptı. 200' den fazla düzenlemeyi götürdü CHP. Bir çoğunu da iptal ettirdi. Gençlerimizin, bütün doğan yavrularımızın sosyal güvenlik kapsamına alınmasını öngören Sosyal Güvenlik Reform yasasını iptal ettiren CHP'dir. Sosyal güvenlikte uzman olduğu söylenen bugünkü ana muhalefet liderinin yaptığı icraat budur. Şimdi meydanlarda dinliyoruz. Ne ana muhalefet partisi lideri, ne MHP lideri, 'hayır' derken, neden 'hayır' denilmesi gerektiğini söyleyemiyorlar. Çünkü söyleyecek bir şeyleri yok. Onların varsa yoksa söyleyeceği şey, 'Recep Tayyip Erdoğan ve AKP gitsin'. Gitsin de babam, ne getireceksin onu söyle. Bu bir genel seçim değil. 50 milyon seçmenin hepsinin gönlünde siyasi tercihler vardır. Bu Türkiye'nin geleceğinin seçimi. Türkiye darbelerle, demokrasisinin kesintiye uğramasıyla üçüncü sınıf ülke olarak mı anılacak, yoksa demokrasisini birinci sınıfa çıkarmış, darbe yapmaya kimsenin yeltenemeyeceği bir Türkiye mi olacak? Bunu oyluyoruz."

ANAYASA MAHKEMESİ VE HSYK'YA ELEŞTİRİ

Yıldırım, amaçlarının demokrasinin daha fazla gelişmesi, yargının daha iyi işlemesi, üstünlerin hukuku değil, hukukun üstülüğünü sağlamak olduğunu ifade ederek, "Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nin işi tamamen kısa sahada top oynamak. 11 bin kürsü hakiminin hiç esamesi yok. Onlar herkes hakkında karar veriyor. Hatırlayın, bir mahkeme bir başsavcıyı yargılamak istedi. Hakkında isnatlar var. Ama bu beyefendiler buna tahammül edemediler. Hayali dosyayla duruşma yaptılar, beraat ettirdiler. Adamına göre hukuk sistemi olabilir mi? Yargıçlar hukuk kurallarına göre karar vermeli. Kafalarının içindeki ideolojilere göre karar veremezler. Eğer böyle bir süreç başlarsa ülkenin geleceği kararır. Yargı çökerse her şey çöker. Bağımsız, tarafsız yargı olsun diye uğraşıyoruz. Bunu da istemiyorsanız açıkça söyleyin. Bırakın Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti ile uğraşmayı. Sizin gücünüz yetmez. Bizim arkamızda 72 milyonun duası ve gücü var" dedi.

Yıldırım sözlerini, "Burada hak yok hukuk yok diye adam gidiyor Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne. Bu millet çalışıyor, çabalıyor, paranın bir kısmını oraya ödüyoruz. Rusya'dan sonra 13 bin dosyayla şampiyon Türkiye. Bu bir başarı değil ki. En fazla hukuksuzluğun olduğu ülkelerde ikinci sıraya gelmek marifet değil. Hukukun en iyi işlediği birinci ülke olalım. Bunun için mücadele ediyoruz. Onun için Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruyu getirdik. Üst yargı da bundan rahatsız oluyor. Kendi aralarında da rekabet var. Derdin varsa 'git derdini Marko Paşa'ya anlat' derler. O da gerçek oluyor. Vatandaşın Marko paşası oluyor. Kamu denetçisi tayin ediyoruz. Ufak tefek meselelerde çok ciddi hukuk meselesi olmadıktan sonra kamu denetçileri devreye girecek ve yanlışlık düzelecek. En önemlisi tabi bu anayasa değişikliği Türkiye'de sivilleşmeyi, daha özgür bir toplum yapısını, bireysel ve kurumsal özgülükleri, katılımcılığı ve nihayet Türkiye'nin gerçek hukuk devleti olmasının önündeki engelleri tek tek kaldıracak. 12 Eylül geleneğini artık bir daha geri gelmemek üzere bu ülkenin gündeminden kaldıracak bir değişikliktir. Önümüzde iki tane bayram var. Biri Ramazan biri demokrasi ve özgürlük bayramı. Bu yıl iki bayramı kutlayacağız. Bayramınız mübarek olsun" diyerek noktaladı.

Haberler