Haberler

Vatandaşlar Dikkat! Fazla Emlak Vergisi Ödüyor Olabilirsiniz

Güncelleme:

Şahin Nizamoğlu Avukatlık Ortaklığı Kurucu Ortağı Avukat Berkay Nizamoğlu, "Birçok vatandaş ve şirket farkında olmadan belediyelere fazla emlak ödemesi yapıyor." deyip uyardı: Ödenen vergiler, 5 yıl geriye dönük alınabiliyor.

Şahin Nizamoğlu Avukatlık Ortaklığı Kurucu Ortağı Avukat M. Berkay Nizamoğlu, Bloomberg HT'de yayınlanan Reel Sektör programında, imar hukuku ve E-mülk üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Nizamoğlu, "Birçok vatandaş ve şirketin farkında olmadan uzun yıllar belediyelere fazla emlak vergisi ödemesi yaptığını ve emlak vergisi ödemelerindeki fazlalıkların, bu konuda uzman hukukçu ve teknik bilgi sahibi olan kişilerce tespit edilebildiğini belirtti.

FAZLA ÖDENEN EMLAK VERGİLERİ, 5 YIL GERİYE DÖNÜK OLARAK ALINABİLİYOR

Avukat M. Berkay Nizamoğlu, fazla ödenen emlak vergilerinin tespitinde hızlı davranmanın önem arz ettiğini vurguladı ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu gereği, söz konusu fazla ödemelerin ancak 5 yıl geriye dönük olarak talep edilebildiğini, diğer yıllara ait fazla ödemelerin ise zamanaşımına uğradığını söyledi. Ayrıca Av. M. Berkay Nizamoğlu fazlalığa ilişkin erken tespitin önemiyle ilgili olarak; "Uygulamada müvekkillerimiz bazen 10 yıl süreyle yüklü miktarda fazla emlak vergisi ödemiş olabiliyorlar, sonrasında bize geldiklerinde ve tespit yaptığımızda maalesef geriye dönük zamanaşımına uğramamış olan ancak son 5 yıllık kısmı tahsil edebiliyoruz" diye de ekledi.

FAZLA ÖDEME NELERDEN KAYNAKLANIYOR?

Avukat Berkay Nizamoğlu, fazla yapılan ödemelerin sebebi olarak her gayrimenkulün kendi özelinde farklılık göstermesi ve dikkatli bir şekilde incelenmesi olduğunun altını çizdi. Söz konusu fazla ödemelerin; bazen teknik hesaplamalardaki yanlışlıklar ve bunun sonucunda emlak vergisi beyannamesinin hatalı verilmesi veya yanlış sokaktan rayiç alınması, bazen mevzuatlarda yapılan değişiklikler sebebiyle söz konusu olan muaflık ve kısıtlılık durumlarının bilinmemesi ve uygulanmaması, bazen de imar uygulamaları sonucunda gayrimenkullerin yüzölçümlerinde kesinti oluşması veya imar planlarıyla fonksiyonlarının değişmesi gibi durumlar sonucunda gerçekleştiğini dile getirdi. Söz konusu fazlalıkların yalnızca, İstanbul gibi büyük metropollerdeki binalar, AVM'ler veya arsalarda değil, şehir merkezinden uzakta bulunan arsa, bina ve hatta araziler için de söz konusu olabildiğini belirtti.

Ayrıca Şahin Nizamoğlu Avukatlık Ortaklığı kurucu ortağı Av. M. Berkay Nizamoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Tespitlerimize göre ortalama 5 gayrimenkulden biri için fazla emlak vergisi ödemesi söz konusu olmaktadır. Genelde uygulamada hem şahıslar hem de şirketler tarafından, bir tarihte emlak beyannamesi veriliyor ve uzun yıllar boyunca, doğruluğu sorgulanmadan ve gayrimenkullerindeki yeni gelişmeler ve durumlar da irdelenmeden fazla ödeme yapılmaya devam ediliyor."


DİKKAT! EMLAK VERGİSİ ÖDEMENİZ DURMUŞ OLABİLİR

Avukat Nizamoğlu, "Emlak vergisi ödemesinin durması" kavramının hem vatandaşlar hem de şirketlerce son derece az bilindiğini vurguladı ve şöyle devam etti: "3194 sayılı İmar Kanunu'nun 13/1 maddesinde, imar programlarının emlak vergisine doğrudan etkisi ile ilgili amir bir hüküm yer almaktadır. Bu düzenleme uyarınca; imar programına alınan alanlarda kamulaştırma yapılıncaya kadar emlak vergisi ödenmesi durdurulur. Kamulaştırmanın yapılması halinde durdurma tarihi ile kamulaştırma tarihi arasında tahakkuk edecek olan emlak vergisi, kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödenir. Uygulamada belediyeler, imar planlarında resmi kurum veya umumi hizmetlere ayrılan taşınmazları imar programına almadıkları gerekçesiyle, emlak vergilerinin durdurulmasından imtina etmektedirler. Halbuki meselenin hem kanuni bir zorunluluk olması hem de yargı kararlarına da konu edilmiş olması sebepleriyle, belediyelerce İmar Kanunu'nun 10. maddesinde belirtilen kanuni süre içerisinde imar programı hazırlanmışçasına, emlak vergisi ödemesinin durması gerekmektedir". diye konuştu.

BELİYEDELERCE HAZIRLANMASI BİR ZORUNLULUK OLAN İMAR PROGRAMI NEDİR?

Nizamoğlu, "3194 sayılı İmar Kanunu'nun 10. maddesinde 5 yıllık imar programları öngörülmüştür. Buna göre belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Öngörülebilir ve planlı bir şehir için imar programları çok önemlidir. İmar programlarında öncelikli olarak hangi konuların yer alması gerektiği belirlenirken, bir yandan kamusal ihtiyaçlar, diğer yandan ise mülkiyet hakkının korunması dikkate alınır. Bu bağlamda; kamulaştırmalar, parselasyon, altyapı ve üst yapılar konusunda yapılması gereken uygulamalar öncelikli olarak imar programlarına alınırlar. İmar programlarının amacı; imar planlarının belirlenen süreler içerisinde hayata geçmesini sağlamak, taşınmazlar üzerinde süresiz olarak kısıtlama getirmemek ve imar planların uygulamasında etaplama sağlayarak bütçe oluşturmaktır. 5 yıllık süre içerisinde; 18. madde uygulaması (arsa ve arazi düzenlemesi) ve kamulaştırma gibi faaliyetlerin hangi sürelerde yapılacağı ve hangi yıllara ne miktarda ödenekler ayrılacağı vb. hususlar belirlenir. Kaldı ki, 18. madde uygulaması ve kamulaştırma süreci, hem şehir hem de şehirde yaşayanlar için son derece önemlidir. Böylelikle hukuk düzeni içerisinde, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarının uygulanması sağlanmış olur. Diğer bir ifadeyle hem kişilerin gayrimenkullerine süresiz olarak müdahalede bulunulmasının hem de rantın önüne geçilebilir." dedi.


BELEDİYELERCE 5 YILLIK İMAR PROGRAMLARI NEDEN HAZIRLANMIYOR?

Avukat M. Berkay Nizamoğlu, "Her ay belediye meclislerinde, var olan imar planlarında tadilatlar yapılmakta veya yeni imar planları hazırlanmaktadır. 3194 sayılı İmar Kanunu'nda imar programlarının hazırlanmamasının açık bir müeyyidesi bulunmaması gerekçesine sığınılarak, belediyeler 5 yıllık imar programı hazırlamaktan imtina etmektedir. Diğer bir ifadeyle, her ay imar planlarında değişikliklerin yaşandığı bir süreçte, 5 yıllık bir süreyi öngören imar programlarının hazırlanması, belediyelerce bir külfet olarak görülmektedir. Buna karşılık önemle vurgulanması gereken husus şudur: Her ne kadar İmar Kanunu'nda müeyyidesi bulunmasa da, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 30/a maddesi ve Danıştay kararları doğrultusunda bu duruma bağlanan bir takım sonuçlar vardır. Örneğin; İmar Kanunu'nda öngörülmüş bulunan ve hazırlanması zorunlu olan imar programı yapma görevinin ihmal edilmesi durumunda, İçişleri Bakanlığı'nın bildirimi üzerine Danıştay tarafından ilgili belediye meclislerinin feshedilmesi dahi mümkündür. Ayrıca imar programları hazırlanmamasından ve uygulanmamasından dolayı zarara uğrayan şahıslar ve şirketler, ilgili idareler aleyhine tazminat davaları açabilirler" diyerek uyardı.

BELEDİYECELERCE HER AY İMAR PLANLARINDA TADİLATLAR YAPILIYOR

Berkay Nizamoğlu, "Toplum olarak imar planlarının önemini iyi anlamış olduğumuzu düşünmüyorum. Halbuki imar planları şehirlerin anayasası hükmündedir. İmar planları şehirleri, şehirler de toplumları şekillendirir ve toplumların hem psikolojisini hem kültürünü hem de geleceğini etkiler. Normal şartlarda imar planları 30-40 yıllık nüfus projeksiyonu öngörülerek yapılır ve toplumu ilgilendiren hayati konular söz konusu olmadıkça değiştirilmez. Diğer bir ifadeyle, imar planları hazırlanır ve bundan sonra imar programları vasıtasıyla nasıl daha verimli uygulanılacağına yoğunlaşılarak bu yönde adımlar atılır. Buna karşılık bizim mevzuatımızda imar planlarının hangi süreler için yapılacağına veya ne kadar aralıklarla gözden geçirileceğine dair bir düzenleme bulunmadığından, imar planları sürekli değiştirilmektedir. Her ay belediyelerde yeni planlar yapılmakta veya var olan planlara tadilatlar yapılarak askıya çıkarılmaktadır. Bunun sonucunda hem şahısların hem de şirketlerin gayrimenkullerinin takibi zorlaşmakta ve başta imar düzenlemeleri ve emlak vergisi ödemeleri olmak üzere birçok hususta oluşan değişiklikler fark edilemeyerek hak kayıpları yaşanmaktadır." açıklamasında bulundu.

Kaynak: Haberler.com / Ekonomi

Bloomberg İstanbul Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title