Haberler

Merkez Bankası Başkanı Başçı Soruları Yanıtladı: (2)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırmasının bankaların aracılık maliyeti unsuru olacağını belirterek, "Maliyet kanalını bertaraf etmek için yabancı para zorunlu karşılıklara faiz ödemeye başlayabiliriz" dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, ABD Merkez Bankası'nın ( Fed ) faiz artırmasının bankaların aracılık maliyeti unsuru olacağını belirterek, "Maliyet kanalını bertaraf etmek için yabancı para zorunlu karşılıklara faiz ödemeye başlayabiliriz" dedi.

Başçı, yılın ikinci Enflasyon Raporunu açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Alınan tedbirlerin, finansal istikrara yönelik bankacılık sistemini daha da güçlendirici ve döviz likiditesi konusunda hiçbir kaygılarının kalmamasını sağlayıcı yönde olduğunu kaydeden Başçı, "Bunlar ikiye ayrılıyor. Birincisi şu anda cari açığımızı finanse eden borç akımları. Ağırlıklı olarak reel kesimin ve bankaların borçlanmasıyla cari açık finanse ediliyor. Bir miktar da doğrudan yatırımlar var biliyorsunuz. Portföy akımları tarafında ise ağırlıklı olarak zayıf ve dalgalı bir akım izliyor" ifadelerini kullandı.

Başçı, bu akımların istikrarlı olmasını sağlamak için uzun vadeli olmasını sağlamaları gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Özellikle bankalarımız kısa vadeli borçlanmayı tercih ettiler. Genellikle 1 yıl vadeyi tercih ettiler. Biz bunu mümkün olduğu kadar, 2-3 hatta 4-5 yıla doğru teşvik etmek istedik. Bunun için bence aldığımız tedbirlerden en önemlisi vadelerine göre zorunlu karşılıkların farklılaştırılması. Mesela; banka 1 yıla kadar olan vadelerde borçlandığında yüzde 20 zorunlu karşılık oranımız var. Yani 100 dolar borçlanırsa 20'sini bize yatırıyor. Ama 5 yıldan uzun vadede borçlanırsa 100 dolara 6 dolar Merkez Bankası'na yatırmak durumunda. Burada 20 oldukça yüksek ve caydırıcı bir oran. Bankalarımız hemen bu mesajı aldılar ve borçlanmalarını daha uzun vadeli yapıyorlar. Kasım ayından itibaren bunu duyurmuştuk ve bunun etkili olduğunu görüyoruz."

Burada ilave bir tedbir daha söz konusu olabileceğine dikkati çeken Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Madem uzun vadede yüzde 20 gibi hatta gerekirse daha yüksek olabilecek zorunlu karşılıklar var. O zaman yabancı para zorunlu karşılıklara faiz ödemeyi düşünebiliriz. Bunun şöyle bir faydası olacak; ' Fed normalleşme stratejisine karşı biz ne yapacağız?'ın bir parçası... ABD'de bankalararası borçlanma faizi oranları 0-0,25, LIBOR da buna yakın seyrediyor. Biz şu anda Merkez Bankası'na dolar bazında yatırılan zorunlu karşılıklara sıfır faiz ödüyoruz. Bu şu anda çok büyük bir maliyet unsuru değil. Çünkü sıfır ödemesek ne öderdik? 10-5-7 baz puan, LIBOR'un ve ABD bankalararası borçlanma faizi oranlarına göre günlük değişen şekillerde bunu ödeyebilirdik.

Bu bankalarımızın gelir tablolarını çok da etkilemeyebilirdi. Ama ABD'de haziranda, eylülde, 2016'da, çok farketmez, bir faiz artırımı olursa, mesela 0,25-0,50 oranına gelse ve LIBOR da benzer şekilde artsa bu bizim bankalarımız için bir maliyet unsuru olacak. Bankaların aracılık maliyeti unsuru olacak. Zorunlu karşılık oranları da çok indirmek istemiyoruz. 1 yıldan kısa vadede bilakis yüksek tutmak istiyoruz. Dolayısıyla maliyet kanalını bertaraf etmek için yabancı para zorunlu karşılıklara faiz ödemeye başlayabiliriz. Bu; bankaların aracılık maliyetlerini azaltacak, kredi mevduat makasını biraz daraltarak etkinliği biraz daha artıracak ve ABD'nin normalleşme stratejisine şimdiden uyum sağlamış olacağız."

"Türkiye'de makro ihtiyati alanda elimizde pek çok ülkede olmayan ciddi enstrümanlar var"

TCMB Başkanı Başçı, son kurul toplantısında bunu tedbirlerden bir tanesi olarak konuştukları bilgisini vererek, "Bu tür tedbirler doğrudan doğruya 'döviz kurunu şuradan şuraya getirelim' diye tedbirler değil. Sistemin genel sağlığını ve sermaye akımlarının sürekliliğini, sürdürülebilirliğini garanti altına alacak, bankacılık sistemimizi destekleyecek ve ekonominin genelini destekleyici tedbir olduğu için bunlar ancak döviz kurlarının geçici olmasını sağlar. Bugün çıkarsa da öbür hafta iner. Dolayısıyla o tür tedbirler önemli" diye konuştu.

Bunların, finansal istikrarı güçlendirecek ve pekiştirecek yönde tedbirler olduğunu dile getiren Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Arkadaşlar bunu büyük ihtimalle 'önümüzdeki hafta başlatabiliriz' diyor. Teknik olarak çalıştılar. Önümüzdeki hafta başlayabiliriz. 1 Mayıs tatil.. Bizim arkadaşlar da 1 Mayıs'ta çalışmasınlar. Duyurusunu da büyük ihtimalle, hazırladıysak hafta sonu yapabiliriz. Bu; Fed'in politika normalleşmesine bir hazırlık ve ilave bir politika aracı. Başka elimizde ne gibi politika aracı var? TL zorunlu karşılıklara ödenen faiz. TL zorunlu karşılıklara ödenen faiz de şu anda çok küçük. Orada da ölçülü artırım yaptık, daha fazla artırım yapabiliriz. Bu da elimizde yeni bir politika aracı. TL cinsinden aracılık maliyetlerini aşağıya çekiyoruz.

Bu bankacılık sisteminin etkinliğini, verimliliğini artıracak, finans sistemimizin arkasında olduğumuzu hissettiren önemli bir tedbir. Bir de bunun ilave bir tarafı var. Biz çok sayıda telafi faizi ödersek, bankalar rezerv opsiyonu kullanımlarını azaltabilirler. Bu şekilde hem bankaları destekleriz hem kredi maliyetlerinin çok yükselmemesini sağlamış oluruz hem de döviz likiditesi serbest bırakmış oluruz. Sisteme bu kanaldan 30 milyar dolara kadar döviz likiditesi veririz. Hemen vermeyiz çünkü zaten cari açığın kendisi her ay 3-4 milyar dolar civarında dolaşıyor. Gereken zamanlarda oradan döviz likiditesi verebiliriz."

Başçı, Türkiye'de makro ihtiyati alanının çok güçlü olduğunu belirterek, "Türkiye'de makro ihtiyati alanda elimizde pek çok ülkede olmayan ciddi enstrümanlar var. Bu kısa vadede döviz oynaklığını çok fazla etkilemeyebilir ama orta ve uzun vadede temelleri sağlamlaştırarak, oradaki oynaklığın geçici olmasını sağlar" diye konuştu.

Enflasyon tahminlerini her zaman revize ettiklerini aktaran Başçı, "Genellikle ilk verdiğimiz tahmin 5'e daha yakın oluyor. Gelen dış ve iç şoklarla yıl sonu hem gerçekleşmemizi hem de yolda giderken tahminlerimizi revize ediyoruz. Yalnız hiçbir zaman hedefi revize etmiyoruz. 5 bizim ısrarla orta ve uzun vadeli takip etmek istediğimiz enflasyon hedefi. Bunun yapılabilir olması şart" dedi.

"Mutlaka enflasyonu düşen ülkeler grubunda kalmamız lazım"

Erdem Başçı, Türkiye'de enflasyonun, ne gerekiyorsa yaparak orta ve uzun vadede yüzde 5 olması ve altına gelmesi gerektiğini vurgulayarak, bunun zaten olabilmesi imkanın bulunduğunu, sadece gelişmekte olan ülkelerin bazılarının enflasyon tuzağına yakalanması nedeniyle çok dikkatli olunması gerektiğini söyledi.

"Bizim mutlaka enflasyonu düşen ülkeler grubunda kalmamız lazım" diye Başçı, enflasyonda gönlünden geçenin bu yıl yüzde 6,2'nin altına inmek olduğunu kaydetti.

Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci'den bir açıklama duydum, çok sevindim. 'Enflasyonu yüzde 6'nın altına indireceğiz' dedi. Onu ben şöyle okuyorum; gıda ile ilgili öyle bir tedbir alacaklar ki, çünkü ithalat iznini onlar veriyorlar, gıda enflasyonunu 9'un da altına indirecekler. O zaman oradan gelecek destekle beraber, biz de likidite politikasında sağlam duruşumuzu devam ettirerek bu sene enflasyonu düşürmek imkanımız olur. Bu konuda gerçekten bunu bu yıl yapma imkanımız var. Çünkü küresel enflasyon bu yıl genelde düşüş eğiliminde. Böyle bir ortamda bizim de gereken tedbirleri sakince alıp, bunu yapabilmemiz gerekir. Arzumuz, irademiz, yeterli araçlarımız var."

Bir gazetecinin, "Merkez Bankasının hedefleri doğrultusunda rahatsız olduğu reel efektif kur seviyesi var mı? Bu sınırlar aşılırsa herhangi bir aksiyon alınacak mı?" sorusu üzerine Başçı, "Reel efektif kurda bir miktar düşüş söz konusu. Tarihi ortalamaların oldukça altındayız. TL'nin aşırı değerli olduğunu ve ayarlama gerektiğini hiç kimse söyleyemez. O yüzden bu konuda rahatız. Doğrudan doğruya döviz kuruna tepki vermek doğru değil. Dolaylı olarak, oynaklık azaltıcı ve finansal istikrarı destekleyici yönde adımlar attıkça, bu tür dalgalanmaların enflasyon üzerindeki etkisi kalıcı olmuyor" ifadelerini kullandı.

Başçı, enflasyonda piyasa beklentisiyle, Merkez Bankası beklentisi arasındaki makasın açıldığına yönelik bir soruyu ise şöyle yanıtladı:

"Şu anda biz piyasa beklentilerinin ortalamasının biraz altındayız. Biraz daha iyimseriz piyasadan. 'Acaba sadece beklenti yönetimi açısından mı böyle yapıyor?' diye sorarsanız, ben 'bir çaba ihtiyacı gördüğüm için böyle yapıyoruz' diye cevap verebilirim. Orada gerek gıda konusunda, gerek para politikası konusunda olsun, likidite politikasındaki kararlık ve gıda komitesinin ve ilgili bakanlıkların alabileceği bazı kararlar sonucu enflasyon daha da düşebilir."

Başçı, Gıda Komitesi konusunda kurulan komiteyle Merkez Bankası arasındaki sürecin nasıl işlediği sorusunu ise "Genelge gayet iyi yazılmış. 6 müsteşar, 2 de kurum başkanı vardı. Hazine Müsteşarlığı da var. Çünkü gıda enflasyonunun çok yüksek olmasının sonuçlarına Hazine Müsteşarlığı katlanıyor. Kalkınma Bakanlığı var. Her birisi de farkındalık açısından önemli oldu. Yeni kurumlar var. Süt ve Et Kurumu, regülatör kurum. İktisatçı olarak orada bulunmaktan keyif alıyorum. Çok şey öğreniyorum. Para politikasının dışında enteresan bir alan. Tıpkı, Finansal İstikrar Komitesi gibi çok faydalı oldu" şeklinde yanıtladı.

(Sürecek)

Kaynak: AA / Ekonomi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Merkez Bankası Erdem Başçı Fed Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title