Türmob 18. Olağan Genel Kurulu

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcı Nazım Ekren, Cumhurbaşkanlığı bütçesindeki artışı savunarak, "Cumhurbaşkanımız, bu makamı bütün halka açma sözü verdi. Orada herhangi bir israf harcaması olup olmadığı zaten halkımız tarafından ziyaretlerde ortaya çıkacağı için bu tartışmayı gerekli görmüyorum" dedi. Ekren, 2007 yılının Eylül ayı sonu itibariyle cari açığın 12 milyar dolarlık kısmının doğrudan yatırımdan, 4 milyar dolarlık kısmının portföy yatırımından, 14 milyar dolarlık kısmının ise

özel sektörün değişik koşullarda kendi ihtiyacına uygun olarak yurt dışından aldığı krediden kaynaklandığını açıkladı.

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği'nin (TÜRMOB) Büyük Anadolu Oteli'nde yaptığı 18. Olağan Genel Kurul toplantısına katılan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, muhalefetin yarın yapılacak referandumla ilgili eleştirilerine cevap verdi. Muhalefetin halk oylamasının gereksiz olduğuna yönelik eleştirileri karşısında, referandumun nafile bir tur olmadığını, takdirin halkta olduğunu söyledi. Ekren, Anayasa değişiklik paketini yarın halkın

teveccühüne sunacaklarını, buradan çıkacak sonucun da pazartesi günü yeniden değişik ortamlarda farklı şekilde tartışılıp, yorumlanacağını kaydetti. Ekren, Meclis'te kabul edilen tezkereye ilişkin olarak da, "Tezkerenin oldukça yüksek bir rakamla Meclis'ten geçmiş olması ve bütün detayların tartışılmış olması bundan sonra atılacak adımlarda hükümetimizin diyalog ve işbirliği içerisinde neler yapabileceği konusunda önemli bir güvencedir" değerlendirmesini yaptı.

KÖŞK BÜTÇESİNDEKİ ARTIŞ

Başbakan Yardımcısı Ekren konuşmasında, Türkiye'nin son 4-5 yılda yolsuzluklardan adım adım sıyrılma sürecine girdiğini de söyledi. Yolsuzlukların bütün ekonomilerin etkinlik ve verimliliğini en fazla olumsuz etkileyen temel faktörler olduğunu kaydeden Ekren, kayıtdışılığı da adım adım azaltacaklarının mesajını verdi. Kayıtdışılığın ekonomide kaynak israfına neden olduğunu belirten Ekren, ''Gelirler idaresi oluştuktan sonra gelişim sürecine baktığımızda, kurumlar ve gelirler vergisinde yaptığımız

indirimlere baktığımızda ve idarenin aldığı önlemlere baktığımızda, kayıt dışılığı da adım adım azaltabileceğimizi söylemek mümkün" diye konuştu. 2007 yılının başında bu dönem sonu itibariyle bütçe açığının belirlenen rakamının 16 milyar YTL civarında olduğunu hatırlatan Ekren, "Her iki seçimin söz konusu olduğu bir süreçte bugünkü beklentinin bugün elimizdeki veri ve bilgiye bakarsak yıl sonunda bundan bir miktar daha az olacağını söylemek lazım" dedi. Konuşmasında Cumhurbaşkanlığı bütçesindeki artış

konusunda yapılan tartışmalara da cevap veren Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Cumhurbaşkanı'nın bu makamı bütün halka açacağı sözünü verdiğini anımsatarak, "Orada herhangi bir israf harcaması olup olmadığı zaten halkımız tarafından ziyaretlerde ortaya çıkacağı için bu tartışmayı gerekli görmüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı yeni dönemde Ankara'da kalmayacağını, yurt içinde ve yurtdışında da çok aktif bir siyaset içinde olacağı mesajını verdikten sonra küçük bir paya sahip olmasına rağmen tartışmaya açmayı makul

bulmuyorum" şeklinde konuştu.

'CARİ AÇIK' TARTIŞMALARI

Ekren, reel ücretlerde herhangi bir artışın olup olmadığı konusunda ise, 2002-2007 Eylül ayları dikkate alındığında en yüksek memur maaşının reel artışının ortalama -1,9 olduğuna, ancak en düşük memur maaşının artışının reel olarak yüzde 35,1 olduğunu hatırlattı. Ekren, ''Burada önemli olan ücretlerdeki son 4-5 yıldaki artışın reel olduğu ve bir gelir dağılımını da iyileştirmeyi ön planda tuttuğudur'' dedi. Dış ticaret dengesine dönük olarak hiçbir hükümetin ithalat ile büyüme sağlayamayacağını

vurgulayan Ekren, ithalatı arttırarak büyüme gerçekleştirilemeyeceğini kaydetti. Ekren, şunları söyledi:

"Burada tartışmamız gereken ihracatla büyümenin ithalatla ilişkisini değerlendirmek ve orada katma değer oluşturan kısmı tartışmaktır. 2007'nin Eylül ayı sonu itibariyle cari açığın 12 milyar dolarlık kısmı doğrudan yatırımdan, 4 milyar dolarlık kısmı portföy yatırımından ve 14 milyar dolarlık kısmı da özel sektörün değişik koşullarda kendi ihtiyacına uygun olarak yurt dışından aldığı krediden kaynaklanmaktadır. Böyle bakıldığında cari açık elbette belli bir aşamayı geçtiğinde ya da ulusal kaynakların

etkin kullanılması konusunda hassasiyetimizin arttığı bir dönemde tartışılması gerekir ama finansman açısından bakıldığında, doğrudan yatırımlarla daha fazla oranda finans edildiği için bir finansman sorununun mevcut ulusal konjonktürde tartışılmasına yeniden bakmak lazım.''

(DA-NÇ-Y)

Haberler