Deva Partisi Genel Başkanı Babacan:  "Yurt Dışı Programlarda Mutlaka Ülkemizin Önceliklerini Temsil Etmek Lazım"

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, yurt dışı programlarda Türkiye'nin çıkarlarını öne çıkarmanın ve değere güven vermenin önemine vurgu yaptı. Avrupa Birliği ile ilişkilerin günümüzde farklı bir konumda olduğunu ifade eden Babacan, Türkiye'nin büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtti.

(ANKARA) - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Yurt dışı programlarda mutlaka ülkemizin önceliklerini, çıkarlarını ve bizi biz yapan değerleri orada temsil etmek lazım. Uluslararası ilişkilerde güven çok önemlidir. Güveni sağlamak icin konuştuğunuz her şeyin doğru olması lazım. Ama 'her doğruyu her yerde söylememek lazım' diye de önemli bir kural vardır" dedi.

DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Türkiye Basın Federasyonu (TÜBAF) Genel Merkezi'ni ziyaret etti. TÜBAF Başkanı Sinan Burhan ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile görüşen Babacan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yurt dışı seyahatinde yaptığı açıklamalara ilişkin soruya cevap verirken şunları söyledi:

"Yurt dışı programlarda mutlaka ülkemizin önceliklerini yani Türkiye'nin topyekün çıkarlarını ve bizi biz yapan değerleri orada temsil etmek lazım. Uluslararası ilişkilerde güven çok önemlidir. Güveni sağlamak icin 'konuştuğunuz her şeyin doğru olması lazım.' Ama 'her doğruyu her yerde söylememek lazım' diye de önemli bir kural vardır. Ülkemizde sorunlar var bunu reddedemeyiz ama elin adamına anlatırken Türkiye'nin bol bol sorunlarından mı bahsedeceğiz yoksa Türkiye'nin aslında ne kadar güçlü bir ülke olduğundan ne kadar büyük bir potansiyeli olduğundan mı bahsedeceğiz?"

"Şu andaki yönetime kızıp Türkiye ile olan ilişkilere zarar verecek adımı atmayın"

Dışişleri ve AB Başmüzakereciliği yaptığı dönemde yurt dışı ilişkilerde Türkiye'nin öncelik ve değerlerini öne alan bir anlayışla hareket ettiklerini kaydeden Ali Babacan, geçtiğimiz günlerde Londra'da bir düşünce kuruluşunun davetlisi olarak katıldığı toplantıda karşılaştığı bir soruya verdiği cevabı da anlattı:

"Sorulardan birisine verdiğim cevap şuydu: 'Türkiye'deki yönetimi beğenmeyebilir, yanlışlar olduğunu düşünebilirsiniz' dedim. Ama şu andaki yönetime kızıp Türkiye ile olan ilişkilere zarar verecek adımı atmayın. Türkiye, büyük bir ülke; Türkiye'yi kaybetmeyin dedim. Dolayısıyla bizim yurt dışı iletişimimiz hep bu çerçevede olur. Türkiye ile ilgili bir sorun sorulduğu zaman tabii inkar edemezsiniz. Şimdi, 'Sizin yargı sisteminiz yavaş çalışıyor' dediklerinde, yavaş çalışan bir sisteme ben, 'Yok, hiçbir sorun yok, gayet hızlı' diyemem. Orada da bir dengeyi kurmamız lazım."

" Avrupa Birliği'nin Türkiye'yle ilgili söyleyebileceği bir şey kalmadı"

Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin eskisinden farklı hale geldiğini de vurgulayan Babacan, AB ile ilişkilere ilişkin şöyle konuştu:

"Avrupa'yla olan ilişkiler, o üyelik müzakerelerinin sürdüğü dönem gibi değil, çok değişti. Türkiye'nin Avrupa Birliği müzakereleri devam ederken, Avrupa Birliği'nin kriterlerine uyup uymamak, Avrupa Birliği'nin raporları falan belki daha çok dikkate alınıyordu Türkiye'de. Artık öyle bir şey yok. Yani Avrupa Birliği'nin Türkiye'yle ilgili söyleyebileceği bir şey kalmadı. Çünkü üyelik müzakereleri diye bir şey yok ortada. Yani tutup da bize, 'Şunu şöyle yapıyorsunuz, bunu böyle yapıyorsunuz' diye deme hakları yok. Ha deseler de biz de cevabını veririz. Biz de gerekeni gerekeni söyleriz. Bizi eleştiren Avrupa ülkelerine, Avrupa Birliği ülkelerine, 'Macaristan sizin üyeniz değil mi? Macaristan'da mesela basın özgürlüğüyle ilgili konular ne durumda? Macaristan'da demokrasi nasıl işliyor?' diye sorduğunuzda yüzleri yere bakar."

Ali Babacan, Türkiye'nin kendi sorunlarını kendi içerisinde çözmeye çalışırken insan hakları, özgürlükler gibi alanlarda Avrupa'nın uzun yıllara dayalı demokrasi tecrübesinden yararlanması ve evrensel standartların aşağısına düşmemesi gerektiğini de vurguladı.

Türkiye'nin büyük potansiyele sahip bir ülke olduğunu belirten Babacan, "Dış politikada gücün ölçüldüğü farklı değerler vardır. Bunlardan bir tanesi ekonomidir. Ekonomiyle ölçerler ülkenin gücünü. Bir başkası, ülkenin askeri imkanlarıdır. Bir de ülkenin itibarı çok önemli güç faktörüdür. Biz ona 'Sözün gücü' de diyoruz. O itibarın oluşturduğu güç ve etki, ekonomik gücün de askeri gücün de ötesinde sonuçlar getirebilir. Biz bunu çok zamanda yaşadık, Türkiye olarak gördük. Dolayısıyla o itibarın ve güvenilir bir muhatap olmanın verdiği gücü Türkiye ne kadar çok kullanabilirse o kadar fayda üretir; barışa vesile olur, ekonomik kalkınmaya vesile olur" diye konuştu.

Kaynak: ANKA / Güncel
Haberler.com
500

Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

title