Haberler

Bitcoin ve diğer kripto paraların hukuki statüsü nedir

Av. Ali Cenk AHİ

Av. Ali Cenk AHİ

Senior Partner / Ahi Law Firm
27.03.2021 11:16

Kripto para kavramı Bitcoin'in anonim yaratıcısı Satoshi Nakatomo'nun "Bitcoin: Uçtan Uca Elektronik Ödeme Sistemi (A Peer-to-Peer Electronic Cash System)" tanımlaması ile hayatımıza girmiştir. Bitcoin'in işleyiş mekanizmasının anlaşılmasının ardından kripto paraların ödeme aracı olarak kullanımı gün geçtikçe artmaktadır. Fakat henüz Kripto paraların hukuki statüsü hakkında uluslararası fikir birliği sağlanamamıştır. Bu nedenle kripto paraların vergilendirilmesine ilişkin bir görüş birliği de yoktur. Ülkemizde de kripto paraların; para birimi, sermaye piyasası aracı veya emtia niteliğinde olabileceği değerlendirilmiştir.

Türkiye, 2007/64/EC numaralı AB Ödeme Hizmetleri Direktifine paralel olarak 2013 yılında 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanunu yürürlüğe koymuştur. 6493 sayılı Kanun'un 3. Maddesinde ise elektronik para şu şekilde tanımlanmıştır: ''Elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, bu Kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değerdir.''

Bitcoin'in en büyük yasal problemi aslında karşılıksız olmasıdır. Herhangi bir garanti veya diğer fona dayanılmaması Bitcoin'i karşılıksız ihraç edilen bir varlık haline getirmiştir. Elektronik para kapsamında bir kripto para bulunmadığından Bitcoin yatırımcıları, platformları ve de ihraç edenlerin BDDK kapsamında bir sorumlulukları bulunmamaktadır. BDDK tarafından 25 Kasım 2013 tarihinde yapılan "Herhangi bir resmi ya da özel kuruluş tarafından ihraç edilmeyen ve karşılığı için güvence verilmeyen bir sanal para birimi olarak bilinen Bitcoin, mevcut yapısı ve işleyişi itibarıyla Kanun kapsamında elektronik para olarak değerlendirilmemekte, bu nedenle de söz konusu Kanun çerçevesinde gözetim ve denetimi mümkün görülmemektedir." açıklama ile de Bitcoin ve benzeri kripto paraların elektronik para olmadıkları ve bu kapsamda 6493 sayılı Elektronik Ödeme Sistemleri kanununa tabi olmadıkları duyurulmuştur. Bitcoin'in ileride para statüsüne kavuşması gerçek ve tüzel kişilerce yaygın bir şekilde kabul edilmesi olabilir. Özellikle Güney Kore ve Japonya'da yaygın kullanılmaktadır. Hatta bazı kuruluşların kendi kripto paralarını çıkarmaları ise daha olağan gözükmektedir.

Bitcoin ve diğer kripto paraların hukuki statüsünü anlamak için öncelikle statüsünü belirlemek gerekmektedir. Bitcoin'in para olarak kabulü varsayılsa bile ileride ancak elektronik para statüsünde olabileceği düşünülebilir.

Satoshi Nakamoto'nun hayatımıza kazandırdığı Bitcoin'in piyasa değeri sıfırdan 2017 sonunda 20 bin Amerikan Doları'na kadar yükselmiştir. Diğer kripto paralarla birlikte Bitcoin'in toplam piyasa değeri ise kısa bir süreliğine 800 milyar Amerikan Doları'na ulaşmıştır. Kullanıcılarına merkezi bir otoritenin onayına ihtiyaç duymadan mevcut tüm para transfer metodlarından çok daha hızlı bir şekilde para transfer imkânı veren kripto paralar, merkezi otoritenin yokluğu sebebiyle küresel piyasaların özgürleşmesi yolunda ciddi bir önem arz etmiştir. Bazıları bu denetimsizliği kötü amaçlarla kullanılacağı gerekçesiyle tehlikeli görürken, bazıları ise üçüncü kişilerin ortadan kaldırılmasını sağladığı ve bürokratik süreçleri neredeyse sona erdirdiği için kripto paraları faydalı görmektedir.

Görüş farklılıklarının hali hazırda devam ettiği günümüzde, kendi milyarderlerini yaratan, dünyada milyonlarca insan tarafından kullanılan, geleneksel problemlere yaratıcı çözümler sunan kripto paraların hukuk dünyası açısından en temel sorunu bu devrim niteliğindeki araçların hukuki statüsünün tespitidir. Hukuki statüsü tespit edilen kripto paraların sermaye piyasaları hukuku ve vergi hukuku açısından sonuçlarını anlamak da kolaylaşır.

Ülkemiz kripto paraların düzenlenmesi açısından yasaklayıcı bir tutum içerisine girmese de bu yönde bir önlem almaktan kaçınarak ne yazık ki gelecekte ortaya çıkabilecek sorunlara ihmal yoluyla sebebiyet verebilir. Mevcut yasal düzenlemelerde kripto paraları düzenleyen herhangi bir mevzuat faaliyeti bulunmamaktadır. Bu sebeple de var olan yasaların yorumlanması suretiyle bir sonuca ulaşılması gerekmektedir.

Bitcoin benzeri diğer sanal paraların da aynı Bitcoin gibi elektronik para niteliği taşımaması nedeniyle BDDK'nın gözetim ve denetim yetkisi dışında kaldığını ve kullanıcılarının sanal paraların barındırdığı risk nedeniyle Türk Ceza Kanunu m. 198 uyarınca "Yalnızca devlet tarafından ihraç edilen menkul kıymetler para niteliği taşımaktadır." Denilmektedir. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 87. Maddesine göre de para basma yetkisine sahip devlet organı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi gösterilmiştir. İlk bakışta bu sınırlamalar, kripto paraların para olarak sınıflandırılamayacağı gibi anlaşılsa da hükümetlerin egemenlik yetkisine bağlı olarak çıkarılan resmi paraya işaret ettiğini düşünebiliriz. Resmi paranın dışında karşılaştırmalı hukukta özel para türlerine de rastlandığı görülmekte olup, Türk mevzuatında ise herhangi bir özel para düzenlemesi veya yasağı da bulunmamaktadır. Bu durumda, kripto paraların da özel para olarak sınıflandırılmasında bir sakınca bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, karşılaştırmalı hukukta kripto paraları emtia olarak sınıflandıran pek çok ülke de mevcuttur. Ancak, kripto paraların Türk mevzuatında emtia olarak sınıflandırılması mümkün görülmemektedir. Zira, emtialar nitelik olarak taşınır mallardır ve taşınır mal kavramı Medeni Kanun m. 762'de şu şekilde düzenlenmiştir: "Taşınır mülkiyetinin konusu, nitelikleri itibarıyla taşınabilen maddî şeyler ile edinmeye elverişli olan ve taşınmaz mülkiyetinin kapsamına girmeyen doğal güçlerdir." Kripto paralar ne taşınabilen maddi şey ne de doğal güç olmadığı için, taşınır mal olarak sınıflandırılamayacaktır. Açıkladığımız bu bilgiler ışığında, karşılaştırmalı hukukta karşılaştığımız "para mı emtia mı" sorusunun cevabı Türk hukuku için "emtia değil" olacaktır.

Dünyadaki örneklerine baktığımızda Brezilya, Kanada, Finlandiya, Bulgaristan ve Danimarka, Bitcoin kullanımının vergilendirilmesi konusunda düzenlemeler yapmışlardır. Singapur, Bitcoin'i bir varlık veya ürün olarak görüp vergilendirmekte, Bitcoin ile yapılan yerel alışverişlerden Katma Değer Vergisi bile almaktadır. Türkiye'de de Bitcoin'in ticarette kullanılabilmesi ve bunun üzerinden gelir elde edildiği takdirde bunun vergi dairelerine bildirilmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Her ne kadar Bitcoin'in statüsü Türkiye'de henüz hukuki olarak düzenlenmemiş olsa da gelir elde etmek amacıyla, sürekli olarak yapılan bir faaliyet söz konusu olursa bu faaliyet sonucu ortaya çıkan gelir vergilendirilebilecektir.

Gelir Vergisi Kanunu 2. maddesi Gelir Vergisi kapsamında değerlendirmek üzere gelirleri: Ticarî kazançlar, Ziraî kazançlar, Ücretler, Serbest meslek kazançları, Gayrimenkul sermaye iratları, Menkul sermaye iratları, Diğer kazanç ve iratlar olarak ayırmıştır.

Buna göre Bitcoin üzerinden düzenli bir alım satım faaliyeti yürütülmüyorsa değerinde meydana gelen artış menkul sermaye iradı gibi sadece sermayeye bağlı olarak doğan bir gelir olduğu söylenebilir. Ancak şu an için Bitcoin ve diğer kripto paraların Gelir Vergisi Kanunu'na göre diğer kazanç ve iratlar kategorisine daha yakın olduğunu söyleyebiliriz.

Diğer kazanç ve iratlar, "Değer Artış Kazancı" ve "Arızi Kazanç" olarak ikiye ayrılmaktadır.

Değer Artış Kazancı Gelir Vergisi Kanunu 80. maddede sayılmış ve bu değer artış kazancının 12.000 TL'lik kısmı isi gelir vergisinden muaf tutulmuştur. Aynı madde vergilendirilmeyecek kazançları da saymıştır. Bitcoin ve kripto paralar kanunun bu maddesinde sayılmamıştır.

Arızî, yani gelip geçici kazanç olarak Gelir Vergisi Kanunu'nun 82. maddesinde: "Arızi olarak ticarî muamelelerin icrasından veya bu nitelikteki muamelelere tavassuttan elde edilen kazançlar." gelir vergisine tabi tutulmuştur. Sürekli olarak kripto para alım satımı yapan birinin Ticari Kazanç kapsamında sayılacağı, ancak bunun sürekli değil arizi yani geçici olarak yapıldığı kabul edilirse gelir vergisi söz konusu olacaktır. Ancak bu alım satımın düzenli olarak yapılması halinde işin içine emek de gireceğinden ticari kazanç olarak da vergilendirilebilir. Bitcoin ve kripto paraların döviz gibi vergilendirilmesi halinde ise düzenli ticari amaçla yapılmıyorsa değer artışı gelir vergisine tabi olmayacaktır.

Şimdilik bu düşünce ve yorumlarımı mevcut mevzuata göre yapmaktayım. İleride kripto paraların hukuki statüsünün açıkça belirlenmesi halinde geçmişe yönelik 5 yıllık vergilendirme yapılabileceğini de söylememiz gerekir.

title