Haberler

4. Büyükelçiler Konferansı Devam Ediyor

Güncelleme:

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Eğer Türklerin oluşturdukları STK'lar güçlü olmuş olsaydı, bu haksız anlayışı bugün meclisin gündemine getirmeye Fransa'da herhangi bir siyasi cesaret edemezdi" diye konuştu.

BOZDAĞ: EĞER STK'LARIMIZ GÜÇLÜ OLSAYDI FRANSA'DAKİ TASARIYI ENGELLEYEBİLİRDİK

4. Büyükelçiler Konferansı'nda konuşan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, STK'ların önemine dikkat çekerken, "Eğer Türklerin oluşturdukları STK'lar güçlü olmuş olsaydı, Fransa'da Ortaçağ'ı ilkel anlayışı, düşünceyi suç sayan hukuksuz, haksız anlayışı bugün meclisin gündemine getirmeye Fransa'da herhangi bir siyasi cesaret edemezdi" diye konuştu.

Bu yıl 4.'sü düzenlenen Büyükelçiler Konferası, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın katıldığı toplantı ile devam etti.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri'nin, Türk kültürünü, dilini, dinini ve tarihini koruma, yaygınlaştırma ve anlaşılır kılma konularında etkin bir işlevi olduğunu belirten Bozdağ, bu merkezlerinin bir kültür ve eğitim yuvası olarak yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının asimilasyonu önlemek için çok önemli işlevleri olduğunu söyledi. Bozdağ, büyükelçilerin Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri'nin açılmasına ve gelişmesine yardımcı olmalarını istedi.

Yurt dışında yaşayan milyonlarda soydaşımız olmasına rağmen, bu nüfusun yeterinde organize olmadığını ve bu nedenle etkin bir politik güç olamadığını belirten Bozdağ " Eğer Türklerin oluşturdukları STK'lar güçlü olmuş olsaydı, birlikte işbirliği içerisinde bulunsaydı, birbirine karşı değilde daha ziyade karşı karşıya oldukları ayrımcılık, hoşgörüsüzlük, eşitsizlik, siyasi katılımdaki zorluklar ve benzeri konularda güç ve mücadele birliği yapabilseydik, elbetteki Fransa'da Ortaçağ'ı ilkel anlayışı, düşünceyi suç sayan hukuksuz, haksız anlayışı bugün meclisin gündemine getirmeye Fransa'da herhangi bir siyasi cesaret edemezdi. Bu noktada büyük eksikliğimiz var. " diye konuştu.

Bekir Bozdağ, bunu önlemek için yurt dışındaki STK'ların yeniden yapılandırılması gerektiğinin altını çizdi.

Bozdağ, konuşmasına konferasın önemine değinerek "Büyükelçilerimizin senede bir defa da olsa bir araya gelmeleri, karşılaştıkları sorunları sahip oldukları bilgi ve tecrübeler çevrevesinde müzakare ederek, çözümleri birlikte bulmaları,yaşadıkları ülkede, ülkemizde ve dünyada değişen siyasal anlayışları birlikte değerlendirerek kendi pozisyonlarını yeniden değerlendirip belirlemeleri, birlikte hareket etme anlayışlarının güçlendirilmesi ve daha birçok nedenden dolayı son derece önemli ve yararlı bir çalışmadır'' dedi.

TBMM'nde yasa yapım sürecinde Türkiye'de bulunan büyükelçilerin etkin bir rol üstlendiğini söyleyen Bekir Bozdağ, Türkiye'nin yabancı ülkelerde bulunan büyükelçilerinin de hem muhalefet hem iktidar ile iyi ilişkiler içerisinde olması gerektiğini, Türkiye aleyhine çıkabilecek durumların önlenmesi için gerekli faliyetlerin zamanında yapılmasının zorunlu olduğunu belirtti.

Yurt dışında 155 ülkede yaklaşık 6.5 miyon Türk vatandaşının yaşadığını belirten Bozdağ şöyle konuştu:

"Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın kimliklerini muhafaza etmesi ancak din, dil, kültür ve tarih kaynaklarından doğru istifade etmesi ve/veya ettirilmesi ile mümkündür. Dinimizi, dilimizi, tarihimizi ve kültürümüzü, inancımızı doğru öğretemezsek, onları eksik bırakmış, dilimize, dinimize, tarihimize, kültürümüze ve inancımıza yönelik eleştiler konusunda hem korumasız bırakmış oluruz hem de vatandaşlarımızı her türlü asimilasyona açık hale getirmiş oluruz. Bugün pek çok ülkede insanların İslam'dan soğumasını sağlamak, İslam'a yönelişi durdurmak ve dinini hakkıyla bilemeyen müslümanları suçluluk psikolojisi içine sokmak için İslam ile terörü yan yana koymak, İslam ile şiddeti yan yana koymak, İslam ile hoşgörüsüzlüğü yan yana koymak için çok bilinçli ve arkalarında büyük destekler olan kampanyalar yürütülmekte ve bunların sonucunda da bir " İslamofobi'' nın oluşması ve oluşturulması hedeflenmektedir. İslamofobi'yle mücadele etmek, dinimize sahip çıkmak anlamına geldiği gibi devletimize ve milletimize de sahip çıkmak anlamına gelir. İslam ile terörizmi yan yana koymanın İslam'a yapılmış en büyük iftira, en büyük saygısızlıktır.''

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Politika Güncel Haberler

Adliye odasına astığı silahlarla poz vermişti! Hakim Oktay Tabur'un görevine son verildi

Adliye odasına astığı silahlarla poz vermişti! Hakim Oktay Tabur'un görevine son verildi

Yeniden yapılanma sürecine giren FETÖ'cü kadınlara ağır darbe! Görüntüyü izleyen ekipler tepelerine bindi

Yeniden yapılanma sürecine giren FETÖ'cü kadınlara ağır darbe! Görüntüyü izleyen ekipler tepelerine bindi

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye teröristana izin vermeyecek, harekete geçmekten çekinmeyiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye teröristana izin vermeyecek, harekete geçmekten çekinmeyiz

İnsanları böyle kandırıyordu! Son numarası işe yaramayınca foyası ortaya çıktı

İnsanları böyle kandırıyordu! Son numarası işe yaramayınca foyası ortaya çıktı

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title