Haberler

Nasr Suresi anlamı ve Arapça okunuşu, Türkçe anlamı nedir? Nasr Suresi konusu, ne zaman inmiştir? Nasr Suresi tefsiri nedir?

Namaz surelerinin anlamları, okunuşları ve fazileti merak ediliyor. Bu haberimizde Nasr suresi anlamı ve okunuşu yer almaktadır. Nasr sözcüğünün dilimizdeki anlamı yardım etmek ve zafer anlamına gelmektedir. Nasr Suresi Arapça okunuşu ve Türkçe anlamı nedir? Nasr Suresi konusu, ne zaman inmiştir? Nasr Suresi tefsiri nedir?

Nasr Suresi anlamı merak ediliyor. Namaz surelerinin anlamları, okunuşları ve fazileti merak ediliyor. Bu haberimizde Nasr suresi anlamı ve okunuşu yer almaktadır. Nasr sözcüğünün dilimizdeki anlamı yardım etmek ve zafer anlamına gelmektedir. Nasr Suresi Arapça okunuşu ve Türkçe anlamı nedir? Nasr Suresi konusu, ne zaman inmiştir? Nasr Suresi tefsiri nedir? İşte detaylar haberimizde...

NASR SURESİ HAKKINDA

Medine döneminde inmiştir. 3 âyettir. Nasr, yardım demektir.

NASR SURESİ NUZÜL, NE ZAMAN İNMİŞTİR?

Mushaftaki sıralamada yüz onuncu, iniş sırasına göre yüz on dördüncü sûredir. Medine döneminde Tevbe sûresinden sonra nâzil olduğu ve tam sûre olarak Kur'an'ın en son inen sûresi olduğu kabul edilmektedir (Elmalılı, IX, 6234). Sûrenin Vedâ haccı esnasında Mina'da indiği rivayet edilir (bk. Şevkânî, V, 602).

NASR SURESİ KONUSU NEDİR?

Sûrede Allah'ın Hz. Peygamber'e nasip ettiği zafer, fetih ve fetih sonrası insanların grup grup İslâm'a girmelerinden bahsedilmektedir.

ARAPÇA OKUNUŞU

Nasr Suresi Arapça okunuşu ve Türkçe anlamı nedir? Nasr Suresi konusu, ne zaman inmiştir? Nasr Suresi tefsiri nedir?Nasr Suresi 1-3. Ayetleri

Bismillahirrahmânirrahîm.

1- İzâ câe nasrullahi velfeth

2- Ve raeytennâse yedhulûne fî dinillâhi efvâcâ

3- Fesebbih bihamdi rabbike vestağfirh, İnnehû kâne tevvâbâ

TÜRKÇE ANLAMI

1) Allah'ın yardımı gelip fetih gerçekleştiğinde;

2) Ve insanların akın akın Allah'ın dinine girdiğini gördüğünde;

3) Rabbine hamdederek şanının yüceliğini dile getir ve O'ndan af dile; şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir.

TÜRKÇE TEFSİRİ

Müfessirlere göre "Allah'ın yardımı"ndan maksat, Mekke putperestlerine veya bütün düşmanlarına karşı Allah'ın Hz. Peygamber'e yardım etmesi ve onu zafere kavuşturmasıdır; mecazen "dinin kemale ermesi, son şeklini alması" anlamında da yorumlanmıştır. "Fetih"ten maksat ise başta Râzî'nin "fetihlerin fethi" dediği Mekke'nin fethi olmak üzere Hz. Peygamber'e nasip olan bütün fetihlerdir. Fetih mecaz olarak "Hz. Peygamber'e verilen ilimler, dünya nimetleri, cennet" olarak da yorumlanmıştır (Râzî, (XXXII, 153-155; Şevkânî, V, 602-603).

Sûrede Hz. Peygamber'in şahsında genel olarak müminlere hitap edilerek Allah Teâlâ kendilerine bir nimet ve yardım lutfettiğinde O'na hamd ve şükretmeleri gerektiği ifade edilmektedir. Müminler Mekke döneminde fakir ve güçsüzdü; müşriklerin kendilerine yaptıkları zulme karşılık verecek durumda değillerdi. İnsanlığı kurtuluşa çağıran Hz. Peygamber, çağrısına olumlu cevap alamadığı için üzülüyor, hatta kendi kavmi tarafından din konularında yalan söylemekle suçlanıyordu (bk. Hûd 11/12; En'âm 6/33-35). Fakat Medine döneminde müminler güçlenerek kendilerine haksızlık eden inkârcılara karşı savaşacak duruma geldiler ve fetihler başladı. Bu durum Araplar'ın İslâm'a girmesinde büyük etken oldu. Özellikle Mekke'nin fethinden sonra Arap kabileleri savaşmaksızın İslâm'ın hâkimiyetini kabul etmiş ve akın akın İslâm'a girmişlerdir. 2. âyet bunu ifade etmektedir. 3. âyette ise daha önce müşrikler tarafından "sihirbaz, şair, kâhin, mecnûn" gibi yakışıksız sıfatlarla nitelenerek her türlü hakarete mâruz bırakılan Hz. Peygamber'e, kendisini bu durumdan kurtaran Allah'a hamd ve şükretmesi emredilmektedir. Mekke'den hicret ederken Sevr mağarasında gizlendiğinde yanında sadece Hz. Ebû Bekir vardı; şimdi ise binlerce sahâbî ile birlikte Mekke'yi fethetmiş, bu arada tarihin en büyük ve en yapıcı inkılâbını gerçekleştirmişti. İşte bu sebeple müminlerden yüce Allah'a hamdetmeleri, kendilerine nasip edilen zafer ve fetih nimetlerinin şükrünü yerine getirmeleri istenmektedir.

Hz. Peygamber'in günahtan korunduğu bilinmektedir (ismet). Buna rağmen ona Allah'tan af dilemesi emredildiğine göre bunun mânası ya ümmeti için, onların adına af dilemesi veya –günahtan uzak dursa bile– Allah'tan af dilemek kullukta kemalin gereği olduğu için "Allah'ın lutuf ve inâyetine her zaman muhtaç olduğunu dile getirmesi, her şeye rağmen ibadetlerini mükemmel görmeyip bu sebeple O'ndan af dilemesi"dir. Bu sûre indikten sonra Hz. Peygamber'in, "Allahım! Sana hamd eder ve seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Beni bağışla, çünkü sen tövbeleri kabul edensin!" anlamındaki duayı sık sık tekrarladığı rivayet edilmektedir (İbn Kesîr, VIII, 532-533; ayrıca bk. Fetih 48/1-3).

Sahabeden bazıları bu âyetlerden Hz. Peygamber'in görevinin tamamlandığı ve artık vefatının yakın olduğu sonucunu çıkarmışlardır (bk. Buhârî, "Tefsîr", 110). Bundan dolayı sûreye "vedalaşma" anlamında "Tevdî" ismi de verilmiştir. Nitekim bu âyetler indikten sonra Hz. Peygamber'in ancak seksen gün gibi kısa bir süre yaşadığı rivayet edilmektedir (bk. Kurtubî, XX, 233).

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Gündem Yaşam Haberler

Bayram günü infial yaratan olay! Atatürk anıtına baltalarla saldırdılar

Bayram günü infial yaratan olay! Atatürk anıtına baltalarla saldırdılar

Namaz çıkışı Özel'i kızdıran sözler: Bayram sabahı ne konuştuğunu bil

Namaz çıkışı Özel'i kızdıran sözler: Bayram sabahı ne konuştuğunu bil

IShowSpeed'in Türk döneriyle imtihanı! 'Bismillah' diyerek ilk ısırığı aldı, ortalığı birbirine kattı

IShowSpeed'in Türk döneriyle imtihanı! "Bismillah" diyerek ilk ısırığı aldı, ortalığı birbirine kattı

Ürdünlü 14 hacı adayı kutsal topraklarda hayatını kaybetti, 17 kişi kayıp

Ürdünlü 14 hacı adayı kutsal topraklarda hayatını kaybetti, 17 kişi kayıp

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title