AK Parti TBMM Grup Toplantısı...(2)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin bilerek veya bilmeyerek cumhuriyeti, adaleti ve demokrasiyi halktan esirgeyebileceklerini zannettiğini belirterek, "Hiç kimse demokrasiyi halktan, cumhuriyeti cumhurdan esirgeyemez. Demokrasinin de, cumhuriyetin de temeli milli iradedir, halkın tercihleridir" dedi. AK Parti'yi 'Türkiye'nin ve siyasetin merkez partisi' olarak tanımlayan Erdoğan, "Türkiye haritasının her yerinde başımız dik olarak halkımızın değerlendirmesine gidiyoruz. Türkiye'nin

her bölgesinde en güçlü parti olmanın mutluluğunu yaşıyoruz" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bugüne kadarki konuşmalarında siyasi vurgularının ağırlık noktasının siyaset kurumunun itibarı olduğuna işaret ederek, özellikle demokratik istikrarı korumaya, tam bir hukuk devletine kavuşmaya yönelik mesajlar verdiğini hatırlattı. Türkiye'nin birinci sınıf bir demokrasiyle idaresi için bütün güçleriyle çalıştıklarını dile getiren Erdoğan, ülkenin rakamlara sığmayan büyük bir dönüşüm yaşadığını söyledi. Siyasetin çıtasını,

demokrasinin düzeyini, halkın standartlarını bir daha aşağıya inmeyecek şekilde yükseklere çıkardıklarının altını çizen Erdoğan, Türkiye'nin hayrına, Türk milletinin yararına olan hiçbir adımı atmakta bugüne kadar tereddüde düşmediklerini, bütün zorluklar karşısında yılmadan dimdik durduklarını vurguladı. Bundan sonra da tereddüt etmeyeceklerini ve onurlu duruşu özenle muhafaza edeceklerini belirten Erdoğan, AK Parti'nin siyaset üslubunun milletin üslubuyla aynı olduğuna dikkat çekti. "Biz bu üslubu reyting

rekorlarına bakarak, ajanslardan sipariş alarak devralmadık" diyen Başbakan Erdoğan, maskesiz bir siyaset için yola çıktıklarını kaydetti. Bugüne kadar siyaseti ağırlıklarından arındırmanın kavgasını verdiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, bunu büyük ölçüde başardıklarını söyledi. Erdoğan, "Siyasetteki üslubumuz gibi bizim yaşama biçimimiz milletimizin yaşama biçimidir. Milletimizden aldığımız gücü milletimize hizmet olarak götürmekten başka gayemiz yok, olamaz. Milletimizin emanetini hakkıyla taşımaktan

ve ona layık olmaktan başka arzumuz yoktur. Özgüvenimizi milletimizden alıyoruz. Milletimizin içinden geldik, tekrar ona döneceğiz ve milletimizle beraber bu süreci sürdüreceğiz" diye konuştu.

AK Parti iktidarı döneminde tüm vatandaşlara ve taleplerine aynı gözle baktıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Batıya farklı doğuya farklı bakmadık. Şöyle 79-80 yıl geriye gittiğimizde Türkiye'nin 81 vilayetine en az 2 kez giden bir başbakan yoktur, ama bu kardeşiniz en az gittiği vilayete iki kez gitmiştir. Milletin diliyle, dilinizi bütünleştirmek çok önemli. Her adımımızda Türkiye'nin gücünü hissettik. Şimdi büyük bir özgüvenle milletimize gidiyoruz. Allah'a şükürler olsun ki yüzümüz ak, alnımız ak. Mahcup olmadık. Bize temsil yetkisi veren, bize şerefle hükümet görevini tevdi eden milletimizi mahcup etmedik,

pişman etmedik. Türkiye haritasının her yerinde başımız dik olarak halkımızın değerlendirmesine gidiyoruz. Türkiye'nin her bölgesinde en güçlü parti olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye'nin her köyüne, her mezrasına kadar hizmet götürmenin onuruyla milletimiz nezdinde daha güçlü bir siyasi itibara sahibiz. Zira hiçbir bölgeyi, hiçbir şehri, hiçbir ilçeyi bir diğerinden ayırmadan kuşatıcı, kucaklayıcı ve adaletli bir tavır takındık."

Geçtiğimiz aylarda başından geçen bir olayı anlatan Erdoğan, gece saat 01.30'da Kahramanmaraş'ın bir kenar köyünde ancak Antalya'da çalışan bir vatandaşın kendisini telefonla arayarak 'Bizim 10 haneli mezramız var. Komşu köye su geldi ama bize hala gelmedi. Bizim halimiz ne olacak?' dediğini açıkladı. Kaymakam ile görüşeceğini söyleyerek telefonu kapattığını ve hemen ardından kaymakamı aradığını belirten Erdoğan, olayı şöyle anlattı:

"Dediği doğruymuş. '1 ay içerisinde suyu ulaştıracağım' dedi. Tekrar ben kendisine döndüm, teşekkür etti, mutlu oldu. Bir ay sonra kaymakamı aradığımda işin bittiğini öğrendim. Olayın anlamı benim için de farklı, ülkem için de farklı. Bu hassasiyetle olaylara yaklaşan bir AK Parti iktidarı var. İşte bu yüzden AK Parti bütün Türkiye'nin partisidir. Belli bir grubun partisi değil, bütün Türkiye'nin partisidir. Herhangi bir ayrıma tabi tutmadan. Ne dedik üç tane çizgimiz var. Bölgesel milliyetçiliğe, etnik

milliyetçiliğe ve dinsel milliyetçiliğe karşıyız, dedik ve tüm Türkiye'nin sevdalısıyız dedik. Yola böyle çıktık. Bölgeler arasında, şehirler arasında, toplumsal kesimler arasında farklılık gözetenler, ayrımcılık yapanlar bu hassasiyeti anlayamazlar. Hükümeti devraldığımız günden bu yana Türkiye'nin dört bir yanını aynı aşkla, aynı heyecanla dolaştık."

'TÜRKİYE'NİN MERKEZ PARTİSİYİZ'

Erdoğan konuşmasında, AK Parti'nin siyaset yelpazesinde oturduğu yere ilişkin de tespitlerde bulundu. "AK Parti, Türkiye'nin ve siyasetin merkez partisidir, bunu böyle bileceğiz" diyen Erdoğan, siyaset anlayışlarının toplumsal merkeze dayandığını vurguladı. Tüm toplumsal kesimleri aynı samimiyetle sahiplenen, onların meselelerini kendi meselesi olarak gören bir anlayışı temsil ettiklerinin altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:

"Merkez partisi olmak toplumun temel değerlerine, asgari müştereklerine, tarihi mirasına, ortak paydasına, tüm farklılıklarına bir bütün olarak, kültürel birikimine sahip çıkmaktır. Merkez partisi olmak cumhuriyetin temel niteliklerine, kuruluş ideallerine biri diğerinden ayrılamayacak özelliklerine, Türkiye Cumhuriyeti'nin dünya üzerindeki onur ve saygınlığına sahip çıkmak, katkı vermek, hizmet etmek demektir. Cumhuriyetimiz de, demokrasimiz de en iyi dönemlerinden birini hamdolsun bizim iktidarımız

döneminde yaşadı. Büyük zorluklar da gördük ama Allah'ın yardımıyla o zorlukları önemli ölçüde geride bıraktı. Ne aldatan olduk, ne aldanan olduk. Başarılarımız ne başımızı döndürdü ne de istikametimizi çevirdi. Siyasetimiz dar bir zümre siyaseti olmadı aksine bütün milletimizin gönlünde taht kurdu. Türkiye'nin tıkanmış yollarını açarken ayrılıkların, farklılıkların değil daima birliğin, dayanışmanın altını çizdik. Zira Türkiye'nin özlemi ayrılık, hizip siyaseti değil, zümre siyaseti değil, kavim ve

kabile siyaseti değil, sınıf ve bölge siyaseti değil, mezhep ve meşrep siyaseti değil Türkiye'nin özlemi birlik siyasetidir, milleti bir bütün olarak kucaklama siyaseti, Türkiye'nin her bölgesini aynı ruhla sahiplenme siyasetidir."

Arızi sorunların ve dönemsel meselelerin AK Parti'yi istikametinden çeviremeyeceğine dikkati çeken Erdoğan, ülkeyi kimsenin kamplara ayrıştırması, kamplara bölmesi, farklı kutuplara çekmesinin mümkün olmadığını söyledi. Millete rağmen siyaset yapılayacağını bilen herkesin milletin değerleriyle buluşmak zorunda olduğunu kaydeden Erdoğan, AK Parti siyasetinin bu temeller üzerinde yükseldiğini kaydetti.

'AK PARTİ BAHÇESİNDE GÜL VE NEVRUZ YETİŞTERENLERE AYNI GÖZLE BAKILIR'

AK Parti'nin milletin ideallerini ve özlemlerini buluşturan büyük bir çatı olduğunu ve bütün renklerin aynı bahçenin çiçekleri olarak varlığını sürdürdüğünü vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu bahçede gül yetiştirenlere, yasemin yetiştirenlere, nevruz yetiştirenlere aynı gözle bakılır. Bu göz, bu bakış, bizi bin yıl ayakta tutan, üç kıtada yer yüzüne adalet ve kardeşlik iklimini yayan Yunus'un, Hacı Bektaş-ı Veli'nin bakışıdır. Bu bakış sayesinde biz Çanakkale'de bütün hesapları bertaraf ettik ve yeniden millet olarak küllerimizden doğduk. Tarihe, coğrafyaya, kültüre nüfuz eden bu zengin bakışı bulandırmak isteyenler ışığın ve aynanın önünde durarak sadece kendi gölgelerini uzatanlar

beyhude bir çaba içindedirler. Onlar bilerek ya da bilmeyerek cumhuriyeti cumhurdan esirgeyebileceklerini zannediyorlar. Onlar bilerek ya da bilmeden adaleti milletten esirgeyebileceklerini düşünüyorlar. Onlar bilerek ya da farkında olmadan demokrasiyi halktan esirgeyebileceklerini farzediyorlar. Hayır, bu mümkün değil. Az önce Ertuğrul Günay Bey'e de 'Ordunun dereleri' diye nükte yaptım. O da 'Ordulunun inatçılığını gösterir' dedi. Şimdi burada diyorum ki hiç kimse suları yokuş yukarı akıtamaz. Hiç kimse

adaletin, özgürlüğün, kardeşliğin bolluğunu, bereketini yaşayan bu milleti, bu zengin ülkeyi yeni vehimlerle yönlendiremez, durduramaz. Hiç kimse demokrasiyi halktan, cumhuriyeti cumhurdan esirgeyemez. Demokrasinin de, cumhuriyetin de temeli milli iradedir, halkın tercihleridir. Bir bütün olarak toplumun kanaatleridir. Türkiye adalet ve kalkınma özlemine ulaşmıştır. Buradan geriye gidiş, buradan istikrarsızlığa dönüş olmayacaktır. AK Parti, sadece istikrarı sağlamayı değil istikrarı korumayı da bir milli

görev, bir vatan görevi bilir."

Bütün dünyaya iki Türkiye fotoğrafı verilmeye çalışıldığını ifade eden Erdoğan, milletiyle bölünmez bir bütün olarak tek bir Türkiye olduğunu ve herkesin o Türkiye için var olduğunu söyledi. İmtiyaz isteyenlerle adalet isteyenler arasındaki gerilimin Türkiye'yi rotasından geri çevirecek bir gerilim olamayacağına dikkati çeken Erdoğan, "Türkiye'ye şaşı bakanlar, buradaki farklılıklarımızı, zenginliklerimizi birer zaaf alanı olarak görebilir, hesaplarını ona göre yapabilir, tek olanı çift görmek

isteyebilirler ama önemli olan bizim bütün kriz girişimlerini hep birlikte milletçe bertaraf etmemizdir. Bizim derdimiz 70 milyon vatandaşımızın huzurudur, mutluluğudur. Bizim milletimizle işbirliğimiz dönemsel bir işbirliği ve seçim ittifakı değildir. Biz milletin kendisiyiz. Bugüne kadar AK Parti olarak eğer biz ve ötekiler diye bir siyaset çizgisi üzerinde yürüseydik bu büyük bir aldanış, büyük bir yanlış ve kendimize de bir ihanet olurdu. AK Parti siyasetinde tevazu, diğerlerinin siyasetinde gurur var.

Gurur bize değil, gurur mutlak yaratıcıya aittir, biz bu anlayıştayız."

(DA-NÇ-NÇ-Y)

Haberler