Haberler

Müsiad'dan 'Eylem Planı' Değerlendirmesi

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (Müsiad) Antalya Şubesi Başkanı Abdullah Aykut, "Eylem Planı'ndaki Teşhis ve Hedefler İsabetli Ancak Asıl Önemlisi Tedbirlerin Bir An Önce Hayata Geçirilmesidir" Dedi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Antalya Şubesi Başkanı Abdullah Aykut, "Eylem Planı'ndaki teşhis ve hedefler isabetli ancak asıl önemlisi tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesidir" dedi.

MÜSİAD Antalya Şube Başkanı Abdullah Aykut, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Eylem Planı'nı değerlendirdi. Aykut, Eylem Planını makro ekonomideki istikrar ortamını işletmeler düzeyinde rekabetçi bir yapıyı meydana getirecek reformların ve tedbirlerin alınmasıyla pekiştirmek gerektiğini belirterek "Biz bunların bir an önce yerine getirilmesini bekliyoruz. Bu vaatlerin kağıt üzerinde kalmaması için hedeflerin üç aylık dönem zarfında kontrol edilmesini öneriyoruz. Bu, Türkiye'de kangren

olan takipsizlik sorununu da ortadan kaldıracaktır. Eylem Planı'nda esas öncelik işletmeler üzerindeki girdi maliyetleri yükünü azaltacak kamu, mevzuat ve bürokrasi yüklerini ortadan kaldıracak rekabetçi şartların oluşturulması olmak zorundadır. Bu çerçevede sigorta primlerinde işverenler üzerindeki yükün 5 puan düşürülmesi taahhüdü 2008 yılı içinde yerine getirilmelidir" diye konuştu.

GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİR MAKUL HEDEFLERE ÖNCELİK

Aykut, 60. Hükümetin yol haritası niteliğindeki Eylem Planı'nı, MÜSİAD olarak gerçekçi ve uygulanabilir bir metin olarak gördüklerini söyledi.

Zira planda merkeze alınan neredeyse tüm konuların, MÜSİAD'ın hükümete ve kamuoyuna sunduğu çeşitli raporlar ve yıllık değerlendirme çalışmalarında titizlikle vurgulanan konular olduğunu anlatan Aykut, şöyle konuştu: "Planda, gerçekleştirilebilir, makul ve son derece önemli hedefler konulmaktadır. Genel bir ifade ile değerlendirmek gerekirse, planda şimdiye kadar uygulanan ekonomi programının oluşturduğu yan etkileri de ortadan kaldırmak üzere, anlık değil zamana yayılmış, geçici değil, kalıcı çözümleri

içeren bir devamlılık vurgusu yapılmaktadır. Böylece eldeki programı bırakarak tabir yerinde ise sıfırdan yeni bir programa geçme şeklinde bir yaklaşım söz konusu değildir."

ÜRETİM EKONOMİSİNE GERİ DÖNMELİYİZ

Aykut, konuşmasında "Bize göre Eylem Planı üç temel omurga üzerine oturmaktadır" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Birinci dinamik üretim ekonomisine geçişle ilgilidir. Bu meyanda yüksek ve sürdürülebilir bir büyümenin temini, istihdamın artırılması, enflasyon ve cari açık gibi temel sorunlarla mücadele etmenin ekseninin bundan böyle üretim ekonomisi üzerinden sağlanacağı ifade edilmektedir. Bu meyanda büyümenin dinamiği, mümkün olan her yerde özel sektör, mümkün olmayan istisnalar durumunda ise kamu

tarafından gerçekleştirileceği ifade edilmektedir. Burada özel sektör daha bir kararlılıkla ön plana çıkarılacak, özel sektörün yapabileceği her alan özel sektöre devredilecek, kamusal mahiyeti niteliği itibariyle özel sektöre devri kabil olmayan her alanda kamu sektörü görev alırken, burada da mümkün olan en yüksek düzeyde özel sektör desteği almaya devam edileceği ifade edilmektedir."

YENİ, SİVİL ANAYASA VE KAMU REFORMU ÇALIŞMALARI AKSAMAMALI

Planın ikinci omurgasının yeni bir anayasanın tesis edilmesi ile hukuk devletinin hayata geçirilmesi olduğunu anlatan Aykut, şöyle konuştu: "Burada hedef, herkese azami derecede özgürlük olup vatandaşa şüphe ile değil güven ile bakıldığı mesajını veren yeni bir anayasal ortam sunmak olarak belirginleşmektedir. Bu aşamada "ispata" değil "beyana" dayalı vatandaşlık ilkesini önemli bir zihniyet devrimi olarak karşımıza çıkmaktadır. İlaveten yargının, hem bağımsız, hem de tarafsız olması ilkeleri birlikte

ifade edilmektedir. MÜSİAD bu yaklaşımı hem savunmakta hem de buradaki vurguyu desteklemektedir."

MİKRO REFORMLAR DAHA FAZLA GECİKİLMEDEN HAYATA GEÇİRİLMELİ

Aykut, nihayet planın üçüncü omurgasının da bundan sonra kalkınmanın daha insan merkezli ve toplumsal önceliklere uygun sürdürülmesi gereğiyle ilgili olduğunu söyledi. Bunun anlamının, istikrar programı önceliklerinin yerini yavaş yavaş toplumsal taleplerin karşılanmasının alacağı olduğunu anlatan Aykut, şöyle konuştu: "Bu bağlamda küçük esnafın ve KOBİ'lerin önünün daha bir etkinlikle açılacak olması, gelir dağılımını düzeltici tedbirlerin ağırlık kazanacak olması önemli bir vurgudur."

TEŞHİS VE HEDEFLER TAMAM AMA HIZLI İCRAAT BEKLİYORUZ

Eylem Planı'nda "geleceğin zenginliğinin verimlilik artışından kaynaklanması gerektiği" şeklindeki bilinçli vurgunun son derece yerinde olduğunu anlatan Aykut, şöyle konuştu: "Böylece Türkiye bir yandan verimlilik ekonomisini öte yandan da insanımızın niteliğini artırmak suretiyle istihdamı artırmayı iki kritik hedef olarak birlikte ele alacaktır. Gerçekten de devalüasyonun, enflasyonun, reel ücretlerin düşürülmesinin bir rekabetçi üstünlük kazanma stratejisi olarak hükümetin ve işadamının gündeminden

çıkması gereğine isabetle işaret edilmektedir. Türkiye'nin en büyük sıkıntılarının başında gelen eğitim sektöründe reform yapılması suretiyle piyasanın ihtiyaç duyduğu ara elemanın yetiştirilmesi gereği ve hedefi isabetle kaydedilmekte ve aciliyet listesine alınmaktadır. Keza eğitimin vazgeçilmez bileşeni olana teknoloji, buluş ve icatlar ekonomisi de Eylem Planı'nda karşılık bulmaktadır. Bu bağlamda "Bilişim Vadisi" projesinin hayata geçirilecek olması çok önemli ve geç kalınmış bir gündemdir."

Planda enflasyonun sorun olmaktan çıkarılması yolundaki kararlılık ifade edilirken, mali disiplin yoluyla bu hedefe katkı yapılmaya devam edileceğinin vurgulanmakta olduğunu anlatan Aykut, sözlerine şöyle devam etti: "Kamu borç yükünün tasfiye edilmesi ve nominal faizlerin behemehal tek haneye indirilmesi vurgusu önemli bulunmaktadır. Cari açık için ise kısa vadeli suni tedbirler yerine üretim ekonomisinin ikame edilmesinin ön plana alındığı ifade edilmektedir. Vergisel kolaylıkların süreceği, emek

piyasası esnekliğinin -emeği de koruyarak- geliştirileceği, 2008 yılında sosyal güvenlik katkılarınlektör daha bir kararlılıkla ın 5 puan düşürülecek olması vergisel yükün azaltılması sürecinin devamı bağlamında isabetli bir gelişmedir."

ÜRÜNE DESTEK TARIMSAL ÜRETİMİ ARTIRIR

Tarımsal desteğin artık doğrudan gelir desteğinden ürün desteğine kaydırılacağının ifade edildiğini anlatan Aykut, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bilindiği üzere DGD toprakların birleştirilmesi için benimsenen bir politika idi. Ancak desteklerin üründen ve bu ürünü üretenden kopartılarak ortalıkta olmayan toprak sahiplerine kaydırıldığı, küçük üreticiye fayda vermediği, toplumsal tabana zarar verdiği eleştirileri vardı. Bu değişiklikle Türkiye ekonomisinin ve toplumun ihtiyaç duyduğu ürünün daha çok, fazla

üretimin ise azaltılması için daha etkin bir araç kullanılmış olacaktır. Böylece yağlı tohumlar gibi büyük döviz kayıplarının yaşandığı alanlarda üretimin etkinlikle desteklenmesi mümkün olacaktır. Ayrıca destek, ürüne kaydığından verimlilik artışının da bu yolla sağlanacağı ifade edilebilir. Bir başka ifadeyle verimliliğin ayağı ölçek ekonomisinden kalite artışına ve üreticin bizatihi şahsına kaydırılmıştır."

YABANCI YATIRIMLARDA ÜRETİM HEDEFİ GÖZETİLMELİ

Yeni dönemde özelleştirmeler ve yatırım ortamını geliştirmek yoluyla yabancı sermayeyi daha bir etkinlikle içeriye çekmek gereğinin dile getirildiğini anlatan

Aykut, şöyle konuştu: "Hem özel sektörü hem de yabancı sermayeyi yatırımlara çekmek üzere kararlılık, ön görülebilirlilik, verilen sözler ve başlatılan iktisat politikası uygulamalarında sebat esas alınmakta. Ancak burada, kamuoyunda şikayetlere konu olan yabancı sermayenin sıfırdan yatırım yapması, ihtiyaç duyulan alanlara kaydırılması, istihdama katkı yapması, Türk şirketlerinin küresel değer zincirine taşınması gibi temel hususların ön plana çıktığı ifade edilmektedir. MÜSİAD kamu bankalarının

özelleştirmesinde halka arz yöntemini tercih ettiğini ve bir kamu bankası olan Ziraat Bankası'nın devletin elinde kalması, böylece piyasayı ve rekabet şartlarını bozmadan esnafa, köylüye ve çiftçiye destek vermek üzere kullanılması gereği yolundaki vurgusunu tekrar eder. İstanbul'un uluslararası finans merkezi olma konusundaki çalışmaları da destekliyoruz."

ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞIN AZALTILMASI BÜYÜK BİR İHTİYAÇ

Türkiye'nin gündeminin baş köşesinde yer alan enerji sektörünün Eylem Planı'nda hak ettiği yeri aldığını belirten Aykut, şöyle konuştu: "Burada dikkatli bir özelleştirme vurgusu yapılmakta, enerji açığının giderilmesi ve enerji arz güvenliğinin sağlanması için öncelikli olarak yerli tüm kaynakların seferber edileceği ifade edilmektedir. Bu meyanda doğal gaza bağlılığın da azaltılması merkeze alınmaktadır. Hidroelektrik ve termik elektrik kaynaklarının büyük bir titizlikle hayata geçirilmesinden, buna

ilave olarak rüzgar, güneş, yer altı sıcak su kaynakları gibi her türlü alternatif potansiyelin sonuna kadar kullanılmasından bahsedilmektedir. Bu doğrultuda özel sektörün önünün açılması gündeme gelmiştir."

DIŞ TİCARET DENGESİ İÇİN YENİ BİR ATILIMA İHTİYAÇ VAR

Türkiye ekonomisinin dışa açılmasındaki kalitenin artıreör daha bir kararlılıkla ılmasının da Plan'da hak ettiği karşılığı bulmakta olduğunu anlatan Aykut, sözlerine şöyle devam etti: "Bilhassa yeni pazarlar bulma bağlamında, Çin'in çoktan konuşlandığı Afrika'da Türkiye'nin etkinliğini artırmak üzere yeni temsilciliklerin açılması son derece isabetli bir hedeftir. Bu açılım "ticaret evleri (trading house) uygulamaları şile özel sektör tarafından da desteklenmelidir."

Aykut, bölgesel kalkınmışlık farklarının ortadan kaldırılması bağlamında GAP projesinin merkeze alınması bölgesel cazibenin artırılması suretiyle işadamını teşvikli ve kalkınmadan öncelikli illere çekme açısından son derece önemli olduğunu anlattı. Böylece tarım ve tarıma dayalı sanayinin harekete geçirilmesi bağlamında son derece önemli bir bölgesel üretim ekonomisi hareketi başlatılmış olacağını belirten Aykut, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye'de kısaca karayolu taşımacılığından ibaret olan

ulaşımın, hava, deniz ve demir yolu üçlüsüne daha bir etkinlikle oturtulması gereği, bu meyanda demir yolu ve deniz yolu yatırımlarının özel sektör kamu işbirliği ile hayata geçirilecek olması sanayinin verimliliği ve maliyetlerin düşürülmesi açısından son derece isabetli bir arayıştır. Son olarak bu vaatlerin kağıt üzerinde kalmaması için hedeflerin üç aylık dönemler zarfında kontrol edilecek olması, Türkiye'de kangren olan takipsizlik sorununu ortadan kaldıracaktır. Bu meyanda delegasyon sorununu

çözmek üzere, planın içerdiği konuların ilgili bankalıklar arasında dağıtıldığı ve sorumlulukların kime ait olduğunun dikkatli bir şekilde tanımlandığı anlaşılmaktadır."

(AT-HO-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi

Haberler

Merkez Bankası faizi yüzde 50'de sabit bıraktı

Merkez Bankası faizi yüzde 50'de sabit bıraktı

Merkez Bankası'ndan TL mevduatı desteklemek ve döviz kredilerini sınırlamak için art arda adımlar

Merkez Bankası'ndan TL mevduatı desteklemek ve döviz kredilerini sınırlamak için art arda adımlar

Samimi başlayan görüşme gergin bitti! Özel'den 'Köpekleri uyutalım demenin tutarlı bir tarafı yok' çıkışı

Samimi başlayan görüşme gergin bitti! Özel'den "Köpekleri uyutalım demenin tutarlı bir tarafı yok" çıkışı

Sınırda makam aracıyla insan kaçakçılığı! Tuğgeneral emekliliğe sevk edildi

Sınırda makam aracıyla insan kaçakçılığı! Tuğgeneral emekliliğe sevk edildi

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title