Haberler

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Tezcan Açıklaması

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan taşeron düzenlemesinin, taşeron işçilerin mevcut kadrolu çalışanlarla aynı haklara sahip olarak kadroya geçmesini güvence altına alan bir düzenleme olarak görünmediğini savunarak, "Bütün bunlar...

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan taşeron düzenlemesinin, taşeron işçilerin mevcut kadrolu çalışanlarla aynı haklara sahip olarak kadroya geçmesini güvence altına alan bir düzenleme olarak görünmediğini savunarak, "Bütün bunlar aslında ortada gerçek anlamda bir kadroya geçirme niyet ve düzenlemesi olmadığını gösteriyor. Buna karşın sınırlı da olsa taşerona kadro verilmesi uygun olmuştur." ifadelerini kullandı.

Tezcan, yazılı açıklama yaparak, Olağanüstü hal kapsamında yayımlanan 695 ve 696 sayılı KHK ile ilgili değerlendirmede bulundu.

Düzenlemeyle Yargıtaya 100, Danıştaya 16 yeni üye atandığını, Hukuk ve Ceza Genel Kurulu üyelerinin sabitlendiğini anımsatan Tezcan, "Yürütme organı açıkça yargıyı yeniden dizayn ediyor. Amaç hem Yargıtay ve Danıştay seçimlerinde iktidar lehine oy nisabı oluşturmak hem de Hukuk ve Ceza Genel Kurulu kararlarına etki edebilme yolunu açmaktır. Bu çaba yüksek yargıyı darbe mahkemesine dönüştürme çabasıdır. 12 Eylül cuntasının dahi yapmadığı, FETÖ icadı yöntemlerle yargı tamamen teslim alınmaktadır." görüşünü savundu.

Tezcan, taşeron düzenlemesinin iki yıldır takipçisi olduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bunun tüm yönleriyle Mecliste ele alınıp sendikalar ve çalışma örgütlerinin de katkısıyla eksiksiz çıkarılması gerekirken, gizli saklı KHK ile yapılması niyetin salih olmadığını da göstermektedir. Taşeron işçi sayısının 2 milyona yaklaştığı söylenirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın 450 bin kişiye kadro verileceği açıklaması da sorunun devam edeceğini gösteriyor. KHK uygulaması bu eksiklilerin Meclis'te ve kamuoyunda tartışılıp giderilme imkanını ortadan kaldırmış, eksik bir düzenlemeye yol açmıştır."

Taşeron düzenlemesinin işçilerin kadroya geçmesini yazılı, sözlü, uygulamalı sınav şartına bağladığını, emeklilik hakkı kazananları kadroya geçirmediğini, kadroya geçenlerin emeklilik tarihine kadar çalışabileceğini ve ondan sonra çalışamayacağını şart koştuğunu aktaran Tezcan, şu değerlendirmede bulundu:

"Taşeron işçilerin mevcut kadrolu çalışanlarla aynı haklara sahip olarak kadroya geçmesini güvence altına alan bir düzenleme görünmüyor. Bütün bunlar aslında ortada gerçek anlamda bir kadroya geçirme niyet ve düzenlemesi olmadığını gösteriyor. Buna karşın sınırlı da olsa taşerona kadro verilmesi uygun olmuştur. Bundan sonraki çabamız eksiksiz kadro hakkı mücadelesi olacaktır. Sürecin sendikalar ve çalışma örgütlerinin görüşleri de alınarak Meclis'te etraflı ve tam bir kadrolu çalışma düzenlemesine dönüşmesi gerekir."

"OHAL tek adam rejiminin tercihidir"

KHK ile yapılan "tek tip" elbise düzenlemesini de "masumiyet karinesinin ihlali" olarak nitelendiren Tezcan, "Yargılama aşamasında mahkum etme önyargısının ifşasıdır. Tek tipleştirmenin yakın tarihimizde açtığı derin yaralar hala hafızalarımızda tazeliğini korumaktadır. Buradan yargılama sürecine yönelik hiçbir fayda da bulunmamaktadır. Öç alma duygusuyla yargılama yapılamaz." açıklamasında bulundu.

Tezcan, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi üzerinden 17 ay geçmesine karşın kamudan ihraç ve kapatma konusunda OHAL kapsamında çıkarılan KHK düzenlemelerine devam edildiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Bu konuda normal düzene dönülmeyip hala KHK ile işlem yapılması ancak darbe iktidarlarına özgü bir uygulama olabilir. KHK ile düzenleyici ve denetleyici kurum olan kanunla kurulmuş Türkiye Şeker Kurumu, Tütün ve Alkol Piyasası Denetleme kurumlarının kapatılması, Vakıfbank hisseleri ve yönetimine ilişkin düzenleme yapılması, askeri yatırım alanında önemli faaliyet yürütecek Askeri Fabrika ve Tersane İşletme AŞ (ASFAT AŞ) gibi bir işletmenin kurulması, tek adam rejiminin ekonomi yönetimi ve piyasa düzenleme anlayışını da ortaya sermektedir.

Yargıdan taşerona, düzenleyici iktisadi kurum ve kuruluşlardan askeri yatırımlara, infazdan ateşli silahlara kadar birçok alandaki bu değişikliklerde Meclisin devre dışı bırakılmış olması, iktidarın 20 Temmuz darbesini, darbe koşullarında yönetme isteği ve darbe düzenini sürdürme ısrarını göstermektedir. OHAL halkın ihtiyacı deği, tek adam rejiminin tercihidir. OHAL derhal kaldırılmalı, olağan koşullara dönülmeli ve Türkiye hızla normalleşmelidir."

Kaynak: AA / Politika

Cumhuriyet Halk Partisi Bülent Tezcan Danıştay Yargıtay Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title