Ergenekon Kararı: İlker Başbuğ Terörist Değil, Terör Suçlusu
Ergenekon davasının gerekçeli kararı açıklandı. Kararda, Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ için terör suçlusu ifadesi kullanıldı.
Ergenekon Davası’nın gerekçeli kararı UYAP üzerinden açıklandı. 16 bin 600 sayfalık ve 3 kitap halinde yayınlanan gerekçeli kararda “Farklı isimleri olmasına rağmen Ergenekon Terör Örgütünün silahlı bir örgüt olduğu tespit edilmiştir.” ifadesine yer verildi.
Derin devlet yapılanması hakkında ilk kez bir mahkemenin karar verdiği belirtildi. Mahkeme heyetine göre bu davanın bir askeri bir de sivil ayağı olduğu açıklandı.
GEREKÇELİ KARARDA BAŞBUĞ DETAYI
Ergenekon'un gerekçeli kararında örgütün TSK içinde yasadışı biçimde örgütlendiği belirtilerek, şöyle denildi: "Sarıkız, Ayışığı gibi darbe planlarıyla hükümet men edilmek istendi. Ergenekon örgütünün TSK içinde 'Karargah Evleri' adı altında örgütlendiği anlaşılmıştır. Örgütün TSK içinde 'Karargah Evleri' adıyla örgütlendiği anlaşılmıştır. Hurşit Tolon'da TSK'ya ait 'Psikolojik Harp' adlı dosyalar ele geçirildi. İlker Başbuğ'a 'terörist' değil, 'terör suçlusu' tanımı yapıldı. Başbuğ, örgütün hiyerarşisinde yönetici olarak yer aldı. Bazı internet siteleri Başbuğ'dan onay alarak yayın yaptı. Başbuğ, kara propaganda oluşturmak için internet sitelerini organize etti."
"TERÖRİST KELİMESİ HUKUKİ DEĞİL"
Mahkeme, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında kullanılan "terörist" ifadesinin eleştirilmesi hakkında da açıklama yaptı. Mahkemeden yapılan açıklamada "Terörist kelimesi hukuki değil, basının kullanmayı tercih ettiği bir kavramdır. Hukukta terör suçlusu kavramı tercih edilir. Terör örgütü içinde faaliyet göstermiş bir kişi için terör suçlusu denir" denildi.
BAŞBUĞ, SADECE ACIYORUM DEMİŞTİ
İlker Başbuğ cezaevindeyken Hürriyet gazetesinden Ayşe Arman'a verdiği söyleşide "Bir genelkurmay başkanının terör örgütü lideri olarak değerlendirilmesi sizi delirtmiyor mu?" sorusuna şu yanıtı vermişti: "Dünyanın hiçbir ülkesinde hem ülkenin silahlı kuvvetlerinin komutanı hem de bir silahlı terör örgütünün yöneticisi olan genelkurmay başkanı görülmedi! Maalesef, 2012'nin Türkiye 'sinde bu durum da yaşandı. Bana terör örgütü yöneticisi diyenlere şaşarım! Türk milletinin hemen hemen tamamı, bir genelkurmay başkanının bu şekilde suçlanmasına isyan etti. Öfkelendi. Seçkin hukukçular bu durumu, "akıl tutulması" olarak nitelendirdi. Ben ise bugün , bu suçlamayı bana yöneltenlere sadece acıyorum!"