Emek Platformu'nda Çatlak Yok, Görüş Ayrılığı Var

Emek Platformu'nu oluşturan bileşenler, platformda çatlak olduğu iddialarını yalanlarken, bazı konularda görüş ayrılıkları yaşandığını açıkladı.

Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK Konfederasyonları, Almanya Sendikalar Konfederasyonu (DGB) ile ortaklaşa "Alman-Türk Sendika Diyaloğu-Sosyal Diyaloğun Teşvik Edilmesi ve Sendikaların İçerisinde AB'ye Üyelik Sürecinin Tartışılması" projesi kapsamında bugün Divan Otel'de bir başkanlar toplantısı gerçekleştirdi. Toplantı sonrasında DGB Genel Başkanı Michael Sommer ve federasyon başkanları, Türkiye-Almanya İşbirliği Ankara Deklarasyonu'nu açıklayarak imzaladı.

Toplantıda Türk-İş, Hak-İş ve DİSK genel başkanları, gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı. Bir gazetecinin "Emek Platformu olarak aktif izleme sürecinde olduğunuzu söylemiştiniz. İzlemenin bir adım ötesine geçecek misiniz?" sorusu üzerine Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, "İzleme sürecindeyiz" dedi. "Suskunluğunuzu ne zaman bozacaksınız?" sorusu üzerine ise Kumlu, "Suskun değiliz, suskun muyuz ki? Hiç de suskun değiliz" yanıtını verdi.

Emek Platformu'nun son Başkanlar Kurulu'nda bir dizi karar alındığı ve bazı sendikaların bu kararların gereğinin yeterince yapılmadığı yönündeki eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Kumlu, "Sendikalar değil, bazı şube başkanlarının gazetelerde beyanatlarını görüyoruz. Ama biz işimize bakıyoruz. Onların sesini de dinliyoruz" dedi. Kumlu, hükümetle mutabık kalınan konuların yasa olarak geçip geçmediğini kontrol ettiklerini belirtti. Birçok sendikanın Türk-İş'in süreci seyretmemesi ve aktif olması yönündeki çağrısının hatırlatılması üzerine de Kumlu, "Biz Emek Platformu'nun aldığı kararları takip etmeye devam ediyoruz. Bazı arkadaşlarımız değişik platformlarda değişik eylemlerde bulunabilirler, saygı duyuyoruz. Ama biz görevimizin bilinci içindeyiz ve gereğini yapıyoruz" diye konuştu. Emek Platformu'nun içinde bir çatlak oluşup oluşmadığının sorulması üzerine Kumlu, "Hayır" yanıtını verdi.

DİSK Başkanı Çelebi ise, Çalışma Bakanı Faruk Çelik ile görüşmesinde önerilere katıldığı, dışarı çıkınca başka şeyler söylediği ve eylem yaparak siyasi davrandığı yönündeki eleştirilere cevap verdi. Çelebi, şunları kaydetti:

"Biz içerde de dışarıda da ne söylüyorsak açık söyleyen bir örgütüz. Bu bütün görüşmelerde o açıklıkta yapıldı. Biz orada evet dediğimiz konuları inkar ediyor değiliz. Evet dediğimiz, üzerinde Emek Platformu'nun taleplerini içeren, kısmen düzeltilen konulardaki mutabakatımızı bakanın huzurunda da çok açık ifade ettik. Ancak şunu da söyledik; bazı konularda önemli değişimler olmakla beraber, bazılarında da önemli değişikler konusunda direnme vardı. Sayın bakan da, 'Yüzde yüz bir mutabakat sağlamak zorunda değiliz. Farklı görüşlerimiz konusundaki değerlendirmelerinizi her aşamada yapma hakkına sahipsiniz' dedi. Meclis sürecinde de diğer aşamalarda da bu konularda müzakereye açık olduklarını ifade ettiler. Biz oradan çıktığımızda, özellikle daha sonra Emek Platformu'nun bildirisinde de yer alan 4 tane konuda hiçbir şekilde mutabakatımızın olmadığını, onun olmaması halinde bu yasaya karşı mücadele edeceğimizi içerde de söyledik. Hem demokratik tepkilerimizi, hem Meclis sürecindeki girişimlerimizi, hem de Anayasa Mahkemesi ve cumhurbaşkanlığı süreci de dahil olmak üzere, mücadele edeceğimizi içerde de açıkladık. Orada hatta, sayın bakan, 'Biliyorum birileriniz Anayasa Mahkemesi'ne gideceksiniz, birileriniz başka mücadele yöntemleri kullanacaksınız. Ama yüzde yüz mutabakat olmayabilir' dedi. Orada Emek Platformu'nun zedelenmemesi adına bir özeleştiri de yapacaksak, onu çok net söyleyeyim; yüzde 80-90 gibi bir oran kullanıldı. Bu oranla ilgili her örgüte göre farklı olabilir. Bu değerlendirmenin sonucunda bütün konularda bir mutabakat varmış gibi ve bazı olumluluklarda verdiğimiz izlenim, her şey bitmiş, sesimizi çıkarmayacağımız gibi bir imaj yaratıldı. Bu doğru bir imaj değil. Sonra Emek Platformu yeniden toplandı. Oradaki taleplerimizin takipçisi olacağımızı Emek Platformu kararı olarak açıkladık. Taleplerimizden sonuç çıkmazsa bazı örgütlerin eylem planı vardı. Bu arada bir eylemin tam bir mutabakat içerisinde olmadığına ilişkin bir değerlendirme ortaya çıktı ve bu örgütler olarak eylem kararlarımızı sürdürdük. Bu eylem kararımız Emek Platformu'nun çatlaması anlamına gelmez. Emek Platformu'nun daha önce aldığı kararın içeriğiyle özdeşleşen bir karardır. Çünkü 'temel konularda bir değişim olmazsa, bunlar geri çekilinceye kadar mücadele edeceğimizi' daha önceki kararımızda söyledik. Son Emek Platformu'nda da bu vardı. Yöntem farklılıkları olabilir." Çelebi ayrıca, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanvekili'nin yaptıkları toplantıdan bir gün sonra gerçekleştirdiği bilgilendirme toplantısında, mutabakata vardıkları konuları bile 'Biz bunları görüşmedik' diye yanıltıcı bilgiler verdiğini söyledi. Yasanın Meclis'ten geçmesi durumunda cumhurbaşkanının onaylamaması için mücadele edeceklerini ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile de görüşeceklerini belirten Çelebi, hukuksal süreci başlatacaklarını ve yasanın uygulama tarihine kadar da mücadele edeceklerini ve yasa uygulamaya başlanırsa yine mücadeleye devam edeceklerini kaydetti. Çelebi, örgütten tepki geldiği ve kendisinin sonradan fikir değiştirdiği yorumlarının gerçek olmadığını da söyleyerek, "Siyasi amacımız olamaz. AK Parti'nin doğru bir uygulaması olursa bunu söyleriz, yanlışı da varsa eleştiririz. Onlar ne kadar siyasi yaklaşıyorsa biz de o kadar siyasi yaklaşanları kaydetti:

"Biz içerde de dışarıda dıyoruz" dedi.

Türk-İş Genel Başkanı Kumlu da, konunun Emek Platformu'nun dağılması olmadığını, platformun gelecekte ne olacağıyla ilgili olarak bileşenlerin değerlendirme yapacaklarını söyledi. Kumlu, "Ben diyorum ki 'Sakalım yanıyor, birileri de yanan sakalda sigaramı yakayım' diyor. Biz 14 Mart eyleminde altın vuruşu yaptık. Sonra aktif olarak bu yasayı izleyelim dedik" diye konuştu.

Hak-İş Başkanı Salim Uslu ise, "Emek Platformu'nda çatlak yok, sorun var. Emek Platformu'nun misyonu, işlevi, çalışma usulleri yeniden belirlenmeli. Biz uzlaşma kültürünün tarafıyız. Herkesin eylem hakkı vardır. Önemli olan bu eylemlerin başka örgütleri karalama kampanyasına dönüşmemesidir" şeklinde konuştu.

Pazar günü Kadıköy'deki eyleme katılıp katılmayacaklarına ilişkin olarak ise Türk-İş ve Pak-İş katılmayacaklarını, DİSK ve KESK ise destek vereceklerini açıkladı. Öte yandan Kumlu tarafından okunan deklarasyonda şu ifadeler yer alıyor:

"Türk ve Alman Sendikaları Konfederasyonları, DGB, Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK, Avrupa'daki çalışanların çalışma şartlarını insan onuruna yakışır bir iş ve yaşam seviyesine ulaştırmak amacıyla Avrupa çapında yoğunlaşmış bir sendikal iş birliğini hedeflemektedir. Avrupa ve ulusal düzeylerde toplu iş sözleşmesi ve grev hakkı dahil tüm sendikal haklar ve çalışanların asgari standartları güvence altına alındığı takdirde ekonomi ve istihdam politikalarının gelişiminde, sosyal diyalog etkin bir araç olarak tanımlanabilir. Bunu gerçekleştirebilmek için hem Avrupa hem de ulusal düzeyde güçlü sendikalar gerekmektedir. Sendikal haklar, uluslararası çalışma örgütünün normlarına göre asgari standartlar olarak güvence altına alınmalıdır. Türkiye-AB ilişkilerinde, çalışanların hak ve kazanımlarının korunması ve geliştirilmesi için müzakere sürecinde mücadele etmek, sendika konfederasyonlarının ortak amacıdır. Türkiye'de işçi hakları, müzakerelerin sonuçlandırılmasını beklemeksizin en kısa zamanda geliştirilmelidir.

Amacımız, işçilere ait sosyal bir Avrupa yaratmaktır. Bu nedenle ekonomik menfaatlerin yanı sıra sosyal haklar da ciddi bir şekilde güçlendirilmelidir. Hiçbir göç politikasının amacı entegrasyonda ayrımcılık içermemelidir. Sendika konfederasyonları bu hedeflere ulaşabilmek amacıyla sektörler üstü ve ulusal düzeyde iki taraflı iş birliğini çok daha fazla yoğunlaştırmayı ve uzman buluşmaları vasıtasıyla düzenli fikir alışverişi sağlamayı kararlaştırmıştır." (MÜG-CC-CC-Y)

Haberler