Haberler

Vali Bektaş'tan Kamu Kurumların Uyarı

Vali Yardımcısı Hasan Erkal'ın "Engelli Vatandaşların Kamu Kurumlarına Ulaşabilirliği" konusunda hazırladığı 'Durum Analiz Raporu'nun toplantısına katılan Vali Erdoğan Bektaş, bir kısım insanlara hayatı dar ettiklerini söyledi.

Vali Yardımcısı Hasan Erkal'ın "Engelli Vatandaşların Kamu Kurumlarına Ulaşabilirliği" konusunda hazırladığı 'Durum Analiz Raporu'nun toplantısına katılan Vali Erdoğan Bektaş, bir kısım insanlara hayatı dar ettiklerini söyledi.

Vali Yardımcısı Hasan Erkal'ın "Engelli Vatandaşların Kamu Kurumlarına Ulaşabilirliği" konusunda hazırladığı 'Durum Analiz Raporu' İl Genel Meclisi toplantı salonunda görüşüldü. Vali Yardımcısı Hasan Erkal'ın sunum yaptığı toplantıya Vali Erdoğan Bektaş, kamu kurum ve kuruluş müdürleri ile belediye başkanları ve sivil toplum örgütleri katıldı.

Buna göre, Kastamonu'da 621 kamu kurumundan 23'ü A grubu, 17'si B grubu, 3'ü C grubu, 44'ü D grubu, 414'ü E grubu ve 120'si F grubunda yer aldı.

SORUNLAR NEDEN ÇÖZÜL MÜYOR?

Sorunların şimdiye kadar neden çözülmediğini soran Vali Erdoğan Bektaş, en büyük aksaklıkların İl Sağlık Müdürlüğünde, Müftülükte ve Milli Eğitim Müdürlüğünde yaşandığına dikkat çekti.

"Camiler çok büyük yer tutuyor" diyen Bektaş, 3-5 tane çözümü problem olabilecek caminin olabileceğini fakat 336 tane caminin hala düzenlenmediğini belirterek, "En kolay çözülecek yer camilerimizdir. Birkaç ekstra örnek dışında genelde camilerimiz düzayak yerlerdir. Özellikle köylerde tek katlı düzayak yerler. Buralarda bu iş çok kolay çözülür. Onun için bu konuda biraz daha özen gösterilmesi gerekiyor" dedi.

VATANDAŞ, ARTIK HAKKINI ARIYOR

Karayolları 15. Bölge Müdürlüğünde yapılacak olan ihaleyle ilgili örnek veren Bektaş, "Özürlü adam geldi ve rampadan ileri geçemedi. Noter'i de getirdi. Durumunu tespit ettirdi, ihaleye girmedi engelli vatandaş. Gitti hemen dava açtı ve dedi ki 'Ben bu ihaleye giremedim ve şu kadar kaybım var, hadi ödeyin bakalım' Mahkemede patır patır bu tazminatları hükmeder. Öde dur o zaman. Atabey Cami çok güzel özel bir mekan. Düşünün ki bir engelli vatandaşın bu camiye girme hakkı yok. Yani o adam bu camiyi göremezse o bir sınırdır. Buna kimsenin hakkı yoktur" diye konuştu.

YARIN İÇİN HİÇKİMSENİN GARANTİSİ YOK

"Biz bugün böyleyiz, yarın böyle kalacağız" şeklinde hiç kimsenin garantisinin bulunmadığını vurgulayan Bektaş, şöyle konuştu:

"Bir garantimiz olsa dahi önemli değil. Birileri toplumda bu şekilde var. Özürlüler. Bunların da her birey gibi her türlü imkanı kullanım hakları var. Bu hakkı sağlamak ise bizim görevimiz. Biraz sanki bu iş ihmal ediliyor gibi geliyor bana. Yani böyle birer ikişer eksiği olan daireler var. Bunlar niye sorunlarını çözmüyor. Bizim Valilik binası tarihi bir bina. Orası için restorasyon projesi hazırlıyoruz. Onu çözeceğiz. O yola girdik ama şuanda müdahale edemiyoruz. Ama ileride edeceğiz çünkü etmek zorundayız. Özürlü bir vatandaş orayı çıkabilmeli. Bunun bahanesi mazereti yok, bunu başka izahı yok. Bir sürü yeni binalar var. Kolayca rampa yapabilinir. Yani bir köy camisinde bir köy okulunda kolayca rampa yapmak 3-5 torba bir çimento gerektirir. Onu da hangi amcaya rica etseniz size alıverir. Bunları yapacağız."

RAMPALARI YAPMIŞ OLMAK İÇİN YAPMAYALIM

İstenilen rampaları yapmış olmak için yapılmamasını, gerçekten kullanılabilir şekilde yapılmasının gerektiğini ifade eden Bektaş, "Seyyar rampalar olabilir. Başka çare kalmadığı zaman veya ahşaptan yapılan bir bina ise yada PVC'den yada metalden bir şekilde seyyar rampa yapılır. İhtiyaç giderilir. Seyyar rampa zaten sürekli ve her gün kullanılan bir şey değil. İhtiyaç halinde getirilir ve kullanılır" dedi.

HAYATI BİR KISIM İNSANLARA DAR EDİYORUZ

Bu şekilde hayatı bir kısım insanlara dar ettiklerinin altını çizen Bektaş, "Bir basamağın karşısında o tekerlekli sandalyede oturan insanın bakışı bir hatırlayın. Nasıl bakıyor. Nasıl aşacağım ben burayı diyor. Senin benim için çok kolay. Ama o vatandaşımız aşamıyor bir basamağı. Valla bu konuda herkes üzerine düşeni en kısa zamanda yapsın ve bitirsin bu işlerini artık. Aslında binalar yapılırken engelli binalar yapılması lazım. Yani kademeli, basamaklı, merdivenli mümkün olduğu kadar ulaşılabilecek binalar yapmamız lazım. Buda çok zor bir şey değil. Biraz dikkat edilmesi durumunda olabilecek bir iştir. Mimarlar bu işlere birazcık daha dikkat ettiği takdirde kademeyi oraya vermeyebilir. Vermediği takdirde de dışarıdan ayakkabılarıyla giren engelli vatandaş içeriye kadar da ayakkabılarıyla girebilir. Mimarların bu işin üzerinde durması gerekli. Şartları biraz daha zorlamaları lazım. Biz bir şey demiyoruz demek bir şey dememek istediğimizden. Yoksa yarın hukuk bir şey diyebilir ve de diyecek. O zaman bahane üretemeyeceğiz. Hakim git o zaman binayı taşı veya değiştir diyebilir. Hakim dinlemez. Siz toplumun yüzde 10'lik bir kesimine hizmeti kapatamazsınız. Bu yüksek bir rakam" diye konuştu.

TEMMUZ'A KADAR SÜREMİZ KALDI

Engelli vatandaşların şikayet etmeyecek şekilde bu işlerin biran önce çözülmesini isteyen Bektaş, şikayetlerin başladığı zaman o dairenin artık sorunlu olacağını belirterek, "Kanunla da bunu TBMM yazdı. Açıkça dedi ki ve 2 sene sürede verdi. Temmuz 2012'ye kadar herkes bu işlerini bitirsin dedi. Onun dışında vatandaş hakkını tazminata dönüştürebilir ve bundan ilgili kurum sorumlu tutulacak dendi.

Bu işi en kısa zamanda çözmemiz lazım. Herkes bu işi ciddiye alsın. Asıl bu işleri en kolay çözecek olanda müftülüktür. 3-5 sıkıntılı camiler hariç gerçekten zor camiler hariç en kolay çözecek olan müftülüktür. Toplayın imamlarınızı ve işinizi ciddiye alın. ve bunu bir insanlık için değil, dine ve müftülüğe yakışanda budur. Siz herkesten önce biz yaptık demeniz lazım. Biz camilerimizde kimseyi mahrum etmiyoruz demeniz lazım" şeklinde konuştu.

MİMARLARDA DİKKAT ETMELİ

Engellilerin ulaşabilirliği konusunda mimarlara da yüklenen Bektaş, "Bundan sonra Mimarlar bu binaları planlarken mümkün olduğu kadar basamaksız belki basit maillerle, girişlerle eşiklerle adım atılmasa ne olur. Ayasofya'nın alt katından üst katına rampayla çıkılıyor, merdiven kullanılmıyor. Adam kaç yüz yıl önce yapmış.

Basamak daha önemli değildir yani. Mimarların artık bu basamaksız seçenekleri zorlamaları lazım. Yaşlılar zorlanıyor, engelliler zorlanıyor. Gerek yok lüzum yok illa basamak olmasına. Sonra merdiven normal insanın sağlığına çok uygun değil. Normal insanlar rampada daha rahat yürürler. Merdiven ani hareketlerle normal yaşamı bozan bir şeydir. Doğaya bakıldığında tabiatta merdiven denilen bir şey var mı? Yok. İnsanın doğasına uygun olan merdiven değil, rampadır veya meyillerdir" diye konuştu.

HUZURLU BİR KENT OLALIM

Çalışmaların tamamlanabilmesi için 5 ay gibi kısa bir sürenin kaldığını hatırlatan Bektaş, şöyle devam etti: "Bu işi tek tek inceleyip takip edeceğiz. Asıl bizim birde bir hevesimiz var. Kastamonu olarak biraz daha ön plana çıkalım. Kastamonu, biraz daha insani bir şey olsun. Biraz daha insan haklarına, özürlülerin daha rahat yaşadığı, daha huzurlu olduğu problemsiz, daha sorunsuz biraz böyle bunu sağlayalım. Bu güzelliği bu şehirde yakalayalım.

Belediye'nin sokak kaldırım cadde işleri çok önemli. Kullanılabilecek şekilde gerçekten özürlünün kullanabileceği şekilde her yerde. Özel binalara ruhsat veren sizsiniz. Onlarında girişlerine çıkışlarına bakmanız lazım. İskemledeyken bakmanız gerekiyor.

Bir adım atmakta zorlandığını gördüğümüz insanlar oluyor. Bir ayağını kaldırıp bir yukarı basamağa koyamıyorlar. Bu hem kanundan doğan görevimiz, hem de insani olan görevimizdir. Bu işten kaçış yok. Mutlaka bu sorunları çözmemiz gerekiyor.

Üzerine görev düşen herkes işlerini daha titiz yaparak hayatı biraz daha kolaylaştıralım. Biraz daha insanileştirelim. Ayrıca Kastamonu bunu hak ediyor. Kastamonu, bu konuda Türkiye'de biraz daha öne çıksın"

ÇALIŞMALARIN TEMMUZ AYINDA BİTİRİLMESİ GEREKİYOR

Sunumunda kamu binaları ile umuma açık her yerin engellilerin ulaşabilmesine müsait hale getirilebilmesini öngören 5378 sayılı yasanın tanıdığı 7 yıllık sürenin 2012 yılının Temmuz ayında dolacağı noktasında Kastamonu'daki kamu kurumlarını uyaran Hasan Erkal, il merkezindeki 621 kamu kurumundan 578'inde engelli vatandaşlar için şimdiye kadar herhangi bir düzenleme yapılmadığını açıkladı.

Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü koordinesinde Kastamonu Valiliği tarafından yürütülen çalışmalarda Ocak 2011'de Kastamonu'da komisyonların kurularak çalışmalara başladığına dikkat çeken Vali Yardımcısı Hasan Erkal, üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen engellilerin ulaşabilirliği konusunda fazla bir yol alınmadığını vurguladı. Erkal, il merkezinde sadece 23 kamu kurumunun ulaşabilirlik sorununu çözdüğünü belirtti. Erkal, B gurubunu kapsayan inşaat halinde fakat uygun plan ve projesi yapılmış 17, ödeneği ayrılmış plan ve projesi yapılan C grubunda 3, daha önceden yapılmış ve iyileştirme yapılması gereken D grubunda 44, şuana kadar hiç gündeme gelmeyen, hiçbir tedbir alınmadan üzerinde projelendirme, ödenek ve finans işlemleri yapılacak olan E grubunda 414 ve ulaşabilirlik sonunun bir kısmı çözülmüş fakat hala sorunu olan F grubunda ise 120 binanın bulunduğunu belirtti. Kastamonu'da en çok sorunu bulunan binaların başında Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı 74 binadan 68'i, Kastamonu Müftülüğü'ne bağlı 438 binadan 434'ü, İl Sağlık Müdürlüğü'ne bağlı 23 binadan 18'i ve Kastamonu Üniversitesine bağlı 7 binadan 4'ünün engelli vatandaşların ulaşmasının mümkün olmadığını belirten Erkal, "Bu süre Temmuz 2012'de sona erecektir. Türkiye Cumhuriyeti bu yasayı Birleşmiş Milletler engelli hakları sözleşmesi imzalanmadan iki yıl önce çıkarmış bu konudaki duyarlılığını diğer ülkelerden önce ortaya koymuştur. Türkiye Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi'ne ilk imza atan 80 ülke arasındadır. 1 Temmuz 2005'ten bu yana 6 yıl geçmiş olmasına rağmen istenilen düzeyde bir mesafe maalesef kat edilememiştir" dedi.

Ayrıca Vali Yardımcısı Hasan Erkal, yaptıkları tespitleri resimlerle ve örneklerle anlatarak konuya muhatap olan kurumların eksikliklerini not alıp kısa zamanda gidermesini istedi.

Vali Erdoğan Bektaş'ın en çok eleştirdiği ve üzerinde durduğu Müftülük ise kendisini camilerin bir kısmının Vakıflar Bölge Müdürlüğüne ait olduğunu bir kısmının ise ahşap olduğunu ifade ederek, "Ayrıca tarihi camilerimiz çok sayıda bulunuyor. Camilerimizin bazılarında da çevresel sorunlar bulunuyor. Bu yüzden bazı sorunları aşabilmek güç oluyor. Bazı camilere seyyar rampa yapmayı düşünüyoruz. Bu sonunu bu şekilde aşmayı hedefliyoruz" dedi.

Bunun üzerine Vali Erdoğan Bektaş, bunların bahane olamayacağını belirterek, camilerin en kolay çözülecek yer olduğunu bir kez daha altını çizdi.

Kastamonu İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Yılmaz ise, engelli rampası veya asansör yapılamayacak yerlerde en alt katlarda Özürlü Enformasyon bürolarının açılarak, özürlülerin bütün işlerini orada çözülmesi konusunda öneride bulunması üzerine Vali Erdoğan Bektaş, "Engelli vatandaş şikayet etmeyecek şekilde nasıl çözüm yolu bulursanız bulun" dedi.

Kastamonu Belediyesi adına toplantıya katılan Fen İşleri Müdürü Tahsin Babaş da şehrin daha huzurlu olması konusunda bir adet özürlü aracın hizmet verdiğini açıkladı. Bu aracın 24 saat hizmet verdiğine dikkat çeken Babaş, Belediye'ye kayıtlı 46 özürlü vatandaşın bulunduğunu belirterek, "İstedikleri zaman istedikleri yere götürüyoruz. Eğitim görüyorsa eğitim gördüğü yere, hastaneye isterse hastaneye, eczaneye gitmesi gerekiyorsa eczaneye taşıyoruz" diye konuştu. - KASTAMONU

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel

Birleşmiş Milletler Erdoğan Bektaş Kastamonu Atabey Yerel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title